Şule Arslan Yazio: Anneler mi Yoksa Çocuklar mı Daha Kaygılı?
Hayatta hazırlığını yapmanın aşırı keyifli olduğu şeyler vardır. Arefe akşamı bayramlıkları hazırlamak. Tatile gidilecekse akşamdan bavulu kapatmak, okulların açılmasına daha haftalar varken kendini kırtasiyede bulmak gibi… Buna yeni alınan bir kitabın sayfalarını hızlıca karıştırmayı da ekleyebilirim. Uzun bir aradan sonra okulların yüz yüze eğitime açıldığı bugünlerde çoğu çocuk için bu durum çok keyif vericiyken bazı aileler için de kâbusa dönüşebiliyor. Bütün yaz özgürce vakit geçirdikten sonra yeniden okulun kurallı ortamına dönmek hem çocuk hem de anne babanın düzeni açısından farklılıklar yaratabiliyor. Yaşanılan travmatik olayların elbette etkisi çok büyük. Tüm dünyayı etkisi altına almış korona virüsünün ardından ülkede yaşanan yangınlar, seller ve depremler çoğu çocukta güvenlikleriyle alakalı yoğun korku ve kaygı geliştirmelerine neden oldu ne yazık ki. Bu durumda kaygı yönetimini sadece çocuklardan beklememek gerekir.
Burak Öge Yazio: Sizi Üzen Kişi, Mutlu Edecek Kişi Olamaz
Şunu aklınızdan çıkarmayın: Sizi üzen birisi parçalarınızı birleştirebilecek kişi olamaz ve mutlu edemez. Bu kişi sizin mutluluğunuzu inşa edecek ve acınızı dindirecek kişi olacağını düşünmeyin. Zararlı bir ilişkiniz olduğunu düşünüyorsanız geri dönmeyi düşünmeyin. Sırf yalnız kalacağınız korkusuyla ve yaşadıklarınız onca şeye rağmen geri dönmenizde fayda yoktur. İşlevi olmayan sağlıksız ilişkiler, doğru şekilde ele alınmadığı takdirde her iki tarafa da zarar verir. Ayrıldığınızda, o kişi olmadığında mutlu olabileceğiniz düşüncesine sahip olmanızda fayda vardır. Canınız yanmış olabilir ve her fırsatta onun yanında kalmak için nedenleriniz olabilir fakat bu sizin için iyi bir şey olmadığını kabul etmeniz gerekir.
Şeyda Betül Kılıç Yazio: Terapi mi Antidepresan mı?
Acı karşısında tüm insanlık hizalanırız. Sinir sistemimiz benzer tepkiler verir ve evrimsel olarak hayata tutunuruz. Gerçek şu ki doğada insan dışında hiçbir canlı bir tehdit karşısında verdiği olası tepkilerini yargılamaz, ertelemez, itmez, küçümsemez. Normal olan şu ki tehdit karşısında sinir sistemimiz savaşır, kaçar veya donakalır. Kaçınmalar veya donmalar çoğalıp bizi eve kitlediğinde ve geçmiş acılarımızı kucağımıza verdiğinde tablonun adı depresyondur. Depresyon ruhun ıstırabıdır, melankolisidir. Bazen de başımıza gelmesinden korktuklarımızla boğuşur, savaşırız. Bazı durumlarda kendimizi, yarattığımız ihtimallerimize sığınaklar ararken buluruz. Kaygının verdiği onlarca talimatların arasında sıkışıp kalmışsınızdır. Böyle günleri çoğumuz yaşamışızdır, ne diyorduk, ortak insanlık hali…
İnsan Beyninin Çok Tuhaf Bir İşleyişe Sahip Olduğunu Gösteren 8 Garip Psikolojik Rahatsızlık
Ruhsal sağlığımızın merkezi beyin, o kadar anlaşılmaz bir organ ki en ufak bir düzensizlikte kulaklarınıza inanamayacağınız rahatsızlıkları ortaya çıkarıyor. Benliğini kaybetmekten kendini hayvan zannetmeye kadar çok geniş bir alandaki bu hastalıklarla şükür ki nadir olarak karşılaşıyoruz. Gelin, akıllara durgunluk veren bu psikolojik rahatsızlıkları birlikte inceleyelim.
Kahraman Güler Yazio: Önü Açılırsa Bu İşte (Futbolda) Bünyamin Yürür
Normalde çok fazla futbol alanında yazmayı tercih etmeyen biriyim. Endüstriyel futbol haksız rekabeti yarattığı için belki de biraz tepkiliyim. Ama neyse konumuz bu değil. Endüstriyel futbola rağmen var olmaya çalışan mücadeleci futbolculardan birine değineceğim. Futbolcu olma hayallerimin devam etme yıllarının geçtiği sokaklara gittiğimde AMED Sportif Kulübü’nün 8 numara pozisyonunda oynayan futbolcusu Bünyamin Yürür ile sohbet etme imkanı buldum. 21. yüzyıl futbolunda yaşanan değişim ve dönüşümlere uygun kişilik özellikleri, yaptığı işe bağlılığı ve bireysel oynamıyor oluşu onu diğerlerinden farklı kılıyor. Ondan duyduğum en güzel cümle futbol oynama tarzının kişilik yapımızla bir ilgisi olduğunu söylemesi. Kendisini tam bir takım oyuncusu olarak tanımlıyor.
Burak Öge Yazio: Umursamazlık İşe Yarar mı?
Savunma amaçlı umursamazlık, İlişkileri koruma için ortaya çıkan yeni bir kavramdır. Fakat ilerleyen zamanlarda farklı alanlarda da kullanılmaya başlamıştır. Çeşitli durumları yönetmede de fayda sağladığı görülmektedir.Savunma amaçlı umursamazlık, dışarıdan gelen tepkiyi bilinçli şekilde engellemek amacıyla savunma davranışıdır. Karşılaştığınız olay sizi etkilememiş ve önemsizmiş gibi davranırsınız. Bu sahte bir davranış olup amaç duygularımızı karşımızdakilere saklamaktır. Eğer bir kişi karşısındakilere karşı umursamaz şekilde yaklaşıyorsa etrafındakilere duygularını göstermek istemediği için olabilir. Bu davranış başlarda taklit ve manipülasyon tekniği olarak algılanabilir. Fakat, işin aslında tam tersi olabilir. Buradaki amaç kişi etrafta güç göstergesinin farkına vardığında, bundan etkilenmemek adına zayıf yönlerini gizlemek istemesidir. Savunma amaçlı denilmesinin nedeni de bu yüzdendir.
Egosunu Okşatmak İçin Tıpış Tıpış Geri Dönen Eski Sevgilinin Yalvarmasının Psikolojik Açıklaması
Belki çoğumuz bu durumu yaşamışızdır. Ayrıldıktan sonra eski sevgiliye geri dönmek istemişizdir ya da karşı taraftan böyle bir istek gelmiştir. O an eski günlerin hasretini çektiğimizden tekrar birlikte olma isteği ağır basmıştır. Fakat bu durumun aslında aynı kitabı baştan okumak gibi olduğunun farkına varmışsınızdır. Her şey baştan belliyken eski sevgilinin geri dönmesinin altındaki sebeplerden birinin ego olduğunu açıklayan bir yazıyla aydınlanma yaşayacaksınız. Kaynak:@PsikolojiU
Toplumsal Olaylara Fazlasıyla Hassas İnsanlar İçin Travmatik Stresle Baş Etmenin 18 Adımı
Ülkede korkunç bir olay yaşanıyor; bizler bir - iki gün sonra hiçbir şey olmamış, yaşanmamış gibi işe gitmek durumunda kalıyoruz. Aslında muhtemelen psikolojilerimiz, bu mecburi bastırma hali yüzünden hayli olumsuz etkileniyor; ve böyle şeylerin de günlük hayatı fazlasıyla olumsuz etkilemesi kaçınılmaz. Bizleri direkt olarak etkileyen travmatik stres, iş yaşamlarımıza da dolaylı olarak performans, dikkat, konsantrasyon, verim ve üretkenlik kaybı olarak yansıyor. O yüzden, travmatik stresle kendi kendimize baş edebilmenin bazı yollarını bilmekte fayda var: