PSİKOLOJİ

Konfor alanınızın dışına çıkamadığınız için hayal ettiğiniz başarıdan uzaksınız ancak birçoğumuz gibi siz de konfor alanının ne olduğunu muhtemelen bilmiyorsunuz. Konfor alanı nedir? Konfor alanından öğrenme alanına nasıl geçilir?Gelin tane tane anlatalım.

Bir ebeveyn olmak zaten zorken akıllı bir ebeveyn olabilmek büyük ihtimal başarması en zor şeylerden biri.

Hayat her gün öğrenmenizi bekleyen birçok bilgiyle dolu. Bilgiye ulaşmak çağımızda çok kolay olsa da gerçekten ilginç olan bilgilere ulaşmak için bir hayli araştırma yapmak gerekiyor. Biz sizler için birbirinden ilginç ve işe yarar 17 psikolojik bilgiyi bir araya topladık...👇

Rüyalar bizi bu dünyadan alır ve başka bir dünyaya götürür. Orada her ne olursa  bu bizim hayatımızdan parçalar barındırır. Mekan, zaman, olay hepsi birbirine karışır. Peki orası neresidir?

İnsanlara öncülük etmek için, yanlarında yürü çünkü en iyi liderler varlıkları hissedilmeyenlerdir. Daha az iyisi, insanların hayran olup övdükleridir. Daha az iyisi, insanların korktuklarıdır ve hiç iyi olmayan, insanların nefret ettikleridir. En iyi liderin işi tamam olduğunda, insanların diyecekleri şey şudur; ‘Bunu biz yaptık!’.-Lao TzuBizler için değişmek, değişime ayak uydurabilmek, konfor alanımızdan çıkabilmek hem bireysel hem de kurumsal anlamda her zaman en zoru olmuştur. Aynılıkta, bilinende güvende hissederiz çünkü belirsizlikler, sürprizler yoktur. Ancak değişim yoksa gelişim de söz konusu olamaz. Konfor alanımızdan çıkmazsak, ilerleyemeyiz ve daha iyiye ulaşamayız. Sanırım bunların hepimiz farkındayız. Peki, buna rağmen ve direniyoruz, bu direnci nasıl kıracağız?

Stres hepimizin ortak problemi. İşimizde, okulumuzda, günlük yaşantımızda kısacası hayatımızın her anında bir şekilde stres altında kalıyoruz. Stres bizi bazen hasta bile edebiliyor. Karnımızı ağrıtıyor, midemizi bulandırıyor, başımıza ağrıtıyor.  Peki bizi yiyip bitiren bu stresi nasıl yönetiriz? Gelin beraber bakalım

Çoğumuz başa çıkmamız gereken acı dolu anlar ve olumsuz durumlarla karşı karşıya kalabiliriz. Fakat bu yaşadığımız durumlar bazılarımızda negatif içsel düşünceler yaşamamıza neden olabilir. Bu çoğunlukla kabul edilir bir durum değildir. Bu durum uzun süre devam ediyorsa daha tehlikeli hallere dönüşebilir.

Ümraniye’de bir İETT şoförü 'Ben raporluyum, psikolojim bozuldu' diyerek vatandaşları otobüsten indirmek istedi. Şoförün, kendisine tepki gösteren vatandaşa da 'Vergiyi bana mı veriyorsun ulan. Benim kaç tane raporum var biliyor musun' demesi dikkat çekti. Yaşanan tartışma anları cep telefonu kamarasına yansıdı.

Beynimizin ne kadar gizemli ve garip olduğunu anlamamıza yardımcı olan, pek yaygın olmayan psikolojik bozuklukları sizler için derledik. Keyifli okumalar!

Hiç kendi kendinize sordunuz mu? Yolda yürürken billboardların üzerinizdeki etkisini küçümsediğiniz oldu mu? Veya izlediğiniz bir reklam filminin başkalarını etkileyip etkileyemediğini hayal ettiniz mi? Adımınızı dışarıya attığınız an afişler, reklamlar ve bu gibi birçok veri kirlilikleriyle karşılaşıyoruz. Hatta sırf bu yüzden reklam sektörü bile artık en iyi reklam çalışmalarını sadelikten yana yapmaya başladı. Ama yine de milyonlarca ürünü insanlara ulaştırmak isteyen bu karışıklık, bir çöplük içerisinde milyonlarca veriye maruz kaldığımız gerçeğini değiştirmiyor.

Yeni ve ilginç bilgiler öğrenmeyi kim istemez ki? Hem ortamlarda hem de günlük hayatta çok işinize yarayacak psikolojik bilgiler için sizi içeriğimize alalım... 👇

Size aydınlanma yaşatacak yeni bilgiler öğrenmek istemez misiniz? Size yeni bir bakış açısı kazandıracak bilgileri bir araya topladık. Hayatınızın birçok alanında çok işinize yarayacak psikolojik bilgiler için sizi içeriğimize alalım...👇

Bu aralar kiminle konuşsam maddi ve manevi kaynak yoksunluğu çektiğini söylüyor. Dertler büyüyor, cesaretin kanı çekiliyor. Acı üst üste gelince adı ıstırap oluyor. Sonra herkesi bir kaygı sarıyor. Parasızlık, iş kaybı, ağır aksak eğitim derken bizi neler bekliyor? İnsan bunca strese nasıl dayanır? Hadi beraberce bakalım.İnsan, stres ve yaşamsal acılar karşısında hiç keşfetmediği birçok özelliğe sahiptir. Fakat çoğumuz üzüntüye dayanamayacağımızı düşünürüz. Yaşadıklarımızın üzerinde kontrolümüz olduğunu sandığımız için kendimizi kahreder, kendimizi yıpratırız. Oysa acılar kaçınılmazdır ve kaçınmanın kendisi acının kendisinden daha büyük acılara neden olur.

Sosyal medyaya bir gönderi oluştururken yazacağınız açıklamayla saatlerinizi harcıyorsanız veya başarmak istediğiniz çok şey var ve bir türlü harekete geçemiyorsanız. Buna halk dilinde ‘’aşırı düşünme’’ sendromu deniliyor. İnsanlar olarak hayatımızdaki bir sonraki adımları planlamak doğamızda var. Fakat ipin ucu kaçırıldığında düşünce yorgunluğundan hareket tembelliğine uzanan o kısır döngüye hapsolmuş oluyorsunuz.

Çoğu zaman insanlar kendilerine güç veren, manevi destek sağlayan kişilerin etraflarında oluşunu sıradan bir şeymiş gibi görürler. Kırıcı davranışların, yersiz kaprislerin ve gelişi güzel tavırların sergilenmesi hep bu yüzdendir. Gün gelir devran tersine döner ve garanti olarak düşünülen arkadaşlık ya da sahip olunan bir şey kaybedildiğinde gerçeğin ve hatanın ağırlığı hissedilir. Hayatımızdaki birçok şeyin değerini ancak sahip olduklarımıza şükrederek ve onlara sahip çıkarak anlayabiliriz. Aksi takdirde beklenmeyen kayıplar insanı sudan çıkmış balık gibi şaşkın bir duruma sokabilir. Dolayısıyla bazı şeylerin tecrübesi insana ağır gelebilir. Bu nedenle hayatı ertelemeyin çünkü hayat çok kısa…