onedio
Görüş Bildir

Tunus Haberleri

Tunus ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Tunus ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Türk Gemisi Mikanos Adası'nda Karaya Oturdu
İZMİR’den Tunus’a gitmekte olan 'Yusuf Çepnioğlu' isimli Türk konteyner gemisi Yunanistan’ın Mikanos Adası yakınlarında karaya oturdu.Aliağa Nemrut Limanı’ndan dün akşam saatlerinde yola çıkan ve Tunus Bizerte Limanı’na gitmekte olan, içinde 14 personeli bulunan Türk bayraklı Yusuf Çepnioğlu isimli 7 bin groston ağırlığında, 116 metre uzunluğunda, 20 metre genişliğindeki, 210 konteyner yüklü gemi, sabah saat 05.30 sıralarında Mikanos Adası’nın kuzeybatısında karaya oturdu. Gemi personelininden 11’i Yunan Sahil Güvenlik ekipleri tarafından kurtarıldı. Geminin ismi açıklanmayan kaptanı ve iki personeli ise gemiyi terketmedi. Geminin fırtına nedeniyle kıç tarafından su almaya başladığı öğrenildi. Gemiyi kurtarma çalışmalarının devam ettiği bildirildi. Yaşar ANTER/ BODRUM,(Muğla),(DHA)
Bahçeli: "Sen Kime Meydan Okuyorsun?"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, muhalefetin ’diktatör’ suçlamalarına Başbakan Erdoğan’ın, 'Diktatörün olduğu yerde kaçacak delik ararsınız. Buyurun devirin o diktatörü' sözlerine sert tepki gösterdi. Bahçeli, 'Ne demek bu, sen kime meydan okuyorsun? Ortalık karıştığı zaman senin izini ve eserini Türkiye’de bulamazlar. Aklını başına al. Milleti tahrik etme. Milyarların üstünü kanla örtmeye kalkma' dedi. Devlet Bahçeli, Samsun ilçelerinde iki günlük seçim gezisine Vezirköprü İlçesi’nden başladı. Samsun- Ankara karayolunun Havza girişinde partililer Bahçeli’yi coşkuyla karşıladı, ’Devletin başına devlet gelecek’, ’Vur de vuralım, öl de ölelim’ sloganları atıldı. Konvoy eşliğinde Vezirköprü İlçesi’ne geçen Bahçeli, burada düzenlenen mitingde konuştu. Ak Parti iktidarını eleştiren Bahçeli, Türkiye’de 44 milyon kişinin yoksul, 13 milyon kişinin açlık sınırının altında olduğunu söyledi. Bahçeli, konuşmasına son yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna değinerek şöyle dedi: 'Bu yolsuzluk ve rüşvette 60 milyon, 40 milyon, 100 milyon dolarlarla Türk liralarıyla milletin iliğinin sömürüldüğü bir ortamda sessiz kalmak mümkün olabilir mi? Bütün bunlarla ilgili olarak iki gün evvel Sayın Başbakan televizyona çıkmış. En iyi şey sayın Başbakan’ın belli bir süre konuşmaması. Bir milletin evladı olarak Türk devlet geleneğinde olmayan bir olayla karşılaştığımız zaman, inanın üzülüyoruz. Keşke şu söyledikleri montaj olsa da başbakana bu rezalet yakıştırılmasa. Ama sayın Başbakan kalkıyor diyor ki gazeteciler soruyor şudur budur neyse en son yolsuzluk üzerinde duruluyor ‘Komplolar yapıldı diyor. ’Paralel devlet var. Bunların inine gireceğim. Bunar alçaktır haindir, bunlardan sorgu soracağım.’ Hep aynı laf. 83 günden beri aynı laf. Peki başbakan kim? Sensin niye sormuyorsun? Hala tartışıyorsun.' Başbakan Erdoğan’ın aynı televizyon programında nasıl beslendiği sorulunca 'Ben üç öğün bal kaymak yiyorum' dediğini kaydeden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Ee tabi gazetelere dökülenlere bakarsak elindeki 1 milyon dolar herhalde bu ülkenin balı kaymağı olsa gerek. Bu nasıl bir söz. Sana yediğini soruyorlar ama vatandaşın yediğinin ortalamasında bir şey söyle. Ben kuru fasulyeyle pilavı çok severim yanında da soğan olursa çok severim derim. Ama bunlar kuru fasulye pilav mı yiyorlar orası meçhul. Ama sayın Başbakan ’ben 3 öğün bal ve kaymak yiyorum’ diyor. Anlaşıldı ne yediği, Türkiye’de 1 milyar dolar ancak bal ve kaymağı yemekle olur.' 'YOLSUZLUK VE RÜŞVET KANSERDİR' Yolsuzluk ve rüşvetin kanser olduğunu söyleyen Devlet Bahçeli, buna önlem alınmasını isteyerek şöyle dedi: 'Zamanında tedbirler alınmazsa yaygınlaşır. Kangren gibidir. Zamanında tedbirler alınmazsa kesilmek mecburiyetinde kalınır. Bunun bir çözümünü bulmamız lazım. Bulmazsak önce şunlara dikkat edelim. Tunus’a bakın yakın tarihte şu Arap baharı dediğimiz süreç içerisinde Binali çocuğunu ve eşini zor alıp kaçtı. Halk ayaklandı. Mısır’da önemli gelişmeler oldu. Libya’da ise Kaddafi yolsuzluk ve rüşvetten dolayı halk ayaklanmasıyla linç edildi. Ukrayna’da yine yolsuzluk ve yoksulluktan dolayı, rüşvetten dolayı Ukrayna Devlet Başkanı halk ayaklanmasına sert tedbirlerle cevap verdiğinde halk birden galeyana kapıldı. O gece 86 Ukrayna vatandaşı hayatını kaybetti. Toplum sarayı bastı ve adamı ancak Rus kuvvetleri Rusya’ya zor kaçırdı. Türkiye’de bunların yaşanmaması lazım. Bin yıllık kardeşliğimizi sürdürmemiz lazım. Böyle bir kargaşada yolsuzluk ve rüşvet sebebiyle toplum öfkelenirse, bundan yararlananlar çıkar. Türkiye’yi bölmek isteyenler, daha da fırsat kollamış olur. Beraberce, kardeşçe huzur içinde demokrasi içerisinde bunun çözümünü bulmamız lazım.' Çözümün demokrasi içinde olması gerektiğini kaydeden Bahçeli, 'Hareketlenerek, sağı solu yıkarak taşlayarak, bunlara karşı polisin acımasız davranışlarıyla Türkiye çok daha kötü günlere gider. Hepimize yazık olur. Hiç bir partinin önemi kalmaz. Onunu için her parti önce ülkem, sonra milletim sonra partim demesi lazım. Bunun çözümü demokrasi içinde seçimdir' dedi. Bahçeli, 30 Mart seçiminin yerel seçim olmasına karşın önem taşıdığını belirtirken, 'Bu seçimlerde sadece belediye başkanımızı seçmeyeceğiz. Türkiye’nin geleceğinin belirlenmesinde ve siyasetin yeni şekillenmelerin beklentileri içerisinde kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanımızı daha sonrada 2015 yılı en geç 12 Haziranına kadar milletvekillerimizi seçerek bir siyasi süreci 30 Mart’ta başlatmış oluyoruz' diye konuştu. Bahçeli, ülkenin bölünmenin eşiğine getirildiği görüşünü savunurken de 'Türkiye’nin Oslo’dan başlayıp İmralı canisiyle süren ve Kandil’de noktalanmak istenen bir bölünmenin eşiğindeyiz. Böyle bir dönemde seçimler çok önemlidir. Adalet ve Kalkınma Partisi 11 yıldan bu yana ülkeyi yönetmektedir. Yasama, yürütme dediğimiz kuvvetler ayrılığının ilk ikisinde bu günkü iktidar bulunuyor. Ancak Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu gücü milletimizin lehine kullanacağı yerde, bu gücü kendi nefislerine doğru kullanmaya başlamışlardır' dedi. 17 Aralık’ta yapıla yolsuzluk ve rüşvet operasyonun üzerinden 83 gün geçtiğini hatırlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: '83 günden bu yana ‘Bana komplo yapılıyor. Montaj yapılıyor. Türkiye’de paralel devlet var. Şu var bu var alçaklar hainler AKP’yi iktidardan düşürüyorlar’ diyerek 41 tane yolsuzluğa karışmış insanların içeriden çıkmasına vesile olabilecek oyunlara ne gerek var Sayın Başbakan? Savcılardan ne istiyorsun ki kıyıma uğratıyorsun. 8 bin polisi niye yerinden ediyorsun. 28 Valini merkeze neden alıyorsun. Kimi koruyorsun kimin üstünü örtüyorsun?' Başbakan Erdoğan’ın diktatörlük suçlamalarına karşılık 'Buyurun devirin o diktatörü' sözlerini sert dille eleştiren Devlet Bahçeli, şöyle dedi: 'Sayın Başbakan yine dün televizyonlara çıkmış ‘Ben tek adamsam gelin indirin’ diyor. Ne demek bu, sen kime meydan okuyorsun? Ortalık karıştığı zaman senin izini ve eserini Türkiye’de bulamazlar. Aklını başına al. Milleti tahrik etme. Milyarların üstünü kanla örtmeye kalkma. milliyet.com.tr
Dünya Şampiyonası'nda Rakipler Belli Oldu
2014 FIVB Kadınlar Dünya Voleybol Şampiyonası’nda Türkiye'nin rekipleri belli oldu. Türkiye B grubunda, Brezilya, Sırbistan, Kamerun, Bulgaristan ve Kuzey, Orta Amerika ve Karayipler Voleybol Konfederasyonundan (NORCECA) sonradan belirlenecek bir takımla eşleşti. Kadınlar voleybolunda ilk kez bir dünya şampiyonasına ev sahipliği yapmaya hazırlanan İtalya’da yapılan kura çekimiyle turnuvaya katılmaya hak kazanan 24 takımın eşleşmesi gerçekleştirildi. Parma kentindeki Farnese Tiyarosu'nda gerçekleştirilen kura çekimine turnuva hakkında kısa bilgi verilerek başlandı. Organizasyona ev sahipliği yapacak 6 kent hakkında tanıtım filmi gösterildi. Kura çekim töreninde İsrailli kum ressamı Ilana Yahav da ışıkla aydınlatılan bir masa üstünde kum kullanarak müzik eşliğinde gösteri yaptı. İtalyan sanatçı Mario Biondi de mini bir konser verdi. Kura çekimi sonrasında Türkiye, B grubu’nda, Brezilya, Sırbistan, Kamerun, Bulgaristan'ın yanı sıra Kuzey, Orta Amerika ve Karayipler Voleybol Konfederasyonuna (NORCECA) bağlı 1 takımla eşleşti. NORCECA’dan hangi takımın geleceği daha sonra belli olacak. Dünya şampiyonası, İtalya’nın başkenti Roma, Milano, Trieste, Verona, Bari ve Modena kentlerinde, 23 Eylül-12 Ekim'de düzenlenecek. (A) Grubu İtalya, NORCECA 2*, Almanya, Arjantin, Hırvatistan, Tunus (C) Grubu NORCECA 1*, Rusya, Tayland, Hollanda, Kazakistan ve NORCECA 6 (D) Grubu Japonya, Çin, NORCECA 3, NORCECA 5, Belçika ve Azerbaycan Gruplarda karşılaşmalar rövanş usulü yapılacak. Gruplarını ilk 4 sırada tamamlayan takımlar, 2. tura yükselecek. İkinci turda 16 ülke 2 gruba ayrılacak ve gruplarını ilk 2 sırada bitiren ülkeler yarı finale yükselecek. Şampiyonanın açılış maçı 23 Ekim’de Roma’da, final mücadelesi 12 Ekim’de Milano’da oynanacak. Kuzey, Orta Amerika ve Karayipler Voleybol Konfederasyonu (NORCECA) ile Afrika’dan katılacak ülkeler eleme sürecinin ardından belirlenecek. NORCECA’dan 6, Afrika’dan 2 ülke daha şampiyonada yer alacak.Sporx
Bahçeli: 'Herkes Mutluysa Erdoğan'la Şarkı Söylesin'
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gezi parkı olaylarında başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle 269 gün komada kaldıktan sonra vefat eden Berkin Elvan'ın mezarına bilye bırakılmasının gerekçesini Başbakan Erdoğan'ın anlamadığına dikkati çekerek,'Erdoğan çıkmış, bilye ne geziyordu orada, diyor. Milliyetçi Hareket Partisi ( MHP ) Genel Başkanı Devlet Bahçeli , Gezi Parkı olaylarında başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle 269 gün komada kaldıktan sonra vefat eden Berkin Elvan 'ın mezarına bilye bırakılmasının gerekçesini Başbakan Erdoğan 'ın anlamadığına dikkati çekerek,'Erdoğan çıkmış, bilye ne geziyordu orada, diyor. Bilye oraya, çocuğun isteği üzerine konulmuyor. Bilye oynayacak yaştaki çocuğun başına bu geldi, deniyor. Bunu anlamıyor. Rabia işaretini, yapmaz oldu. Neden 4 bakan ve çocukları anlamına geliyordu. O nedenle milletimiz hesap sormalıdır. Nerede sandıkta. 30 Mart'ta hesap sorulmalıdır.” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün Kayseri’ye geldi. Bahçeli ilçe mitinglerinin ilkini Incesu ilçesinde gerçekleştirdi. Şehir girişinde yaklaşık 500 araçlık konvoyla MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Kayseri Il Başkanı Mete Eke ve il ve ilçe belediye başkan adayları, MYK üyesi Mustafa Eraslan tarafından karşılanan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , daha sonra Incesu ilçesine geçerek burada halka seslendi. Ilçe meydanındaki mitingi çok sayıda vatandaş takip etti. 'HERKES MUTLUYSA ERDOĞAN'LA ŞARKI SÖYLESIN' AKP'nin ellerinde siyasal güç bulunmasına rağmen ülkeyi 11 yıldır iyi yönetemediğini ifade eden Bahçeli şunları söyledi: “AKP'ye oy vermiş vatandaşlarımız var. Eğer, burada AKP 'ye oy vermiş ve verecek vatandaşlarımızın iyi düşünmesi gerekir. Başbakan AKP 'ye oy veren vatandaşlarımıza sosyal ve ekonomik olarak ne yapmıştır. Bunu sormak lazım. Herkes mutlu ve huzurlu ise buna da inanıyorsanız Recep Tayyip Erdoğan'la şarkı söylemelerinde bir mahsur yok. Yok benim hayallerimi yıktın, ben sabırla bekledim 17 Aralık çukuruna düştün diye sorması gerekir.” 'SANDIKLA GELDI SANDIĞA GÖMÜLEREK GIDECEK' MHP lideri Bahçeli, bir toplumda iki toplumsal hastalık olduğunu ve bunlardan birinin işsizlik, diğerinin de yolsuzluk olduğunu ifade etti. Bahçeli, işsizliğin sürekli oluşu ve genç işsizliğin artmasının endişe verici olduğunu anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Işsizlik bir evde var ise o evde sosyal patlamaya hazırdır. Işsizlik çalışarak ekmeğini kazanarak ve hayatta insanlarımız mutluluğu kazanması gerekir. Her aile çocuklarının mutlu olmasını ister. Gün gelir üniversite diploması alınır ve her türlü fedakarlığı gösteren çocuklar iş arar ve ailesine bakma durumundadır. Mühendistir, öğretmendir ama aylar geçer yıllara yaklaşır ama iş bulamaz. Anne ve baba oğlunu sıkıntıya sokmaya çalışmaz. Askere gider gelir yine iş bulamaz. Sonuç bu gençler içine kapanır ve her gün iş bulamadın mı sorusu onu sosyal sıkıntılara sokar. Her beş kişinden biri Türkiye 'de böyledir. Işte şu an gençlerimiz bu durumda.” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , bir başka sosyal hastalığın daha olduğunu ve bunun ortaya çıkmasıyla tehlikenin daha da büyümeye başlayacağını anlatarak, “Bu hastalık yolsuzluk ve rüşvettir. Yolsuzluk ve rüşvet toplumu çürütür. Yerleşik hale gelirse kanser gibi, tüm vücudu tüm toplumu sarar. Rüşvetin üzerine gitmeliyiz. 89 günden bu yana bu tartışılamaz. Sayın Başbakan bu senin aslı görevindir. Halkın arasındaki yolsuzluk ve feryadını duyamıyorsan, bunları montaj olarak görüyorsan kendi kendinle beraber Türkiye 'yi de yakıyorsun. 4 bakanın istifasını gerektiren olayda tezkereler bir kere geldi onu gönderdin, savcılara kıydın, polis memurlarını darmadağın ettin, yolsuzluk ve rüşvette kim uğraşıyorsa onları gönderdin hala olayı çözemedin. Yolsuzluk ve rüşvetten hesap soramadığın sürece sandıkla nasıl geldi isen sandığa da o şekilde gömüleceksin. Bunların hepsini örtebilmek için milleti birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Bir gün vatandaşımız bunun gereğini yapar. Sandıkla nasıl geldiysen sandığa da gömülür gidersin” dedi. 'AJANLARLA KIŞKIRTICI EYLEMLER YAPARAK MILLETI BIRBIRINE DÜŞÜNMEYE ÇALIŞIYOR' Genel Başkan Devlet Bahçeli , yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun üzerine örtmek için büyük bir çaba harcandığını ve milletin birbirine düşürülmeye çalışıldığını dile getirdi. Bu oyunlara dikkat edilmesini isteyen Bahçeli, şunları söyledi; “Burada bir konuya dikkat etmek gerekir. Şimdi bunların hepsini üstünü kapatmak için ajanlarla kışkırtıcı eylemlerle milleti birbirlerine düşürmeye çalışıyorlar. Bin yıllık kardeşliğimiz ile bir arada yaşayan etnik temeli ne olursa olsun, mezhep ne olursa olsun, her birinin bu milletin aziz evlatları olarak, Cenabı Allah’ın emaneti olarak bağrımıza bastığımız insanları sağda solda olaylar çıkartılarak yolsuzluk ve rüşvetin üstünü örtmeye çalışıyorsun. Ama milletin birlik ve beraberliğini kışkırtarak tahrik ediyor ve husumet zehri ekiyorsun. Bir yandan dolar olarak kazanıyorsun öbür yandan zehir saçıyorsun. Bu gidişat gidişat değil. Bunlar birçok ülkede kendini gösterdi. Oradaki tehlikeli gidişleri görüyoruz. Tunus , Mısır , Endonezya, Ukrayna , Suriye’de nasıl gelişmeler var görüyoruz. Yolsuzluk ve rüşvet ne kadar tek adam olursan ol, ne kadar otoriter rejim kurarsan kur. Zulüm yaparsan yap. Demokrasi içerisine gelmesen de senin gidişini hızlandıracak yolsuzluk ve rüşvettir.” ' AKP OY VEREN KARDEŞLERIM BU VEBALIN ALTINDA KALAMAZ' Yaşanan gelişmelerin sorumlusu olarak Başbakan'ı gösteren Bahçeli, değişik yöntemler kullanılırsa bu gidişatta hayır olmadığını ifade ederek, “Bundan doğacak sonuçta Tayip Erdoğan’ın kazan kazan oyunu oynayamaz. Onun için oylarınızı, AKP oy vermiş kardeşlerimiz, bu gidişattan hiçbir müdahalede bulunmazsanız. Türkiye yangın yerine döndüğünde rüşveti şunlar yaptı, diye hesap sormak anlayışı olmaz. AKP rüşvetle Türkiye’yi boğduğu söylendiği anda, bu vebalın altında kimse kalamaz. 4.5 milyon dolar ayakkabı kutusundaki paranın hesabı sorulmaz mı?” diye konuştu. 'BILYE OYNAYACAK YAŞTAKI ÇOCUK ÖLÜYOR, BUNU ANLAMAZ' MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , son yaşanan olaylarda hayatını kaybedenleri de hatırlatarak, Başbakan'ı eleştirdi ve şunları söyledi; “Mısır’a gidiyor Mursi’ye destek oluyor. Elini bir işaret yaptı ve Rabia işareti dedi. Mısır’daki siyasi olayların temsilcisiymiş gibi bu işareti yaptı. Esma’nın adını duyunca ağladı. Ayşe’den, Fatma’dan, Elif’ten hiç haberi yok. Üç gün içerisinde üç evladımız, hayatını kaybetti. Erdoğan çıkmış, bilye ne geziyordu orada diyor. Bilye oraya, çocuğun isteği üzerine konulmuyor. Bilye oynayacak yaştaki çocuğun başına bu geldi deniyor. Bunu anlamıyor. Rabia işaretini, yapmaz oldu. Neden 4 bakan ve çocukları anlamına geliyordu. O nedenle milletimiz hesap sormalıdır. Nerede sandıkta. 30 Mart'ta hesap sorulmalıdır.” Haberler.com
'AKP Rüşvetle Türkiye'yi Boğdu'
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Kayseri İl Başkanı Mete Eke ve il ve ilçe Belediye Başkan Adayları, MYK üyesi Mustafa Eraslan tarafından Boğazköprü Mevkii'nde karşılanan MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli, 400 araçlık konvoyla İncesu İlçesi'ne geçti. İncesu'da partililere hitap eden Bahçeli, '30 Mart'ta sadece belediye başkanlarımızı seçmekle kalamayacaksınız. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sosyal ve ekonomik sorunların arttığı iç ve dış tehlikelerinin arttığı bir ortamda oy kullanacaksınız. Yerel seçimlerin hemen arkasında 28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve millet vekilleri genel seçiminin olması, bu sebeple diğer seçimlerden daha farklı bir anlam yüklemektedir. O nedenle bu seçime daha da fazla önem göstermeniz gerekir' dedi. AKP'nin ellerinde siyasal güç bulunmasına rağmen ülkeyi 11 yıldır iyi yönetemediğini ifade eden Bahçeli şunları söyledi: HERKES MUTLUYSA ERDOĞAN'LA ŞARKI SÖYLESİN 'AKP'ye oy vermiş vatandaşlarımız var. Eğer, burada AKP'ye oy vermiş ve verecek vatandaşlarımızın iyi düşünmesi gerekir. Başbakan AKP'ye oy veren vatandaşlarımıza sosyal ve ekonomik olarak ne yapmıştır. Bunu sormak lazım. Herkes mutlu ve huzurlu ise buna da inanıyorsanız Recep Tayyip Erdoğan'la şarkı söylemelerinde bir mahsur yok. Yok benim hayallerimi yıktın, ben sabırla bekledim 17 Aralık çukuruna düştün diye sorması gerekir. SANDIĞA GÖMÜLECEKSİN Bir toplumda iki toplumsal hastalık vardır. İşsizliğin sürekli oluşu ve genç işsizliğin artmasıdır. İşsiizlik bir evde var ise o evde sosyal patlamaya hazırdır. İşsizlik çalışarak ekmeğini kazanarak ve hayatta insanlarımız mutluluğu kazanması gerekir. Her aile çocuklarının mutlu olmasını ister. Gün gelir üniversite diploması alınır ve her türlü fedakarlığı gösteren çocuklar iş arar ve ailesine bakma durumundadır. Mühendistir, öğretmendir ama aylar geçer yıllara yaklaşır ama iş bulamaz. Anne ve baba oğlunu sıkıntıya sokmaya çalışmaz. Askere gider gelir yine iş bulamaz. Sonuç bu gençler içine kapanır ve her gün iş bulamadın mı sorusu onu sosyal sıkıntılara sokar. Her beş kişinden biri Türkiye’de böyledir. İşte şu an gençlerimiz bu durumda. Bir başka sosyal hastalık var ki o zaman tehlike büyümeye başlar. Bu hastalık yolsuzluk ve rüşvettir. Yolsuzluk ve rüşvet toplumu çürütür. Yerleşik hale gelirse kanser gibi, tüm vücudu tüm toplumu sarar. Rüşvetin üzerine gitmeliyiz. 89 günden bu yana bu tartışılamaz. Sayın Başbakan bu senin aslı görevindir. Halkın arasındaki yolsuzluk ve feryadını duyamıyorsan, bunları montaj olarak görüyorsan kendi kendinle beraber Türkiye'yi de yakıyorsun. 4 bakanın istifasını gerektiren olayda tezkereler bir kere geldi onu gönderdin, savcılara kıydın, polis memurlarını darmadağıan ettin, yolsuzluk ve rüşvette kim uğraşıyorsa onları gönderdin hala olayı çözemedin. Yolsuzluk ve rüşvetten hesap soramadığın sürece sandıkla nasıl geldi isen sandığa da o şekilde gömüleceksin. Bunların hepsini örtebilmek için milleti birbirine düşürmeye çalışıyorlar.' BU YÖNETİM HERKESE SÖVÜP SAYIYOR Bahçeli'nin konuşması sık sık 'Devletin Başına Devlet Gelecek' sloganıyla kesildi. Bahçeli şöyle devam etti: 'Biz, bin yıllık kardeşliğimizle herkesi bağrımıza bastığımız insanları, siz milletin birliğini ve beraberliğini bozdunuz. Bu gidişat, iyi gidişat değil. Dışardaki Tunus'u, Mısır' ı Ukrayna'yı, Suriye'yi görüyorsunuz. Yolsuzlukla rüşvet, ne kadar diktatör olursanız olun, zulüm yaparsanız, diktatör olsanız da gidişiniz yolsuzluk olayı ile olacak. Libya ve Mısır halk hareketlenmesi ile çekip gitti. Suriye derseniz öyle. 2 milyon insan ülkeyi terk etmiş. Türkiye sınırından herkes Türkiye'ye geliyor. Halkımız işsiz, halkımız sıkınıtılı ama siz hala Suriye'dekileri buraya getirerek işsizlik oranını arttırıdınız. Yaşanan yollar hep denenmiş ve bu yol felaket olmuştur. Bu kadar kamplaşma ortamında herkese söven sayan bir yönetim şeklinin devam etmemesi için uyarmak lazım. İktidar değişikliğinin, 2015 seçimlerinde olması lazım. Şimdiden Recep Tayyip Erdoğan'ı uyarmak lazım. Bu uyarıyı sandıkta oylarınızla yapın ki Recep Tayyip Erdoğan kendine çeki düzen versin . Özellikle AKP'ye oy vermiş kardeşlerim bunların dikkatlerini çekmelisiniz. AKP rüşvetle Türkiye'yi boğdu.' BAHÇELİ: SANDIKLARA DİKKAT EDİN, BUNLAR HIRSIZ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ikinci durağı Yeşilhisar’da, sandık görevlilerine seslenerek, “Sandığınıza sahip çıkın. Bunlar hırsız’ dedi. Yeşilhisar ilçe meydanında yaklaşık bin kişiye konuşan Bahçeli, iktidara geldiklerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinden hesap soracağını belirterek, “İranlı, ne idüğü belirsiz kişiler ve senin yedi sülalenden hesap sormazsam namerdim. Yolsuzluk ve rüşveti saklarsanız bununla barınamazsınız. Türkiye’yi 89 günden beri kapkara ettiniz. Bana montaj yapıldı dedi. Ya doğru, ya da yanlış bunu bilen sensin. Bu kadar insanın yerini işini değiştirdin. Çoluk çocuğuna ulaşıyor, senin de ailene uzanıyor gereğini yapın demen lazım. Bana montaj yaptınız dediğin yalan olursa halin ne olur. Mecliste tezkereyi reddediyorsun. 4 bakanın çocuğunun durumu ne olacak. Devletten bir şey saklanmaz. Bunu kendi iktidarından sakladın, MHP iktidarında nasıl saklayacaksın.Senin yedi göbeğinden bunun hesabını sormazsam namerdim. Ne idüğü belli olmayan İranlı ve dört bakanının nasıl Türkiye’yi soyduğunun hesabını sormazsam namerdim. AKP denilmesine kızıyorsun Başbakan. Her partinin baş harfleri okunur. Ne AK Parti’si, sen 17 Aralıktan sonra Türkiye’yi kapkara ettin” dedi. Bahçeli, konuşmanın ardından Yahyalı ilçesine hareket etti. Mükremin ÖKSÜZGİL- Faruk ÇUHADAROĞLU/KAYSERİ (DHA)
Twitter Yasağıyla Birlikte Aynı Ligde Yer Aldığımız 14 Ülke
Twitter'ın ülkemizde yasaklanması ile dünyada yeni bir lige girmiş olduk; 'Twitter'ı yasaklayan ülkeler ligi'. Esasen bu ligin üçüncü ülkesiyiz, burada yer verdiğimiz ülkelerden sadece ikisi Twitter'ı komple yasaklamış durumda. Geri kalanlar ise müdahale edenler, yasaklayıp açanlar, kısmi izin verenler gibi kategorilere ayrılıyor. Yani 2002'deki Dünya Kupası'ndan bu yana bir kere daha dünya üçüncüsü olduk, hayırlısı.
Erdoğan: 'Twitter'ın Arkasında Youtube Var'
Erdoğan: Yaralılar oluyor, bunlarla ilgileniyoruz. Şu anda hala öldürmeye devam ediyorlar. Daha önce bir helikopterle bizim hava sahamızı ihlal ettiler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “MİT’in aranan TIR’ları bizi bu Bayırbucak Türkmenlerine yardım götürüyordu. Bunlar yapıldı diye biz Bayırbucak Türkmenlerini yalnız bırakamazdık, yine de bırakmayacağız. Süleyman Şah Türbesi’ne karşı böyle bir yanlışlık olacak olursa orada da gereken yapılacaktır” dedi. Twitter’ın arkasında Youtube’un olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, Twitter yasağı hakkında “Bu hesaplar maalesef kapatılmıyor. Bizim yapmamız gereken sorumluluk noktasında olan biri olarak, bu işi düzelttiniz düzelttiniz. Düzeltmediniz biz de kapatırız. O zaman yasaklara uysunlar biz de yasağı kaldıralım. Twitter dediğiniz olay nedir? Bir şirket. Bu olayın arkasında aslında Youtube var. Youtube’un avukatlarıyla çalışıyorlar. Bir avukat hanım kardeşimize hiç edebe adaba uymayan bir şey yaptılar” dedi. Başbakan Erdoğan Gülen cemaatinin rüşvete karıştığını belirterek, “Himmet adı altında rüşvet, kurban derisi topluyorlar. Bunları makbuzu yok. Nereye gittiği belli değil. Ben 17 Aralık olaylarını bir taraftan olumsuz görürken bir taraftan da her şerde bir hayır vardır diye görüyorum” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Star ve NTV’nin ortak yayınında Oğuz Haksever’in sorularını yanıtlıyor. Erdoğan’ın açıklamaları şöyle: “Bugün önce Kastamonu’daydık. Çoşku iyi, ilgi iyi. Ardından Samsun’a geçtik. Kastamonu’da bir şey dikkatimi çok çekti. Belediye başkan adayımız yıllarca belediyede ikinci adam olarak çalışmış, fen işlerini yönetmiş, belediye başkanımızın ciddi bir rahatsızlığı var. Bu süreçte yönetimi o götürdü. Orada MHP’nin adayı ortaokul mezunu bir kişi. Belediyecilik deneyimi hiç yok. Bizim adayımız hem üniversite mezunu hem de yıllarca belediyeciliğin içinde yaşamış biri. İnanıyorum Kastamonu halkı bunu değerlendirecektir. Biz merkezi yönetim olarak Kastamonu’ya çok hizmet verdik. Bütün bunları bütünleştirmek istiyoruz. Samsun’a geldik. Samsun benim 57. mitingim oldu. Samsun tarihi bir mitingti. Öyle zannediyorum ki Cumhuriyet tarihinde Samsun’da böyle bir miting görülmemiştir. Yüz bini aşkın bir katılımın, çoşkunun olduğu bir miting oldu.” ‘Angajman kuralları ihlal edilirse karşılık verilecektir’ “Şu anda Suriye ile ilişkilerimizin geçmişi, 3 yıllık son süreç ortada. Sınır komşumuz, kardeşlerimiz ve yönetimle olan ilişkilerimiz çok çok olumluydu. Bu olaylar başlamadan önce biz bazı şeyleri kendilerine uyardık. Bu olaylar Suriye’ye de sıçrayabilir. Gelin Baas rejimini bir değişime uğratalım. Hatta beni arabasına alır gezdirirdi. Son görüşmemizi Asi Nehri kıyısında yaptık. 3,5 saatlik bir görüşmemiz oldu. Biz tabii o zamanlar böyle bir Esad’ı beklemiyorduk. Telefon diplomasisi yürüttük. Ölümler, öldürmeler devam ediyor. Ahmet Bey’i gönderdim. Kendisi 6 saat görüştü. Özel temsilcilerimi gönderdim. Niyetimiz çok samimiydi. Bir Ramazan akşamıydı camilerin bombalanması olunca ben kendisini aradım. Yarın Cuma. Ne olur talimatınızı verin, şu insanları yarın öldürmesinler. Onu dedi benim adamlarım yapmıyor dedi. Şebbia’ları kendi adamları gibi göstermiyor. Oysa onlar onun adamları. Yaklaşık 160 bin can kaybı var. 8 bin çocuk. Açık kapı politikasıyla çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Yaralılar oluyor, bunlarla ilgileniyoruz. Şu anda hala öldürmeye devam ediyorlar. Daha önce bir helikopterle bizim hava sahamızı ihlal ettiler. Yeni angajman kurallarından hareketle uçaklarımız bu helikopteri vurdu. Şu anda da aynı şekilde bizim hava sahamızı ihlal eden, 1-1,5 kilometre ihlal ettikleri bana bildirildi, bizim uçaklarımız tarafından vuruldu. Kesep bölgesi tekrar Özgür Suriye Ordusu tarafından ele geçirilince bunlar orayı bombalamaya başladı. Bundan sonra da angajman kuralları ihlal ederse karşılığı verilecektir. Çirkin olan bizim muhalefetin bunu kullanması. Biz seçim sathı mahallindeyiz diye bu olaya göz mü yumacağız. Bizim 74 tane vatandaşımızı şehit ettiler. Muhalefet başta CHP olmak üzere bunları hala övmeye çalışıyor. Bu siyaset malzemesi olabilir mi? Senin yapman gereken böyle ulusal bir konuda hükümetinin, silahlı kuvvetlerinin yanında yer almak. Bu bizim bir milli meselemizde bile muhalefetin ne denli ayrı düştüğünü göstermektedir. Bizim tabii bunları dinleyecek halimiz yok. Süleyman Şah Türbesi ile ilgili de burayla ilgili İŞİD’in bir sıkıntısı var. Burada Türkmenler vardı. Onların zayıf düşmesi geri çekilmelerine yol açtı. Geri çekildikleri gün 80 şehit verdiler. MİT’in aranan TIR’ları bizi bu Bayırbucak Türkmenlerine yardım götürüyordu. Bunlar yapıldı diye biz Bayırbucak Türkmenlerini yalnız bırakamazdık, yine de bırakmayacağız. Süleyman Şah Türbesi’ne karşı böyle bir yanlışlık olacak olursa orada da gereken yapılacaktır. Bu topraklar bizim topraklarımızdır. Yaklaşık 10 dönüm bir arazidir o. Uluslararası anlaşmalarla garanti altına alınmış bir toprağımızdır.” Niğde saldırısı “Niğde olayında bir Kosovalı, bir annesi babası farklı ülkeden, bir diğeri de Makedon. İkisi yaralı ele geçirildi, biri de yakalandı. Ankara’ya getirildiler. Bağlantıları nedir? Suriye’de aldıkları eğitimler filan. Silahı yanlarında sünnet olduğu için taşıdıklarını iddia ettiler. Belli bazı bilgiler elde edilmiş durumda. Üzerine gerek istihbarat birimlerimiz, gerek yargı gerekeni yapıyor.” ‘Pensilvanya denilen bir olay var’ “Bir defa karşımızda bu seçimlerde özellikle ortaya çıkan Pensilvanya denilen bir olay var. Bu olayın yasak olmasına rağmen bir cumhurbaşkanı, başbakan, genel kurmay başkanı dinleniyorsa, bakanlar dinleniyorsa… Bu bir defa hem yasalara aykırı he de Diyanet İşleri Başkanımız’ın dediği gibi inancımıza aykırı. İnancımızda kimseyi dinleyemezsiniz. Ama bunlar önce dinliyor, sonra bunu bir tehdit ve şantaja dönüştürüyor. Halkımızın bu konuda gereken hassasiyeti göstermesi lazım. Bunun bir kısım yargıya ulaşmış olması ve güvenlikle de ortak hareket etmesi ulusal güvenliğimiz için de sıkıntı yaratıyor. Ben alanlarda bu konuyla ilgili tepkiyi görüyorum. Vatandaşlarımızın sabırsızlığını görüyorum. Ümit ediyorum ki vatandaşlarımızın beklentisi olur. Himmet adı altında rüşvet, kurban derisi topluyorlar. Bunları makbuzu yok. Nereye gittiği belli değil. Ben 17 Aralık olaylarını bir taraftan olumsuz görürken bir taraftan da her şerde bir hayır vardır diye görüyorum.” 'Arkasında Youtube var' “Bizi üzen boyutu budur. Şu anda biz 10 milyon tablet bilgisayar dağıtmanın hazırlığı içerisindeyiz. 260 bin tablet bilgisayar dağıttık. Bu hükümet böyle bir hükümet, Tayyip Erdoğan böyle bir hükümetin başbakanı. Bizim derdimiz Twitter’ın kendisi değil, yaklaşımı. Twitter’da böyle ahlaksızlar türer de siz defaatle uyarmamıza rağmen, mahkeme kararlarını göndermemize rağmen bunu yaparsanız bize düşen de budur. Bazı yazarlar televizyonlarda yorumlar yapıyor, Ak Parti, başbakan prestij kaybediyor. Hiçbir şey kaybettiğim yok. Ben meydanlara bakarım. Türkiye’den Twitter’a giden talep ikidir. ABD’den giden 679 talep toplam taleplerin neredeyse yüzde 80’idir. Almanya’ya geliyorum. Twitter Alman hükümetinin talebi üzerine Neo Nazi hesaplarını engellemiştir. Fransa’da ırkçı talepler mahkeme kararı üzerine kaldırılmıştır. Hindistan’da Bodo kabilesi ile ilgili çıkan olaylar nedeniyle ülke genelinde yasaklanmıştır. İngiltere Başbakan Cameron 2010 yılında çıkan olaylar sırasında provokatif olaylar nedeniyle Twitter’a yasak getirebileceğini ifade etmiştir. Ben ülkemdekilere soruyorum, bütün bu olaylar karşısında hukuk tanımazlığınız nedir? Mahkeme kararı Twitter’a iletiliyor. Hiç duymuyor. Sen benim ülkemin ulusal güvenliğini tehdit ediyorsun. Başbakana birileri kalkacak başçalan diyecek. Bütün bunlara rağmen kendileri uyarılıyor ama kaldırmıyorlar. Bu hesaplar maalesef kapatılmıyor. Bizim yapmamız gereken sorumluluk noktasında olan biri olarak, bu işi düzelttiniz düzelttiniz. Düzeltmediniz biz de kapatırız. O zaman yasaklara uysunlar biz de yasağı kaldıralım. Twitter dediğiniz olay nedir? Bir şirket. Bu olayın arkasında aslında Youtube var. Youtube’un avukatlarıyla çalışıyorlar. Bir avukat hanım kardeşimize hiç edebe adaba uymayan bir şey yaptılar. Ben anlamıyorum bu köşe yazarlarını. Neyin, kimin avukatlığını yapıyorlar. Çeşitli ülkelerden örnekler verdim. Bizim ülkemiz muz cumhuriyeti değildir. Şu anda bir iki taneyle ilgili tamam dediler ama sayı bir iki değil ki. Benim bildiğim 700’e yakın uygulama var. Bunlar şimdi peyderpey kendilerine bildiriliyor. Kaldırmaları halinde gereği yapılır. Uyarıyoruz, gereğini yapmıyorsun. Ben tabii sayın cumhurbaşkanımız böyle bir şey yapmış olabilir. Ben aynı şeyi paylaşmıyorum. Sayın cumhurbaşkanımız tweet atabilir. Ben bunlardan pek hoşlanmıyorum. Bu tür şeylerle uğraşacak vaktim de yok.” ‘Obama'nın telefonunu dinleyebilir misiniz’ “Bunlar çarpıtılan şeyler. İşlerine geldiğinde Avrupa Birliği’ne aykırıdır filan hep söylerler. Avrupa Birliği önce üzerine düşeni bir yapsın. Hukuka saygıları varsa önce gereğini yapsınlar. Bu bizim iç hukuk meselimizdir. Mahkeme kararları var. Avrupa Birliği o zaman diğer ülkelere uygulananı niye göz ardı ediyor. Biz bu özgürlükler meselesini bu Avrupa Birliği üyelerinden çok daha ileride hallettik. Adam kalkıyor hakaret ediyor ne oluyor. Avrupa ülkelerinin çoğunda bunu yapamazsınız. Özgürlük hala bizim ülkemizde tam anlaşılmış değil. Burada çok önemli olan özel hayatın ihlali de söz konusu. Yapamazsınız. Buradan hareketle bizim TİB de devreye girdi. Adımı buna göre attı. Siz Obama’nın telefonunu dinleyebilir misiniz? Bir Merkel’in telefonunun dinlendiği ortaya çıktı. Ayağa kalktılar. Biz de niye böyle oluyor, Avrupa Birliği böyle hareket ediyor? Bizim yorumcularımızın, köşe yazarlarımızın bunu görmesi lazım.” “17 Aralık, 25 Aralık bütün bunlar 30 Mart seçimleriyle çok daha farklı bir şekilde göz önüne alınacak. 17 Aralık millete karşı yapılmış bir devrimdir. Benim şahsıma değil, hükümetime değil. Millete karşı. 25 Aralık da öyle. Bu bir istiklal ve istikbal mücadelesidir. O denli önemlidir. Olay yargıda. Bütün bunların ötesinde hemen seçimin arkasından atacağımız adımlar var. Milli irade hırsızlığı yapanlar 30 Mart’ta milletin cevabını alacak. CHP, MHP, Pensilvanya, hepsine bir cevap var. Milletimiz bize negatif bir cevap verirse başımız gözümüz üzerine. Ama diğerlerine verdiği zaman onlar ne yapacaklar. Kılıçdaroğlu yüzde 40’ın altında alırsam bırakacağım dedi. 26 aldı. Bıraktı mı, bırakmadı. Bu zat dürüst değil. Bahçeli 16,17 yıldır partinin başında. Bir kere birinci parti olamadı. Biz 6,7 aylıkken birinci parti olduk. Yine birinci parti olacağız. Bu milletin yaptıklarımıza karşı takdirini gösteriyor. Siz millete bir şey yaparsanız millet sizi ödüllendirir. Ama millete zulüm ederseniz bu millet sizi sırtında taşımaya mecbur değil. Bakın seçime gidiyoruz hiç seçim ekonomisi asla yapmayız. Biz seçim ekonomisi yaparsak bunun sıkıntısını fakir fukara garip guraba vatandaşım çeker. Pazar günü yaptığımız mitingde İstanbul tarih yazdı. 2 milyonu aşkın insan gelip buluştu. Bu bir sevdadır, bu bir aşktır. İstanbul Türkiye’nin özetidir. İstanbul bir mesaj veriyor. Şu anda üç büyük şehirde de adaylarımız başa oynuyor. Kamuoyu araştırmaları çok çok olumlu. Millet bunu gösteriyor. İzmir, orada yaptığım mitingde de gördüm. Ankara ha keza. Bunların hepsi bir şey gösteriyor. Bu bir yerel seçim değil aslında. Bu bir genel seçim havasına girdi. Ahlaki olmayan bir hava nedeniyle oldu bu. Şimdi millet bunu bir genel seçime dönüştürdü. Bu anlayış milletimiz ve bizim şahsımızla da bütünleşti.”T24
İnterneti Kapatma Yetkisi Kimde?
Yaklaşık 15 yıldır aynı talep yineleniyor. Çok sayıda devlet, Birleşmiş Milletler komiteleri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları ABD'den ICANN üzerindeki denetimini bırakmasını istiyor. ICANN (İnternet Tahsisli Sayılar ve İsimler Kurumu) bir sivil toplum kuruluşu. Elektronik postaların doğru alıcılara doğru internet protokol adresleriyle ulaşıp ulaşmadığı; kullanıcıların internet sayfalarında sörf yapıp yapamadığı; Facebook, Youtube, Twitter gibi sosyal medya ağlarında paylaşımlarda bulunup bulunamadığı gibi birçok konuyu güvence altına alıyor. Ancak internet bağlantılarıyla ilgili tüm bu konularda son söz ABD Ticaret Bakanlığı'na ait. Ticaret Bakanlığına bağlı telekomünikasyon idaresi NTIA’nın izni olmaksızın internette hiçbir şey yapmak mümkün değil. ABD'den istenen de bu yetkisini devretmesiydi. 2003 yılında Cenevre’deki, 2005 yılında Tunus'taki dünya enformasyon zirvelerinde internetin idaresinin uluslararası hale getirilmesi gündeme geldi. Ancak Washington, yetkilerini teslim etmek istemedi. Dolayısıyla birtakım kozmetik değişiklikler dışında ilerleme kaydedilemedi. ABD'den sürpriz açıklama Nihayet 15 Mart 2014 tarihinde ABD hükümetinden gelen açıklama herkesi şaşırtı. Washington, domain adları sistemindeki, yani internet üzerindeki kontrolünü devretmek istediğini duyurdu. Amerikan istihbarat servisi NSA'in dinleme faaliyetlerine yönelik eleştiriler ayyuka çıkmıştı ve Barack Obama hükümeti bu açıklamayla bir işaret vermek istedi. Böylece Ulusal Telekomünikasyon ve Enformasyon İdaresi (NTIA) Başkanı Lawrence Strickling, Amerikan hükümetinin internet yönetiminden çekilmek istediğini kuru sözlerle dile getirmek zorunda kaldı: “İnternet adres yönetimi için 2015 yılının sonbaharına kadar dayanıklı bir model bulmak şart.” Lawrence Strickling'in açıklaması ortaya muazzam bir soru attı: İnternet adresleri yönetimini kim üstlenecek, kim üstlenmeli? İnternetin yönetimine talip adaylar Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) çoktandır ağın yönetimi konusunda hak talep ediyor. ITU Genel Sekreteri Hamadoun Toure, 2013 yılında “Adres yönetimi ve internet üzerindeki denetim en iyi Birleşmiş Milletler'e bağlı bir komite ya da teşkilat tarafından üstlenilebilir” demişti. Ancak ITU'nun internet adresleri yönetimini devralmasına pek ihtimal verilmiyor. İnternet aktivisti Paul Fehlinger “Amerikan hükümeti internet adres yönetiminin devletlerarası bir organizasyon tarafından üstlenilmesini kabul etmeyeceğini açık bir şekilde ifade etti” diyor. Internet & Jurisdication Project adlı sivil toplum kuruluşunda faaliyet gösteren Fehlinger, bu görevin geniş bir yelpazede farklı çıkar gruplarının katılımıyla ifa edilmesi gerektiğini savunuyor. ICANN bu hafta Singapur'da toplandı. Toplantıda internetin denetimini devralacak uluslar üstü bir komitenin oluşturulması için sondaj faaliyeti de gündemde. Internet Governance Forum 2005 yılında BM tarafından oluşturulan ve her yıl düzenlenen tartışma forumu, 'Internet Governance Forum' bu açıdan bir alternatif oluşturabilir. Birçok yönetim ve düzenleme konusunun gündeme geldiği forum, ICANN'yi denetleyen bir internet parlamentosuna dönüştürülebilir. Ancak forumun böyle bir hüviyete kavuşması için Birleşmiş Milletler ile olan bağlarını kesmesi gerekiyor. İnternet uzmanları ise buna şüpheyle yaklaşıyor. Zira 2015 yılında planlanan dünya enformasyon zirvesinde çeşitli devletlerin baskısıyla Internet Governance Forum'un bitirilmesinden endişe ediliyor. İnternetin millileştirilmesi Rusya, Çin ve onları takip eden Türkiye internetin tekrar millileştirilmesi için çaba gösteriyor. Ulusal adres düzenlemelerine kısmen izin verilmesini istiyorlar. Bu durumda ülkeler ya da Avrupa Birliği gibi bir devletler topluluğu internette kendi adres yönetim sistemini oluşturabilecek ve işletebilecek. Bu olduğu takdirde her devlet, vatandaşlarının Twitter'a girmesini engelleyebilecek ya da twitter.com adresine gitmek isteyen vatandaşlarını bir başka sayfaya yönlendirebilecek. İnternet aktivisti Paul Fehlinger tam bu noktada bir uyarıda yapıyor. Devletlerin bu hakkı elde etmesi halinde içerikler üzerinde tam bir kontrole sahip olacaklarına dikkat çekiyor. Fehlinger, o takdirde vatandaşların orijinal Twitter sayfasını mı yoksa devlet tarafından işletilen bir başka sayfayı mı görüntülediklerini asla bilemeyeceklerini söylüyor. ©Deutsche Welle Türkçe Peter Welchering / Ercan Coşkun Editör: Hülya Schenk
'Akşamın Bu Saatinde Başbakan Erdoğan'a Sesleniyorum...'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Başbakan Erdoğan'a yönelik sert eleştirilerde bulunan Bahçeli, Pazar günü yapılacak yerel seçimlere yönelik '30 Mart rüşvetin aklanacağı, hortumcuların temize çıkacağı, 17 ve 25 Aralık’ın rövanşı değildir. 30 Mart yenilenmedir ama Yeni Türkiye adlı karanlık mecraya sapma yeri değildir.' şeklinde konuştu. Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkan satır başları; Türkiye dört bir koldan saldırya uğramaktadır. Türkiye Cumhuriyeti içte ve dışta kolları olan bir yapının saldırısı altıntadır. Türkiye’de her şey ayaklar altındadır ve gündem karmakarışıktır. Durum vahamet ötesidir, manzara korkunçtur. Başbakan ve Hükümeti milletin bağımsızlığını lekelemekle kalmamış milli sırlarımızı delik deşik etmiştir. Başbakan Erdoğan’ın gözünü kan ve hırs bürümüştür. Sağ duyusunu kaybetmiş, akıl yolundan çıkmıştır. Başbakan Erdoğan kendisi, ailesi, yakınları, yandaş işadamları hakkındaki şaibeleri aydınlatmak yerine reddiyeci bir tutumla önüne kim geliyorsa saldırmış, yargıyı çalışamaz hale getirmiştir. 17-25 Aralık tarihleri arasında yapılan rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları sonrasında görev yeri değiştirilen hakim ve savcıların sayısı şimdilik 784’ü bulmuştur. Yolsuzluğa bulaşan kim varsa korumaya alınmıştır. Başbakan soyguna milli irade kılıfı geçirmenin arayışındadır. 30 Mart rüşvetin aklanacağı, hortumcuların temize çıkacağı, 17 ve 25 Aralık’ın rövanşı değildir. 30 Mart yenilenmedir ama Yeni Türkiye adlı karanlık mecraya sapma yeri değildir. 'HÜKÜMET KUL HAKKI YEMİŞTİR, TEPEDEN TIRNAĞA GÜNAH İŞLEMİŞTİR' AKP Hükümeti 11 yılda ülkemizi mahvetmiştir. Cumhuriyet tarihinde bu kadar yüzsüzleşen, yozlaşan bir iktidar görülmemiştir. Başbakan ve çevresi inanılmaz ve kimsenin onaylamayacağı bir düzenin aktörü olmuştur. Hükümet kul hakkı yemiştir, tepeden tırnağa günah işlemiştir. Neresinden bakarsak bakalım 17 Aralık bir milattır. Başbakan ve hükümetinin gerçek yüzü ortaya serilmiştir. Türkiye altın kaçakçılığı üssü haline getirilmiştir. Büyük paraların döndüğü kara para aklama merkezi haline getirilmiştir. Rüşvetle vatandaşlık dağıtımı sınır tanımamıştır. AKP’ye oy veren kardeşlerin Allah için biraz vicdan muhasebesi yapmalıdır. Öyle tapeler, öyle ses kayıtları ortaya dökülmüştür ki akılla, vicdanla izah edilmesi mümkün değildir. İranlı Zarraf için namuslu emniyet müdürlerini kurban eden, bu zatın önüne yatmaya kalkanlar bu ülkede içişleri bakanlığı yapmıştır. 'AKŞAMIN BU SAATİNDE BAŞBAKAN ERDOĞAN'A SESLENİYORUM' Akşamın bu saatinde Başbakan Erdoğan'a sesleniyorum. Sayın Erdoğan, iktidar ve koltuk hırsı uğruna devleti perişan etmekten, cılkını ve posasını çıkartmaktan dolayı şimdi mutlu musun? Türkiye'yi bölüp parçalamak amacıyla devleti tahrip etmekten, her tarafını çürütmekten dolayı seviç duyuyor musun? Gerçek paralel ihanete, bölücü alçaklara ortam açmaktan memnun musun? Başbakan haysiyetini, siyasi iffetini, siyasi geleceğini kutulara kilitlemiştir. Alo Fatih diyaloglarıyla medyanın bağımsızlığı zedelenmiştir. Alo Nermin hattıyla medyanın haysiyeti yerin dibine geçmiştir. Medya çalışanları işinden edilmiştir. Başbakan başörtülü bir kadın gazeteciyi yazılarından rahatsız olduğu için işten attırmıştır. Fenerbahçe’yi ele geçirmek için olmadık ayak oyunlarına başvuran bu başbakandır. Türk Milleti’ne küfür eden bu Başbakan'dır. Bu Başbakan'ın ağzı ile kalbi arasında inanılmaz bir uçurum vardır. Başbakan rüşveti komplo sözleriyle püskürtmek için 102 gündür çırpınmaktadır. 'YA PAŞA PAŞA HESAP VERECEKTİR YA DA...' Bugün hırsızlar yetki ve unvan sahibidir. Başbakan partisine oy veren kardeşlerimizi namertçe aldatmaktadır. Rüşvet ve yolsuzluğa adı karışan bakanlarını hukuktan korumak için milli iradeyi dolandırmaktadır. Başbakan korkudan titremiş, ne yapacağını şaşırmıştır. Rüşvetçileri sayısal çoğunluğuyla şimdilik emniyete almıştır. Bu kadar isnat ve olağanüstü suçlamalarla başbakanlık görevini yürütümeyecektir. Türk Milleti’nin başhırsız, başçalan, başgötüren dediği bir kişi o koltukta oturamaz. Ya paşa paşa hesap verecektir ya da tarihi nitelikli yolsuzluklar için ülkeden kaçmak zorunda kalacaktır. Karar kendisinindir. Türkiye Tunus’a, Mısır’a, Ukrayna’ya dönmeden başbakan istikrar için gerekeni yapmalıdır. Bunun yolu da adaleti harekete geçirmektir. 'TAPE VE SES KAYITLARINDAN GEÇİLMEMEKTEDİR' Yolsuzluk, yoksulluk ve yozlaşma kökten giderilmelidir. 30 Mart mahalli idaler seçimlerinin propaganda süreci çok sancılı geçmiştir. Mahalli idareler seçimleri bir genel seçim havasına bürünmüştür. Başbakan Erdoğan demokrasiyi terörize etmiş, adeta boğazlamıştır. Başbakanın politikalarını ve niyetlerini daima zillet ve rezalet olarak değerlendirmek en doğrusudur. Başbakan ve çevresinin kirli çamaşırları ortaya saçılmıştır. Tape ve ses kayıtlarından geçilmemektedir.gazetevatan.com