Hayallerimiz mi Hasta Hayatlarımız mı?
Yaz denilince akla gelen rutinler, heyecanla beklense de bilirim ki o herkes için aynı anlamı taşımıyordu. Mesela ben, yazın sıcağını üstüme her giyişimde anıların kokusu sinerdi üzerime. Derhal kafamın içinde geçmiş yazları içeren bir pencere açılır ve içinden tozlu anılar uçuşurdu. Hep ilk adresim çocukluğumun geçtiği sokaklar olurdu. Çocukluğumun sokakları dar ve yolları topraktı. Yazın sokakta top oynamak bir ayrıcalıktı çünkü kışın yağan yağmurdan toplarımız çamur olurdu. Bu kıyasıya mücadele eden sokak yıldızlarını durdurmayınca, annelerimiz kapıda çamur banyosu yapmış, kahverengi tonu ağır basan çocuklarla ile karşılaşırdı.Yaz aylarında yollar çamura bulanmazdı ama bu sefer de oyunu bölen arabaların yoldan geçişini izlemek ve arkalarından bıraktıkları toz bulutunun dağılmasını beklemekle geçerdi vaktimizin çoğu. Bazen spor arabalar geçerdi sokaktan. Onların kıçı yere yakın olduğu için çukurlarla, tümseklerle mücadele edişleri ile daha yavaş geçişleri ile bilinirdi. O arabalar bizim sahanın ortasındaki ölüm çukurundan her geçişlerinde kıçlarını yere çarpar futbolcuların gülüşlerine sebep olurdu.