onedio
Görüş Bildir

Oy Kaybı Haberleri

Oy Kaybı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Oy Kaybı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

CHP ile AKP Arasındaki Yarış Alman Medyasında!
Deutsche Welle, Türkiye'deki seçimleri irdelediği bir haber yayınladı.Türkiye'de siyaset, bürokrasi ve medya 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere kilitlenirken '30 Mart'ta Türkiye'yi kim kazanacak?' sorusuna yanıt arayan Alman medyası 'Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere ana muhalefet partisi CHP ile AKP arasındaki yarış her geçen gün kızışıyor' değerlendirmelerini yapıyor. Deutsche Welle, Türkiye'deki seçimleri irdelediği haberinde 'İktidardaki AKP, seçimin galibi olacağı iddiasını korurken, özellikle Gülen Cemaati ve hükümet arasındaki çekişmeyi dikkate alan muhalefet, iktidarı yakın markaja aldı. Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere ana muhalefet partisi CHP ile AKP arasındaki yarış her geçen gün kızışıyor' diyor. Ankara ve İstanbul'daki yarış üzerinde durulan haberde iktidarda 11 yılını geride bırakan AK Parti'nin yerel seçimleri bütünüyle genel seçim havasına dönüştürdüğünü belirttikten sonra Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 30 Mart'ın herkes için 'milat' olacağı söylemini yinelerken, özellikle cemaat ve hükümet arasında yaşanan gerilimin AK Parti oylarını düşürmeyeceğinde ısrar ettiğine dikkat çekiliyor. Haberde şöyle devam ediliyor: '2009'daki son yerel seçimlerde AKP yüzde 38, CHP yüzde 23, MHP yüzde 15, Demokratik Toplum Partisi de yüzde 5 oy almıştı. Başbakan Erdoğan, AKP'nin mevcut oy oranının üstüne çıkacağını iddia ederken, muhalefet 'AKP ciddi oranda oy kaybı yaşayacak' söylemini her geçen gün güçlendiriyor. Muhalefetin bu söyleminde hükümet-cemaat geriliminin etkisi olduğuna dikkat çeken siyaset uzmanları, önümüzdeki bir ayda Türk siyaseti adına kritik gelişmeler yaşanacağına vurgu yapıyor.' ANKA
'2007'de Adaylar Arasında Adımın Olduğunu Hatırlıyorum'
CUMHURBAŞKANI adayı Ekmeleddin İhsanoğlu Haber Türk'te gündeme ilişkin soruları yanıtladı.2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti'nin adayları arasında isminin geçip geçmediği iddiaları üzerine Ekmeleddin İhsanoğlu, “Parti tarafından veya Başbakan tarafından bana böyle bir teklif gelmedi. Bir çok isim konuşuluyordu. Kalbur üstü kalan isimler arasında benim adımın olduğunu hatırlıyorum. Siz de hatırlıyorsunuz. Benim böyle bir niyetim yok aday değilim demiştim' diye konuştu. İhsanoğlu, “Ben AK Parti'ye değil demokratik olmayan davranışlara karşıyım“ dedi. 'TÜRK KARDEŞLERİMİZ KENDİLERİ İÇİN KÜRT DİYORLAR' Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu Haber Türk'te gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 'Türk milletinin adayıyız derken oy kaybı endişeniz yok mu?' şeklindeki soru üzerine İhsanoğlu, 'Hayır bilakis. Türk milletinin adayıyız. Türk kardeşlerimiz kendileri için Kürt diyorlar. Onlara saygı duyuyoruz. Problemlerinin çözülmesini istiyoruz. Kendileri için Kürt diyorlarsa, ben kendim için Türk'üm diyemez miyim' dedi. 'İFTİRADIR GÜNAHTIR İDDİA EDENLER İSPAT ETSİNLER' 'Mason musunuz?' sorusuna İhsanoğlu, 'Delillerini ortaya koysunlar. İftiradır, günahtır. İddia edenler ispat etsinler' diye yanıt verdi. 'BUNU SÖYLEYENLER BARİ PROFESÖR OLSA' 'Profesörlüğünüz sahte mi?' şeklindeki soru üzerine İhsanoğlu şöyle konuştu: 'Bunu söyleyenler bari profesör olsa. Günlük gazetelerde yazarak veya çalıntı makalelerle profesör olmadım.' İSTİKLAL MARŞI POLEMİĞİ Birisi bir şey sordu: 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda…'dedim. Şehitlerin yoğunluğu daha çok Çanakkale Savaşı'nda. Bunu ifade ettim. Birisi kaydetmiş yayınlamış. İfadede yanlışlık, doğruluk sürçü lisan olabilir. Birilerinin malzeme yapması. Tuhaf. Ben görmedim söylüyorlar dev ekranda bu gösteriliyor diye. Promterden kendisi yanlış okuyor. Bu normal bir şey olabilir. Örneğin kendisi, 'Ben çocuklarıma haram lokma yedirtmem yerine, helal lokma yedirtmem' dedi. 'MİLLİ MUTABAKAT PROJESİYİM' Cemaat ve paralel yapıya ilişkin İhsanoğlu, 'Ben kendimi aday göstermedim. Ortak aday olarak aday oldum. Herhangi bir medya patronun desteği yok. Bunu iddia edenler Türk milletini hafife alıyor. Fikri vicdanı hür bir insanım. Bunlar tartışılmaya değmez evet ben bir projeyim. Milli mutabakat projesiyim' açıklamasında bulundu. Hakime TORUN / ANKARA (DHA)
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde ilk kez halkoylamasıyla seçilen cumhurbaşkanı oldu. Bu kadarını zaten tahmin ediyorduk. Ancak seçimin sonucunu, Erdoğan’ın başarısından ziyade muhalefetin “başarısızlığı” belirledi. Ak Parti’nin adayı, üç aşağı beş yukarı 30 Mart’ta aldığı 20 milyon oyu korurken, MHP-CHP bloğundan 5 milyon oy kaybı oldu! (20’den 15 milyona düşüş) Rakamlar yalan söylemez Bu kadarını beklemiyorduk! Başka şekilde ifade edeyim. CHP-MHP bloğunun 12 yıl sonra 30 Mart’ta ilk kez Ak Parti oylarını yakalamasıyla, cumhurbaşkanlığı yarışı (il genel meclisi oylarını baz alırsak), % 43.5’e karşı % 43.5 olarak başladı. Dün akşam tabeladaki skor %51.8’e %38.5’di. Rakamlar yalan söylemez. Her iki muhalefet partisi de önümüzdeki süreçte bu tarihi fırsatı 4 ay gibi kısa bir sürede heba etmiş oldukları gerçeğiyle yüzleşmek zorunda.
'Ana Muhalefet Partisi Lideri de Özel Hayata Karışmasın'
Muharrem İnce, Tarafsız Bölge'de merak edilen her soruyu cevapladı.İnce'nin konuşmalarından satır başlarıSonuçlar açıklandıktan sonra Yalova'dan genç bir kızımızın söylediği şeyi unutmadım: ''Muharrem abi kazandık mı kaybettik mi dedi.'' Bence kazanan kaybetti, kaybeden kazandı. Sayın Kılıçdaroğlu benim genel başkanım ama şunu söyleyeyim ben oyları 2 kategoride değerlendiriyorum. Delegelerin ve milletvekillerinin sandıklarına bakıyorum. Diğer sandıklar da kafa kafayaydık. Diğer sandıkta arkadaşlarımızın verdiği oylar var. Ben bu filmi 3 kez gördüm partide. Genel Başkanın her dediğine evet diyenlerin sonra partiye alınmadıklarını gördüm.Genel başkanların bu sistem devam ettikçe sürekli değiştirme modeli değişmeyecek. Ben halkın vicdanında ve parti tabanın da var olduğumu biliyorum. O elitlerin seçilmişlerin kişisel ikbal bekleyenlerin verdikleri oylar meşru ve önemlidir. Sonucu kabullenmiyor değilim ama bir de vicdan kısmı var. Yasalar ayrıdır vicdan ayrıdır. Ben örgütün vicdanın da sokakta kahvede oturma odasında salonda var olduğumu biliyorum. Bunun için sandıktan da böyle çıktı. Benim önde olduğum sandıklar da var.Kılıçdaroğlunu seçerek yanlış yapmadılar ama kabullenemediğim şey şu genel başkana destek verip imza atıp fotoğraf çektirmelerini anlamıyorum. Bunlar milletvekilliğine yakışmaz. Ben bu partide bir zulümdür.Atılan imza ile verilen oy aynı değil. İtirazım buna. Buna isyan ediyorum. İki bayan delegemiz Yalova'daki ofisimize geldiler, imza verdiler. Seni destekliyoruz dediler. Evlerine gittim parti başkanları geri çekeceksiniz demişler. Oy ver dediler yahu, gel seni şurada işe alalım ama geri çek dediler. Bu yapıyı kuranların türkiyede demokrasi yoktur diye söz söyleme hakları yoktur. Bana 177 kişi imza verdi. 411 kişi imza vermiş. Fotoğrafını çekip oyunu getireceksin diyenler var. Ben bir risk aldım imza ile oy aynı olmayacak dedim.Henüz yarış bitmedi. Ben bunları düzelteceğim. Şu an beni genel başkan arasa git şunu yap dese yaparım. Ama CHP, kurultaylar partisi. Ben diyorum ki gelin oturalım şu parti içi meseleleri bitirelim. Demokratikleştireceğiz. Benim kurallarım var, genel başkan partiyi ilk parti yapamazsa iki seçimde gidecek. Çünkü tüzükte bu yazacak. Bana bir arkadaşım dedi ki senin partinde türbanlı biri olacak mı? dedim ki bak ben belirleyici olmayacağım, tüzük olacak. Gideceğim Van'da da çalışacağım, Edirne'de de çalışacağım ama bunları da dile getireceğim.''Sen rakı içiyor dersen, 'sana ne' derler''Bir kaç konuya itirazım var. Örgütler çalışmıyor be çalışıyorum demek doğru değil. Bazı örgütler çalışmıyordur bazıları çalışıyordur. Genel başkanımız oralarda gençlik kollarında ilçe yönetimlerinde çalışmadı. Oralarda siyasetin nasıl yapıldığını biliyorum. Çalışmıyorlar, rakı içiyorlar. Çalışmıyor diye eleştiriyorsun görevden alırsın, yok rakı içiyor dersen ''sana ne'' derler.Erdoğan'ın ağzına laf verdi, bence örgüte haksızlık etti. Atatürk'e ve İnönü'ye laf eden, özel hayatlara karışan biri var. Bir de ana muhalefet başkanı olmasın.''Ben Başbakan olmak istiyorum''Bu şarkı burada bitmez tabi, bu büyük bir yolculuk. Bunu sonuçlandıracağız. Genel başkan 1164 oyla seçilmişti, bugün 740. Anlamlı bir oy kaybı diyordu genel başkan, kurultay seçimlerinde bence anlamı bir oy kaybı var. Parti içi durumdüzelirse, ben kendisinin Başbakan olmasından çok mutlu olurum. Şanslarını yitirenler, umutlarını köreltenler siyaset sahnesinde var mıdır? Vardır. Ben şunu yapmayacağım, sesimi çıkarmayayım beni bir daha yazmazlar demem. Ne susarım ne de fırsat kollarım. Fırsat kollayanlar en fazla genel başkan olurlar. Ben genel başkan olmak istemiyorum ben başbakan olmak istiyorum.''Dersimli Kemal''Genel başkana solculuğunu hatırlattım, ben ''Dersimli Kemalim'' dedi. Ben söylemiyorsun dedikçe mesela partiye katkım oldu, tüzükten geri adım attılar. Bunları dillendirdiğim için geri adım attılar.Sen bunları partide konuşma nerede konuşayım? Kamuoyu baskısı oluşturacağım.CNN Türk
2008'den 2014'e BM'deki 91 Oy Kaybının Perde Arkasında Neler Var?
'2008 ve 2014 arasında 91 oy kaybı, sadece Kobani ve IŞİD’le ilgili halihazırdaki ihtilaflarla açıklanamaz'.Geçtiğimiz perşembe gecesi (16 Ekim 2014) Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde 2015-2016 yılı için daimi olmayan üyelik kazanmayı başaramadı. 2008 yılında 151 oy olarak kazandığı BM üyeliği için ikinci fırsatı 60 oy olarak İspanya'ya karşı kaybeden Türkiye'nin altı yıl içerisinde yaşadığı bu düşüşü Zaman yazar Joost Lagendijk yorumladı. Lagendijk'e göre, 2008 ve 2014 arasında 91 oy kaybını, sadece 'Kobanê ve IŞİD’le ilgili halihazırdaki ihtilaflarla açıklamak' yeterli değil. 'BM Güvenlik Konseyi’ne katılması için böyle bir ülkenin lehine neden oy verilsin?' diyen Lagendijk, sözlerine ise şu gerekçelerle sahip çıkıyor:'2008'de Türkiye gerçekten birçokları tarafından yükselen bir güç, AB’ye üye olma yolunda ilerleyen bir ülke ve bölgede olumlu bir etki tatbik eden dört başı mamur bir demokrasi olarak görülüyordu. Bugünlerde, Türkiye çoğu yabancı gözlemci tarafından demokratik referanslarından geri adım atmakta olan, AB’ye taahhüdünde ikircikli ve bölgede mevcut çok sayıda çatışmada bölücü bir güç olarak hareket eden son derece kutuplaşmış bir ülke olarak algılanıyor.'Yoğun lobi faaliyetine rağmen, Türkiye İspanya karşısında kaybetti. Son tur oylamada, İspanyollar 132 oyu garantilerken Türkiye yalnızca 60 oy alabildi. Altı yıl evvel, Türkiye daha başarılıydı ve 151 oy alarak 2009-2010 yılları için prestijli BM üyeliğini kazanmıştı. O zaman, dönemin Başbakanı Erdoğan, bu kazanımı Türkiye’nin uluslararası politikada artmakta olan ağırlığının ve uluslararası toplumun Türkiye’ye güveninin bir yansıması olarak değerlendirmişti. O halde perşembe günkü yenilgi ne mana taşıyor?Altı yıllık bir zaman zarfı içerisinde ikinci kez üyelik kazanmanın baştan epey bir zor olduğunu söylemek kolay bir çıkış yolu olur. Ayrıca, tüm Avrupa ve Latin Amerika ülkelerinin Türkler yerine İspanyolları tercih edeceğini düşünürsek, İspanya’yı yenmek her zaman zor. Ve pekala, bazen kazanırsınız, bazen de kaybedersiniz, yani bu haftaki yenilgiyle ilgili aşırı derecede kaygılanmak için bir sebep yok.Maalesef, Türkiye açısından dünyanın geri kalanı olaya bu şekilde bakmıyor. Newsweek, durumu “muazzam bozgun” diye nitelerken, Foreign Policy, “küresel lider rolüne talip olan bir ülke için mahcup edici bir yenilgi” dedi. Türkiye’nin başarısızlığını açıklayabilecek nedenleri ararken, bu iki önde gelen Amerikan dergisi, Ankara’da alarm zillerini çaldırması gereken birtakım ilginç bulgular ortaya koydu.Hem Newsweek hem de Foreign Policy, diplomatik kaynaklara dayanarak, konseyde Türkiye’nin üyeliği aleyhine Mısır, Suudi Arabistan ve diğer Körfez Devletleri tarafından yoğun bir kampanya yürütüldüğünü aktardı. Bu ülkeler, hem Kahire hem de Riyad tarafından en büyük düşmanlardan biri olarak görülen, Müslüman Kardeşler’e yönelik Ankara’nın koşulsuz desteğinden ötürü kızgın. Ayrıca Türkiye’nin İslam Devleti (IŞİD) cihatçılarına karşı askeri koalisyonu tamamen desteklemekteki gönülsüzlüğünden dolayı da öfkeliler. Görünen o ki, Türkiye IŞİD’e karşı savaşta yer almakta hâlâ ayak diremekteyken, BM’deki oylamanın zamanlaması daha kötü olamazdı.Arap dünyasında Türkiye’ye yönelik kızgınlığın yanı sıra, New York’taki diplomatlar da, Türkiye’nin Suriye’de IŞİD’e karşı savaşmak isteyen Kürtlere yönelik son saldırılarının bilgisini alan birkaç Batılı ülkenin alarm durumuna geçtiğinden bahsediyor. New York Times gazetesi, sürpriz yenilgiyi, Avrupa ülkelerinde, Türkiye’nin ülkeden geçip Suriye’deki köktenci gruplara katılan yabancı savaşçılara yönelik yeterli önlem almamasından duyulan kaygıları vurgulayarak izah etmeye çalıştı. İyimserler, bütün bunların, Türkiye nihayet tarafını tutar tutmaz ve bir kez daha Ortadoğu’da terörizmle savaşta yapıcı ve güvenilir bir ortak olarak görülür görülmez, üstesinden gelinecek olan geçici duraksamalar olduğunu söyleyebilirler.Ancak, korkarım ki, BM oylaması Türkiye’nin uluslararası pozisyonundaki çok daha temel bir aşınmayı yansıtıyor. 2008 ve 2014 arasında 91 oy kaybı, sadece Kobani ve IŞİD’le ilgili halihazırdaki ihtilaflarla açıklanamaz. 2008’de Erdoğan doğru söylemişti. Türkiye gerçekten birçokları tarafından yükselen bir güç, AB’ye üye olma yolunda ilerleyen bir ülke ve bölgede olumlu bir etki tatbik eden dört başı mamur bir demokrasi olarak görülüyordu. Bugünlerde, Türkiye çoğu yabancı gözlemci tarafından demokratik referanslarından geri adım atmakta olan, AB’ye taahhüdünde ikircikli ve bölgede mevcut çok sayıda çatışmada bölücü bir güç olarak hareket eden son derece kutuplaşmış bir ülke olarak algılanıyor.BM Güvenlik Konseyi’ne katılması için böyle bir ülkenin lehine neden oy verilsin? Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun oylamadan sonraki tepkisi ise Türkiye’nin kendi kendini algılamasıyla, dışarıdaki imajı arasındaki uçurumun bir başka göstergesi. Çavuşoğlu şöyle dedi: “Bizim ilkeli duruşumuzdan dolayı rahatsız olmuş bazı ülkeler olabilir ve bir zaman geçtikten sonra Türkiye’nin duruşunun haklı olduğunu itiraf edecek olan böyle ülkeler her zaman olmuştur. Dolayısıyla biz oy kaygısıyla ilkelerimizden vazgeçmeyiz.”Bu, diğerlerinin onun eylemleri ve fikirlerine dair temelden farklı bir algılayışa sahip olduğunu fark edemeyerek, her daim haklı olduğunda ısrarcı olan bir ülkenin temsilcisinin tipik reaksiyonudur. Çok sayıda arkadaş edinmenizi sağlayacak bir tavır olduğu da söylenemez.T24
Türkiye'nin En Uzun Günlerinden Biri: 7 Haziran'dan Kısa Notlar
25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nin kesin olmayan sonuçlarına göre, AKP yüzde 40.86, CHP yüzde 24.96, MHP, HDP yüzde 13.12 oy aldı. Türkiye’nin son 13 yılına üst üste kazandığı seçimlerle damga vuran AK Parti, ilk kez bir seçimde tek başına iktidar çoğunluğunu kaybetti ve milletvekili sayısı 326'dan 258'e düştü. 2011 seçimine göre oy oranını düşüren ana muhalefet partisi CHP,  135 milletvekili sayısından 132'ye geriledi, birinci olduğu il sayısını ise 2011'e göre arttırdı. Seçim yarışına parti olarak giren HDP yüzde 10 barajını büyük farkla yıktı ve Iğdır, Hakkari, Ağrı, Şırnak ve daha önce partinin bir milletvekili dahi çıkaramadığı Tunceli'de milletvekilliklerinin tamamını aldı. HDP'nin milletvekili sayısı 80 görünüyor.  MHP ise oylarını bir önceki genel seçime göre yaklaşık yüzde 3.5 oranında arttırdı ve son tabloya göre milletvekili sayısı 30 kişi daha artarak 80'e ulaştı.
Koalisyon Turunda 'Çözüm' Görüşmesi
AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu koalisyon turları kapsamında üçüncü ve son görüşmesini HDP ile gerçekleştirdi. İki partinin birbirleriyle koalisyona dair tutumları nedeniyle görüşmede koalisyondan ziyade çözüm sürecinin konuşulacağı belirtiliyor ve bu nedenle görüşme 'nezaket ziyareti' olarak nitelendiriliyordu. Davutoğlu'nun HDP ziyareti yaklaşık 2 saat sürdü ve koalisyon görüşmelerinin ilk turunda en uzun görüşme olarak kayıtlara geçti. Davutoğlu görüşme sonrası yaptığı basın açıklamasında  çözüm sürecine vurgu yaptı ve 'Süreç devam edecekse etkili olduğunuz varsayılır. Etkiniz yoksa görüşmelerin anlamı ne?' diye sordu. HDP heyetinden Önder ise 'Demokrasi ile silah bir arada olamaz ama ikisinin bir arada olamaması gerçeği birinin yükselmesiyle doğru orantılıdır. Demokrasi ne kadar yükselirse silah yok olur. Salt bir meseleyi  silah boyutuna indirerek, demokrasiden ayrı olarak ele almak bu meselenin ağırlığını göz ardı etmek demektir' açıklamasında bulundu. 
'Anlamlı Oy Kaybı Olursa Bırakırım'
Muhaliflerin kurultay çağrısını kabul eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, '2015 umumі sеçіmlеrіndе partіmіn oylarında mühіm düşmе olursa bırakırım. Bіrkaç puanlık kayıptan söz еdіyorum' dedi. Cumhurbaşkanlığı sеçіmlerinin ardından partideki muhalіflеrіn kurultay çağrısını kabul еdеn CHP lideri Kеmal Kılıçdaroğlu, bir sonraki seçimlerde 'anlamlı bir oy kaybı' yaşanırsa görevi bırakacağını söyledi. Hürriyet Gazetesi'nden Fatih Çekirge'nin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, ''Bеn dіyorum kі 2015 umumі sеçіmlеrіndе partіmіn oylarında mühіm düşmе olursa bırakırım. Yanі öylе sıfır noktalı falan dеğіl. Bіrkaç puanlık kayıptan söz еdіyorum. Şu ana kadar bіz partіdе bіr oy artışı yaşadık' ifadelerini kullandı. CHP'ye yönelik cumhurbaşkanlığı seçimindeki aday tercihiyle ilgili eleştirilere de yanıt veren Kılıçdaroğlu, 'Ekmеl Bey'i sеçmеklе doğru yaptık. Ancak kіmі sorunlar oldu. Çalışmalara gеç başladık. Tеşkіlat іlk dеfa halk sеçіm yapacağı іçіn bocaladı' dеdі. 'Değişime direnen CHP'li olamaz' Kılıçdaroğlu Taraf Gazetesi'nden Tuba Tekerek'e yaptığı açıklamada da değişim mesajı verdi. Kılıçdaroğlu şu sözleri söyledi: 'Türkiye’de çok partili siyasi hayata geçilmesi, sosyal demokrasinin gelmesi gibi çok önemli değişim ve dönüşümlerin adresi CHP olmuş. Siz bu değişim ve dönüşümü frenlemeye kalkarsanız, bu doğru değil. En çok neye ihtiyacımız var şu anda? Özgürlüğe ve demokrasiye. Halkın bu taleplerine kulak tıkayamazsınız. Biz bu değişim ve dönüşümü gerçekleştirmek istiyoruz. Muhafazakarlık, değişime direnmektir; değişime direniyorsanız CHP’li olamazsınız.' Kaynak: Hürriyet, Taraf