onedio
Görüş Bildir

Leyla ile Mecnun Haberleri

Leyla ile Mecnun ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Leyla ile Mecnun ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

İzlerken Çok Kınadığımız Sevilen Dizi Çiftlerinden Almamız Gereken 20 İlişki Dersi
Kıskançlık, yanlış anlamalar, gereksiz ayrılmalar... İzlerken saç baş yolduran dizi çiftlerimizi hem çok seviyor hem de pataklamak istiyoruz. Ama daha da önemlisi onları ekranda izlerken arkalarından dilimizi tutamayıp bir güzel saydırıyoruz. Hayatınızda o çok kınadığınız dizi çiftlerimizinki gibi bir ilişki istemiyorsanız alt metni iyi okumamız gerek. Gelin, sevilen dizi çiftlerinden almamız gereken ilişki derslerine bir bakalım! Ve mümkünse dediklerini yapıp, yaptığını yapmayalım!
Onur Ünlü: 'Benim Tek Oto Sansürüm Kalp Kırmamak'
Leyla ile Mecnun dizisinin yönetmeni olarak tanınan Onur Ünlü, yaptığı işlerde kimsenin kırılmaması adına özenle davranarak çalıştığını belirtti.Geçtiğimiz yılın fenomen dizisi Leyla İle Mecnun’un da yönetmenliğini yapan Onur Ünlü , hayat gelip geçerken bir şeyler yapmak istediğini ve bu yüzden sinemayı tercih ettiğini söylüyor. Yaptığı işlerle kalp kırmak istemediğini belirten Ünlü, “Benim tek kişisel kıstasım budur. Sansür olarak düşünürsek oto sansürüm kalp kırmamak.” diyor. Her ay bir yönetmeni sinemaseverlerle buluşturan Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nin bu ayki konuğu ‘Sen Aydınlatırsın Geceyi’ filmi ve yönetmeni Onur Ünlü’ydü. Atilla Dorsay ve Burak Göral moderatörlüğünde yapılan söyleşide Ünlü, temel meselesinin insanın yalnızlığı olduğunu anlattı. Film yapmanın zorluklarına değinen Ünlü, hayat gelip geçerken bir şeyler yapmak istediğini ve bu yüzden sinemayı tercih ettiğini söyledi. Ünlü, “Yaptığım şeyle herhangi bir şekilde kalp kırmak istemem. Çok önemli bir laf da olsa insanları çok etkileyeceğini düşünsem de birinin kalbini kıracaksa onu söylemeyi tercih etmem. Benim tek kişisel kıstasım budur. Sansür olarak düşünürsek oto sansürüm kalp kırmamak.” dedi. ‘Sen Aydınlatırsın Geceyi’ filminin yanı sıra ‘Polis’, ‘Beş Şehir’, ‘Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi’ üzerine değerlendirmeler yapan Ünlü, kendisine göre sinemanın bir hikâye anlatma yöntemi olmadığını, imajlardan oluştuğunu dile getirdi. Zaman gazetesinde yer alan habere göre Ünlü, “Dünyada niye bulunduğumuzla ilgili temel bir sarsıntı yaşıyoruz. Bu sorunun çarpıcılığı bize ne yaptırıyorsa yaptırıyor.” ifadelerini kullandı. “Bitmiş bir filmi en güzel film olduğunu söyleyerek bana verseler de almam çünkü zaten onu çekerken yaşayacaklarım benim için önemli.” diyen Ünlü, aynı durumun diziler için geçerli olmadığını belirtti. Çalışkan biri olduğunu ve kafasında her zaman birden fazla fikir olduğunu söyleyen Ünlü, ruh haline göre o fikirlerden birinin üstüne filmi inşa ettiğini söyledi. Ünlü, bu sebeple yazdığı ilk senaryoyu hâlâ çekmemiş. Bunun yanı sıra birkaç kez en iyi senarist ödülünü alan Onur Ünlü için yazar kimliği yönetmen olmaktan önde geliyor. Filme başlarken temel meselenin olması gerektiğini anlatan Ünlü, şöyle devam ediyor: “Ben önce karakteri oluşturuyorum sonra bu adam şu durumda ne yapar diye düşünüyorum. ‘Bir kadınla karşılaşırsa ne olur?’, ‘Maça giderse ne yapar?’, ‘Yemeği beğenmezse nasıl tepki verir?’ gibi. Bunları düşündükçe yavaş yavaş karakterin durumu belli oluyor. Bu arada kafamda çekmek istediğim sahneler oluşuyor. Mesela taş yağma sahnesi... Ben o sahneyi çekebilmek için gerekirse hikâyenin yönünü değiştirebiliyorum. Her filmimde 8-10 tane temel sahnem olur, hikâyemi de o sahnelere doğru getiririm.” Geçtiğimiz yılın fenomen dizisi Leyla ile Mecnun’la adını oldukça geniş bir kitleye duyuran Ünlü, sinema filmleri ile de pek çok ödülün sahibi oldu. Ünlü’nün polisiye türünde yaptığı son filmi ‘İtirazım Var’ 18 Nisan’da gösterime girecek.T24
L&M'yi Özleyenlere Özel Test: Hangi Leyla ile Mecnun Karakterisin?
Mecnun'un elinden Leyla'yı alır gibi, elimizden aldıkları bu diziyi, açıkçası biz çok özledik. Siz de özlemişsinizdir diye, bu testi hazırladık işte: Elimizden bu geliyor ancak!.Testi çöz, 'laps' diye hangi karakter olduğunu öğren! Sonucunu da paylaş bi zahmet, Erdal Bakkal'lık yapma :)
Erdal Bakkal'dan Cem Yılmaz'a Övgü
Cem Yılmaz'ın 'Pek Yakında' adlı filminde rol alacak olan 'Leyla ile Mecnun' dizisinin Erdal Bakkal'ı Cengiz Bozkurt: ''Cem Yılmaz hem komedide milattır hem de pirimiz, ustamızdır'' şeklinde konuştu. 'Leyla ile Mecnun' dizisindeki 'Erdal Bakkal' tiplemesiyle ünlü olan Cengiz Bozkurt, Cem Yılmaz'ın 'Pek Yakında' isimli yeni filminde rol alacak. ÖVGÜ DOLU SÖZLER Türkiye'ye gelmeden önce uzun yıllar İngiltere'de yaşayan Bozkurt, Cem Yılmaz'ın Türk komedisinde milat olduğunu ifade etti. KENDİSİYLE DALGA GEÇTİ Yılmaz'la çalışma şansı yakaladığı için mutlu olduğunu söyleyen Bozkurt, konuşmasına şöyle devam etti: İngilizler'in komedi anlayışı farklıdır. Bizim 'Leyla ile Mecnun'un mizah anlayışına denk düşer. Kendi düştüğü aptalca durumlara gülebilen insanların yaptığı bir komedi tarzıdır. Bizim komedi anlayışımız çok yakın zamana kadar dışlayan, ötekileştiren ve başkasına güldüren bir komedi anlayışıydı.  Burada milat Cem Yılmaz'dır. İlk defa kendi ve kendi yakın çevresindeki insanların düştüğü aptalca durumlara güldürebilen biri olarak çıktı seyirci karşısına. Bu bir özgüven gerektirir. Kendisi bizim pirimiz, ustamız diyebileceğimiz bir noktada... ÇEKİMLER MAYIS'TA BAŞLIYOR   Zafer Algöz, Ozan Güven, Tülin Özen, Özkan Uğur gibi isimlerin oynayacağı filmin çekimlerine Mayıs ayında başlanacak. Film, Eylül ayında vizyona girecek. Kaynak : Günaydın
Ali Atay: 'En Sevdiğim İş Tiyatro'
Parayla düzeyli bir ilişkim var. Ama önemli olan sevdiğin işi yaparak para kazanmak. Mesela ben reklam filmlerinde oynamadan para kazanabiliyorsam, ne mutlu bana! 'Leyla ile Mecnun' dizisiyle ekranın en popüler isimleri arasına giren Ali Atay, rol aldığı sinema filmleriyle de adından söz ettiriyor. Kariyerinin en güzel zamanlarını yaşayan genç oyuncu, Esquire dergisine hakkında bilinmeyenleri anlattı: *Rize'de doğdum ama çocukluğum Kocamustafapaşa'da geçti. Çocukluk arkadaşlarıma çok değer veririm. Onlar ve aileleri benim hayatıma yön vermiştir çünkü. BERBAT BİR TOPÇUYDUM *Yedikule Spor Kulübü'nde top oynuyordum ama berbat bir topçuydum; çok kötü oynuyordum. Sırf mahalledeki herkes oynuyor diye ben de lisans çıkarmıştım. O kadar kötüydüm ki, sürekli oyuna alıp sonra çıkarıyorlardı. Hâlâ da kötüyüm. *Okulda matematikte çok iyiydim. Geometride kendime bir oyun alanı yaratmıştım. Sorunları bulmaca çözer gibi ele alırdım. Ben matematiğin hayatın her yerinde olduğunu sonradan çok iyi anladım. Matematik sayesinde gerek tiyatroda, gerek televizyonda ya da arkadaş gruplarında bir problem olduğunda soğukkanlılıkla çözmeye başladım. Bence oyunculukta da çok büyük önemi var matematiğin. Matematik zekası gelişmiş bir aktör, hemen kendisini belli eder. Bence konservatuvarlarda haftada bir saat de olsa geometri dersi koymaları çok faydalı olabilir. Mesela bir dansçının da matematiği bilmesi gerekir. Daha doğrusu matematik algısına sahip olması... Matematik insanın zihninde bir patika açıyor. Hayatım boyunca benim işlerimi kolaylaştırdı. YOKLUĞA ALIŞIĞIM *Parayla düzeyli bir ilişkim var. Hiç yalan söylemeyeceğim, para şart. Paranın getirdiği rahatlık duygusuna ihtiyacı var insanın. Paran olacak, kendini iyi hissedebileceksin ki, istediğin işi yapabilesin. O yüzden para kazanmanın gerekli olduğuna inanıyorum ama doğru imkanlarla kazanabilirsek daha da iyi. Mesela ben reklam çekmeden para kazanabiliyorsam ne mutlu bana. Sırf sevdiğim işi yaparak para kazanabilmek... *Ben bu işe başlayıp evden ayrılırken anneme dedim ki, 'Anne sen yine de bana bir yer ayır yanında. Ne olacağı belli olmaz. Çok para kazanabilirim ama sonra hepsini kaybedebilirim de.' Ben yokluğa da alışığım, çok fazla paraya da. Önemli değil benim için. Parasızken de şu an ne yaşıyorsam onu yaşıyordum. Para ile parasızlık arasındaki en büyük sıkıntı, istemediğin işleri yapmak zorunluluğu. *En sevdiğim iş, tiyatro. Arkadaşım Berkun Oya ile televizyon için pek çok proje tasarladık. Gel gör ki, hikaye biraz bizim düşündüğümüzün gerisindeymiş o zamanlar. O yüzden hep bir yerlere tosladık, önümüze duvarlar çıktı. *Magazin muhabirlerinden gerçek anlamda korkuyorum. Asılsız şeyler yazdıkları da oluyor. Başlarda ne yapacağımı şaşırıyordum. Sonra kanıksamaya, görmezden gelmeye başladım. Annem telefon açıp bana soruyordu 'Doğru mu?' diye. 'Anne sen de inanıyorsan böyle şeylere, ben ne yapayım?' diyordum. *Dünyanın en saçma sorusu şudur: Sinema oyunculuğu mu, tiyatro oyunculuğu mu? Böyle bir şey yok; oyunculuk, oyunculuktur. Eskiden imkansızlıklardan dolayı tiyatrocular daha yüksek sesle oynamak zorunda kalıyordu. En arkaya seslerini duyurabilmek için falan... Bazı tiyatrocular, o durumun, o enerjinin yansımalarının zamanla vücutta yer etmesiyle sinema filminde tiyatrocu gibi oynuyorlar. O tür oyunculuktan hoşlanmadığım için buna hiç izin vermedim. Ölüm, adaletsizlik veya sevdiğim biriyle ilişkimdeki sıkıntılar nedeniyle kısa süreli depresyona girdiğim olur. Ama uzun dönem depresyona girmem. Kaçınılmaz bir şeyse depresyon, gireceksin ama çok durmayıp kaçacaksın! OYUNCU EVİNE İŞ GÖTÜRMEMELİ *Oynadığım karakterle özdeşleşmekten hep korktum. Tiyatroda karakterle selama çıkan oyuncular vardır mesela. Bu, insanı şizofreniye sürükler ve dehşet bir şeydir. Bu konuyla ilgili gerçekten çok sıkıntı yaşayan arkadaşlarımız var. Çok basit fiziksel bir karşılığı var bunun; beyin, senin yaptığın her şeyi ciddiye alıyor. Verdiğin bütün tepkileri, rol icabı olsun olmasın ciddiye alıp gerçek kabul ediyor. Beyin bilmiyor, senin bir dizide, filmde ya da sahnede olduğunu. Sen ağladığın zaman depresyona girdiğini düşünüyor ve sana ekstra adrenalin pompalıyor. Rol devam ettiği sürece de devam ediyor buna. Beyin bir noktada paniğe kapılıyor ve sonra seni şizofreniye sürüklüyor. Gerçek ruhsal hastalıklar yaşamaya başlıyorsun. CİDDİYE ALACAKSIN *Müşfik Kenter bizi 'Tiyatro ciddi bir şakadır' diyerek eğitti. Bunu aklından çıkarmayacaksın. Çok ciddiye alacaksın işini ama işin, hayatın olmayacak. Eve iş götürmeyeceksin. Eve iş götürmemen gereken yegane iş, oyunculuk olabilir. Dünyada bir sürü oyuncuda var bu sıkıntı. Bu yüzden metafiziğe saldırıyorlar. 'Maden işçileri bir, tiyatro oyuncuları iki' derdi Müşfik Hoca. İş yapıyoruz yani. Allah'a şükür ben hiçbir rolde depresyona girmedim. TV'nin korkulacak bir şey olmadığını anladım *'Leyla ile Mecnun' sayesinde televizyonun korkulduğu gibi bir şey olmadığını, istediğin gibi bir şeyin ekranda da yapılabileceğini anladım. Televizyon programlarına çıkmayı sevmiyorum çünkü programlara çıkmanın ne anlama geldiğini çözebilmiş değilim. Benim oradaki gerçek durumum nedir? Onun karşılığı yok bende. Ben halkla ilişkiler, reklam tarzı şeylerden de hoşlanan biri değilim; becerebildiğim bir şey de değil bunlar zaten. Olduğundan farklı gösterilmeye çalışılan her şeyin karşısındayım. O yüzden o alan benim için çok fazla şey ifade etmiyor. Gazeteler, dergiler, röportajlar... O işlere girmek için gerçekten konuşulacak bir durumun olması lazım. O yüzden, saygısızlık etmeden uzak durmaya çalışıyorum.Vatan
Türk Dizi Sektöründe Yaşam Mücadelesi Vermiş 8 Alternatif Dizi
Arka Sokaklar hala devam ediyor. Kurtlar Vadisi'nin 11 yılda gezmediği kanal kalmadı şimdi ikinciye dönüyor. Doktorları o kadar çok ısıtıp ısıtıp önümüze koydular ki aşk meşk işlerinden fırsat bulsalar bize yarı zamanlı bir tıp eğitimi verebilirlerdi. Çocuklar Duymasın bitti, iki kere yeniden başlattılar. Daha da başlatırlar gibi... Bu dizilerin yıllar yılı devam etmesine sebep birçok neden bulunabilir. Ancak ne kadar kaliteli yapım oldukları, özellikle bazıları için, tartışma götürür. Ne diyelim sitcom koltukları etrafında dönen bildik bilindik bölümlere imza atmaktan, her türlü işe bir minibüs dolusu komiserin koşturduğu diziye bölüm yetiştirmekten, her sene yeni bir büyük düşman yaratmaktan derin derin hikayeler uydurmaktan yorulmamış senaristlere helal olsun...  Böyle dizilerin arasında kaybolmuş, reyting canavarına yenik düşmüş onlarca dizi var. Ve evet, neredeyse hepsi Beyaz'a konuk olduktan sonra yayından kaldırıldı. Zaten pek çoğu klişenin dibiydi diyebilirsiniz, ancak aralarında öyleleri de vardı ki seyircinin gönlünde taht kurdu, candır, dizinin hasıdır dedirtti. Bir kısmı sonuna kadar direndi, bir kısmı 13 bölümde kaldı, öteye gidemedi. İşte onlardan bir kısmı, unutulmuş başka diziler varsa  paylaşalım lütfen.
Leyla İle Mecnun'un Kendine Has Şarkıları
3 sezon boyunca bağladı bizi TV'ye pazartesi sendromu onlarla atlattık.Bazen İsmail Abi olduk bazense terkedilen İskender ama bir parçamız Mecnundu hep..Bu dizi sadece Ali Atay'ı büyük bir oyuncu yapmadı onu Burak Aksak'ın deyişiyle Rockstar'da yaptı..Bu arada dizide çokca Ferdi Tayfur şarkısı bulunmasının nedeni telif yok..