Görüş Bildir

Hastalık Haberleri

Hastalık ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Hastalık ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Arabanızda Bulunan Bu Buton Hayat Kurtarıyor: SOS Tuşu Tam Olarak Ne İşe Yarar?
Trafiğe çıkmadan önce arabanızı iyice tanımanız gerekir. Araçtaki her fonksiyonu bilmeniz, sürüş esnasında aracınıza daha hakim olmanızı sağlar. Bildiğiniz gibi sürüş hakimiyeti de güvenli sürüşün olmazsa olmazıdır. Otomobil üreticisi firmalar, ‘’Hangi tuşa basarsam klimayı açabilirim?’’ veya ‘’Hangisiyle yan aynaların konumunu ayarlayabilirim?’’ gibi sorularınıza önceden yanıt veren el kitapçıklarını bu sebeple hazırlar. Bugünkü yazımızın konusu da arabalarda bulunan ve doğru kullanıldığında hayat kurtaran SOS butonu. Peki, bu buton tam olarak ne amaçla kullanılır?Kaynak
Bilinçaltımız Hastalıklara Yol Açabilir mi?
Hastalıklarımızın sebeplerinin sadece fiziksel olmadığını, duygusal çatışmalarımızın da hasta olmamızda büyük bir etken olduğu bilinen bir gerçek. Ruhsal Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal duygusal çatışmalarımızn hastalık sebebi olduğunu belirtiyor ve “Hastalığı bedenden uzaklaştırmak tedavi edilmeli. Ancak, bilinçaltımıza yerleşmiş ve hastalığa neden olan olumsuz düşünceleri tespit ederek onları dönüştürdüğümüzde hastalıkları kalıcı biçimde ortadan kaldırmak mümkün” diyor. Son zamanlarda hangi doktora gidersek gidelim, “stresten uzak durun” önerisini sık sık duymaya başladık. Yaşamımızdaki her deneyim gibi hastalıklarımızı da düşüncelerimizle, bilinçaltımıza yerleşmiş inançlarımızla kendimiz yaratıyoruz. Ruh, zihin ve beden bütünlüğünü bozduğumuz zaman ruhsal veya fiziksel rahatsızlıklar baş göstermeye başlıyor. Öfke en önemli etken Ayrıca öfkenin hasta olmamızla ilgili çok önemli bir etken olduğunu vurgulayan Gülnur Ünal Şunları söylüyor: “Yaşadığımız olaylar ve bunların bizde bıraktığı düşünce, inanç ve duygular bilinçaltımızda kodlamalar olarak yerleşiyor. Geçmişte yaşanmış bir olayı kodlayan bilinçaltı, o durumu hatırlatan bir imgeyle karşılaştığında sorunu aktifleştiriyor. Duygusal çatışma yaşadığımız her durum bedenimizde belirli bir bölgeyi etkiliyor. Çatışmanın şiddetine bağlı olarak rahatsızlığın ölçüsü de değişiklik gösteriyor. Yorgunluk, halsizlik, isteksizlik, çarpıntı, sırt ve boyun ağrıları, egzama gibi rahatsızlıklar; en çok da korku, endişe, öfke, güvensizlik duyduğumuz zamanlarda ortaya çıkıyor. Öfke ya da korkuya kapıldığınızda kalbinizin ritmini, akciğerlerinizi ve diğer organlarınızın sağlıklı çalışmasını bozabilirsiniz.” www.unimetre.com Ayrıca kimi duygu ve düşüncelerin vücudun belirli yerlerinde rahatsızlıkara yol açabileceğini söyleyen Gülnur Ünal, bunları şu şekilde sıralıyor; •Baş Ağrısı: Kendini muteber görmemek. Kendini eleştirmek. Korku. • Kilo: Korku, korunma ihtiyacı. Duygulardan kaçmak. Güvensizlik, kendini reddetmek. Doyum aramak • Bulimia: Kendinden nefretin çılgın bir doldurma ve boşaltması. Umutsuz dehşet. • Bunama (Alzheimer): Çocukluğuna sözde geri dönüş. Bakım ve ilgi talep etmek. Hayatın yükünden kaçış. • Cinsel Soğukluk: Korku, zevk almayı reddetmek. Cinsel ilişkinin kötü bir şey olduğuna inanmak. Duyarsız partnerler. Babadan Korkmak. • Depresyon: Sahip olma hakkına sahip olmadığını hissetmekten kaynaklanan kızgınlık. Umutsuzluk. • Hiperaktiflik: Korku. Kendini baskı altında ve çılgın hissetmek • Diyabet: “Keşke öyle olsaydı” düşüncesinden kaynaklanan özlem. Büyük bir kontrol ihtiyacı. Derin keder. “Geriye hiçbir tatlılık kalmadı.” • Horlama: Eski düşünce kalıplarını bırakmayı inatçı bir biçimde reddetmek. • Kalp Krizi: Para ya da mevki uğruna kalbindeki tüm sevinci yok etmek. • Kanser: Derin incinme. Uzun zamandır süren içerleme. İnsanı yavaş yavaş yiyip bitiren bir sır ya da üzüntü. Nefretleri taşımak. “Ne yararı var ki?” yaklaşımı. • Kısırlık: Korku ve yaşama sürecine direnme veya ebeveynlik deneyimine ihtiyacı olamama. • Menepoz: Artık arzu edilmeme korkusu. Yaşlanma korkusu. Kendini reddetmek. Kendini yeterince iyi, yeterli hissetmemek. • Sağırlık: Reddetmek, inatçılık, kendini tecrit etmek. “Duymak istemediğiniz nedir? “Beni rahatsız etmeyin?” • Selülit: Biriktirilmiş öfke ve kendini cezalandırmak. • Tiroit- boğaz rahatsızlıkları: Kendi duygu ve düşüncelerini ifade edememe: • Göz rahatsızlıkları: Hayatından memnun olmama, kendine güvensizlik, umut kaybı. • Dalak, pankreas rahatsızlıkları: Hayatın zevklerini yaşayamama, gelecekten ve başaramamaktan korkma • Boyun, omuz ağrıları: Yaşamda esnek olmama, inatçılık, öfke kaynaklı duygusal çatışmalar.
Kurt Seyit ve Şura Dizisi Karakterleri
Yılın dizisi 'Kurt Seyit ve Şura' 4 Mart'ta yani bugün başlıyor. Nermin Bezmen'in aynı adlı romanından uyarlanan dizide kim, hangi rolde? Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah'ın başrollerde yer aldığı 'Kurt Seyit ve Şura' dizisi, 4 Mart 2014 Salı günü, saat 20.00'de, Star TV ekranlarında izleyiciyle buluşacak. Hilal Saral’ın yönetmenliğini üstlendiği dizinin senaryosu Ece Yörenç'e ait. Nermin Bezmen'in 'Kurt Seyt ve Shura' adlı kitabından uyarlanan dizi, yüzyıl başı Rusya’sından 1920’lerin İstanbul’una uzanan dönemde yaşanan tutkulu bir aşk hikayesini konu alıyor. Dizide kim, kimdir? Kurt Seyit ve Shura'nın karakterlerini tanıyalım...Kurt Seyit Eminof ve Ailesi Baba Mirza Mehmet Eminof, Kırım’ın en güzel yerlerinden biri olan Aluşta’da verimli arazilerin sahibidir. Mirza Mehmet, üç oğlunun da Aluşta’da onunla yaşamasını ve sonunda soylarını devam ettirecek Türk asıllı kızlarla evlenmelerinin hayalini kurmaktadır. Fakat Kurt Seyit’in Rus soylusu Şura ile birlikte olmayı tercih etmesi baba oğul arasındaki ilişkilerin kopma noktasına gelmesine yol açacaktır. Kurt Seyit’in kaderi Şura’yla tanışmasının ardından tamamen değişir. Şura’yla olan ilişkisi ve Rusya’daki devrim onun içinde bulunduğu tehlikeyi daha da büyütür. Kurt Seyit’in aşkı ve ailesi için olan mücadelesi onu çok çalkantılı bir serüvenle İstanbul’a doğru yola çıkaracaktır.Kurt Seyit Eminof Kurt Seyit, Kırım’ın Türk asıllı, köklü ailesi Eminof’ların en büyük oğludur. Babası Mirza Mehmet Eminof, Rus ordusunda subaylık yapmıştır. Çocukluğundan beri babası tarafından asker olarak yetiştirilen Kurt Seyit, Rus ordusunda görev yapan onurlu, başarılı bir subaydır.Mahmut Eminof ailesinin ortanca oğlu Mehmet Kurt Seyit’in iki yaş küçük kardeşidir. Kurt Seyit’in aksine Mahmut hep çiftlikle yaşamış ve babasıyla çiftliğin yönetimine ortak olmuştur.Osman Kurt Seyit’in 6 yaş küçük erkek kardeşi Osman hayatı boyunca bir kahraman gibi hikayelerini dinlediği ağabeyi Kurt Seyit’i gözünde ilahlaştırmış, onun gibi olmak için her şeyi yapabilecek bir gençtir.Şura (Alexandra) Verjenskaya ve Ailesi Şura’nın babası Julien Verjensky soylu bir aileden gelen önemli bir ticaret adamıdır. Annesi Katherina, Julien’le sevgi dolu bir evlilik yapmış, eşine ve ailesine çok bağlı bir kadındır. Hayatındaki en önemli varlıkları kızları Nina, Valentina ve Şura’dır. Ciğerlerinden hasta olan Julien, kızları Şura ve Valentina ile birlikte Petrograd’a tedavi için geldiğinde uzun bir süre hastanede kalır. Bu süreçte Şura hayatının aşkı Kurt Seyit’i bulacaktır.  Şura (Alexandra) Verjenskaya Ailenin en küçük kızı olan güzeller güzeli Şura, Petrograd’ta ilk kez sosyeteye takdim edildiği baloda Kurt Seyit’le tanışır ve ona ilk andan itibaren aşık olur. Bu aşk her türlü engele, entrikaya rağmen güçlenerek büyürken, çeşitli zorluklarla da sınanır.  Valentina Şura’nın ablası Valentina, ailenin ortanca kızıdır. Kontrollü ve ağırbaşlı genç bir hanım olan Tina için, ailesi ve toplumdaki saygınlığı her şeyden önce gelir. Şura’nın Seyit'le yaşadığı aşk onun da hayatındaki dengeleri değiştirecektir.  Nina Şura'nın ablası, ailenin en büyük kızı Nina, bebekliğinde geçirdiği bir hastalık sonucu, zihinsel gelişim olarak kardeşlerinden geri kalmıştır. Annesine çok bağımlı olan Nina kardeşleri arasında da en çok Şura'ya düşkündür. Masumiyeti ve saflığı ile Şura’nın hayatta atacağı en önemli adımlara vesile olacaktır. Petro Borinsky ve Ailesi Zengin, asil ve nüfuzlu bir Rus ailesi olan Borinsky'ler tek oğulları Petro'ya oldukça düşkündürler. Petro'nun babası Andrei Borinsky aynı zamanda Şura'nın babası Julien'in yakın arkadaşı ve iş ortağıdır. Annesi Maria, oğlunun güzeller güzeli asil Şura ile evlenmesi için gelecek planları yapmaktadır. Petro’nun da Şura'ya karşı hislerini fark ettiğinde daha da cesaretlenecektir.  Petro Borinsky Petro, küçük yaşlarda girdiği askeri okulda Seyit’le tanışmış, çocukluk yıllarından itibaren onunla gizli bir rekabet içinde olmuştur. Petro’nun savaş alanında yaptığı bir hata, Seyit ve Petro arasındaki rekabeti Petro açısından gizli bir düşmanlığa dönüştürür. Seyit’in Şura’ya olan aşkı, bu düşmanlığı daha da büyütecektir.Celil Kırım’lı Türk asıllı bir ailenin çocuğu olan Celil, Kurt Seyit’in hem çocukluktan beri en yakın dostu hem de orduda omuz omuza savaştığı silah arkadaşıdır. Bolşoy baş balerini Tatya'ya deli gibi aşıktır. Celil’in Rusya’dan İstanbul’a süren hüzünlü hikayesinde, yanında hep Kurt Seyit ve Şura olacaktır.  Tatya Sanatçı bir aileden gelen Tatya Rusya’nın en ünlü balerinidir. Moskova’da bir gösteri sonrasında Celil’le tanışır. İlk andan itibaren birbirlerine delicesine aşık olurlar. Seyit’in ve daha sonra da Şura’nın en yakın dostu olan Tatya, onların bir araya gelmesinde kritik bir rol oynar.. Kendi aşkı için de her türlü zorluğu göze alır ve Celille birlikte, tehlikeli bir maceraya doğru yola çıkar.  Barones Lola Seyit'in eski sevgilisi, dul Barones Lola, eski eşinden miras kalan unvanı sayesinde toplumda tanınır bir isimdir. Güçlü kişiliği, uluorta konuşulmayan ama herkes tarafından bilinen çapkınlığı, ona karşı mesafe konmasına sebep olsa da, her türlü davetin aranan ismi olmaya devam etmektedir. Seyit’in Şura’ya olan aşkını gören Barones Lola, ilk kez huzursuz olur.  Güzide Seyit’lerin Kırım’daki komşu çiftliğinde ablasının yanında kalan Güzide’nin hayatı, olaylı bir günde Celil’le karşılaşmasıyla değişir. Celil’den çok etkilenen Güzide, iki kelime konuştuğu Celil’i, günler haftalar aylar içinde kendi kafasında büyütür ve o resme aşık olur. Güzide ile Celil’in yolları zaman zaman kesişir zaman zaman tamamen ayrılır, ama İstanbul’da çok hüzünlü bir aşk hikayesi onları beklemektedir.
Devlet Bahçeli: 'İranlı Bir Uşak Var, Herkesi Tehdit Ediyor'
MHP lideri Devlet Bahçeli, Balıkesir'de halka seslenerek Reza Zarrab'ın tahliyesini eleştirdi. 17 Aralık operasyonuyla cezaevine gönderilen Reza Zarrab ve bakan çocuklarının dün tahliye edilmesini eleştiren Bahçeli, 'Erdoğan hangi tedbiri alırsa alsın, kimi çıkarırsa çıkarsın, hele hele İranlı bir uşak var herkesi tehdit ediyor, ‘Beni çıkarmazsanız anlatırım’ diyor 'yakarım' diyor. Adam 75 günde çıktı, şimdi İstanbul’da dolaşacak. Bu hak mıdır?' dedi. İç ve dış odaklar Türkiye üzerinde tehdit oluşturuyor. Sandıkta bir oy kaybedersek bunun vebali yüksek olur. Kaybedilen bir oy ya başkanlığı kaybettirir, ya başkanlığı kazandırır. Gözünüzün bebeği gibi oyları koruyacaksınız. 17 Aralık’tan bugüne 75 gün geçmiş. Bu günlerde neler olduğunu anlayınız, takip ediniz. 75 günde yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla millet karşı karşıya kaldı. Yolsuzluk ve rüşvet hastalık gibidir, toplumu çürütür, devleti çökertir. Yüzde 51 ile gelen ve herşeye el koymaya çalışan, ülkeyi diktatoryaya götürmek isteyen bu şahsı uyarmamız lazımdır. Milli irade yüzde 51 ile getiriyorsa aynı irade yüzde 51 ile de güle güle diyebilir.Net Gazete
'Rüşvet ve Yolsuzluk Toplumsal Bir Hastalıktır'
MİLLİYETÇİ Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yolsuzluk ve rüşvetin toplumsal bir hastalık olduğunu belirterek, 'Kanserden kötüdür. Kangrenden kötüdür. Toplumu hele hele kalıcı hale dönüşürse herkes tarafından yolsuzluk ve rüşvet görülmez duyulmaz bir hal alırsa bu toplum çürür. Toplumun çürümesi devleti çökertir' dedi.Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yerel seçim çalışmaları kapsamında karayoluyla Tekirdağ’ın Malkara İlçesi’ne geldi. Partililer tarafından karşılanan MHP Lideri Bahçeli Malkara'da halka hitap etti. Bakanların çocuklarının parayla haşır neşir olduklarını anlatan Bahçeli, 'Paraları toplayıp toplayıp kasa koyarken sayıyorlar, bu nedenle elleri uyuşmuş kolları ağırır hale gelmiş birisi de tavsiye etmiş kendinize ‘Bu kadar eziyeti kendinize niye yapıyorsunuz, teknoloji ilerledi para sayma makineleri var, alın eve birer tane’ demiş. Türkiye’de yolsuzluk var mı yok mu? Var ise nereye kadar? Kime kadar uzanıyorsa kökünden kazımaya gerekli cezayı vermeye size namusum ve şerefim üzerine söz veriyorum. AKP’li kardeşim bunu başbakana niye sormuyorsun? Niye bu soruların cevabını istemiyorsun? Neyden gocunuyorsun ki herkese saldırıyorsun? Türkiye de mitingler yapıyorsun belediye seçimleriyle ilgili buralarda. Hiç yolsuzluk ve rüşvetin olduğundan değil kendinden bahsediyorsun. Sen kimsin? Bu kadar işin içerisinde bir gocunduğun yer var ki sen bu kadar rahatsız oluyorsun Saldırgan oluyorsun.'dedi.RÜŞVET KANSERDEN KÖTÜBaşbakanın mitinglerde üslubunu bozduğunu kaydeden MHP Lideri Bahçeli, 'Yolsuzluk ve rüşvet kolay atlatılacak bir konu değildir. Yolsuzluk ve rüşvet, toplumsal bir hastalıktır. Kanserden kötüdür. Kangrenden kötüdür. Toplumu hele hele kalıcı hale dönüşürse herkes tarafından yolsuzluk ve rüşvet görülmez duyulmaz bir hal alırsa bu toplum çürür. Toplumun çürümesi devleti çökertir. Ondan sonra yiyenlerle yemeyenlerin kavgası başlar. Ve Türkiye de sosyal hareketlilik hızlanır. Türkiye de bazı ayaklanmalar baş gösterir. Bundan yararlananlar olur. Türkiye karmakarışık kaosa kavga ya iç çatışmaya girdiği zaman ortada hiçbir siyasi parti kalmaz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı AKP’ye oy vermiş olanlar da kurtaramaz. Bu tehlikeli gidişata ‘Dur’ demek lazım. Mahalli idareler seçimleri iktidar değişikliği önermez. Ancak iktidarı uyarmak için önemli bir gün olarak değerlendirilir. AKP’nin yüce divandan kurtuluşu yoktur. Yargının önüne er geç çıkacaktırö diye konuştu.ÖLDÜRÜLEN MHP'Lİ BELEDİYE BAŞKANIN MEZARINI ZİYARET ETTİMHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli daha sonra Malkara’nın Kozyörük Beldesi’nde 15 yıl önce sırtından kurşunlanarak öldürülen belediye başkanı MHP'li Mehmet Dölkan'ın mezarını ziyaret etti. Kozyörük Mezarlığı'na giden Bahçeli, 29 Ekim 1999'da sırtından vurularak öldürülen Dölkan'ın mezarı başında dua ederek, çiçek koydu. MHP Lideri Bahçeli, Dölkan'ın ailesine sabır dileyerek, karayoluyla Hayrabolu'ya geçti.Engin ÖZMEN- Mehmet YİRUN- Murat YAYIN/MALKARA(Tekirdağ),(DHA)
Başbakan Erdoğan'dan 'Helal Lokma' Gafı
Partisinin Eskişehir mitinginde konuşan Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken 'Evlatlarıma helal lokma yedirmedim' diyerek gaf yaptı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin yerel seçim çalışmaları kapsamında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken farkında olmadan ilginç bir gafa imza attı. ÇOCUKLARIYLA İLGİLİ ELEŞTİRİLERE YANIT VERDİ Kemal Kılıçdaroğlu’nun Tekirdağ mitinginde Erdoğan’ı eleştirirken yanlışlıkla Erdoğan’ın annesinin de yolsuzluğa bulaştığını söyleyip, hatasını anladığında özür dilemesini eleştiren Erdoğan, çocukları hakkındaki eleştirilere cevap verdi. 'HELAL LOKMA YEDİRMEDİĞİM HALDE...' Bu sırada dili sürçen ve ‘haram’ yerine ‘helal’ kelimesini kullanan Erdoğan 'Sen, benim evlatlarıma helal lokma yedirmediğim halde, evlatlarıma da haramdan bahsedecek kalitede de değilsin' dedi. sondakika.com
İdrar Kaçırma Nedenleri Nelerdir?
Günlük işleriniz esnasında, istemsiz ve ani şekilde idrarın, idrar yolundan dışarı akmasına ”idrar kaçırma” denmektedir. İdrar kaçması genellikle idrar yolundan olur. Ancak bazı özel ve istisnai durumlarda kalın bağırsak ya da kadınlarda genital organ yoluyla da olabilir. Bu sorun bazı hastalarda günlük yaşamı ve normal aktiviteleri engelleyecek oranda yüksek olabilir. Gülme, öksürme, hapşırma, egzersiz yapma, yürüme hatta oturma, veya ağır bir eşya kaldırırken idrar kaçırılıyorsa, idrara çıkmaya yetişmeden kaçırma sorunu yaşanıyorsa, bu histen kurtulmak için sık sık idrara çıkma ihtiyacı hissediliyorsa, idrarın tamamen boşaltılamadığı hissediliyorsa bu bir sorundur. Ve uzmana başvurulması gerekir. Bir uzman yardımıyla idrar kaçırma nedeni ve idrar kaçırma tipi belirlenerek uygun bir tedavi biçimi bulunması gerekir. Yaşam kalitesini düşüren ve iş hayatı, sosyal yaşam ve kişisel alanı etkileyebilen bu sorundan kurtulmak için farklı iyileşme yolları ve çözümler mümkündür. Her iki cinsiyette de görülebilen bu sorun için, idrar kaçırmanın değişik tipleri, nedenleri ve nedene göre değişik tedavileri vardır. İdrar kaçırma çok sık görülen ve tedavisi mümkün bir problemdir. Her cinsiyet ve yaşta görülebildiği gibi bir hastalık da değildir. Birçok farklı tipi ve tedavi şekilleri mevcuttur. Bu sebeple, tedavi yöntemi de idrar kaçırmanın formuna göre değişmektedir. İdrar kaçırma başlıca 3 ana grupta incelenir Stress inkontinans (İdrar kaçırma): Kas,sinir güçsüzlüğüne bağlı olarak idrar kaçırma Acil İdrar Yapma Gereksinimi: İdrar kesesinin kontrol edilemeyen otomatik kasılmasına bağlı olarak idrar kaçırma Karışık tip: Her iki durumun da varlığıyla idrar kaçırma İlerleyen yaş Fazla kilolu olmaz, obezite Kalıtımsal sebepler Kabızlık İdrar enfeksiyonları (kadınlarda sistit, mesane iltihabı) Vajinal enfeksiyonlar İdrar taşları ve tümörleri Zor doğumlar, Menopozla ilişkili hormonal değişiklikler Şua tedavisi Sinirsel hastalıklar ve erkeklerde görülen prostat büyümesi Kadınlarda devamlı idrar kaçırmaya sebep: mesane-vajina arasında ya da böbrekle mesane arasındaki idrar borusu (üreter) vajina arasında oluşacak birleşmeler Kontrolsüz şeker hastalığı Alkolizim Prostat kanseri için yapılan ameliyatlar Adele gevşeten, tansiyon düşürücü, idrar söktürücü, sakinleştirici, depresyona karşı alınan ilaçlar, alerji ilaçları da idrar kaçırmaya sebep olabilir. Beyin fonksiyonlarında yavaşlamaya neden olan hastalıklar (demans, alzheimer, damarsal hastalıklar vb) Yukarıda sayılanları genelde idrar kaçırma sorunu için neden olarak sayabiliriz. Bunun için muayene, günlük idrar takip çizelgesi, kişinin kaçırdığı idrar miktarının tespit edildiği ped testi ve gerekirse ürodinami adı verilen mesanenin nasıl çalıştığını gösteren testlerle bu teşhis konulabilir. Tedavisinde ise egzersiz, ilaç tedavisi ve çeşitli ameliyat yöntemleri uygulanabilir. Erkekler kadınlara göre bu sorunu daha az yaşamaktadır. Çünkü idrar tutmayı sağlayan kas yapıları fizyolojik olarak daha sağlamdır. Ve bunu bozabilecek doğumlara maruz kalmadıklarından bu sorunu daha az yaşarlar. Bu nedenle idrar kaçırma genel olarak erkeklerde kadınlara oranla daha az görülür. Fakat görülmesi durumunda kadınlardan daha şiddetli yaşanır denilebilir. Prostat büyümesine bağlı mesane çıkım tıkanıklığının zamanında tedavi edilmemesine bağlı ortaya çıkan idrar kaçırma durumu ve prostat ameliyatları sonrası görülen idrar kaçırma en sık görülen nedenler arasındadır. İdrar kaçırma özellikle menopoz sonrası dönemde ve doğum yapma sayısı fazla kadınlarda görülebilen 30 yaşını geçkin her dört kadından birinde görülebilen ciddi ve yaygın bir sorundur. Doğum yapmamış genç kadınlarda bile zaman zaman görülebilir. Kadınların ömürlerinin uzaması ile sorun daha da büyümektedir.Kadınlarda idrar kaçırma şikayetlerinin en önemli nedeni genetik yapıdır. Bağ dokusu, kalıtımsal olarak zayıf ve sarkmaya eğilimli olan bireylerde, bu problem sıklıkla oluşur.Genital organların sarkması ise çoğunlukla zor ve sık doğumlar, kronik öksürük ve astım hastalığı, ağır yük kaldırma, kronik kabızlık, aşırı şişmanlık gibi etkenlerin varlığında oluşur ve sonuç olarak “İdrar kaçırma” problemi oluşur. Cerrahi olmayan tedavi: Amaç, elde olmayan idrar kaçırmaya katılan faktörlerin iyileştirilmesini sağlamaktır. Bu tedavi yöntemi problemi kötüleştiren faktörlerin mesela, kabızlık, şişmanlık, sigara kullanımı, aşırı sıvı alımının önlenmesi gibi ve çoğalmış karın içi basıncını dengelemek için hastanın pelvis tabanı yeteneğini arttırmaya yönelik kaslar ile kadınlık hormonu durumunun düzeltilmesini amaçlar. Kegel egzersizleri: Pelvis, tıpta leğen kemikleri arasında kalan bölgedir. Doğum sırasında, bebeğin takip edeceği yol burasıdır. Pelvis bölgesinde çok sayıda kaslar vardır. Bu kasların eğitimi idrar yaparken, bu bölge kaslarının sıkılması ile idrar akımının durdurulması ve bir süre tutulması ile sonra tekrar gevşetilmesi ile olur. Bu işlemi yaparken hangi kasların kasılmasının bu etkiyi sağladığı anlaşılmaya çalışılmalıdır. Bu kas grupları öğrenildikten sonra, gün boyu 200 kere kasılması ve gevşetilmelidir. 5 yavaş, 5 hızlı hareket günde en az 5 kere yapılmalıdır. Hamilelik süresincede en az 3 kez yapılmalıdır ve doğum sonrası da minimum 10 kez yapılmalıdır. Kegel egzersizleri Özellikle doğum sonrası sık olarak görülen öksürmek, aksırmak, gülmek ile idrar kaçırmayı engellemektedir. İlaçla tedavi :Konunun uzmanı hekimler tarafından karar verilen, mesane gevşetici ilaçların kullanımı buna uygun olan kişilerde fayda sağlamaktadır. Cerrahi tedavi : Gerçek stress inkontinansın tedavisi, cerrahi yöntemlerle yapılan tedavi biçimidir.. Bu sorunu düzeltmek için günümüzde uygulanan çeşitli ameliyat tipleri mevcuttur.