Efsanevi Anka Kuşu: Zümrüdüanka ve Simurg Olarak Bilinen ve Küllerinden Yeniden Doğan Mitolojik Kahraman
Anka kuşu, Simurg veya Zümrüdüanka, Arap çölünde beş veya altı yüzyıl yaşamış, kartala benzeyen, ancak zengin kırmızı ve altın rengi tüylere sahip eşsiz bir kuş olarak tarif edilir. Yeniden doğuşu sembolize eden anka kuşu, yenilenme, ölümsüzlük, şifa ve sonsuz ateş gibi anlamlara da gelir. Anka kuşu hakkında araştırma yapanların en çok sorduğu sorulardan biri ise 'Anka kuşu gerçek mi?' oluyor. Anka kuşu, efsanevi bir kuş olarak kabul edilir ve gerçek hayatta yoktur. Yunan, Roma ve Mısır mitolojisinde adı geçen Anka kuşu, 500 yıl yaşadı, sonra öldü ve yeniden doğdu.
Bu içeriğimizde efsanevi Anka kuşu hakkında merak edilen bilgilere ulaşabilirsiniz.
Anka Kuşunun Hikayesi
Anka kuşu, Simurg veya Zümrüdüanka, Arap çölünde beş veya altı yüzyıl yaşamış, kartala benzeyen, ancak zengin kırmızı ve altın rengi tüylere sahip eşsiz bir kuş olarak tarif edilir. Yeniden doğuşu sembolize eden anka kuşu, yenilenme, ölümsüzlük, şifa ve sonsuz ateş gibi anlamlara da gelir. Anka kuşu hakkında araştırma yapanların en çok sorduğu sorulardan biri ise 'Anka kuşu gerçek mi?' oluyor. Anka kuşu, efsanevi bir kuş olarak kabul edilir ve gerçek hayatta yoktur. Yunan, Roma ve Mısır mitolojisinde adı geçen Anka kuşu, 500 yıl yaşadı, sonra öldü ve yeniden doğdu.
Anka kuşu, Yunan, Roma ve Mısır mitolojisinde adı geçen efsanevi bir kuştur. Eski yazarlara göre anka kuşu 500 yıl yaşadı, sonra öldü ve yeniden doğdu. Parlak altın ve kırmızı tüyleri vardı ve bir kartal boyutuna ulaştı.
Anka kuşu ölmeden hemen önce, tarçın ve mür de dahil olmak üzere hoş kokulu otlar ve baharatlardan oluşan bir yuva yaptı. Sonra yuvayı ateşe verdi ve alevler içinde öldü. Ancak küllerinden yeni bir anka kuşu doğdu. Yavru kuş yeterince güçlendiğinde, ölü anka kuşunun küllerini mürden yapılmış bir yumurtaya yerleştirdi. Sonra genç anka kuşu yumurtayı Mısır'ın güneş şehri Heliopolis'e taşıdı ve güneş tanrısı Ra'nın sunağına yerleştirdi.
Anka kuşu Mısır'da ölümsüzlük ve ebedi yeniden doğuşla ilişkilendirildi ve Romalılar onu Ebedi Şehir Roma'yı sembolize etmek için madeni paralarda kullandılar. İlk Hıristiyanlar, anka kuşunu dirilişin sembolü olarak gördüler. Kuş ayrıca hem Çin hem de Japon mitolojisinde kutsal bir figür olarak karşımıza çıkıyor.
Anka Kuşu Hakkında Önemli Bilgiler
Olağanüstülüklere konu olan, Batı dillerinde Phoenix olarak adlandırılan, pek çok farklı isimle bilinen anka kuşu hakkında önemli bilgiler şunlar:
Türk mitolojisinde Tuğrul Kuşu olarak bilinir.
Zümrüdüanka denme nedeni Türklerin renginin yeşil olduğuna inanmasındandır.
Dünyada yalnızca bir tane olduğuna inanılır.
Kuşların hükümdarıdır.
Tüylerinin iyileştirici gücü vardır.
Kaf Dağı'nın tepesinde yaşar.
Yedi dipsiz vadi olan 'İstek, Aşk, Marifet, İstisna, Tevhid, Şaşkınlık ve Yok Oluş' vadilerini aşmak Zümdürüanka'nın yuvasına varmaktır.
Fars ve Klasik Türk edebiyatında kendine yer bulmuştur.
Mitolojide Anka Kuşu
Mitolojide Anka kuşu önemli bir yere sahiptir. Fars sanatında bu kuş, kanatlı ve dev bir yaratığa benzer. Bazen, köpek başı ve aslan pençeleri bulunan bir tavus kuşu görünümündedir. İnsan yüzü ile de resmedildiği olan anka kuşu, yılanlara karşı düşmandır. Yaşadığı yer fazlasıyla sulaktır.
İran efsanelerine göre Simurg, oldukça yaşlıdır. Öyle ki, dünyanın yıkılışına tam 3 kez şahit olmuştur. Sasaniler, Simurg'un yere bereket taşıyacağına inanırdı. Daha sonraları bu kuş, ilahiliğin bir sembolü olmuştur.
Simurg uçtuğunda, her bitkinin tohumları dökülürdü. Tohumlar, dünyanın her yerine dağılırdı ve her bitki çeşidi kök salardı. Böylece insanoğlunun tüm hastalıkları tedavi edilebilirdi.
Şehname'de Anka Kuşu
Firdevsi'nin Şehname isimli eseri ile Simurg, en tanınmış haline bürünmüştür. Simurg'un Prens Zal ile ilişkisinin yer aldığı bu eserde şu hikaye ele alınır:
'Kral Sam'ın oğlu Zal albino olarak doğmuştur. Kral Sam albino oğlunu görünce, çocuğun şeytanların tohumu olduğunu düşünüp çocuğu bir dağa terk etmiştir. Çocuğun ağlayışlarını duyan yumuşak kalpli Simurg çocuğu alıp büyütür. Zal her türlü bilgiye sahip Simurg'dan hikmet almış birçok şey öğrenmiştir. Yine de büyüyüp bir yetişkin olduğu zaman insanların dünyasına girmek ister. Simurg çok üzülse de, ona bir tane altın tüy verip gitmesine izin vermiştir. Eğer Zal, Simurg'un yardımına ihtiyaç duyarsa bu tüyü yakacaktır. Krallığına döndüğünde Zal güzel Rudaba'ya aşık olur ve onunla evlenir. Karısı bir oğula hamile kalır fakat doğum zamanı geldiğinde birçok sorun yaşarlar. Zal karısının doğum sırasında öleceğini fark eder ve tam Rudabah ölüme yakınken Zal Simurg'u çağırmaya karar verir. Ortaya çıkan Simurg Zal'ın bir tür sezaryen benzeri yöntem uygulamasını sağlar ve Rudabah ile çocuğun hayatını kurtarır. Bu çocuk daha sonra en ünlü ve büyük Pers kahramanlarından biri olacak Rüstem'dir.'
Sembolizmde Anka Kuşu
İranlı şair Feridüddin Attar, Simurg'tan Mantıku't-Tayr adlı eserinde bahseder. Burada Simurg'u arayan bir kuş sürüsü vardır. Kendini aramanın sembolünü simgeleyen Simurg farklı geleneklerde birçok ada sahiptir.
Batı'da Feniks
İran'da Simurg
Orta Doğu'da Anka
Türklerde Kerkes
Bu kuşların ortak özelliği ölümsüzlüktür. Anlatımlarda en yaygın olan figür, yanma motifidir. Her birinde Anka, kendisini yakan ve daha sonra küllerinden yeniden doğan bir kuştur.
Yorum Yazın