Seni Ele Geçiren Kötü Duygu Ne?
Bazen duygusal dalgalarımızı kontrol etmek zorlaşır ve kendimizi tamamen farklı bir duygunun kollarına bırakırız. Bu yeni duygu, beklenmedik bir misafir gibi bizi ziyarete gelir ve kendisini ev sahibi ilan eder. Bu duygu, bazen tatlı bir melodi gibi bizi neşelendirirken, bazen de kasvetli bir bulut gibi üzerimize çöker. Ve en kötüsü, bu duyguların kontrolü genellikle elimizde olmaz.
Seni ele geçiren kötü duygu ne?
Haydiiii testeee!
1. Cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını da seçer misin?
3. Bir hata yaptığında nasıl hissediyorsun?
4. Sevdiklerinden biri seni hayal kırıklığına uğrattığında nasıl bir tepki verirsin?
5. Bir insan seni yanlış anladığında nasıl bir duygu hissedersin?
6. Güvenini çabuk kaybeder misin?
7. Canın yandığında ne yaparsın?
8. Biri seni unutmuş gibi hissettiğinde ne yaparsın?
9. Sinirlendiğinde kendin olmaktan çıkıyor musun?
10. Son olarak unuttuğun birine uzun zaman sonra denk geldiğinde ne hissedersin?
Seni ele geçiren kötü duygu öfke!
Seni ele geçiren kötü duygu öfke! Bir anda her şeyi sarar, içindeki huzuru bozar ve her düşüncenin, her hareketin bir şekilde ona göre şekillenir. O an, öfke seni kontrol eder, senin yerine kararlar verir. Her şeyin büyütülmüş, abartılmış hali gibi gelir; küçük bir yanlış, dev bir hayal kırıklığına dönüşür. Öfkenin içinde bir öfke daha vardır, bir tür çaresizlik, birikmiş duyguların patlaması. Ve bu öfke seni dış dünyadan uzaklaştırır, içinde sürekli yankılanan bir rahatsızlık yaratır. Ama bu öfkenin ardında, genellikle başka duygular da vardır: hayal kırıklığı, korku, belki de derin bir üzüntü. Öfke, çoğu zaman başka bir şeyin örtüsü olur. Ama yine de, ne kadar kontrol etmeye çalışsan da, seni zaman zaman ele geçirir, kalbini sıkıştırır. Öfke seni saran karanlık bir bulut gibi olabilir; ama unutma, ne kadar güçlü olursa olsun, her öfke fırtınasının sonunda bir güneş açar. Öfkeyi anlamak, ona izin vermek ve ondan kurtulmak, sana gerçek huzuru getirebilir.
Seni ele geçiren kötü duygu korku!
Seni ele geçiren kötü duygu korku! Bir anda içini sarar, her şeyin üzerine bir gölge gibi çöker. O an, ne kadar güçlü olsan da, dünyan daralır, bir boşluğa düşüyormuşsun gibi hissedersin. Korku, adeta zihninde yankı yapar, seni geçmişin kaygılarıyla boğar veya geleceğe dair belirsizliklerle sarmalar. Gözlerini kapattığında, her şey daha büyür; olumsuz senaryolar, en kötü ihtimaller gözünün önüne gelir ve ne kadar çaba harcasan da bu düşüncelerden kurtulmak neredeyse imkansız gibi görünür. Korku, seni hareketsiz bırakır; sana adım atma cesareti vermez, kalbini ağırlaştırır. Belki de en korkutucu yanı, seni kendine bile yabancılaştırabilmesidir. Gerçekten ne hissettiğini bilemez hale gelirsin. Ama o korkunun içinde, belki de farkında olmadığın bir güç vardır; çünkü korku, seni yüzleşmeye zorlar. Onunla karşı karşıya geldiğinde, aslında korktuğun şeyin çoğu zaman bir illüzyon olduğunu fark edersin. Korku seni ele geçirse de, ona karşı direndiğinde, her şeyin üstesinden gelebilirsin. Korku, seni sınar, ama seni gerçekten tanımak ve özgürleşmek için de bir fırsat sunar.
Seni ele geçiren kötü duygu suçluluk!
Seni ele geçiren kötü duygu suçluluk! İçini yavaşça sarar, her hareketin ve her kararın ardından seni takip eder. Bir anlık bir hata, yanlış bir söz, belki de yapmadığın bir şeyin eksikliği... Suçluluk, her zaman içini kemiren, seni bir ağırlıkla boğan bir duygu haline gelir. Her şeyin doğru olmadığını hissedersin; sanki dünyayı ya da bir başkasını yanlış yapmışsın gibi. Kendi içinde sürekli bir sorgulama başlar: 'Keşke farklı bir şey yapsaydım', 'Neden böyle davrandım?', 'Bunu nasıl telafi edebilirim?' Suçluluk, bazen geçmişteki bir hatayı sürekli olarak zihninde döndürmekten öteye geçer ve seni adeta bir hapis gibi içine hapseder. O kadar boğucu olur ki, geçmişi değiştirememenin verdiği çaresizlikle, geleceğe dair adım atmak bile zorlaşır. Ama fark etmeden, suçluluk duygusu bazen büyütülür ve her şeyin yükünü senin omuzlarına yükler. Oysa çoğu zaman suçluluk, doğruyu yapabilmek için bir fırsat yaratabilir. Bir hata, bir eksiklik, seni daha iyi bir insan yapmaya yönlendirebilir. Suçluluk, seni bir şekilde kendinle yüzleştirir; ama asıl mesele, o duyguyu kabul edip ondan ders alabilmektir. Kendini affetmek, zamanla daha sağlıklı bir şekilde büyümeni sağlar. Suçluluk seni ele geçiriyor olabilir, ama ona fazla yüklenmek yerine, ona dair hissettiklerini anlamak ve ondan öğrenmek, seni daha güçlü kılabilir.
Seni ele geçiren kötü duygu nefret!
Seni ele geçiren kötü duygu nefret! Bir kıvılcım gibi başlar, ama zamanla büyür ve içinde yoğun bir karanlık oluşturur. Nefret, bir şekilde ruhunu sarar; bir insan, bir durum ya da hatta bir düşünce seni o kadar derinden etkiler ki, duyguların kontrolden çıkar. Kendi içinde öfke, kırgınlık, hüsran birikir ve bu duygular birleşerek seni bir tür kör bir nefrete dönüştürür. Her şey siyah-beyaz gibi görünmeye başlar, senin dünyanda 'iyi' ve 'kötü' arasındaki sınırlar daha da belirginleşir. O nefretin içinde, ne kadar uğraşsan da bir tür adalet duygusu vardır, bir haklılık hissi… Ama o haklılık, seni daha da karanlık bir yola sürükler. Nefret, bazen öyle derin bir öfke ve kırılma yaratır ki, insanın kalbinde bir boşluk bırakır. Sanki bir yara açılır ve o yara, zamanla içindeki en büyük duygusal yük haline gelir. O an, her şey nefretin gözüyle görünür; bazen hiç farkında bile olmadan, nefret tüm düşüncelerini ve hareketlerini şekillendirir.
Yorum Yazın