Biri Bize Büyüdüğümüzü İspatlasın! İçimizdeki Çocuğu Durduramadığımız 10 An
Çocuk ruhumuzu kaybetmediğimiz bir kesin. Ama ne zaman ortaya çıkacağını pek kestiremiyoruz :) Kimimiz alakasız bir yerde istediği şeyi en açık şekilde söylemeyi seçiyor, kimimiz de mutlu olduğunda yapıştırıyor en çocukluğundan kalma sevinç hareketini :)
İçinizdeki çocuk size hiç sormadan dışarı fırlıyorsa bu anlar size de tanıdık gelecek eminiz;
1. Sevdiğimiz birileri bizi alaya alıyor ve içten içe onun yaptıklarına gülerek kızıyorsak çare cebimizde; çocukluğumuza dönmek.
2. Doğum günümüz ya da bizimle ilgili özel bir günse eğer, biraz çok sevildiğimiz doğrudur. Ama incecik bir çizgimiz var; eğer o sevgi biraz daha fazlalaşırsa biz gidiyoruz geliyor yerimize bir anaokulu çocuğu.
Deme öyle yaa! diye şakadan pata pata vurmalar mı istersin, üzerindeki kıyafeti tutup bir sağa bir sola döndürenler mi 😂
3. Çocukken yapmaya çok alıştığımız şeyler var. Parka gitmek, iskeleden bombalama atlamak ya da en basitinden mahallede basketbol oynamak ^^ Bunları bu yaşımızda tekrar yaptığımızda içimizdeki afacan alıyor başını gidiyor.
Kendimizi arkadaşımızın sırtına binerken ya da mızıkçılık yaparken bulmamız an meselesi.
4. İş arkadaşlarımızla aramız biraz iyiyse yeri geliyor en ciddi toplantılarda fikirlerimizi anlatırken içimiz içimize sığmıyor bi bakıyoruz konuşurken çocukluğumuza ışınlanmışız.
Hele ki birilerini ikna etmek istiyorsak 'nolur çanki ofise kahve makinası alsak yağaa' diye konuya girmemiz an meselesi.
5. Annemizi, babamızı ya da çocukken çok kahrımızı çekmiş akrabalarımızı görür görmez bizi tutabilene aşkolsun!
Hele ki bir de çocukluk anılarımız anlatılıyorsa kıkır kıkır aklımızda ne yaramazlık yapsamlar türemeye başlıyor.
6. Hastalandıysak ya da başımıza ufak bir şey geldiyse; etrafımızda bizimle çokça ilgilenen sevdiklerimizi görünce yine içimizden çıkıyor o ufaklık.
Sevilmenin de etkisiyle mutluluktan sıkıntılarımızı unutsak da 'en çok şuram acıdı' gibi demeçler verirken buluyoruz kendimizi :)
7. İster bilgisayar oyunu olsun, ister masa oyunu isterseniz de kart oyunu! Yakın arkadaşlarımızla oyun oynuyorsak yaşımızı gösterebilmemizin imkanı yok!
Kimi taş çalar, kimi itiraz ederken bir bakmışsın bağırarak oradan oraya koşar, ya da 'banane banane' solosunu atmaya başlar...
8. Bunu söylemekten hiç çekinmiyoruz ve hatta itiraf ediyoruz; çok seviyor ve çok seviliyorsak.
Bu kulaklar çocuk sesiyle söylenmiş ne 'aşkuş'lar, 'kumpirim'ler, 'bibiştom'lar, 'öyle demesene yaaa şapşik'ler duydu ^^
9. Bizi çok sevindiren bir haber aldıysak, bu anlardaki çocuksu sevinç gösterilerimizden biz sorumlu değiliz :)
Ya çok sevindiğimizi göstermek için tavşanlar gibi zıplıyor, ya da sevdiğimiz birine doğru son sürat koşuyoruz. Biri bize kocaman olduğumuzu söylese mi acaba 🙈
10. Trafik sıkışması, dersin asla sona ermemesi, mesainin bitmemesi gibi çok canımızın sıkıldığı anlarda bir muzurluk bulup yanımızdakileri de ona alet etmeye çalışırken yine çıkar içimizden o tatlı velet.
Trafikte oyunlar oynamaya çalışma, derste birbirinize kağıt atma, mesaide de en basitinden tekerlekli sandalye ittirmece oynadığınız kesinlikle olmuştur