BİLİM

Fırlatılışının ardından bir yıl geçtikten sonra Webb teleskobu, bilim insanlarına ve tüm insanlığa uzaydan yeni nefes kesici görüntüler sunuyor ve bu kez bize yıldızların nasıl doğduğuna dair fikir veriyor. NASA tarafından 11 Ocak'ta yayınlanan yeni görüntüler, gezegenimizden yaklaşık 200 bin ışıkyılı uzaklıkta bir bulutsunun içinde yer alan genç bir yıldız kümesi olan NGC 346'yı gösteriyor. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.

Gelişen yapay zeka, artık günlük yaşantımızın gitgide daha fazla parçası haline gelmeye başladı. Çevremizdeki bazı meslek türlerinin bu durumdan nasibini aldığını gözlemlemeye başladık. Son dönemlerde ise yapay zekalar, avukatlık gibi çok daha önemli bazı mesleklerde görünmeye başlandılar. Biz de bu yazımızda böyle bir durumdan bahsediyoruz.

Canlıların genleri, kalıtımın temel fiziksel ve işlevsel birimidir; yani bizi biz yapan şeydir. Genlerin deneysel yollarla düzenlenmesi, bilim insanlarının oldukça ilgisini çeken bir konudur. Son çalışmalarında bir grup bilim insanı, farelerin genleriyle oynayıp ilginç sonuçlar elde etti. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.

Başlığı okuyunca hepimiz heyecanlandık fakat teknolojik imkansızlıklar nedeniyle bu hayalimizi -en azından başka bir gezegen üzerinden- 'kısa' süre de olsa ertelemek zorundayız. Çünkü ABD Havacılık ve Uzay Ajansı'nın (NASA) keşfettiği ve yaşam için elverişli olan ötegezegen 100 ışık yılı mesafede. 

Massachusetts Amherst Üniversitesi'ndeki bir araştırma ekibi, insan vücudunun atık enerjiyi toplama kabiliyeti nedeniyle, gelecekte 6G teknolojisiyle kullanılan cihazlara güç sağlamak için yararlı bir araç olabileceğini buldu. Ayrıntılar için buyurun...👇

Güneş'in atmosferinde gerçekleşen şiddetli patlamalara ve parlamalara verilen isim olan Güneş patlamaları, aslında oldukça sık gerçekleşen bir hadisedir. Henüz geçen hafta 'X-sınıfı' bir parlama yaşayan Güneş yüzünden gezegenimiz, bir milyar hidrojen bombası gücüne sahip devasa bir Güneş fırtınasıyla karşı karşıya olabilir. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.

Cep telefonlarında deprem veya Kovid salgınları uyarısı almaya alışkın olan Güney Koreliler, Pazartesi sabahı 'yukarıdan gelen bir tehlike' konusunda uyarıda bulunan daha sıra dışı bir bildirim aldı. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.

İsviçre'de insan dışkısı üzerine yapılan araştırmalar, dışkının insanlığın yok olmasını önleyebileceği bazı olası bulgular keşfetti. Detaylar için buyrun içeriğimize...👇

İnşa ettiği pek çok eseri günümüze ulaşan Roma İmparatorluğu'nun, nasıl bu kadar dayanaklı yapılar ürettiği bilim insanları tarafından araştırıldı. Roma'nın 128 yılında inşa ettiği ve dünyanın en büyük betonarme kubbesine sahip Pantheon'un dayanıklılığındaki sır da çözülmüş oldu. 

Uzay-zamandaki farklı noktaları birbirine bağlayan teorik uzay köprüleri olan solucan delikleri, bilim insanlarının oldukça ilgisini çeken yapılardır. Son çalışmalarda bu solucan delikleri hakkında daha fazla bilgi toplandı. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.

Merkezî sinir sistemini kontrol eden ve hemen hemen tüm insan işlevlerini düzenleyen organ olan beyin, bilim insanları tarafından hala tam olarak anlaşılamamıştır. Hakkında her geçen gün yeni bilgiler ortaya çıkan beyin organının, son dönemlerde, hastalık ve enfeksiyonlara karşı koyan bir tabakası olduğu ortaya çıktı. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.

NASA tarafından 1984 yılında uzaya fırlatılan radyasyon uydusu ERBS'nin bugün atmosferimize gireceği paylaşıldı. 2005 yılından beri yörüngede uzay çöpü olarak dolaşan uydunun bazı parçaları Dünya yüzeyine düşecek.

Her yıl olduğu gibi bu sene de gök, seyir zevki yüksek gösteriler sunacak. 2023 yılında Türkiye'den iki Ay tutulması ve sekiz gök taşı yağmuru gözlemlenebilecek. 

Binlerce yıldır gökyüzüne bakıp merak eden insanlar yani biz hala merak etmeye devam ediyoruz öyle değil mi? Her ne kadar astrolojinin bilimselliği olmasa da şöyle soruyor kimimiz: Gökyüzüne bakıp geleceği görebilir miyim? Kimimiz ise sadece gökyüzünü merak ederek gök olayları yıllığına göz atıyor. Göğe bakmak için illaki teleskopa ihtiyacınız yok efendim,  gözünüz ve açık bir gökyüzü yeter de artar bile!Kaynak: Ankara Üniversitesi, TÜBİTAKFotoğraflar: NASA

Uzay teleskoplarımız evrenin en eski ve yaşlı bölgelerine baktıklarında, o dönemlerde evren çok daha ilginç olduğu için genellikle bizim galaksimizden oldukça farklı görünen gök adalar görürler. Ancak NASA'nın yaptığı son gözlemler bu durumu değiştirdi. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.