BİLİM

1859'da İngiliz astronom Richard Carrington, Güneş'in yüzeyinde beyaz bir ışık patlaması gördü. Bu, bilim insanlarının bugün Carrington Olayı dediği şimdiye kadar kaydedilen en büyük güneş fırtınasıydı. Bu olay Kanada'dan Avustralya'ya her yerde, hem kutupların hem de ekvatorun yakınlarında gökyüzünde haftalarca görülebilen olağanüstü auroralar yarattı. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.

Aklımızın alamayacağı kadar büyük evren, minicik görünen Samanyolu galaksisi ve içinde bulunan binlerce sistemden sadece biri olan, Güneş Sistemi ve Güneş hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? Güneş'in yüzey sıcaklığının 5500 °C ve iç çekirdeğinin sıcaklığı ise 15.6 milyon °C olduğunu biliniyor. Peki, bir çılgınlık yapıp bu kadar sıcak olan Güneş'in üstüne su dökülse ne olurdu? Haydi gelin, bu fikir gerçekleşmiş gibi düşünelim ve Güneş ile Dünya'ya neler olabileceğine bakalım.

Ay, Dünya'nın tek doğal uydusudur. Bu uydu, Güneş'ten aldığı ışığı yansıtır. Yani bir ışık kaynağı değildir. Kendinden ışık vermeyen ve Güneş'ten aldığı ışığı yansıtan Ay, her gün farklı bir şekilde görünür. Bunun nedeni ise bir tarafının aydınlık kalırken diğer tarafının karanlık kalmasıdır. Bazen Ay'ın tamamını görebilirken bazen çok az bir kısmını görebilirsiniz. Buna da Ay'ın evreleri adı verilir. Her evre, kendi içinde özelliğe sahiptir ve her ayın belli günlerinde belli şekillerde görülmektedir. Bu içeriğimizde Dünya'nın tek doğal uydusu Ay hakkında bilgi edinebilir; Ay'ın evrelerini öğrenebilirsiniz.İşte Ay'ın evreleri:

Fotoğrafın henüz olmadığı dönemlerde yaşamış ünlü insanların nasıl göründüklerini, neye benzediklerini merak eden bazı bilim insanları ve sanatçılar; onları canlandırmaya çalıştı. Günümüzün gelişen teknolojileri ve onlardan kalan kafatasları, ölüm maskeleri ve birtakım belgelere dayanarak nasıl göründüklerini ortaya çıkardı. Gelin, bu tarihî kişilerin gerçekte nasıl göründüğüne birlikte bakalım.

Curtin Üniversitesi'nden bilim insanı Prof Kate Trinajstic ve ekibi, fosilleşmiş, bir balığın içinde korunmuş 380 milyon yıllık bir kalp keşfettiler. Haberin ayrıntıları için buyurun...👇

Çin, Ay yüzeyinde bilinmeyen bir mineralden oluşan yeni bir kristal keşfetti. Nadir bulunan mineralin helyum-3 içerdiği belirtiliyor. Bu maddenin nükleer füzyonla sınırsız enerji için kullanılabileceği iddia ediliyor.

Avustralya'da tüyler ürpertici bir deney başlatıldı. Cesetlerin nasıl parçalandığını ve toprağa karıştığını incelemek isteyen bilim insanları 70 adet hayvan cesedini bavullara doldurarak çürümeye bıraktı. Bu deneyin cinayetleri aydınlatmak için başlatıldığı belirtiliyor.

Bu yaz bir bilim insanı, 'Jüpiter gezegenimizin tam üstünde duruyor olsaydı onu nasıl görürdük' sorusunun cevabı için birkaç görüntü yayınladı. Ve bu görüntüler gerçekten muhteşemler. Daha geniş görüntüler, Jüpiter atmosferinin grilerini, kahverengilerini, beyazlarını ve kırmızılarını gösteriyor. Ancak bu görüntülerde, krem renginden mavimsi renge kadar atmosferin girdapları eşit derecede şaşırtıcı olsa da, daha az renkli bir bölge var. Biz de bu yazımızda Jüpiter'in gerçek renginden bahsediyoruz.

Elmaslar, Dünya yüzeyinde çok nadir olduklarından değerlidirler. Hatta insan ırkının şu ana kadar yaptığı gözlemlere dayanarak, odun materyalinin elmastan çok daha nadir ve değerli olduğu tahmin edilmektedir. Daha geçen hafta, gökyüzünden yağan elmasların oldukça gerçek olduğu ortaya çıkarken, Dünya'nın çekirdeğinin manto ile birleştiği yerde bir 'elmas fabrikası' olabileceğini öğrendik. Bununla birlikte, daha evrensel bir bakış açısıyla elmas mineralinin çamur gibi evrende oldukça yaygın ve kolay bulunan bir madde olduğu yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.

Uzaya dair bilgileri öğrenmek her zaman şaşırtıcı ve eğlenceli! Bitmek bilmeyen gizleri içinde barındıran uzay ile ilgili daha önce duymadığınızı iddia ettiğimiz tuhaflıkta bilgiler ile geldik! 👇🌑

NASA'nın Artemis Ay görevleri için kullanılacak Otonom Konumlandırma Sistemi Teknolojisi İşlemleri ve Navigasyon Deneyi (CAPSTONE) isimli uydu güvenli moddan bir türlü çıkamıyor.

Şimdiye kadar 'Dünya'ya en yakın' olarak kabul edilen kara delik, 2020'de gezegenimizden sadece bin ışıkyılı uzaklıkta keşfedilmişti. Ancak bir grup bilim insanı, bunun aslında nadir görülen ve kısa ömürlü bir evrimsel aşamada olan iki yıldızlı bir sistemden oluştuğu sonucuna vardı. Uzmanların teorisine göre sistemdeki yıldızlardan biri, diğerinin atmosferini kendine doğru çekip emiyor, tıpkı bir vampir gibi. Biz de bu yazımızda bu vampir sistemden bahsediyoruz.

Samanyolu'nun en büyük galaktik yoldaşı olan Büyük Macellan Bulutu'nda, 30 Doradus veya daha yaygın olarak Tarantula Bulutsusu adı verilen iyi bilinen bir yıldız oluşum bölgesi vardır. Webb teleskobu bu bölgeyle ilgili ilk gözlemlerini gerçekleştirdi ve ortaya çıkan sonuçlar olağanüstü. Biz de bu yazıda Tarantula'nın görsellerine bakıyoruz.

Alman arkeologlar tarafından incelenen Latin Amerika kökenli üç mumyanın bilgisayarlı tomografisi sonuçlarında iki vahşi cinayet ortaya çıktı. MS 900 ile 1300 yıllarına tarihlenen mumyaların Peru ve Şili’de keşfedildiği biliniyor. Mumyalardan ikisi erkek, birisi ise kadın olarak belirtildi. Yaklaşık 1000 yıl önce işlenen cinayetlerde bıçak izlerine rastlandı.

Uzaya gitmek zor iş. Mekiği yukarı çıkarmakla da bitmiyor üstelik, o mekik bir de yörüngeye sokulacak. Hele Ay'a falan gitmeye çalışıyorsanız yandınız! Fakat yine de insanlık olarak hepsini yapmayı başardık. Ama bütün zorlukları işin mühendisliğinde sanmayın. Haydi diyelim çıkarıldı, iyi kötü bir yörüngeye yerleşildi. Astronotlar, bütün hayati tehlikeler yetmiyormuş gibi bir de uzaydaki garip sesler ve UFO’larla uğraşıyorlar. Bir cismin gerçekten yaklaştığı, inin cinin belki de gerçekten top oynadığı bu tuhaf astronot hikâyeleri tüylerinizi ürpertecek!