Görüş Bildir

Eskişehir Haberleri

Eskişehir, İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan ve oranın en büyük 4.ilidir. Nüfusu 2021 itibarıyla 898.369'dur. Belediye Başkanı ise Yılmaz Büyükerşen'dir.

Eskişehir

İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan Eskişehir, 1993 yılında Büyükşehir Belediyesi olmuştur. İl kendi içinde iki tane üniversiteye ev sahipliği yaptığı için öğrenci şehri olarak bilinmektedir. İklimi konumundan dolayı tam anlamıyla karasal iklimdir. Kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları ise yağışsız ve sıcaktır. Eskişehir, her açıdan oldukça zengindir. Yer altı zenginliklerinde kalabak suyu, lületaşı ve bor madeni bulunmaktadır. Şehirden geçen Porsuk Çayı'nın güney tarafında sıcak sular bulunmaktadır. Geleneksel lezzetleri arasında çibörek, haşhaşlı çörek, arabaşı ve tatar böreği vardır. İl, çeşitli avmleri, Porsuk Nehri, tramvayları ve tarihi eserleri ile kendisine özel birçok siögete sahiptir. Günden günde her alanda gelişen Eskişehir'in nüfusu artmaktadır.

Popüler İçerikler

‘İnternette Özel Hayatım İhlal Ediliyor' Diyen Ne Yapacak?
Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun’da yapılan değişikliklerle ilgili kamuoyunu bilgilendirmek için açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamada, internet üzerinde uygunsuz içeriği kaldırmak için neler yapılması gerektiği belirtildi. Yasadan önce özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği durumlarda, Sulh Ceza Mahkemesi'nden çıkacak karar için en az 5 gün beklendiği belirtilen açıklamada, karar olumlu olsa bile; mağdurun, mahkeme kararıyla Türkiye’deki yaklaşık 200 servis sağlayıcısının her birine tek tek başvurarak kararı tebliğ etmesi gerektiği anlatıldı. Yeni yasa ile internet ortamında özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişilerin, mahkeme yerine doğrudan TİB’e başvurabileceği belirtilen açıklamada, “TİB, yayının engellenmesine karar verirse uygulanmak üzere derhal Erişim Sağlayıcıları Birliğine bildirecek. Erişim sağlayıcı durdurma kararını en geç 4 saat içinde yerine getirecek. Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanacak. Bu talep 24 saat içinde sulh ceza hakimine götürülecek. Özel hayatın gizliliğinin ihlaline bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde doğrudan TİB Başkanı'nın emri üzerine erişim engellenecek. Bu acil uygulamada hakim kararı aranmayacak. Hakim, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle kararını verebileceği gibi, zorunlu hallerde internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimi engelleyebilecek. DNS tabanlı engellemenin yanı sıra, URL ve IP tabanlı engelleme ile engelleme yöntemleri genişletilecek” denildi. İçerik sağlayıcının, talep edeceği tüm bilgileri TİB’e vereceği ve talep edilen tüm tedbirleri almakla yükümlü olacağı belirtilen açıklamada daha sonra şu ifadelere yer verildi: 'Acil kararlar dışında internet sitelerine engelleme öncesi uyar-kaldır mekanizması işletilecek. Erişimin engellenmesine dair kararları birlik uygulayacak. Zorunlu haller dışında TİB ve mahkeme kararları birlik üzerinden uygulanacak. Yurt içinde ve yurt dışında faaliyet yürütenlere internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve sayfadaki e-mail adresleri kullanılarak tebligat yapılacak. E-posta aracılığıyla içeriklerin kaldırılması talep edilebilecek. Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği, haberdar edilmesi halinde yayından çıkarmakla yükümlü olacak. Yer sağlayıcı, yer sağladığı hizmetlere ilişkin trafik bilgilerini bir yıldan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla yükümlü olacak. Erişim sağlayıcı, erişimin engellenmesi kararı verilen yayınlarla ilgili olarak alternatif erişim yollarını engelleyici tedbirleri almakla da yükümlü olacak.'  İHA
Nejat İşler 42 Yaşına Hastanede Girdi
Bir süredir sağlık sorunlarıyla gündeme gelen sanatçı, birçok önemli TV dizisi ve sinema filminde rol almış olsa da en çok Behzat Ç. dizisindeki Ercüment Çözer ve Barda filmindeki Selim rolleriyle hatırlanıyor. 1972 yılında İstanbul'un Eyüp semtinde doğdu.28 Şubat 1972 yılında İstanbul'un Eyüp semtinde doğdu. Feshane işçilerinden birinin torunu olan Nejat İşler, ilkokuldan sonra eğitimine Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nde devam etti. Ortamına alışamadığı yeni okulunda popüler olmak ve derslerinden kaçmak için okulun tiyatro koluna girdi. Kısa zamanda popüler olan Nejat İşler derslerini de boşluyordu. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteye giremeyince, para kazanmak için çay partileri düzenlemeye başladı.Nejat İşleri umduğu gibi gitmeyince borca girdi. Borçlarını kapatabilmek için Mahmutpaşa'dan t-shirt alıp Teşvikiye'de bu t-shirtleri satma kararı aldı. Kış aylarında ise t-shirt yerine kitap, dergi ve plak sattı. İki sene sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğraf bölümünü kazanan Nejat İşler iki yıllık olan bölümden askerlik için iyi olmadığını düşünerek vazgeçti.On yıl kadar satış işleriyle uğraştıktan sonra Taksim'de dolaştığı birgün, bir tiyatro sahnesinde bedava gösterimde olan 'Danton'un Ölümü' adlı eseri seyretti. 'Ben niye bu işi yapmıyorum?' diye düşünen Nejat İşler, dayısının yanına gittiği Eskişehir'de konservatuar sınavına girmeye karar verdi ve kazandı. İstanbul'a döndüğünde, ilanını gördüğü Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuar Bölümü'ne başladı. 1995 yılında Mimar Sinan Üniversitesi'nin devlet konservatuarı bölümünden mezun olana kadar devlet tiyatrosunda ve televizyon dizilerinde rol aldı.1995 yılında mezun olduktan sonra iki arkadaşıyla birlikte 'Kahramanlar ve Soytarılar Tiyatrosu'nu kurdu. Tiyatronun kurulmasından sonra kendi oyunları için hikayeler yazmaya başladı. 'Belki hiç okumayan biri de yazabilir bunları, benim yazı yazmamın nedeni yazmak değil, sadece oynayalım diye yazıyorum.' dediği, 'Tuhaf Şehir Hikayeleri', 'Biz Zavallı Erkekler' ve 'Yalnızlık Benim Gizli Sevgilim' adlı üç kitap yazdı. 41.Antalya Altın Portakal Ödülleri için Erkek Oyuncu dalında aday olarak gösterildi. Her fırsatta amacının başrol oynayıp şöhret olmak olmadığını belirten İşler, tek arzusunun yaptığı işi elinden geldiğinin en iyisi olarak yapmak olduğunu, tiyatro yaparken ölmek istediğini dile getirdi.1994 yılında rol aldığı ilk televizyon dizisi olan Gurur'dan sonra, Deli Yürek, Şehnaz Tango, Nasıl Evde Kaldım, Dedem, Gofret ve Ben, Aşk ve Gurur, Şeytan Ayrıntıda Gizlidir dizilerinde oynadı. 1999'da ilk sinema filmi Eylül Fırtınası'nda rol aldı. Mustafa Hakkında Herşey ve Anlat İstanbul filmleri ile sinema oyunculuğuna devam etti. 2000'li yıllarda da Gülbeyaz ve Behzat Ç. gibi dizilerin yanı sıra Barda ve Kaybedenler Kulübü gibi filmlerde de başarılı performanslar ortaya koydu. 17 Ocak 2014 günü septik şok tanısıyla Bodrum Acıbadem Hastanesi yoğun bakım ünitesine kaldırılan İşler'in hayati tehlikesinin kalmadığı bildirildi.Vatan
Sinop'ta İşsiz Öğretmen Canına Kıydı
Sinop’ta işsiz öğretmen 35 yaşındaki Gamze Filiz Arslan, dün evde bulunan av tüfeğiyle yaşamına son verdi. Bir süre İstanbul’da özel bir dershanede kimya öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra işsiz kalarak memleketi Sinop’a gelen Gamze Filiz Arslan, evde bulunan av tüfeğini çenesinin altına dayayıp ateş ederek canına kıydı. Silah sesi üzerine odaya giren aile fertleri Arslan’ın kanlar içerisinde yerde görünce durumu hemen sağlık ekiplerine bildirdi. Eve gelen ekipler, Arslan’ın öldüğü belirledi. İntiharla ilgili soruşturma devam ederken, genç öğretmenin cansız bedeni, otopsi için Sinop Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. DHA
Eskişehir Emniyeti'nin Amirleri de Oradaymış
Ali İsmail Korkmaz'la aynı saatlerde ve aynı sokakta dövülen Doğukan Bilir'le ilgili soruşturmada bir skandal daha ortaya çıktı.Eskişehir'de Ali İsmail Korkmaz'la aynı saatlerde ve aynı sokakta dövülen Doğukan Bilir'le ilgili soruşturmada bir skandal daha ortaya çıktı. Eskişehir'de polis, savcılığa vermediği bilgileri Emniyet müfettişlerine açıklamış. Buna göre Bilir'i dövenler belli, üstelik amirler de o sokaktaydı. Radikal Gazetesi 'nden İsmail Saymaz 'ın haberine göre, Eskişehir Başsavcılığı'nın 'Şüphelileri belirleyin' talimatına rağmen Eskişehir Emniyeti sekiz aydır hiçbir işlem yapmazken, disiplin soruşturması yürüten Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bu isimleri geçen eylül ayında belirleyip ifadelerini aldığı ve raporun bir örneğini savcılığa gönderdiği anlaşıldı. Bu rapora göre Bilir'in dövülmesi olayına, Ali İsmail Korkmaz davasında sanık sıfatıyla yargılanan iki polis ile davaya tanık olarak katılan bir polis ve bir sivil sopalı saldırgan karıştı. İfadeleri alınan polisler, bugüne kadar savcılıktan saklanan en önemli bilgiyi başmüfettişlere açıkladı: Korkmaz ile Bilir dövülürken sokakta polislerin başında TEM Şube Müdürü Cüneyt Gökçek, yardımcısı Ayhan Karayel ve Şube Amiri Mutlu Umutlu da vardı. Eskişehir Savcılığı, Bilir'in dövülmesinden sonra, 10 Haziran 2013'te Emniyet'e yazarak, 'şüphelilerin bulunmasını' istemişti. Fakat Emniyet, sekiz aydır yanıt vermemişti. Radikal de 15 Şubat'ta 'Herkes biliyor, Eskişehir polisi bulamıyor' başlıklı haberinde şüphelilerin bilindiğini yazmıştı. Başsavcılıkta hâlâ 'faili meçhul' başlığı altında tutulan dosyada, aynı dayak ve şüpheliler hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından disiplin soruşturması açıldığı ve geçen yıl eylülde hazırlanan raporun savcılığa iletildiği anlaşıldı. Böylelikle Eskişehir Emniyeti tarafından yapılmayan işlem polis başmüfettişlerince yapıldı. DÖVENLER TEM'DE GÖREVLİ POLİSLER Başmüfettiş Sabih Özkurt ve Mustafa Özefe imzalı ve 24 Eylül 2013 tarihli rapora göre, Bilir'in dövüldüğü anı gösteren kamera görüntüleri Eskişehir Terörle Mücadele Şubesi'ne gönderilerek, darp edenlerin kimliği soruldu. Yapılan incelemede; Bilir'i darp edenlerin, TEM'de görevli polisler Selçuk Bal, Hüseyin Engin ve Şaban Gökbudak, sopayla vurduğu görülen sivilin ise Serkan Kavak olduğu belirlendi. Engin ve Gökbudak Ali İsmail Korkmaz davasında sanık, Bal ve Kavak ise tanıklar arasında. MÜFETTİŞLERE ANLATTILAR Savcılığın isimlerine ulaşamadığı için ifadelerini alamadığı bu kişilerin, müfettişlere ifade verdiği gün yüzüne çıktı. Dört polis, Bilir'in elinde soda şişesi olduğunu iddia etti. Polis Selçuk Bal, Bilir'in soda şişesiyle vurma ihtimaline karşılık omzuyla vurup durdurduğunu, copla bacaklarına vurduğunu, Şaban Gökpunar'ın yardıma koştuğunu, sonra da Serkan Kavak'ın sopayla geldiğini anlattı. Bilir'in de bu kargaşada kaçtığını söyledi. GÖRÜNTÜLER'DE BİLİR'İN ELİNDE HERHANGİ BİR CİSİM YOK Şaban Gökpunar da Bilir'in elinde soda şişesi olduğunu zannettiğini, kelepçe takacakken kaçtığını savundu. Sopalı saldırgan Kavak hakkında, 'bir daha göremedikleri' için işlem yapamadıklarını ileri sürdü. Kavak ise kendisinin halk arasında 'Künyeli Serkan' diye bilindiğini ve bu yüzden polislerle 'samimi davranışları' olduğunu ifade etti. Görüntülerde ise Bilir'in elinde herhangi bir cisim görünmüyor. Üç polis ayrıca, kendilerinin Şube Müdürü Cüneyt Gökçek, yardımcısı Ayhan Karayel ve Büro Amiri Mutlu Umutlu'nun talimatlarıyla hareket ettiklerini söyledi. Selçuk Bal, 'Mutlu Komiserimizin talimatıyla grupları engellemek üzere sokağa girdik. Mutlu Komiserimiz, Çevik Kuvvet ekibine saldırıların önlenmesi için tedbir almamızı söyledi' dedi. Şaban Gökpunar ise personelin başında her üç müdürün de olduğunu, 20-25'er kişilik iki gruba ayrıldıklarını söyledi. Gökhunar, 'Grubun başında olan Müdür Yardımcımız Ayhan Karayel'in talimatıyla kimlik tespiti yapıp salıverdik' dedi. Umutlu'nun talimatıyla, 'esnaf ve vatandaşın güvenliği' amacıyla Sanayi Sokak'a girdiklerini söyledi. SAVCILIK İŞLEM YAPMADI Bu bilgi, Korkmaz'ın öldürülmesine ilişkin soruşturmada savcılıktan saklanmış ve savcılık emir verenlerin kim olduğuna dair işlem yapmamıştı. Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Korkmaz davasının 5 Şubat'taki ilk duruşmasında, avukatların ısrarlı soruları üzerine, sadece bir polis bu bilgiyi açıklamıştı. Ayrıca, gözaltı talimatına rağmen, gözaltı işlemi yapılmadığı, durdurulanların dövülüp bırakıldığı anlaşılmıştı. Eskişehir Savcılığı bu müfettiş raporuna rağmen halen şüpheli polislerin ifadesini almadı. TIPKI DAVADAKİ GİBİ: HİÇBİR ŞEY YAPMADIK Öte yandan Sol Gazetesi 'nden Elif Örnek 'in haberine göre ifadeleri alınan polisler Doğukan Bilir'in kafasına meşe odunuyla vuran sivil Serkan Kavak'ı ve birbirlerini kollayarak 'gözaltına almaya çalıştık', 'vurmadık', 'vurmaya çalıştı ama isabet etmedi' şeklinde ifade verdiler. Ali İsmail davasında da sanıklar 'ayağımla hafifçe dürttüm', 'önündeki taşı aldım', 'hiç dokunmadım' yönünde savunma yapmışlardı. Ali İsmail'in öldürülmesine ilişkin soruşturma dosyasına giren Beşik Otel'e ait kamera kayıtlarında Doğukan Bilir adlı bir başka gencin polisler tarafından durdurulup, bir siville birlikte cop ve sopalarla dövüldüğü görülüyordu. Bilir'i durdurup döven ilk polisin Selçuk Bal, sonradan gelip vuran polisin Ali İsmail'in ödürülmesi davasının sanıklarından polis Şaban Gökpunar olduğu saptanmış, olay yerinde sanık polis Hüseyin Engin'in de bulunduğu tespit edilmişti. Kayıtlarda, Serkan Kavak adlı sivilin Doğukan Bilir'in kafasına odunla vurduğu görülüyordu. Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı, saldırıyla ilgili disiplin soruşturması başlatarak, iki polis müfettiği görevlendirdi. Soruşturma kapsamında Selçuk Bal, Hüseyin Engin, Şaban Gökpunar adlı polislerle, saldırıda bulunan sivil Serkan Kavak ve Beşik Otel'in sahibi Erdoğan Gözseçen ile dövülen Doğukan Bilir'in ifadeleri alındı. İfadeler 24 Eylül 2013 tarihinde, olayla ilgili soruşturmayı yürüten savcılığa ulaştırıldı. Bilir, disiplin soruşturması kapsamında müşteki olarak Emniyet'te verdiği ifadede, polis üdahalesi üzerine Beşik Otel'in bulunduğu sokağa girdiğinde, yanında ismin daha sonra öğrendiği ancak değişik yerlerden şahsen tanıdığı Ali İsmail Korkmaz'ın da bulunduğunu söyledi. Sokakta park etmiş araçların arasından dört- beş kişinin aniden önlerine çıktığını aktaran Bilir, aralarında çevik kuvvet polislerinin de bulunduğu kişiler tarafından dövüldüğünü belirtti.Gerçek Gündem
'Polis Bana Şalteri Kapatmamı Söyledi'
Korkmaz ailesine destek için gelen yaklaşık 80 avukat duruşmaya katılırken, 3 sanık avukatı hazır bulundu. Duruşmayı Hatay'dan gelen öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın avukat olan ağabeyi Gürkan Korkmaz da izledi. Duruşma öncesinde Adalet Sarayı önünde toplanan yaklaşık 80 kişi sık sık 'Ali İsmail Korkmaz ölümsüz' diye slogan attı. Kalabalıktakilerden bir-kaç kişi de Adalet Sarayı karşısındaki yaya üst geçit köprüsüne pankartlar astı. Duruşmada Sezer Zehir (39), Mehmet Aslan (35), İbrahim Arslan (30), Doğukan Bilir (24), Volkan Ferlidilek (38), Mustafa Ayaş (30), Mustafa Arslan (25), Erdoğan Gözseçen (53), Mehmet Beyazıt Mallı (49), Mehmet Avcı (56), Seyitcan Göl (19) ve Habil Duru (51) katıldı. Yılmaz Balkan ve Koray Demirel ise duruşmaya gelmedi. ESOGÜ Beyin Cerrahisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi uzman doktor Sezer Zehir, olay akşamı nöbetçi olduğunu başka bir hastaneden sevkle gelen Ali İsmail Korkmaz'ı muayene ettiğini ve beyin cerrahisi yoğun bakım servisine yatış işlemini gerçekleştirdiğini söyledi. 'GÖRÜNTÜLERDEKİ PATRONUMU TESPİT ETTİM' Fırın işçisi Mehmet Aslan da olaylardan bir hafta önce başladığını belirterek 'Her gece olaylar oluyordu. Ben hamurhanede çalıştığım için dışarıdaki olayları görmüyordum ve bu konuda bilgim yok. Ancak olay gecesi bir gürültü duydum. Dışarı çıktığımda çöplerin yanında polis mi sivil mi birileri kim olduklarını bilemiyorum birilerini dövüyordu. Görüntülerini izledim jandarmada ifade verdim. Görüntülerdeki patronum İsmail Koyuncu'yu tespit ettim. Dövenleri de dövülenlerin de kim olduğunu bilmiyorum. Olay anında patronum İsmail Koyuncu'nun elinde sopa görmedim' diye konuştu. İbrahim Arslan'da kendisinin esnaf olduğunu belirterek 'Olay gecesi dükkanımın alarmı çaldı. İşyerine gittiğimizde sokağa gaz bombası atılmıştı. Polisler kardeşimi dövüyordu. Kardeşimin esnaf olduğunu söyleyip polislerin ellerinden aldık. Ali İsmail Korkmaz'ın dövüldüğünü görmedim' dedi. '7-8 KİŞİ BANA VURDU' Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğrencisi olan Doğukan Bilir de 'Espark önünde başlayan Gezi Parkı protesto eylemlerine katıldım. Yunus Emre Caddesi'ne yürüdük. Eylemler sırasında tanıştığımız arkadaşlar yanımdaydı. Bunlar arasında Ali İsmail Korkmaz da vardı. 3 kişiydik. TOMA su ve gaz sıkmayınca kaçmaya başladık. Fırının olduğu sokağa girdik. Ali İsmail de yanımızdaydı. Otele doğru kaçıyorduk. Yüzleri gaz maskeli 4-5 kişi ellerinde sopa ve coplarla karşımıza çıktı. Bizi kovalıyorlardı. Sivil giyimli ancak yüzünde maske olan sivil polis olduğunu düşündüğüm bana vurmaya başladı. Daha sonra 7-8 kişi oldular. Onlar da vurmaya başladı. Bana hangi örgütten olduğumu sordular, kimliğimi aldılar ertesi gün emniyetten almamı söylediler. Aldığım darbeler sonucu yere yığıldım. Beni bıraktılar. Gitmek istedim ancak darbeler nedeniyle yürüyemedim. Babamı aradım gelip beni aldı ve hastaneye götürdü. Beni döven polislerden şikayetçiyim. O sırada Ali İsmail Korkmaz'ı görmedim. Ona kimin vurduğunu da bilmiyorum' diye konuştu. Eskişehir Ticaret Borsası'nda çalıştığını belirten Volkan Ferlidilek ise kendisinin isim benzerliği yüzünden tanık olarak çağrıldığını söyledi. Ferlidilek 'Ben o tarihte şehir dışındaydım. Olayları da görmedim. beni yanlışlıkla tanık olarak göstermişler' dedi. Anadolu Üniversitesi'nde işçi olarak çalışan Mustafa Ayaş da 'Ben daha önceden Beşik Otel'in güvenlik kamerasının bakımlarını yapıyordum. Polisler beni aradı. Beşik Otel'deki güvenlik kamerası görüntülerini nasıl alabileceklerini sordu. Ben de işimin olduğunu söyleyerek gelemeyeceğimi belirttim. 2 gün sonra tekrar aradılar ve savcının talimatının olduğunu söyleyince otele geldim. Görüntülerin nasıl yedeklenebileceğini sordular. Onlara nasıl yedekleneceğini gösterdikten sonra otelden ayrıldım. Polislerin görüntülere el koyup koymadıkları bilmiyorum. Kamera görüntülerinde de dövülme olayını görmemiştim' diye konuştu. 'DAYAK YERKEN AĞABEYİM GELİP ESNAF OLDUĞUMU SÖYLEDİ' Esnaflardan Mustafa Arslan da 'Fırın önünde polislerden dayak yerken ağabeyim geldi ve benim esnaf olduğumu söyledi. Bunun üzerine polisler beni bıraktı. Polisler beni eylemsi sanıp dövmüş' dedi. 'OĞLUNUN DÖVÜLME GÖRÜNTÜLERİNİ KENDİSİNE İZLETTİM' Beşik Otel'in sahibi olan Erdoğan Gözseçen ise 'Olay gecesi oteldeydim. Gece 01.30 sıralarında Ercan Bilir'in oğlu Doğukan Bilir benim otelimin önünde dövülmüştü. Diğer olayları görmedim. Güvenlik kamerası görüntülerinin silindiği iddiasını basından öğrendim. Otelimdeki güvenlik kamerası görüntülerinin silinmesi söz konusu değildir. Olaylar sırasında eylemciler kaçarken otelime sığınmak istiyordu. Tuvaletleri kullanmak istiyordu. Bu nedenle kapıyı kapatıp şalteri indireceğim sırada polis kapıyı çalıp içeriyi girdi ve bana şalteri kapatmamı söyledi. Elektrikler kesmiş olduk. Yaklaşık 10-15 dakika şalteri inik kaldı. Daha sonra şalteri kaldırdık. Bu 10-15 dakikalık sürede güvenlik kameraları görüntü kaydetmedi. Sabah saatlerinde Doğukan Bilir'in babası Ercan Bilir otele geldi. Oğlunun dövülme görüntülerini kendisine izlettim. Benden görüntüleri istedi. Kendisine Emniyet ya da savcılık arkacılığıyla alabileceğini söyledim. Daha sonra polisler geldi görüntü aktarmayı bilmediğim için kendilerine hard diski verebileceğimi söyledim. Hard diski götürdüler ancak görüntüyü açamadıklarını belirterek geri getirdiler. Sonra Mustafa Ayaş görüntüleri açtı' şeklinde konuştu. Tanıklardan Mehmet Beyazıt Mallı ise 'Olayın meydana geldiği sokakta dövülme olayı vardı. Ancak kimin dövdüğünü kimin dövüldüğünü bilmiyorum' dedi. Olayın meydana geldiği sokakta esnaflık yapan Mehmet Avcı da 'Ali İsmail Korkmaz dövüldüğü sırada ben lokalde alkol alıyordum. Olay anını görmedim. Bir süre sonra dükkanıma gittiğimde eli sopalı ve gaz maskeli kişiler bir başka kişiyi döverlerken gördüm' diye konuştu. ÇAYCI: POLİSLER BANA DA VURMAYA BAŞLADI Çaycılık yapan Seyitcan Göl, 'Olay gecesi fırının önünde beklerken polisler gelip sopayla bana vurmaya başladı. Bu sırada fırın sahibi gelerek benim esnaf olduğumu söyledi. Beni döven polisleri de tanımıyorum' diye konuştu. KUAFÖR: EVİMİN PENCERESİNDEN UTANMIYOR MUSUNUZ DİYE BAĞIRDIM Erkek kuaförü olan Habil Kuru 'Geceleyin evimdeydim. Pencereden baktığımda sokakta polislerin ellerinde sopalar vardı. Dava konusunda tutuklu olan sivil bir kişiyi gördüm. 4-5 kişi bir kişiyi dövüyordu. Pencereden kendilerine doğru 'Utanmıyor musunuz?. 4-5 kişi bir kişiye saldırır mı?' diye bağırdım. O sırada fırıncı da olay yerindeydi' dedi. 11 NİSAN'A ERTELENDİ Duruşmaya katılan Korkmaz ailesi ile sanıkların avukatları mahkeme heyetine tanık beyanlarına karşı Kayseri 3'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde beyanda bulanacakları belirttiler. Eskişehir 1'inci Ağır ceza Mahkemesi heyeti gelmeyen Yılmaz Balkan ve Koray Demirel adlı tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 11 Nisan 2014 tarihine erteledi. Ali İsmail Korkmaz davası ile ilgili 14 tanıktan 12'si talimatla ifade verdi Kemal ATLAN-Hakan TÜRKTAN-Saadet KEFAL / ESKİŞEHİR,(DHA)
Hey Üniversiteli, IEFT  Başlıyor!
IEFT Yurtdışı Eğitim Fuarları bu yıl 8-17 Mart tarihleri arasında6 ayrı merkezde düzenlenecek. Fuarlar süresince 1000 kişiye ücretsiz on-line İngilizce dil kursu armağan edilecek. Ücretsiz İngilizce Kursları nı kaçırma! 2002 yılından bu yana hızla gelişerek Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük yurtdışı eğitim organizasyonu olan IEFT Fuarları (International Education Fairs of Turkey), bu yıl 25’inci kez kapılarını açıyor. 8-17 Mart tarihleri arasında 6 merkezde düzenlenecek olan “25. IEFT Yurtdışı Eğitim Fuarları”na 35 ülkeden 200’e yakın üniversite ve kolejin katılması bekleniyor. Gençleri, öğrencileri ve ailelerini yurtdışındaki eğitim kurumlarıyla buluşturan ve bu kurumların sunduğu burs ve benzeri imkanları ziyaretçilere tanıtan IEFT Fuarları, Ankara, İzmir, İstanbul (Avrupa Yakası), İstanbul (Anadolu Yakası), Eskişehir ve Adana’da düzenlenecek. IEFT Fuarları IEFT Yurtdışı Eğitim Günleri 25. Fuar Armağanı: Ücretsiz Dil Kursu IEFT Fuarları’nın bu yıl 25’inci kez düzenlenmesi nedeniyle, katılımcılara özel armağanlar verilecek. Fuarı ziyaret edenler arasından 25 kişi ücretsiz İngilizce Dil Kursu, 1.000 kişi ise ücretsiz on-line İngilizce Dil Kursu kazanacak. Fuarların İstanbul (Avrupa Yakası) bacağı, artan ziyaretçi hacmi nedeniyle bu yıl Avrupa’nın en büyük kongre merkezlerinden biri olan “İstanbul Kongre Merkezi”nde gerçekleştirilecek. 100’den fazla seminere ev sahipliği yapacak olan fuarlara bu yıl özellikle Kanada ve Almanya’dan önemli bir katılım söz konusu. Kanada’dan 20 üniversitenin yanı sıra 4 lisenin temsilcileri hazır bulunacak; Almanya’dan ise bazıları ücretsiz olmak üzere 12 üniversite katılacak. ABD ve İngiltere’den 50’nin üzerinde olmak üzere, Almanya, Kanada, Rusya, Fransa, İtalya, İspanya, İsveç, İsviçre, Macaristan, Polonya, Çin, Danimarka, Litvanya, Avusturya, Estonya, Kazakistan, Bosna gibi dünyanın değişik ülkelerinden 200’ün üzerinde eğitim kurumu IEFT Fuarları’na katılarak, sundukları imkanları Türk öğrenci ve ailelerine tanıtacaklar. Fuarlara katılacak kurumlar arasında, University of Southampton, University of York, Cardiff University, California State University, New York Institute of Technology, New York University School of Engineering, State University of New York, University of Buffalo, University of Nevada, University of San Francisco (School of Management), University of Southern California, University of Washington, The University of British Columbia, Frankfurt School of Finance & Management, Martin-Luther-Universität Halle-Wittenberg, Fachhochschule Frankfurt am Main, Universität Konstanz, The American University of Paris, Tallinn University, University of Applied Sciences Upper Austria, MIP-Politecnico di Milano, Danish Business Academies, Tomsk Polytechnic University, Sophiahemmet University, University Sarajevo (Faculty of Adminstration) gibi dünyaca ünlü üniversiteler de yer alıyor. Her yıl yaklaşık 50 bin kişinin ziyaret ettiği IEFT Fuarları’na gelen ziyaretçiler, üniversite hazırlık, ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora, üniversite transfer, dil okulları, yaz okulları, sertifika-diploma programları, staj, lise eğitimi ve burslu yurtdışı eğitim konularında kurum temsilcilerinden bilgi alabilecek, ülkelerin eğitim ortamları konusunda merak ettikleri soruları yöneltebilecekler. Burs İmkanları ve Ücretsiz Seminerler Üniversite ve kolejlerin her yıl çok sayıda öğrenciye kısmi veya tam eğitim bursu
Hızlı Trende Test Sürüşleri Başlıyor
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, yüksek hızlı trende bir kaç gün içinde test sürüşlerine başlanacağını bildirdi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Belediyesi Dolayoba Spor Kompleksi’nin açılışında yaptığı konuşmada, sabah saatlerinde Bursa’da yüksek hızlı tren çalışmalarını ve tünel çalışmalarını yerinde izlediklerini, ardından Yalova’daki otoyol çalışmalarını incelediklerini anlattı. Yüksek hızlı tren konusunda yapılan son çalışmalara ve gelinen noktaya da değinen Elvan, “Bir kaç gün içinde Pendik’le Eskişehir arasında test sürüşlerine başlıyoruz. Aşağı yukarı tüm altyapı çalışmalarımız bitti, sinyalizasyonla ilgili bir takım eksiklerimiz var. En kısa sürede onları da gidereceğiz” diye açıklamada bulundu. haber kaynağı: 365haber.org/ekonomi-haberleri
CHP'nin Trans Adayı Öykü Evren Özen'e LGBTİ Örgütlerden Tepki
Cumhuriyet Halk Partisi'nin Osmangazi Belediye Meclis Üyesi olarak aday gösterdiği trans birey Öykü Evren Özen için LGBT (Lezbiyen,Gey, Biseksüel ve Transeksüel) örgütleri bir basın açıklaması yayınladı. Özen'in kendilerini temsil etmediklerini dile getiren LGBT örgütler,'Cumhuriyet Halk Partisi'nin de şiddeti birçözüm aracı olarak gören bir kişiyi, LGBTİ hareketini temsil eden bir aday şeklinde sunma yanılgısına düşmemesini umuyoruz'dediler. İŞTE O AÇIKLAMA Basına ve Kamuoyuna, Türkiye'de yaşayan LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, trans,interseks) bireyler ve seçmenler olarak uzun yıllardır özlemimiz olan'LGBTİ adaylar'a 2014 yerel seçimleriyle birlikte nihayetkavuşuyoruz. Öncelikle Barış ve Demokrasi Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi veHalkların Demokratik Partisi'ni aday listelerinde LGBTİ adaylara da yer vererekhaklı mücadelemizi yerel seçimlerde görünür kıldıkları için tebrik ediyor veseçimlere katılan tüm LGBTİ adaylara başarılar diliyoruz. Bizler LGBTİ hareketi bileşeni örgütler olarak LGBTİadayların seçimlerdeki varlığını sevindirici bir gelişme olarak görüyor, ancakbir adayın salt eşcinsel, biseksüel ya da trans olmasının yeterli kriter olamayacağınıve LGBTİ mücadelesinin geride bıraktığı yıllar boyunca en önemli ilkelerindenbiri olan 'şiddetsizlik' ilkesinin aday belirleme sürecinde tümpartilerce gözetilmesinin vazgeçilemez önemde olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple,CHP Bursa Osmangazi Belediye Meclis Üyesi adayı Öykü Özen ile ilgili zorunluolan bu açıklamayı kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Öykü Özen, geçmişte kurum içi ve dışı ilişkilerinde şiddetibir çözüm aracı olarak görmüş, 2007 yılında Bursa Gökkuşağı LGBT Derneği'ndedernek üyelerine fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamıştır. Öykü Özen'inbizzat kurucusu ve başkanı olduğu bu derneğin üyesi olan trans bireyler dernekiçerisinde insan haklarına aykırı birçok kural ve para cezası uygulaması olduğusuçlamasıyla Özen'e karşı dava açmıştır. Özen tüm bu süreç sonunda 'Suç işlemekiçin örgüt kurmak', 'Tehditle insanları fuhuşa zorlamak' gibi çeşitligerekçelerle ceza almıştır. Süreç içerisinde diğer LGBTİ örgütlerinin özeleştiri talebini reddetmiş ve bu nedenle diğer örgütler Bursa Gökkuşağı LGBTDerneği'ni tanımadıklarını ilan etmişlerdir. 2007 yılından bu yana hiçbir LGBTİoluşumu ya da örgütü Öykü Özen'le herhangi bir çalışma yürütmemiştir. Şeffaf ve demokratik siyaset için uygun bir aday olmaktanuzak bir kişi olarak Öykü Özen'in ne LGBTİ bireyleri ne de bu ülkede yıllardırzorlu ve onurlu bir mücadeleyi şiddetsiz yöntemlerle yürüten LGBTİ örgütlerinitemsil edebileceğini düşünüyoruz. Adaylığını trans kadın kimliği üzerinekurmasının, LGBTİ hareketinin desteğini aldığı yanılgısını uyandıracağındanendişeliyiz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin de şiddeti bir çözüm aracı olarakgören bir kişiyi, LGBTİ hareketini temsil eden bir aday şeklinde sunmayanılgısına düşmemesini umuyoruz.  Saygılarımızla, Hêvî LGBTİ İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Keskesor LGBTİ Diyarbakır Lambdaistanbul LGBTİ Dayanışma Derneği MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu ZeugMadi LGBT
Gündemin Kalabalığında Kaybolan 10 Konu
Hepimiz haklı olarak yolsuzluk, medyaya müdahale, Fenerbahçe'nin durumu, yeniden yargılama, seçim gündemine odaklandık. fakat bu arada ülkenin gerçek ve önemli gündemini ıskalama noktasına geldik. Bütün hayatımız tapeler, seçimler, adaylar ekseninde dönerken bakın neleri kaçırıyoruz.
Her Mitingde Aynı Nakarat: 3 Liderin Yerel Seçim Klişeleri
30 Mart yerel seçimleri yaklaşırken, liderler de mitinglerini sıklaştırdı. Ancak Başbakan Tayyip Erdoğan ve ana muhalefet liderleri Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçelii her gün televizyonlarda canlı yayınlanan konuşmalarda neredeyse aynı cümleleri tekrarlıyor. DİKEN, üç liderin Eskişehir’den Kırklareli’ne fazla değişmeyen ‘yerel seçim klişeleri’ni derledi: ‘Yol yapan yolsuzluk yapmaz’ Başbakan Tayyip Erdoğan, hangi kentte olursa olsun İstanbul’da yapılan yatırımları tekrarlamayı seviyor: 1- Yolsuzlukların olduğu bir ülkede siz milli geliri böyle arttırabilir misiniz? 10 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık Türkiye’de. Eğer yolsuzlukların olduğu bir iktidar olsa bunları yapabilir miydi? 2- Göreve geldiğimizde kaç tane havaalanı, havalimanı vardı biliyor musunuz? 26 tane… Şimdi kaç tane oldu biliyor musunuz? 52 tane havaalanı, havalimanı oldu. 3- Bunları biz yaparız. Bunları CHP zihniyeti yapamaz. MHP yapamaz. 4- Kapılarınıza ablalar gelebilir. Bunların da hesabını soracağız. Kapı çalanlara başka kapıya deyin. 5- Biz ödedik bunları şimdi IMF bizden borç istiyor. ’Tüyü bitmemiş yetimin hakkını…’ CHP lideri Kılıçdaroğlu’ysa, konuşmalarında ortaya saçılan yolsuzluk iddialarını genelde şu cümleler etrafında gündeme getiriyor: 1- Dünya tarihinde böyle bir hırsız görülmemiştir. 2- Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorlar. 3- Onun adı Başçalan. 4- Erdoğan nerede boş arazi bulsa villa yapıyor. 5- Elinizi vicdanınıza koyun.    Hesap adamı Bahçeli MHP lideri Bahçeli’nin söylemiyse daha geniş bir yelpazede tekrar ediyor kendini. En sık gündeme getirdiği mesele, İmralı… 1- Türkiye Oslo’dan İmralı’ya, İmralı’dan Diyarbakır ve Kandil’e kadar uzanan bir müzakere süreci içerisinde bölünmenin eşiğine getirilmiştir. (…) Birileri Kuzey Kürdistan özerk yönetimini oluşturmak için bir ihanet içine düşüyor. AKP bunun altından kalkamaz. 2- Recep Tayyip Erdoğan’ın birlikte yürüyelim şarkısına artık katılmayın ve inanmayın. O yol kirli, kara, haram, hırsız ve o yol ne olduğu belli olmayan bir yoldur. 3- Sayın Recep Tayyip Erdoğan, [gittiği şehri buraya ekliyor] sana sesleniyorum, omzundaki bu sorumlulukla bu yolsuzluk ve rüşvet torbasıyla ayakkabı kutularıyla Çankaya yokuşundan çıkamazsın, yolda nefesin kesilir. 4- Devlet dairelerinde sildiğin TC’yi tekrar yazdırmazsam namerdim. Bunların alayının hesabını sormazsam namerdim.” 5- 51’le gelen 51’le gider. Bu nasıl hesaptır diye yazıyorlar. Bunlar herhalde ilkokul okumamış. 51’le gelmişse 49 dışarda kalır. Erdoğan’ın hesabına dönmeyelim…. Trabzon 1461’de fethediliyor. Plakası 61. Hükümet 61. hükümet. Öyleyse oylar da 61 olacaktır.’ Bu hesapları en iyi biz biliriz. MHP hesap adamlarının olduğu yerdir.” (Kalıp olarak kullandığı bir cümle değil fakat Bahçeli sık sık bu tarz hesaplar yapıyor.) Kaynak: Diken