onedio
Görüş Bildir

Darbe Haberleri

Darbe ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Darbe ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

90'larda Parliament Sinema Kulübü'nde İzlediğimiz 15 Film
90'lı yıllarda televizyona damga vuran programların başında Parliament Sinema Kulübü yer alıyordu. Her pazar akşamı sinema filmlerinin yayınlandığı program çocukluğumuzun en güzel anılarından birini oluşturuyor. Pek çok filmi ilk kez izlediğimiz Pazar Gecesi Sineması'nda yayınlanan filmleri sizler için derledik. Bakalım kaç tanesini hatırlayacaksınız?
Sizin Aşkınız Ne Kadar Sağlam?
Bir ilişkinin sağlamlığı, birçok farklı faktöre bağlıdır ve her çiftin bu konuda kendine özgü bir deneyimi vardır. Birlikte geçirdiğiniz zamanın kalitesi, bir ilişkinin sağlamlığını belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Birlikte sinemaya gitmek, yürüyüşe çıkmak, hatta evde film izlemek bile ilişkinizin sağlamlaşmasına yardımcı olabilir. İlişkiniz Ne Kadar Sağlam?Haydiiii!
15 Temmuz Darbe Girişimi: Yargıtay 31 Er Hakkında Verilen Müebbet Hapis Cezasını Bozdu
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirdiği darbe girişiminde yer aldıkları iddiasıyla müebbet hapis cezası alan 31 er hakkındaki kararı bozarak tahliyeye hükmetti. Yargıtay, başsavcılığın 'sanık erlerin, vatandaşlara doğrudan ateş etmek suretiyle kasten öldürme suçlamasına ilişkin yeterli delil bulunmadığı' itirazını geçerli bularak kararını verdi.
İsviçre’de Yaya Güvenliği İçin Geliştirilen Tramvay Sistemi Test Edildi!
İsviçre, toplu taşıma güvenliğini artırmak için yenilikçi bir projeye imza attı. Yaya güvenliği için özel olarak geliştirilen bir sistemle donatılan tramvay, ilk test sürüşünü gerçekleştirdi. Bu sistem, tramvayın önüne bir yaya çıktığında otomatik olarak devreye girerek olası kazalarda oluşabilecek zararları en aza indirmeyi hedefliyor.
AKP'den İstifa Eden Vekillerden 'Demokrasi Bildirisi'
Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, kendisi başta olmak üzere eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile milletvekilleri Hakan Şükür, Hasan Hami Yıldırım, Haluk Özdalga ve Erdal Kalkan adına 'Demokrasi Bildirisi' okudu.Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenleyen İdris Bal, Türkiye'nin geçmişte antidemokratik süreçler yaşadığını, 28 Şubat süreci ve o süreçte yaşananların hafızalarda tazeliğini koruduğunu vurguladı. Son dönemde Türkiye'nin yine antidemokratik bir süreç içerisine girdiğini belirten Bal, 'Ülkemiz hem İslam Dünyası, hem de gelişmekte olan ülkeler açısından model ülke olarak kabul edilirken, son gelişmelerle model olmak bir tarafa kendisi bölgede bir sorun haline gelmektedir. Bu anlamda hem 28 Şubat sürecinin yıl dönümü olması nedeniyle, hem de içinde bulunduğumuz anti demokratik adımların atıldığı bu süreçte demokrasiye, şeffaflığa, hesap verebilirliğe barışa, ortak yaşam bilincine, evrensel değerlere inanan insanlar olarak, hayati konuların kamuoyuna hatırlatılmasının faydalı olduğunu düşünerek aşağıdaki hususlara dikkat çekmek istiyoruz.' dedi. Bal'ın okuduğu Demokrasi Bildirisi şöyle: 'Darbe meşru olmayan yollarla, Anayasa’da ve yasalarda yer almayan bir şekilde gücü elde etmektir. Darbe sadece silahla, tankla yapılmaz. Şu anda yürütme, yasamadaki çoğunluğu da arkasına alarak yargıyı kontrol etmektedir. Bu aslında adı konulmamış bir darbedir. Türkiye’de sistem tıkanmıştır. Türk demokrasisinin istikrarı, imajı ve hukuk devleti gereği sistemin önü açılmalı, Türkiye normalleşmelidir.Kuvvetler ayrılığı, demokrasinin vazgeçilmez bir gereğidir. Kuvvetler ayrılığı yöneticilerin, yönetimin ceberutlaşmaması, diktatörleşmemesi için demokrasilerde temel kural haline gelmiştir. Türkiye’de şu anda kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmıştır. Yargı, yürütme ve yasamanın çoğunluğunun kontrolüne girmiştir. Derhal kuvvetler ayrılığı tesis edilmelidir. Yeni yasalaşan HSYK düzenlemesi demokratik bir ülkede düşünülemez. Yargıyı kontrol ve baskı amaçlıdır. AB normları açısından kabul edilemez bir düzenlemedir. Yargı bağımsızlığı acilen tekrar tesis edilmeli ve baskılar sona ermelidir. Hakim ve savcıların keyfi olarak yer değişikliğine tabi tutulması kabul edilemez ve bu yargıya, yargı bağımsızlığına bir müdahaledir. On bin civarındaki polisin bir gerekçe gösterilmeden, tasfiye mantığı ile yerlerinin değiştirilmesi, özellikle terörle mücadele, organize suçlar, mali suçlar, istihbarat gibi yerlerdeki mesleki tecrübesi olan kişilerin yerlerinin değiştirilmesi, ülkenin iç huzuru ve güvenliği açısından önemli zafiyetler oluşturabilir. Şeffaflık, demokrasinin temel prensiplerinden biridir. Bunun için ise düşünce ve ifade hürriyeti medyanın, STK’ların, Düşünce Kuruluşlarının ve Üniversitelerin özgür olması şarttır. Birçok örnekle sabit olduğu gibi, özellikle Türkiye’de medya ve medya mensupları üzerinde baskılar bulunmakta, talimatlar verilmektedir. Medya ve medya mensupları üzerindeki baskılar kabul edilemez, her kesime yönelik tüm baskılar derhal sona ermelidir. Üniversite ve düşünce kuruluşları bağımsız olmalıdır. Baskı altında hür düşünce gelişemez, hür analizler çözümlemeler yapılamaz. İnternet düzenlemesi demokratik bir ülkede düşünülemez. İnternet düzenlemesindeki kararlar ülkemizi maalesef bir muhaberat devleti yapma yolunda alınan kararlardır. MİT’e dair düzenleme demokratik bir toplumda kabul edilemez niteliktedir. İleride operasyon yetkisi suiistimallere, ciddi sorunlara yol açabilir. Denetim eksikliği ciddi riskleri beraberinde getirebilir. Yaşanan olaylar açısından baktığımızda Sayın Cumhurbaşkanı üzerine düşen görevi yerine getirememiştir. Cumhurbaşkanlığı makamı sembolik olmakla beraber devlet kurumlarının arasında ahenkli bir çalışmak gibi bir görevi vardır. Ancak son süreçte ülkenin sistemi açısından son derece kritik gelişmeler yaşanırken Sayın Cumhurbaşkanı bu misyonunu yeterince yerine getirememiştir. Özellikle özgürlüklerin son derece önem kazandığı, teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği, internetin bir insanlık hakkı olduğu bu dönemde internetin doğasına aykırı olan bir internet yasasını onaylaması daha sonra HSYK düzenlemesini onaylaması bunun bir göstergesidir. Yolsuzluklara, yargının kontrol ediliyor olmasına karşı ciddi, net uyarılarda bulunamamıştır. Hesap verebilirlik, demokrasinin bir gereğidir. Sayıştay güçlendirilmeli, yetkileri iade edilmeli, statüsü dünyadaki birinci sınıf demokrasilerdeki yere getirilmelidir. Partiler kurumsallaşmalı, lider partisi olmaktan çıkmalıdır. Liderlerin partisi algısı, partilerin lideri algısına dönmelidir. Parti içinde tahammül gücü, hazım kapasitesi artmalıdır. Parti içi demokrasi ve milletvekili saygınlığı, bağımsızlığı olmadan gerçek bir demokrasi tesis edilemez. Bunun için ise başta seçim kanunu değiştirilmeli, gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Parti içerisinde öz eleştiri, beyin fırtınası, istişare yapabilecek mekanizmalar geliştirilmelidir. 'Tabular' üzerinden siyaset bitmelidir. Din, tarih, Atatürk, laiklik ve her türlü klasik tabu üzeriden siyaset sona ermelidir. Bir Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Budist, Ateist ya da başka biri dünyanın her yerinde siyaset yapabilmelidir. Siyasetin ön şartı içinde siyaset yapılan toplum ile toplumun farklı renkleri ile barışık olmak, onların inançlarını, kültürlerini yaşayabilmeleri için imkan hazırlamak ve onların toplumun ve devletin farklı yerlerinde yer alabilmeleri için uygun meşru kanallar açmaktır. Siyaset projeler üzerinden yapılmalıdır. Türkiye’de siyasi partiler arasındaki ideolojik makas çok açıktır. İdeolojik makas daralmalı, partiler birbirleri ile savaşmaya hazır aktörler olarak algılanmak yerine, hizmette yarışan dost aktörler olarak algılanmalı ve partiler arası ilişkiler çatışma yerine işbirliği, istişare, beyin fırtınası formatına oturtulmalıdır. Siyaset yatırım alanı olmaktan çıkarılmalıdır. Siyasete, servetine servet katmak, almak için değil, vermek için girilmelidir. Şeffaflık, hesap verebilirlik, medya bağımsızlığı, bağımsız- tarafsız yargı, ideal bir ihale kanunu gibi unsurlar bu bağlamda son derece önemlidir. Türk siyasetinde köşeli, ilkeli, medeni, cesur, kişilere değil ilkelere kendini adamış, demokrat, özgür insanlar daha fazla yer almalıdır. Dış siyasetimiz tekrar barış mantığına, kazan kazan mantığına, tıpkı Suriye ile İsrail’i barıştırmak için arabuluculuk yaptığı model bir formata geri dönemlidir. Ne şekilde olursa olsun, kimler karışırsa karışsın, her türlü yolsuzluk sonuna kadar soruşturulmalı, yargılanmalı ve yolsuzluğa giden tüm yollar kapatılmalıdır. Siyasetçilerin kişisel hırsları ve kariyerleri için devlet sistemi bozulmamalıdır. Devletin DNA’ları ile oynanmamalıdır. Sistemdeki bozukluk ekonomik istikrarsızlığı getirecek ve zaten borçlu olan toplumu daha da borçlu ve ekonomik olarak sıkıntılı hale getirecektir. Siyasal ahlak montaj argümanlarıyla harcanacak kadar değersiz değildir. Siyasal ahlakın korunması en başta siyasetçinin görevidir. Gerçek neyse bağımsız kurumlar tarafından ortaya çıkarılmalıdır. Bu ülkede bir daha ne 28 Şubat yaşanmalı ne de insanların birbirlerini bitirme planları yaptığı, fişlemelerin yapıldığı antidemokratik uygulamalara müsaade edilmelidir. Evrensel değerlerin ve projelerin hazırlandığı, gençlere, kadınlara ve girişimcilere yeni imkanların tanındığı yeni hikayelere, makul olana, evrensel standartlara ve gerçek birinci sınıf demokrasiye ihtiyaç vardır.Cihan
Erdoğan'dan ODTÜ Eylemcilerine: 'Bunlar Solcu, Ateist, Terörist...'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir'de Kuvayi Milliye Meydanı'ndaki AKP mitinginde konuştu. Üslubunu daha da sertleştiren Erdoğan'ın konuşmasında dikkat çeken nokta “dinlemeler”le ilgili oldu. Telefon kayıtları için “montaj” ifadesini sürdüren Erdoğan, “Oğlum da izinsiz dinlenmiş” dedi. Başbakan Erdoğan özetle şöyle konuştu: (3 Temmuz 1960 tarihli bir gazetenin haberini göstererek) Menderes'in kasası, yolsuzluk evrakı ve vesikalarla dolu diyor. Merhum Başbakan'la ilgili son derece alçakça, son derece edepsizce, hayasızca iftiralarlar var. Merhum Menderes ve arkadaşlarını hapse atmışlar yetmemiş, bu haberlerle Menderes'in itibarını sıfırlamak istiyorlar. Aynı gazete bugün de aynı manşetleri atıyor, bugün de AK Parti hükümetine yapmak istiyorlar, o gün nasıl iftira attılarsa bugün de aynı iftiraları atıyorlar, nasıl çirkin, kirli tuzaklar kurdularsa bugün de tıpatıp aynısını yapıyorlar. Bu yapı kendi ülkesinin en gizli, en stratejik, en mahrem bilgilerini ele geçirecek, bunları servis edecek kadar alçalan bir tavır, ihanet içerisinde. Temiz, saf, ihlaslı kardeşlerimin artık bu yapıyı sorgulamalarını istiyorum. Bunlar niçin böyle patladılar biliyor musunuz? Dershanelere, çünkü buradan yılda 1 milyar dolar bunların geliri vardı. Biz dershaneler yasasını öne sürünce bunlar patladılar. GEZİCİLER, VANDALLAR  O Geziciler, o vandallar o açılış sırasında bir kez daha ortaya çıktılar. Dikkatinizi çekiyorum. Bunlardan bir tanesi üzerine Bizans kıyafetleri giymiş. Şu hale bakar mısınız? Alparslan 1071'de Bizans'a karşı savaşıyor ya, o da Bizans tişörtü giymiş. Kendini Bizanslı yerine koymuş. 1071 Malazgirt Bulvarı'nın açılışını protesto ediyor. Yazıklar olsun. Şunu unutmayın, bu eylemcilerin önünde, yanında CHP var, CHP milletvekilleri var, CHP Genel Başkanı var. Bu eylemcilerin avukatlığını da maalesef MHP yapıyor. Şu anda bu paralel örgüt bu Gezicilere, bu Bizans hayranlarına arkadaşlık, yoldaşlık yapıyor. Oyun çok büyük Balıkesir. Hesap başka. “HAİNLERİ DEFEDECEĞİZ” -Bu parelel yapı, bu paralel örgüt Türkiye'nin önündeki son engel, Türkiye'deki son çetedir. Onu da tasfiye edecek, bu hainleri de defedeceğiz. İşte o zaman Türkiye'nin önünde hiçbir engel kalmayacak. 30 Mart'ta bir tercih yapacaksınız, ya eski Türkiye ya yeni Türkiye diyeceksiniz. ONUN DA ÇOCUĞU YOK... -Bundan 17 yıl önce 28 Şubat’ta seçilmiş bir hükümete post modern bir darbe girişiminde bulundular. Sizin seçtiğiniz hükümeti baskılarla, tehditlerle görevden uzaklaştırdılar. İmam hatipleri, meslek liselerini kapattılar. İnançlarımıza değerlerimizi kutsallarımıza el uzattılar. Başörtülü okumaz okuyamaz diyorlardı. İmam hatipli üniversiteye giremez diyorlardı. Yoksulların çocukları okumasın diyorlardı. Sen başörtülüsün senden kapıcı olur diyorlardı. Şimdi avukatta oldu mühendis de oldu, doktor da oldu. -Bugün kendi ülkesine tuzaklar kuran zat, o günlerde ülkesini sırtından hançerliyordu. Ne diyordu biliyor musunuz. “Beceremediniz artık bırakın diyordu” Başörtüsü için takmayabilirsiniz diyordu. Ya sen ne karışıyorsun. Çünkü onda evlat yok. Bizim derdimiz var. (Başbakan Erdoğan geçtiğimiz günlerde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için. 'Onun çoluğu çocuğu yok bizi anlayamaz' demişti) -28 Şubat’ta darbecilere hoşgörü ödülleri dağıtıyordu bunlar. Bugünde darbecilere telekulak desteği veriyor. OĞLUMUN AVUKATI MÜRACAAT ETTİ Oğlumun avukatı müracaat etti ve 3 savcının imzasıyla açıklama yapıldı. Oğlum da izinsiz dinlenmiş. İşti iftira at izi kasın. Bunu yapmaya hakkın var mı? Nasıl yaparsınız bunu. Sipariş üzerine de bunlar aynı şeyleri yaptılar. Türkiye’nin en mahrem konuşmalarını dinlemişler. Beni de dinlemişler. Bizim güvenli hatlarımız var, uluslararası görüşmelerimiz var bunları dinlemişler. BANA KİTAP, TESPİH GÖNDERİYORDU  Eyyyy Pelsinvanya sana sesleniyorum. Eğer yüreğin varsa çık vatanına gel vatanına. Siyaset yapacaksan çık er meydanına. Ben öyle bilmiyordum, aldanmışım. Bana kitaplar gönderiyordu, bana methiyeler düzüyordu. Tespihler gönderiyordu. Şimdi her şeyi anladık. Tüm Türkiye’ye sesleniyorum. Çocuklarınızı bunların dershanelerinde çekin. Okullarından da çekin. Benim 4 çocuğumun 4’ü de devletin imam hatiplerinde okudu. Başörtüsünden üniversiteye sokmadılar, yurtdışına okudular. Devletin okulları bize yeter. Bunlara tavır koyun. Bunların yayın organlarına da tavır koyun. Doğru haber bulamazsınız, dürüst haber bulamazsınız. Bunları boykot ederek tavrınızı göstereceksiniz. 'SOLCULAR, ATEİSTLER... BUNLAR TERÖRİSTLER'  Pazartesi günü Ankara’da bir bulvar açtık. Kimlere rağmen o solculara rağmen. O ateistlere rağmen. Bunlar terörist. Ama CHP bunlara bizim gençler diyor. Bizim sevgili gençlerimizin elinde Molotof kokteyli olmaz. Bilgisayarı, kalemi olur. Bulvarın adı ne 1071 Malazgirt. Bunlardan bir tanesi üzerine Bizans kıyafeti giymiş Alpaslan Bizans’a karşı savaşıyor ya kendini Bizans’ın yerine koyuyor. Yazıklar olsun. Kalabalıktan birinin seslenmesi üzerine: Bizim sosyologlara ihtiyacımız var. Şöyle gel. Lütfi Bey, notlarını al. Bakan Bakanımız ne diyor. Sosyolog kadrosunu attırdık. Yurt
Putin: 'Askeri Güç Kullanımı Son Seçenek'
Ukrayna’da yaşananlar ile ilgili Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den açıklama geldi. Yaşananların meşru olmadığını söyleyen Putin, Ukrayna ile savaşmak istemediklerini Ukrayna’da Rusça konuşan vatandaşlardan bir yardım talebi geldiği takdirde ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Ancak askeri seçeneğin masada olduğunu da belirtti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ukrayna ile son günlerde yaşanan gerilim konusunda önemli açıklamalar yaptı. Yaşananların askeri bir darbe olduğunu söyleyen, “Meydandaki insanları da anlıyorum. Çünkü geçmişte yüzeysel değişiklikler yapan yönetimlere alışmışlar” diyen Putin, “İnsanlara, halka kendi geleceğine karar verme hakkının verilmesinden yanayız. Katılım hakkını kullanabilmeleri ve ülke geleceğinde söz sahibi olmalarından yanayım.' dedi. GEÇİCİ YÖNETİM MEŞRU DEĞİL Putin sözlerine şöyle devam etti: 'Geçici yönetim meşru değildir. Tek meşru devlet başkanı Yanukoviç’tir. Çünkü Yanukoviç görevden alındı ama bu süreç içinde anayasanın dışına çıkıldı. Bu prosedür kanunsuz bir prosedür. Bugün de yetkililer anayasa mahkemesini görevden alma kararı aldılar ki Avrupa standartlarına karşı bir şey... Hukuki açıdan yaşananlar mümkün değil… Bu tür talimatlar nasıl verilebiliyor.” FİNANSAL YARDIM SÖZ KONUSU Bir de işin finansal yardım kısmı var diyen Putin, “İnsani yardım açısından Kırım’a yardım edeceğiz. Tam miktar veremiyorum ama Kırım ve civarı için insani yardım ve maddi yardım çalışmalarımız devam ediyor.” dedi. “ASKERİ SEÇENEK MASADA ANCAK GEREKLİ DEĞİL' Vladimir Putin, Ukrayna'ya yönelik askeri seçeneğin masada olduğunu, ancak gerekli olmadığını söyledi. Askeri gücün kullanılmasına ilişkin henüz bir durumun oluşmadığını da belirten Vladimir Putin, “Askeri tatbikatlar önceden planlanmış tatbikatlardı. Bu tatbikatların ardından askerlere geri dönme emrini zaten verdim” diye konuştu.
'Kılıçdaroğlu 4 Yılda 1 Kez Doğru Söyledi'
Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Başbakan Erdoğan, '4 yılda söylediği sadece bir doğru cümle var. 'Yalancıdan, hırsızdan Başbakan olmaz' diyor' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, öğle saatlerinde helikopterle Kırklareli 'ne geldi. Erdoğan, Kırklareli 'nde vatandaşlara hitap ediyor. Konuşmasında CHP lideri Kılıçdaroğlu 'na yönelik sert eleştirilerde bulunan Erdoğan 'Buna 5 tane koyun teslim edilmez, kaybeder gelir. Bunlar iftira etmekle ayakta kalacaklarını sanırlar' dedi. Kılıçdaroğlu 'nun 4 yılda 1 kez doğruyu söylediğini belirten Erdoğan 'CHP'nin genel müdürü şu koltuğa oturalı 4 yılı geçti. 4 yılda söylediği sadece bir doğru cümle var. 'Yalancıdan, hırsızdan Başbakan olmaz' diyor. 4 yılda söylediği tek doğru cümle bu' şeklinde konuştu. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları; CHP kaset siyaseti yapar, esersizlik siyaseti yapar. MHP hakaret siyaseti yapar, BDP gerilim siyaseti yapar. Ama Ak Parti eser siyaseti yapar. Onlar iftiralarıyla biz eserlerimizle ayakta durmaya çalışırız. CHP 'nin anlayışında belediyeciliği bulamazsınız '5 KOYUN TESLİM EDİLMEZ' 1994'te İstanbul 'da yolsuzluk vardı. İSKİ yolsuzluğunu duymuşsunuzdur. Şimdi CHP 'nin genel başkanı yolsuzluk kasetleriyle ayakta kalmaya çalışıyor. Sizin geçmişiniz kirli. EY Genel Müdür, biz senin SSK Genel Müdürlüğünü biliyoruz. Buna 5 tane koyun teslim edilmez, kaybeder gelir. Bunlar ifitra etmekle ayakta kalacaklarını sanırlar. 'AKLIMA ANACIĞIM GELİYOR' İstanbul dünyanın sayılı temiz kentleri arasına girdi. Doğalgazı süratle yaygınlaştırdık. Doğalgaz deyince aklıma anacığım geliyor. Ah garip analar neler çekti neler.. Şimdi kombiye basıyoruz düğmeye bütün daire ısınıyor.Gazeteler maske dağıtıyordu hava kirliliğinden dolayı. Şimdi öyle bir şey yok. 'BU AKLI PENSİLVANYA MI VERDİ' Bir internet yasası. Resmi Gazete'de yayınlanmadan bir aysal düzenleme bununla ilgili Anayasa Mahkemesi 'ne müracaat edilemez. Bu CHP 'de aklı evveller de var kalkmışlar kim verdiyse bu aklı, yine Pensilvanya'dan mı geldi bilemiyorum kalktılar resmi yasa yayınlanmadan AYM'ye başvurdular, AYM reddetti. HSYK 'da da buna benzer yola başvurdular. Bu kez de verdikleri dilekçe eksik. AYM onu da iade etti. Bu işlerin yolu milletten geçer milletten. Bunların millete gidecek yüzü yok. Bunların işi AYM'ye gitmek. 29 gün sonra boyunun posunun ölçüsünü alacaksın. İftira ile dedikodu ile montaj kasetlerle muhalefet çok açık şekilde Türkiye 'yi dünya gündeminden koparmaya çalışıyor. 'CHP GENEL MÜDÜRÜ 4 YILDA BİR KEZ DOĞRU SÖYLEDİ' CHP 'nin genel müdürü şu koltuğa oturalı 4 yılı geçti. 4 yılda söylediği sadece bir doğru cümle var. 'Yalancıdan, hırsızdan Başbakan olmaz' diyor. 4 yılda söylediği tek doğru cümle bu. İşte bu nedenle CHP Genel Müdürü Başbakan olamadı ve olamayacak. 'RAHŞAN AFFI OLMASA İÇERDEYDİN' Hırsızlık, yolsuzluk, ayrımcılık, yasaklama bunlarda. Sen SSK Genel Müdürü iken yolsuzluğun içindeydin, seni Rahşan affıyla kurtardılar. Rahşan affı olmasa sen de içerdeydin. Bunların tarihi darbe, zulüm, yolsuzluk tarihidir. 'KENDİSİ KASETLE BAŞKAN OLDU' CHP’nin eski genel başkanıyla ilgili çirkin bir kaset yayınladılar. O kasetle CHP’yi yeniden dizayn ettiler. Şimdiki genel başkan oldu. Meclis’te bu kaseti getirdiklerinde arkadaşlarıma hemen talimat verdim. Dedim ki ‘’TİB’e girin ve bu yayını kestirin.’’ Bizim ahlak anlayışımızda böyle bir şey olamaz. Bunlar yapar, Pensilvanya yapar mı? Yapar. Kendisi kasetle başkan oldu 'CHP, PENSİLVANYA’DAKİ ZAT TARAFINDAN İDARE EDİLİYOR ' Kasetle gelen kasetle gider. Kasetle siyaset yapanlar yarın işleri bitince aynen bir kasetle ortadan kaybolacaklar. CHP , Pensilvanya’daki o zat tarafından idare ediliyor. Ellerine kasetler gönderiliyor, montaj kasetler. 90 yıllık CHP , Pensilvanya’daki bri zat tarafından kukla gibi oynatılıyor. '95’TE BU ZAT ‘CEBRAİL PARTİ KURSA DESTEKLEMEM’ DİYORDU' 95’te Savaş Ay bu Pensilvanya’daki zatla röportaj yapıyor o zaman Türkiye’de. O zat ‘Cebrail gelip Türkiye’de parti kursa onun partisini bile desteklemem’ diyor. Siyasetten uzakmış. Sonra da saygıdan uzak ifadeyi 40 dereden su getirerek tevil etmeye çalıştılar. Bunların TV’sinde peygamber efendimizle ilgili ahlaki olmayan inancımıza ters böyle bir yaklaşımı sergileyenler orada da aynı yaklaşımı yaptılar. 'AÇ TAVUK KENDİNİ DARI AMBARINDA SANIRMIŞ' Şimdi tüm gücüyle CHP’yi destekliyor. Aralık’ta iktidarı devirecekler. Olmadı. Ocak’ta devirecekler Tutmadı. Şimdi Ak Parti 30 Mart’ta yüzde 35’in altına düşecek, Nisan’da da yeni hükümet kurulacak. Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış. Bir dava dosyasında 3 bine yakın insanı dinlediler. Kendileri hariç herkesi dinlemişler. 'BUNLARIN İNİNE GİRECEĞİZ' Biz onların izini sürmeye başladık. Bunların inine gireceğiz ve bunları oradan çıkaracağız Bu ülkenin ulusal güvenliğini koruma görevimiz var. Türkiye’nin mahrem, gizli konuşmalarını dinlemiş ve bunları da birilerine servis etmişler
Pensilvanya'dan CHP'yi Yönetiyor
Erdoğan, CHP ve MHP’yi ‘paralel örgüte’ omuz vermekle itham ederken, “CHP kaset siyaseti, MHP hakaret siyaseti, BDP gerilim siyaseti fakat Ak Parti eser siyaseti yapar” dedi AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “CHP esersizlik siyaseti yapar, kaset siyaseti yapar. MHP hakaret siyaseti yapar. BDP gerilim siyaseti yapar. Fakat AK Parti, eser siyaseti yapar” dedi. Başbakan Erdoğan, partisinin Kırklareli Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitinginde halka hitap etti. Kırklareli’nin, dünyasında özel ve müstesna bir yeri olduğunu belirten Erdoğan, bundan sadece 3 ay önce yine burada toplu açılışları gerçekleştirdiklerini anlattı. Erdoğan, 3 ay önce yaptıkları açılışla özel sektörle birlikte bir tek gün içinde Kırklareli’ne, 2 katrilyon 696 trilyon liralık eser kazandırdıklarını belirterek, “İşte bizim farkımız bu, bizi diğerlerinden ayıran bu. Onlar laf üretir, biz icraat üretiriz, farkımız bu” diye konuştu. ‘En çirkin girişim’ Türkiye’de 91 yıllık Cumhuriyet tarihinin “en çirkin darbe girişimi ve en büyük ihanetinin” yaşandığını söyleyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İşte geçtiğimiz günlerde ortaya çıktı. Kardeşlerim, bakanları dinlemişler, milletvekillerini dinlemişler, sanatçıyı dinlemişler, gazetecileri dinlemişler, siyasi partilerin genel merkezlerini dinlemişler, hatta Cumhurbaşkanımızı, beni, Meclis Başkanımızı, Genelkurmay Başkanımızı dinlediler, dinliyorlar ama zamanlamasını, tabi şu anda açıklamıyorlar. Biz şimdi bunların izini sürmeye başladık. Daha önce açıklamıştım ya; bunların inine gireceğiz, inine ve bunları çıkaracağız oralardan. Çıkaracağız. ” ‘Omuz verdiler’ CHP ve MHP’nin “paralel örgüt eliyle yapılmak istenen darbeye” omuz verdiklerini iddia eden Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yasasını işte bu paralel yapının baskısından kurtarmak için adalette hem bağımsızlığı hem tarafsızlığı sağlamak için yeniden düzenledik. İnternet yasasını sadece bu dinlemeleri ortadan kaldırabilmek için düzenledik, yaptık ama bu CHP, paralel yapının hakim ve savcılarına kol kanat geriyor. Onları korumak, kollamak adına daha yasa Cumhurbaşkanımıza gitmeden Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor.” ‘Girişim Türkiye’ye yönelik’ “Şunu bilmenizi istiyorum kardeşlerim; bu darbe girişimi benim şahsıma değil, AK Parti’ye değil, Hükümete değil Türkiye’ye yöneliktir. Bu darbe girişimi, bu ihanet girişimi, doğrudan doğruya milletimi hedef almaktadır, sizleri hedef almaktadır” diyen Erdoğan, çocukların ve gençlerin geleceğinin karartılmaya çalışıldığını ifade etti. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili yasal düzenleme ve internet yasasını anımsatan Erdoğan, bir yasal düzenleme Resmi Gazete’de yayımlanmadan Anayasa Mahkemesine müracaat edilemeyeceğini söyledi. ‘Akıl veriyor’ Erdoğan, CHP’yi eleştirilerini şöyle sürdürdü: “CHP, Pensilvanya’daki o zat tarafından idare ediliyor. CHP Genel Başkanı’na Pensilvanya’daki hocası akıl veriyor. Eline kasetler gönderiliyor. Montaj kasetler, akıl veriyor yol gösteriyor. 90 yıllık parti CHP, şu anda Pensilvanya’daki bir zat tarafından adeta kukla gibi oynatılıyor. Milliyet