Görüş Bildir

cinsel istismar Haberleri

cinsel istismar ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. cinsel istismar ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Tecavüz Davasına Akılalmaz Savunma
Mardin'in Midyat İlçesi’ndeki özel bir erkek yurdunda kalan lise öğrencisi 14 yaşındaki C.A.’ya farklı tarihlerde 6 kez tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan yurt görevlisi 24 yaşındaki H.K. 15 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. H.K.’ye ayrıca yine aynı yurtta kalan A.Y. adlı öğrenciye ’cinsel istismar’ nedeniyle 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Güvenlik gerekçesiyle Mardin-Midyat’tan Balıkesir’e alınan davanın 3’üncü duruşması bugün 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Midyat M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan sanık H.K.’nin video konferans sistemiyle katıldığı duruşmada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Hülya Yazar Günay, C.A.’nın cinsel istismar sonucu ruh sağlığının bozulduğunu, sanığa TCK’nın 103 / 2’nci Madesi gereğince üst sınırdan ceza verilmesini istedi. C.A.’nın avukatı Serap Ertuğrul suçun kesin olduğunu, tecavüzün tehdit ve zorla gerçekleştirildiğini mağdurun cinsel istismar izlerini halen taşıdığını ve psikolojik rahatsızlıkları bulunduğunu vurguladı. Yine mağdur avukatları arasında yeralan Haluk Ay da sanığın hiç pişmanlık belirtisi göstermediğini belirterek, cezalandırılmasını istedi. Savcı, mütaalasında sanığın yurttaki nüfuzunu kötüye kullanarak mağdura zincirleme olarak farklı tarihlerde 6 kez tecavüz ettiğini belirterek cezalandırılmasını istedi. Savcılık sanığın C.A. ile aynı yurtta kalan öğrencilerden A.Y.’ye tecavüze yeltendiğini ancak bunun gerçekleşmediğini belirterek, ayrıca ceza verilmesini talep etti. 'AMAÇ YURDU KAPATTIRMAKTI' Sanık H.K.’nin avukatı Okan Kadir Bektaşoğlu, eldeki rapor ve delillerle ceza verilemeyeceğini savunurken, 'fiili livatayı gösteren bir delil yoktur' iddiasında bulundu. Bektaşoğlu, H.K.’nin esastan beraatini, bu karar verilmezse delil yetersizliğinden beraatini, o da olmazsa hükümle birlikte tahliyesini istedi. Yine sanık avukatı İhsan Özkan, H.K.’nin isnat edilen suçu hiç bir zaman kabul etmediğini buna karşın müştekilerin farklı ifadeler verdiğini öne sürdü. Sanığın kaçmak yerine teslim olduğunu vurgulayarak, beraatini istedi. Sanık H.K., 'Ben bu suçu işlemedim. Ortada bana atılmış bir iftira var. İftiraya karşı kendimi nasıl savunabilirim? Bu bana yapılmış bir komplodur. Suçu kabul etmiyorum. Ben böyle bir suç işleseydim C.A. okuldan değil, yurttan kaçardı. Buradaki amaç bana ceza verilmesini sağlayarak yurdu kapattırmaktır. Suçsuzum, beraatimi istiyorum' dedi. Mahkeme heyeti H.K.’nin C.A’ya karşı cinsel istismar eyleminde bulunduğunun sabit olduğunu belirterek, önce sanığı TCK’nın 103/2’nci Maddesi gereğince 8 yıl hapis cezası ile cezalandırdı. Sanığın yurttaki görevi ve mağdur C. ile olan ilişkisini gözönüne alan heyet cezayı TCK’nın 103/3’üncü maddesi gereğince yarı oranında arttırarak önce 12 yıla, mağdurun ruh sağlığının bozulması nedeniyle de 16 yıla çıkardı. Suçun çeşitli tarihlerde işlenmesini de dikkate alan mahkeme cezayı TCK’nın 43’üncü Maddesi gereğince 19 yıl olarak açıkladı. Ardından sanığın duruşmadaki olumlu davranışı nedeniyle cezayı 1/6 oranında düşürdü 15 yıl 10 ay hapis cezası verdi. Mahkeme H.K.’ye A.Y. adlı öğrenciye de 'cinsel istismar suçu'ndan 3 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Milliyet
Kâbus Evinde 7 çocuk
Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü, minibüs ile 60-65 yaşlarında bir şahsın eve sürekli yaşı küçük kız çocukları getirdiğini ve yaşlı kişilerin de fuhuş amaçlı olarak adrese sürekli girip çıktığı ihbarı üzerine operasyon başlattı Yoksul semtlerden iş ve eğitim vaadiyle topladığı 14 ile 17 yaşındaki 7 kız çocuğu Bakırköy’de eve kapatan Derya Hülagu Tetik, cinsel istismar ve çocuk pornosundan 79 yıl hapse çarptırıldı. 66 yaşındaki adam kendini “Onlara şefkatle yaklaştım, Eyüp Sultan’a götürdüm” diye savundu. Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü, 23 Nisan 2010’da minibüs ile 60-65 yaşlarında bir şahsın eve sürekli yaşı küçük kız çocukları getirdiğini ve yaşlı kişilerin de fuhuş amaçlı olarak adrese sürekli girip çıktığı ihbarını aldı. İhbarı değerlendiren Asayiş Şube Müdürlüğü polisleri Ataköy’deki daireye baskın düzenledi. Çocuklar fuhuşu anlattı İçeri giren polisler yatak odasında 1994 doğumlu mağdur S.K. ile karşılaştı. Evde kalan yaşları 14 ile 17 arasında değişen 7 kız çocuğu üç şüpheli hakkında şikâyetçi oldu. Çocuk yaştaki kızlar, fuhuş bataklığına nasıl sürüklendiklerini detaylarıyla anlattı. 17 yaşındaki S.K.’nın polise verdiği ifadesinde önce ağabey gibi kendilerine yaklaşan Derya Hülagu Tetik’in (66) hediyeler alıp para vererek güvenlerini kazandığını daha sonra da Bakırköy’deki evde kendileriyle cinsel ilişkide bulunduğunu söyledi. S.K., Tetik’in arkadaşları emlakçı Hamdi Ç.’nin de kızlara ilişki teklif ettiğini ancak kızların kabul etmediğini, eczacı Haluk S.’nin ise kızlarla oral yoldan cinsel ilişkiye girdiğini anlattı. Diğer mağdur kızlar da benzer ifadeler verdi. Biri tutuklu, üç şüpheli İfadeler doğrultusunda üç şüpheli gözaltına alındı. ‘Birden fazla çocuğun nitelikli cinsel istismarı, cinsel taciz, çocuk pornosu bulundurmak ve çocuklara izlettirmek’ suçundan Tetik tutuklanırken, diğer iki şüpheli de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bakırköy 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, önceki gün 18’inci celsede karara bağlandı. Son savunmasında mağdurlara herhangi bir cinsel eyleminin olmadığın aksine onlara şefkatle yaklaştığını söyleyen Tetik, “Onları her ay Eyüp Sultan’a götürürdüm. Yaşım bellidir, sağlık sorunlarım olduğu gibi fiziki yönden de cinsel istismar suçuna yönelik bir yapıya da sahip değilim. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum” diye kendini savundu. Diğer sanıklar da suçlamaları reddetti. Doğal olmayan cinsel CD’ler Mahkleme sanık Hamdi Ç.’yi delil yetersizliğinden dolayı beraat ettirdi. Sanıklardan Haluk S.’yi ise doğal olmayan cinsel içerikli CD’leri evinde bulundurmaktan 10 ay hapis cezasına, cinsel istismardan 8 yıl 4 ay hapse mahkûm etti. Mahkeme sanık Derya Hülagu Tetik’i de 7 kız çocuğunun birden fazla nitelikli cinsel istismarı, cinsel taciz, çocuk pornosu bulundurmak ve çocuklara izlettirmek’ suçlarından toplam 79 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm etti. T24
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Acı Gerçek...
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde acı gerçek: Türkiye’de 2013 yılında 237 kadın cinayete kurban gitti. Sadece iki ayda 27 kadın öldürüldü.İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Kadın Hakları Komisyonu’nun derlediği 2014 Ocak-Şubat ayına dair verilerine göre, son iki ay içerisinde 27 kadın erkekler tarafından öldürülürken, 27 kadın da yaralandı. Tecavüze maruz kalan kadın sayısı ise 21 . Derlenen bu veriler üzerine Komisyon tarafından yapılan açıklamada, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadına yönelik hak ihlallerinin sistematik olarak devam ettiği vurgulandı. Bunun nedeni olarak da şiddeti olağan gören, şiddeti meşrulaştırma yönünde açık mesajlar veren, toplumsal değerler ve normları besleyen bir erkek egemen kültürün kadınların üstündeki tahakkümünün sürmesi gösterildi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından yapılan açıklamaya göre ise 2013 yılında 237 kadın cinayete kurban gitti. Öldürülen kadınlardan 25′i koruma talep etmişken 18′i koruma alabildi. 2013 yılında en fazla kadın cinayetinin yaşandığı 5 il; İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Antalya ve Gaziantep oldu. Kadınların büyük bir kısmı boşanmak veya ayrılmak istediği için öldürüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından yapılan açıklamada Türkiye’de yıllara göre 2008′de 80, 2009′da 109, 2010′da 180, 2011′de 121, 2012′de 210, 2013′de 189 (İlk 10 ayda) kadın cinayete kurban gitti. Batman Barosu Kadın Komisyonu’nun hazırladığı kadına şiddet raporuna göre, bir yıl içinde 634 kadın şiddet başvurusunda bulundu; 1 Ocak tarihinden itibaren ise 110 kadın şiddet nedeniyle koruma talep etti. Kadına yönelik şiddetin sistematik olarak devam ettiğini söyleyen Komisyon Başkanı Pınar Bulut, ”12 yaşında evlendirilen, 13 yaşında anne olan, 14 yaşında ölen çocukların ülkesinde yaşıyoruz” dedi. Batman Barosu Kadın Komisyonu, kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla, üzerinde, ‘Kadına şiddete son, şiddete uğradığınızda bize ulaşın’ yazılı ıslak mendileri, kahvelere, restoranlara dağıtıyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Batman’daki tutuklu kadınları ziyaret ettiklerini ifade eden Kadın Komisyonu Başkanı avukat Pınar Bulut, bölgedeki kadınların aldığı eğitimin hala yetersiz olduğunu belirterek, “Yöremizde hala kadınlar daha az eğitim almakta, okuma yazma öğrenmeleri hala engellenmekte, yoksulluğa mahkum kılınmaktadır. Kadına yönelik ayrımcılık ve bunun uzantısı şiddet, bir insan hakları ihlalidir, münferit değil, sistematiktir. Bu nedenle engellenmesi de ancak sistemli ve etkin bir mücadeleyle gerçekleştirilebilir. 12 yaşında evlendirilen, 13 yaşında anne olan, 14 yaşında ölen çocukların ülkesinde yaşıyoruz” dedi. Bölgede yaşayan kız çocuklarının kaderinin böyle olmaması gerektiğine dikkat çeken Bulut, şunları söyledi: “Komisyon olarak, sorunun önüne geçilmesi için, evlilik yaşı 18′in doldurulması koşuluna bağlanması gerektiğini kanaatindeyiz. Ayrıca TCK’da cinsel istismar mağduru çocuk yaşı 15′ten 18′e çıkarılmalı. Batman’da geçtiğimiz 8 Mart’tan bu yana 634 kadına yönelik şiddet başvurusu bulunmaktadır. Sadece 1 Ocak 2014 itibaren bugüne kadar 110 kadın mahkemeden koruma talebinde bulunmuştur. Ayrıca mahkeme incelendiğinde bir gün içerisinde 14 koruma kararının alındığı hususu dikkat çekmektedir. Bir günde 14 kadının şiddete maruz kalması nedeniyle mahkemeye başvurması, vahim tablo karşısında acil önlem alınmalıdır.” Kayseri Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Zuhal Coşkun da, 2012 yılında 18 yaş altında evlendirilen, resmi kayıtlarda yer alan kız çocuk sayısının 40.428 olduğunu açıkladı. Coşkun, çocuk haklarının insan haklarının somut içeriğini oluşturduğunu belirterek şöyle dedi: “Çocuk gelinler sorunu, yoksulluk, ataerkil zihniyet, çok çocuklu aile yapısı, kadının eğitimsizliği, kadının statüsünün düşüklüğü, toplumsal cinsiyet ayrımcılığı gibi çok yönlü nedenlerden kaynaklanmaktadır. ‘Çocuk Gelin’, ‘Çocuk Anne’ olgusunu beraberinde getirmekte, erken yaşta evlilikler kız çocuklarının cinsel sağlık ve üreme sağlığı haklarını ihlal etmekte, anne-bebek ölümlerine yol açmaktadır. 2012 yılında 18 yaş altında evlendirilen, resmi kayıtlarda yer alan kız çocuk sayısı 40 bin 428′dir. Evlilik yaşı 18 yaşını doldurması koşuluna bağlanmalı; TCK’da cinsel istismar mağduru çocuk yaşı 15 yaştan 18 yaşa çıkarılmalıdır.”Zete
Tecavüz Sanıkları 'Takdir Hakkı' ile Serbest
Bingöl'de, 30 haneli bir köyde gençlerin faili olduğu 4 yıllık bir tecavüz skandalı ortaya çıktı Bingöl’ün bir ilçesinde yaşayan ve lisede okuyan 16 yaşındaki Ç. adlı kız çocuğunun geçen hafta 8 aylık hamile olduğunun anlaşılması ile, 30 haneli köyde gençlerin faili olduğu 4 yıllık bir tecavüz skandalı ortaya çıktı. Ç.’nin ifadesine göre, 4 yıl önce, 12 yaşındayken, köyünde çobanlık yaptığı sırada yanına gelen K.T. adlı genç tehdit ederek Ç.’ye tecavüz etti. 12 Mart’ta Karlıova Sulh Ceza Mahkemesi’ne çıkarılan 7 şüpheliden; K.T., ‘nitelikli cinsel istismar’ iddiasıyla tutuklanırken diğer 6’sı ‘basit cinsel istismar’ iddiasıyla adli kontrol kararı verilerek serbest bırakıldı. Kararda, “.. tutuklanma nedenlerinin var olması ancak adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yeterli olacağı” takdir edildi. İddiaya göre K.T.’nin tecavüzleri 2013’ün Ağustos ayına kadar haftada bir açık alanlarda sürdü. Radikal'den İsmail Saymaz 'ın haberine göre, K.T.’nin tecavüzünden 1-2 yıl sonra ağabeyi B.T., “Sen K. ile birlikte olmuşsun, benimle birlikte olmazsan ailene söylerim” diyerek Ç.’yi istismar etti. Daha sonra da, sırasıyla köyün gençlerinden E.B., N.G., ağabeyi K.G., T.M. ve ağabeyi T.M. de aynı tehdit yöntemiyle Ç.’ye tecavüz etti. Ç., ifadesinde, T.M.’nin “Elimde videon var, internete koyacağım, benimle birlikte olacaksın” diyerek tehdit ettiğini ileri sürdü. Ve tüm sanıklar ‘tehdit ettiği ve mecbur kaldığı’ için bu tecavüzlere itiraz edemediğini söyledi. Ç. , bebeğin babasının K.T. olduğunu ifade etti. Bu ifade üzerine 7 şüpheli gözaltına alındı. Sanıklardan 19 yaşında olan K.T., Ç. ile 4-5 kez sürtünme şeklinde birlikte olduğunu, Ç.’nin bu gönüllü ilişkiler karşılığında para ya da sigara istediğini iddia etti. K.T., Ç.’nin komşu köyden N.G. ile de birlikte olduğunu ileri sürdü. 22 yaşındai olan N.G. ise Ç.’nin bacaklarını okşadığını fakat birlikte olmadığını savundu. Diğer 5 şüpheli ise iddiaları reddetti. 12 Mart’ta Karlıova Sulh Ceza Mahkemesi’ne çıkarılan 7 şüpheliden; K.T., ‘nitelikli cinsel istismar’ iddiasıyla tutuklanırken diğer 6’sı ‘basit cinsel istismar’ iddiasıyla adli kontrol kararı verilerek serbest bırakıldı. Kararda, “.. tutuklanma nedenlerinin var olması ancak adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yeterli olacağı” takdir edildi. Serbest kalan 6 kişi köylelerine geri dönerken, 8 aylık hamile olan Ç. komşu bir ilde devlet tarafından bir eve yerleştirildi. Şimdi bu 30 haneli köy bir barut fıçısı halinde... Aile kızını kabul etmezken, bir ay sonra doğacak bebeğin akıbeti de meçhul. T24
TİB Ses Kayıtlarını Paylaşan Hesapların Peşinde
TİB'de yapılan görüşmelerde Twitter'dan, gündemi sarsan ses kayıtlarını paylaşan hesaplarla ilgili de bilginin talep edildiği iddia edildi. 17 Aralık'ın ardından başkanı ve personel yapısı MİT ağırlıklı bir yapıya dönüştürülen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda (TİB), erişimin engellendiği Twitter ile yapılan görüşmede Türkiye'nin gündemini sarsan ses kayıtlarını paylaşan hesaplarla ilgili de bilgi talep edildiği iddia edildi. İddia tartışılırken Twitter, mahkeme kararı ile askıya alınması istenen hesapları kapatmaya başladı. YOUTUBE'DAN DA IP İSTENDİ Ankara Başsavcılığı da Youtube'dan ses kayıtlarını paylaşan hesapların IP adreslerini istedi. Savcılığa resmi yanıt vermeyen Youtube'un, IP adreslerini paylaşmayacağı, mahkeme kararının görülmesi durumunda ilgili paylaşımın inceleneceği belirtildi. Twitter'ın, bazı mahkeme kararları gerekçe gösterilerek TİB'in koruma tedbiri kapsamında idari bir kararla erişime engellenmesinin ardından TİB ile Twitter arasında yaşanan görüşmelerde bazı hesaplarla ilgili bilgi talep edildiği ifade edildi. HESAPLAR ASKIYA ALINDI Önceki gün TİB'de gerçekleştirilen twitter'in avukatı Gönenç Gürkaynak ile TİB yetkilileri arasında saatler süren toplantıda nelerin konuşulduğu, tarafların karşılıklı taleplerinin ne olduğu merak konusu oldu. Görüşmeye ilişkin dün TİB'den yapılan açıklamada, Twitter'ın, Samsun'da C.K adlı kadının ismi kullanılarak müstehcen içerikli yazı ve resimlere yer veren sahte hesabı askıya aldığı belirtildi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan, twitter'ın bu adımını, 'Twitter'ın hesapları askıya almasını olumlu bir adım olarak görüyorum. Hukuki zemine oturmuş bir sosyal medyanın ülkemize çok faydası olacağı kanaatindeyim' sözleri ile değerlendirdi. HEDEFTEKİ ADRESLER Mahkeme kararlarına konu twitter hesapları askıya alındı. Ancak toplantının gündeminin sadece bu hesaplar olmadığı öne sürüldü. TİB yetkililerinin, twitter'dan bazı hesapların IP adreslerini de istediği iddia edildi. Bu hesapların Türkiye'nin gündemini sarsan ses kayıtlarını paylaşan hesaplar olduğu belirtildi. Twitter avukatı ile TİB yetkilileri arasında yapılan toplantı, mahkeme kararlarına konu hesapların askıya alınmasının ardından, dün akşam saatlerine kadar devam etti. YOUTUBE'DAN HARAMZADELERİ İSTEDİLER TİB'in Twitter'dan ses kayıtlarını yayan hesapların IP adreslerini istediğinin iddia edilmesinin ardından ses kayıtlarına ilişkin soruşturmasını sürdüren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Youtube'a yazı yazarak ses kayıtlarının yüklendiği IP adreslerin gönderilmesini talep etti. Youtube yazıya henüz yanıt vermedi. Ancak Cumhuriyet'e bilgi veren kaynaklar, 'Youtube'un sadece Türkiye'de değil tüm dünyada uyguladığı prensibinin, cinsel istismar gibi suçlar hariç kişisel bilgilerin paylaşılmaması olduğunu' aktardı. 'IP adreslerinin verilmesinin mümkün olmadığını' belirten yetkililer, 'Mahkeme kararına göre, ilgili paylaşım incelenir, gerekiyorsa içerik kaldırılır' dedi. Kaynak: Cumhuriyet
Tecavüz Mağduru Çocuğa Rapor İşkencesi
Tecavüze uğradığı iddia edilen 13 yaşındaki F.S için 3 ayrı rapor bulunmasına rağmen mahkeme yeni rapor istedi. Mağdur muayeneyi reddedince, polis zoruyla götürülmesine karar verildi Diyarbakır'da okula giderken alıkonulup, tecavüze uğradığı iddia edilen 13 yaşındaki F.S. adlı erkek çocuk için 3 ayrı kurumdan rapor alındı. Davanın görüldüğü Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, bu raporlarla yetinmeyip, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nden 'mağdurun beden ve ruh sağlığına ilişkin kurul raporu' istedi. F.S. yeniden muayeneye gitmeyi reddedince, mahkeme heyeti, polis zoruyla götürülmesine karar verdi. Felat Özarslan ’ın Doğan Haber Ajansı’nda yer alan haberine göre, geçen yıl Ocak ayında, okula gitmek için evinden çıkan F.S. yolda karşılaştığı 25 yaşındaki B.Ç. tarafından ölümle tehdit edilip, şiddet uygulanarak, bir binanın bodrum katına götürüldü. Burada iki kez tecavüze uğradığı ileri sürülen F.S., olayı ailesine anlattı. Durumun polise bildirilmesi üzerine, F.S.'nin psikolog gözetiminde ifadesi alınarak, soruşturma başlatıldı. F.S.'nin teşhis ettiği şüpheli B.Ç. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak hakkında 'yağma', 'hırsızlık', 'mağdurun beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'mala zarar verme' suçlarından 40 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. B.Ç. ifadesinde mağduru zorla yanında götürdüğünü ve iki kez cinsel ilişkiye girdiğini kabul etti. B.Ç.'nin daha önceden çok sayıda cinsel istismar, taciz, tecavüz ve hırsızlık suçundan sabıkasının bulunduğu ve halen çok sayıda dosyadan yargılandığı ortaya çıktı. 3 ayrı yerden rapor alındı Olaydan sonra rapor için Adli Tıp Kurumu'na sevk edilen F.S.'ye tecavüz edildiği belirlendi. Daha sonra Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edilen F.S.'nin ruh sağlığının bozulduğu tespit edildi. Son olarak Sağlık Bakanlığı Çocuk İzlem Merkezi'ne götürülen F.S., muayene ve görüşmeye alındı. Adli Tıp Kurumu, Çocuk Hastalıkları Hastanesi ve Çocuk İzlem Merkezi'nden alınan 3 ayrı rapor, dava dosyasına konulurken, tecavüzün meydana geldiği bodrum katında inceleme yapan polis, boş bir kağıt mendil poşeti bularak kriminal incelemeye gönderdi. İncelemede poşetin üzerinde şüphelinin sol el orta parmak izi tespit edildi. Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı'nın hazırladığı iddianamede de sanığın mağdura birden fazla nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu ve mağdurun ruh sağlığının bozulduğu belirtildi. Rapor almaya gitmedi F.S.'nin tecavüze uğramasına ilişkin davanın bir önceki duruşmasında mahkeme heyeti, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nden mağdurun beden ve ruh sağlığına ilişkin kurul raporu aldırılmasına karar verdi. Yaşadığı tecavüz olayı ve 3 ayrı muayene sonucu psikolojisi bozulan F.S. ise mahkeme kararına rağmen rapor için hastaneye gitmedi. Polis zoruyla rapor aldırılmasına karar Davanın görülmesine Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık B.Ç. ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada söz alan F.S.'nin avukatı Gülşen Özbek, dosyadaki doktor raporunun yeterli olduğunu ve mağdurun psikolojisinin daha fazla bozulmaması için bir daha rapora gönderilmemesini istedi. Tarafları dinleyen mahkeme heyeti, F.S. için daha önce alınan raporun bilirkişi doktor tarafından yazıldığını ve Yargıtay içtihatları kapsamında hükme esas alınamayacağını belirtti. Mahkeme heyeti, mağdurun Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden kurul kararı aldırılması için Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti, mağdurun babası ve annesinin rızasına bakılmayarak rapor için zorla götürülmesine ve hastaneye götürülmesi sırasında sosyal hizmet uzmanının da refakat etmesine karar verdi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, rapor sonucunun beklenmesi için duruşmayı erteledi.T24
Cinsel Saldırı 13 Yaşındaki Çocuğu Etkilememiş!
DİYARBAKIR'da 13 yaşındaki kız öğrencisine otomobilinde cinsel istismarda bulunurken polis tarafından yakalanan 39 yaşındaki öğretmen S.C.'nin yargılandığı mahkemeye Dicle Üniversitesi heyetince gönderilen raporda, mağdurun cinsel saldırı nedeniyle beden ve ruh sağlığının bozulmadığı belirtildi. Diyarbakır'da bir ilköğretim okulunda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan S.C., geçen yıl 23 Nisan kutlamalarının yapıldığı gün, Nevruz Parkı yakınlarında, 5'nci sınıf öğrencisi S.T.'ye, kendi otomobilinde cinsel istismarda bulunurken polis tarafından yakalandı. Hakkında, 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' ve 'cinsel amaçlı çocuğu hürriyetinden yoksun kılma' suçundan 16 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan 4 çocuk babası öğretmen S.C.'nin yargılanmasına Diyarbakır 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık S.C. ve taraf avukatları katıldı. 'RUH VE BEDEN SAĞLIĞI BOZULMADI' Duruşmada ilk olarak mağdurun beden ve ruh sağlığına ilişkin Dicle Üniversitesi'nden gönderilen rapor okundu. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Beden ve Ruh Sağlığı Kurulu raporunda S.T. ile yapılan görüşmede, olayı nadiren hatırladığında üzüntü duyduğu, olaydan sonra okul ve evlerinin değiştiği belirtildi. Raporda, ruhsal muayenede mağdurun önceki psikiyatrik sorunlarının düzelmiş olduğu belirtilirken, cinsel istismardan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak derecede herhangi bir psikopatolojik araz tespit edilmediği ifade edildi. Raporda mağdurenin cinsel istismar nedeniyle beden ve ruh sağlığının bozulmadığı görüşüne varıldığı belirtildi. AVUKATTAN RAPORA TEPKİ Duruşmada söz alan S.T.'nin avukatı Ruşen Seydaoğlu Ayyıldız, 'Mağdure, heyetle görüşme sırasında bile ağlama krizine girmiş . Bunun üzerine iki ay sonra getirilmek üzere süre verilmiştir. Bu nedenle Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınmasını talep ediyoruz. Olayda suçüstü hali vardır. 13 yaşındaki kız çocuğu çok ciddi şekilde mağdur olmuştur. Sanık tarafından 'çocuğun rızası var denilse bile' mağdur 13 yaşında kız çocuğudur. Sanık suçunu kabul etmiş ve toplum açısından zararlı bir kişiliktir. Rapor kendi ile çelişmektedir' dedi. SANIK: BU OLAYDAN DOLAYI BEN MAĞDURUM Duruşmada söz alan tutuklu sanık S.C. ise tahliyesini talep ederek, 'Bana en çok dokunan, toplumsal açıdan sanki bir tecavüzcü, bir caniymişim gibi davranılıyor. Benim geçmişime bakıldığında yüzlerce öğrenci yetiştirdiğim görülecektir. Bu olaydan dolayı mağdurum' dedi. Sanık avukatı da müvekkilinin cani, canavar gibi lanse edilmeye çalışıldığını ifade ederek, 'Bu müvekkilimi mağdur etmektedir. Tahliyesini talep ediyoruz' diye konuştu. MAHKEME RAPORU KABUL ETTİ Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme, sanık S.C.'nin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, S.C.'yi araç içinde yakalayan polislerin zorla getirilmesine, getirilmemeleri durumunda yasal işlem yapılmasına da hükmetti. Mahkeme avukatların tepki gösterdiği raporun çocuk uzmanları tarafından usule uygun şekilde hazırlandığını gerekçe gösterip, mağdur hakkında yeniden rapor aldırılması talebini reddetti. Duruşma eksiklerin tamamlanması için ertelendi.Felat BOZARSLAN / DİYARBAKIR, (DHA)
Rapor Eziyeti: Cinsel Saldırıya Uğrayan Çocuk İntihara Kalkıştı
Sakarya’nın Geyve İlçesi’nde 2008 yılında, komşusu 55 yaşındaki Muhammer Ü.’nün cinsel istismarına uğradığı iddia edilen, o dönem 13 yaşındaki B.A.’ın ruh sağlığının bozulup bozulmadığına ilişkin verilen çelişkili raporlarla ilgili, Adli Tıp Genel Kurulu’nun 3 yıldır görüş bildirmemesi tepkilere neden oldu. Bu nedenle sanık tahliye olurken, küçük kız ise bileklerini keserek ve hap içerek intihara kalkıştı.Sakarya 2′nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Çocuğun cinsel istismarı’ iddiasıyla açılan ve 6 yıldır süren davaya konu olay 2008 yılında Geyve İlçesi’nde meydana geldi. B.A.’ya komşusu 55 yaşındaki Muhammer Ü., iddiaya göre ‘Sana dondurma vereceğim’ diye çağırarak cinsel istismarda bulundu. Küçük kızın olayı ailesine anlatması ve onların da polise bildirmesi üzerine Muammer Ü. tutuklandı ve hakkında dava açıldı. Ekonomik durumu bozuk olan aile avukat tutamayınca Sakarya Barosu aileye avukat verdi. ADLİ TIP’TAN ÇELİŞKİLİ RAPORLAR Mahkemenin taalebi üzerine, Sakarya Adli Tıp Kurumu tarafından küçük kıza ‘ruh sağlığının bozulmadığı’ yönünde rapor verildi. Ancak bu rapora itiraz edilince, mahkeme bu kez küçük kızla ilgili Adli Tıp 6′ncı İhtisas Dairesi’nden rapor istedi. Adli Tıp 6′ncı ihtisas Dairesi’nin 2009 yılında ‘Ruh sağlığı bozulmuştur’ diye verdiği rapora bu kez sanık yakınları itiraz etti. Sakarya 2′nci Ağır Ceza Mahkemesi bu kez, olayın üzerinden 3 yıl geçtikten sonra mağduru 23 Mayıs 2011 tarihinde kontrol için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk etti. GENEL KURUL 3 YILDIR GÖRÜŞ BİLDİRMEDİ Buradan da ‘Ruh sağlığı bozulmuştur’ yönünde verilen rapora, sanık yakınları yine itiraz edince, dosya mahkeme tarafından aynı yıl Adli Tıp Genel Kurulu’na gönderildi. Yaklaşık 3 yıldır dosyayla ilgili Adli Tıp Genel Kurulu görüş bildirmeyince, Sakarya’daki dava da karara çıkmadı. Bu süre içerisinde yaklaşık 40′un üzerinde yapılan duruşmada sanık Muharrem Ü. 2011 yılında tahliye edilirken, tecavüze uğrayan B.A. ise hap içerek ve jiletle bileklerini keserek 3 kez intihara kalkıştı. Davanın dün yapılan duruşması da, Adli Tıp Genel Kurulu’ndan istenen raporun beklenmesi için ertelendi. KADIN PLATFORMU’NDAN TEPKİ Davanın görüldüğü Sakarya Adliyesi önünde toplanan Sakarya Kadın Platformu üyeleri, davada yaşanan süreçle ilgili protesto gösterisi yaptı. Adliye bahçesinde bir araya gelen yaklaşık 15 kişilik grup, ellerindeki pankart ve attıkları sloganlarla son yıllarda artan ve kamu vicdanını yaralayan cinsel istismar davaları ve kadın cinayetlerine tepki gösterdi. DHA
Aile Bakanı: 'Çocuklara Çığlık Atmayı Öğretin'
Son günlerde artan 'kayıp çocuk' vakalarıyla ilgili açıklama yapan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, 'Çocuklara çığlık atmasını öğretin' dedi.Çocuk ölümlerine dair basın toplantısı yapan Bakan İslam özetle şunları söyedi: Tıpkı ateşe ellerini uzattıklarında ellerinin yanacağını bilmeleri gerektiği gibi bir yabancı ile karşılaştıklarında nasıl davranmaları gerektiğini bilmesi gerekiyor çocuklarımızın. Akran istismarına nasıl karşı koyacağını bilmesi öğrenmesi gerekiyor. Aileleri eğitmemiz gerekiyor. Bu eğitimlerimiz vardı zaten. Biz bunları yapmaya bugünden itibaren başlıyoruz. Başladık… Çocukların çok küçük yaşta öğrenmesi gereken bir başka şey ise yabancı mesafesini korumak. Annelere çok basit bir şey öğretebilirim. Çocuklara çığlık atmayı öğretmeleri gerekiyor. İstemedikleri bir durumda karşılaştıklarında çocuklarımızın çığlık atması gerekiyor etrafı haberdar edebilmeleri için. Bu bir savunma değil. ‘Aman çocuğum sessiz ol’ diye yetiştirdiğimiz çocuklardan bahsediyoruz.Hayır, çocuklar ses çıkarmalı. Sayın Adalet Bakanımız ve Başbakanımızla görüştük. Cinsel istismar ve saldırı suçlarıyla ilgili cezaları yeniden düzenleyen bir tasarı var. Adalet Bakanlığı geçtiğimiz dönemde bu teklifi kendi gündemine aldı. Şimdi bu taslağın meclis gündemine inmesi için bir kararlılık gösteriyoruz. Bu kanunda çocuklara ve yetişkinlere karşı işlenen cinsel suçların ceza oranlarını nisbi olarak arttırıyor bu tasarı. Her türlü cinsel suçta belli oranlarda artırım oluyor. Bütün ailelerin çocuklara koşulsuz sevgi göstermesi gerekiyor. Bütün çocuklarımız ailelerin onların yanında olduğunu bilmesi gerekiyor. Her türlü sıkıntıda ailelerine başvurması gerektiğini bilmesi gerekiyor. Ailelerine güvenmeliler. Sevgi ve şefkat çocukların muhtaç olduğu duygular. Çocukları evin dışına yönlendirmemiz gerekiyor.Yurt