Görüş Bildir

agnostik Haberleri

agnostik ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. agnostik ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Ateistler: Mezarlık Tahsis Edilmeli, Krematoryumlar Açılmalı
Ateizm Derneği, belediyelerden ateistler için mezarlık yeri tahsis edilmesini, isteyenler için krematoryumlar açılması gerektiğini istedi. Ateizm Derneği, “Türkiye’de İnanç Özgürlüğü Kapsamında Görüş ve Önerilerimiz” başlıklı rapor hazırladı. Ateizm Derneği, Ceza Kanunun 216. Maddesinin değiştirilmesi, zorunlu din dersleri, yasal statü, cenaze defin işlemeleri konusunda önerileri var. Dernek, belediyelerden mezarlık yeri tahsis edilmesini istedi. Uygar Gültekin ’in Agos’taki haberine göre, Türkiye’de ilk kez dernek çatısı altında örgütlenen ateistler, ilk kez ateistlerin karşılaştığı sorunları ve çözüm önerilerini yüksek sesle dile getirdi. Ateizm Derneği, Ceza Kanunun 216. Maddesinin değiştirilmesi, zorunlu din dersleri, yasal statü, cenaze defin işlemeleri konusunda önerileri var. Dernek, belediyelerden mezarlık yeri tahsis edilmesini istedi. Ateizm Derneği tarafından hazırlanan raporun önemli başlıklarından biri Ceza Kanun 216. Maddesine ilişkin. Maddenin 3. Bendinde yer alan “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” ifadesinin muğlak bir suç tanımı olduğuna dikkat çekiyor. Maddenin uygulanmasında ‘kamu barışının bozulması’ şartının dikkate alınmadığı belirtilen raporda, gayrimüslim ve ateistlerin aleyhine kararlar çıktığı belirtildi. Yasanın bu haliyle kalmasının İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ndan ağır tazminat cezalarına neden olacağı uyarısında bulunuldu. Rapor yasanın inançsızları da kapsayacak şekilde demokratikleşmesi gerektiği belirtilen raporda bu konuda iş birliğine hazır olunduğu çağrısında bulunuldu. Raporda, zorunlu din dersleri uygulamasında gayri Müslimlerden ve Alevilerden çok daha fazla mağduriyet yaşandığı belirtildi. Raporda, “Bir Hıristiyan ya da bir Musevi, mensup olduğu dinin deşifre olmasını kabul ettiği takdirde zorunlu din dersinden muaf tutulabilirken, bir ateistin -deşifre olmayı göze alsa bile- zorunlu din dersinden muaf tutulması maalesef mümkün olmamaktadır. Zorunlu din dersi konusunda ailelerin kararına güvenilmeli, çocuklarının din dersinden muaf tutulması konusunda öğrenci velisinin okul yönetimine sözlü beyanı yeterli hale gelmelidir. Bu durumda hem azınlık ailelerin dini inancı açıklamaları zorunlu tutulmayacak, hem de hangi dinden olursa olsun çocuklarının zorunlu din dersinden muaf tutulmasını talep eden ailelerin isteği göz ardı edilmemiş olacaktır. Çocuklarının geleceğine, alacakları dini eğitime karar vermek, devletin değil, ailelerin tasarrufuna bırakılmalıdır” önerisinde bulunuldu. Rapor, atesitlerin yasal statüsü konusundaki sorunlara da dikkat çekiyor; “Bilindiği gibi din ve inanç, genetik aktarımla, biyolojik olarak nesilden nesile geçen bir özellik değildir. 0 (sıfır) yaşındaki bir bebeğin salt ailesinin dininden dolayı, x bir dine mensup olduğunu varsayan devlet, taraf olduğu BM çocuk hakları sözleşmesini ihlal etmektedir. Çocukta doğuştan var olmayan bir inancın, çocuğun kimliğindeki din hanesine yazılması, çocuğun yasal statüsünü tanımlamakta ve kendi dini tercihlerini seçmesini yavaşlatmakta ya da engellemektedir. Buna ek olarak deist, agnostik ya da ateist bireylerin de felsefi hayat görüşleri yasalar tarafından tanınmamakta, hiçbir yasal statüleri olmadığı için de gerek eğitim hayatında, gerek iş hayatında ve sosyal yaşamda, gerekse defin işlemlerinde mağdur edilmektedir” Yasal statü konusunda öneriler şöyle; Kişilerin doğuştan x bir dine mensup olduğunu varsayan anlayış değişmeli, T.C nüfus cüzdanlarındaki din hanesi, çocuklar reşit olana kadar boş bırakılmalıdır. 18 yaşını doldurmuş her yurttaş, istediğinde ya da gerek gördüğünde bireysel başvurusunu yaparak din hanesine istediği dini/mezhebi ya da inancı yazdırabilmelidir. Devlet sadece azınlık vakıfları ve dernekleriyle değil, Ateizm Derneği, İnanç Özgürlüğü Girişimi gibi STK'larla da müzakere etmeli, mevcut yasal düzenlemelerin demokratikleştirilmesi ile ilgili uluslararası ateist/seküler kurumlarla işbirliği yapmalıdır. Dinsizliği ve/veya Ateizmi bir tür aşağılama aracı olarak kullanılmasına, inançsızlara karşı nefret suçu işlenmesine yönelik gerekli yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalı, bu tür nefret suçu işleyenlere karşı yasal işlem başlatılmalı ve caydırıcı hukuki yaptırımlar düzenlemelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı dindarlar ve dinsizler arasındaki ayrımcılığı besleyecek açıklamalardan kaçınmalı, örneğin ramazanda oruç tutmayan ailelerin toplumsal linç kampanyasına maruz kalmasına karşı hoşgörüyü teşvik eden açıklamalar yapmalıdır. Dinsiz/Ateist olduğunu açıklamış olan bireylere karşı hakaret, basın yoluyla hedef gösterme, iş hayatında ya da okulda ayrımcılık yapan ve bunu teşvik eden kişilerle ilgili yasal düzenleme yapılmalıdır. Rapor ayrıca cenaze ve defin işleri konusunda da önerileri var. Belediyelerin dinsizlere ve ateistler için mezarlık alanı oluşturması önerisinde bulunuldu. Defin işlemleri konusunda raporun önerileri şöyle; Dinsiz ve ateist (non-teist) bireylerin ölümlerinden sonra bedenleriyle ne yapılacağı konusunda öncelikle kendi vasiyetleri esas alınmalıdır. Sadece dinsiz ve ateistler için değil, toplumun her kesimi için organ ve kadavra bağışını teşvik edici kampanyalar düzenlenmelidir. Türkiye’nin hemen her bölgesinde aktif krematoryumlar açılmalı, öldükten sonra yakılmak isteyen bireylerin vasiyetleri kendi istekleri doğrultusunda yerine getirilmelidir. Küllerinin mezarlıkta muhafaza edilmesini ya da ailelerine teslim edilmesini isteyen bireylerin taleplerinin yerine getirilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Mezarlık tahsisi işi, din ve inanç özgürlüğü kapsamında, devletin tarafsızlık ve çoğulculuğu gözetme sorumluluğunu esasına göre yapılmalıdır.T24
J.R.R. Tolkien ile C.S. Lewis’ın İlişkisi Sinemaya Aktarılıyor
İki sıkı arkadaş ve aynı zamanda iki dişli rakiplerdi: Fantastik edebiyatın güçlü kalemleri J.R.R. Tolkien ile C.S. Lewis’ın ilişkisi sinemaya aktarılıyor. Simon West’in yöneteceği film için 2015’i bekleyinYüzüklerin Efendisi, Hobbit ve Silmarillion gibi fantastik edebiyatın “kutsal sayılan” kitaplarını kaleme alan Tolkien, mitolojiden ve dinî söylencelerden yararlanarak Orta Dünya denilen yepyeni bir evren yaratmıştı. C.S. Lewis ise Tolkien’in ünlü üçlemesi gibi beyazperdeye aktarılan Narnia Günlükleri serisiyle tanınmıştı. İki meslektaşın uzun yıllara yayılan dostluğu ve çekişmesi, Tolkien & Lewis adlı filme konu oluyor. GRUP BİLE KURDULAR Yazarların ikisi de, Oxford’da İngiliz Edebiyatı profesörü olmadan önce I. Dünya Savaşı döneminde İngiliz ordusunda görev almış olsa da, film, savaş sonrası İngiltere’sine odaklanacak. Fantastik edebiyata küçük yaştan itibaren merak salan yazarlar, Oxford yıllarında Inklings adlı bir edebiyat topluluğu kurmuşlardı. Lewis ile Tolkien, diğer Oxfordlu profesörlerle birlikte toplulukta fantastik kitaplar okuyup tartışmalar düzenledi. Tolkien ile Lewis’in ortak yönleri aslında epey fazla olsa da filmin merkezinde ikilinin inanç tartışmalarının yer alacağı açıklandı. Agnostik olan Lewis’ın, Katolik Tolkien’le yaptığı konuşmalar sonrasında Hıristiyan olduğu ve hatta birçok kitabının dinî alt metinler taşıdığı biliniyordu. Gittikçe popülerleşen ve Narnia Günlükleri çok satan kültler arasına giren Lewis, o yıllarda psikolojik sorunlar yaşayan Tolkien’i, Yüzüklerin Efendisi serisini bitirmesi için cesaretlendirmiş, kitap yayımlandıktan sonra da Tolkien’i Nobel’e aday göstermişti. Ne ki, Tolkien bu dönemde Lewis’ı “Hıristiyanlığın poster çocuğu” sözleriyle eleştiriyordu. İkilinin arası Lewis’ın, Hıristiyanlığı sorgulamasıyla iyice kopmuştu. TOLKIEN, TOLKIEN ÜSTÜNE Tolkien & Lewis, 18 milyon dolar gibi yüksek sayılabilecek bir bütçeye sahip. Gelecek yıl gösterime girmesi beklenen filmin, yönetmen koltuğunda Tomb Raider ve The Expendables 2/ Cehennem Melekleri 2 gibi filmlerden tanınan Simon West olacak. Öte yandan 2015’te Tolkien’in hayatını anlatan bir filmin daha vizyona girmesi bekleniyor. Tolkien isimli film, yazarın orduda görev yaptığı dönemi konu alıyor. Taraf
Hangi Ülkeler Kadınlar Tarafından Yönetiliyor?
Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyada tanınan ülke sayısı 193. Bunlar arasında kadınların yönettiği ülke sayısı ise Hırvatistan'ın da son olarak kadın bir lider seçmesi ile ancak 19'a yükseldi.Bu harita size kadınların hangi ülkelerin hükümetlerinin başında olduğunu gösteriyor.
Felsefe Bölümü Ve Öğrencileri Hakkında Yanlış Bilinen 10 Gerçek
Sizlerin de bildiği gibi ülkemizde sokağa çıkıp vatandaşlarımıza 'felsefe nedir?' şeklinde bir soru sorsak çook geniş bir yelpazede cevap alabiliriz. Peki aradığımız cevabı alabilir miyiz? İşte bu önemli soruya aradığımız yanıtı bulma olasılığımız, felsefeye ilgi duyan veya felsefe eğitimi almış, bu alanda aktif rol alan birileriyle karşılaşma ihtimalimizle doğru orantılılıdır.İşte bu kadar az bilgi sahibi olunan bir alanda, felsefe bölümüne ve öğrencilerine karşı ön yargılar da kaçınılmaz olarak vatandaşlarımızın zihinlerinde yer edinmiştir. Bakalım Einstein'ın zorluğuna dikkat çektiği ön yargıları yıkma alanında ne kadar başarılı olacağız.Bu bağlamda elimizi taşın altına koyup bir içerik hazırladık. Umuyoruz ki felsefeye bakış açınızda az da olsa bir değişim gerçekleşir.
Türkiye’deki Ateist Nüfus Hızla Artıyor
Türkiye’deki ateist nüfusun son yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, 5.5 milyon kişiye ulaştığı belirtiliyor.Haber: Osman Şahin2013 yılında Eurobarometer, KONDA ve diğer araştırma kuruluşlarının yapmış olduğu kamuoyu araştırmalarına göre, Türkiye’deki nüfusun 4.5 milyonunun ateist olduğu belirlenmişti. Aynı araştırma şirketlerinin 2015 yılında yapmış olduğu kamuoyu araştırmalarına göre ise, 2 yılda Türkiye’deki ateist nüfusun 750 bin – 1 milyon kişi arasında bir artışla 5.5 milyona ulaştığı belirlendi.Ateistler, yapılan anketlere göre, yüksek eğitim seviyeleriyle de dikkat çekiyor. Anketlere katılanların yüzde 72’si üniversite veya yüksekokul, yüzde 17’si yüksek lisans veya doktora, yüzde 7’si de lise mezunu. Kendi inançlarını tanımlarken en çok şu terimleri kullanılıyor: Ateist (yüzde 63), Agnostik (yüzde 13), Dinsiz (yüzde 8). Verilere göre, ateistlerin yüzde 85’i 35 yaşın altında. Katılımcıların yüzde 47’si 15-24, yüzde 37’si 25-34, yüzde 10’u da 35-44 yaş grubunda yer alıyor.Siyasi iktidar önemli bir faktörUzmanlar, ateist nüfusun artışında Türkiye’deki siyasi iktidarın artarak devam eden dini baskısının da etkili bir faktör olduğunu belirtiyor.
Amerika ile Avrupa Arasındaki En Belirgin 19 Fark
Öncelikle belirtmek gerekir ki, buradakiler de dahil olmak üzere tüm genellemeler yanlıştır :) Buna ek olarak, bu içerikte Amerika olarak bahsedilen yer Amerika Birleşik Devletleri'dir. Maddelerin sol tarafında bulunan fotoğraflar Amerika'yı, sağ taraf ise Avrupa'yı temsil etmektedir. Elbette her toplumda her çeşit insan bulunmaktadır. Fakat bu kıyaslamalar, Amerikan ve Avrupa toplumlarının genel halleri göz önüne alınarak yapılmıştır. Amerika ve Avrupa'ya olabildiğince objektif gözlerle bakmaya çalıştığımızda, karşımıza çıkan farklılıklar işte şu şekilde;
Yeni Akit Yazarı Dilipak: 'Biseksüel Hale Getiriliyoruz'
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak , on binlerce kişinin katıldığı ve polisin sert müdahalesi ile engellenen Taksim'deki 13. LGBTİ Onur Yürüşü'ne ilişkin olarak, 'Hedeflerinde eşcinsel evlilik, eşcinsel cami de var ve tabii eşcinsel imam. Gay, lezbiyen, biseksüel, transseksüellerle kalmayacak bu iş; ensest ilişkilere kadar uzayacak' dedi. 'Bir yandan kısırlaştırılıyoruz, öte yandan cinsel olarak tahrik ediliyor ya da biseksüel hale getiriliyoruz' diyen Dilipak, 'Genetik yapımız bozuluyor. Bir atomizasyon, nötralizasyon süreci yaşıyoruz' ifadesini kullandı.Dilipak'ın Akit'te 'Biz Ankara’ya odaklanmışken' başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:Herkes Meclis Başkanlığı ve koalisyon tartışmalarına odaklandığı bir zamanda Türkiye’nin ve dünyanın başka yerlerinde başka şeyler oluyordu..Yunanistan iflas etti mesela. Özgür Gazze filosunun amiral gemisine İsrail el koydu. Mısır’da idam kararlarının ardından şiddet olayları tırmanışa geçti. Suriye ve Irak’ta şiddet tırmanıyor.. DAEŞ ile PYD arasındaki çatışma Türkiye’nin sınırına dayandı. Doğu Türkistan’da Çin yönetiminin baskılarına karşı tepkiler artıyor ve gerilim tırmanıyor..Bu arada Ramazan ayında İstanbul’da batının himayesinde LBGT’nin Onur Yürüyüşü yapıldı. Türkiye’de bir yandan ılımlı İslam desteklenirken ve öte yandan diğer Müslüman grublar birbirine karşı kışkırtılırken uyuşturucunun ve fuhuşun nasıl desteklendiğini gördük. Bu pisliği birileri Müslümanlara bulaştırmak için adeta seferber oldular.. İçeriden bazı sol, laik grublar, politik olarak CHP ve HDP bu işe destek veriyor. Zaten HDP böyle birini seçimlere sokarak bu işi meşrulaştırmaya çalışıyor. Liberaller bu konuda yaya kaldı.Müslüman zihinlerdeki bu konudaki algı, Hz. Lut kıssasında anlatılan çerçevede olmuştur. Fuhuş 10 büyük günahtan biridir.. Haramlar kronolojisinde ırkçılıktan sonra 2. Sırada Fahşa / haddi aşmak adı ile yer alır. Katl 3. Sıradadır. Feminist hareketlerin kazanımları da aynı havuza akmaktadır. Mor rengi kendileri için seçmeleri boşuna değildir. Masonların, hahamların rengi de mordur. Bu iş Yahudilikteki Lilith ya da Lili efsanesi ile ilgilidir. Lilith mitolojisi işi bugünkü anlamda fuhuş ile ilgilidir.. İslam geleneğinde bu olay sınırın aşılması ile ilgilidir.. Fuhuş şeytanın en keskin hilelerinden biridir. Birincisi ırkçılıktır, 3’üncüsü katl.. Bugün Türkiye ve İslam dünyası bu şeytan üçgeni içine hapsedilmeye çalışılmaktadır.Hedeflerinde eşcinsel evlilik, eşcinsel cami de var ve tabii eşcinsel imam. Gay, lezbiyen, biseksüel, transseksüellerle kalmayacak bu iş; ensest ilişkilere kadar uzayacak. Artık, fuhuş, porno sıradan bir olay haline gelecek. Bu tehdit aileyi, gençleri tehdit eden bir durumdur.. Media ve sanat dünyasından sonra siyasette de bu konunun alenileştirilmesine çalışılmaktadır. Malum çevreler bu konuya bizim başörtüsüne atfettiğimiz önem kadar önem atfediyorlar sanki.. Bu konuda birileri Türkiye’yi pilot ülke olarak seçmiş olabilir.. Bilgi Üniversitesi’nde bunların kulüpleri var, Boğaziçi’nde etkinlikler düzenleyebiliyorlar. Birileri bu işi hak kavramı ile ilişkilendirmeye çalışıyor.. Sol, HDP, insan hakları aktivistleri ve liberaller, sanatçılar ve media üzerinden bu iş sistemli bir şekilde meşrulaştırılmaya çalışılıyor.Bazan kibriti gözümüze çok yaklaştırınca arkasında kocaman bir ormanı kaybediyoruz.. Müslüman halkın dinden kopartılarak laikleştirilmesi, seküler hale getirilmesi için, fuhuş, alkol ve uyuşturucu en etkili araç olarak görülüyor. Eğlence sektörü, internet ve Tv bunun tamamlayıcı unsurları olacaktır. Fuhuş bu anlamda yeni bir savaş ve silah olarak öne çıkmaktadır. Bu savaşta ilk hedef gençler ve hanımlardır.Her yandan, topyekûn bir savaşla karşı karşıyayız. Bir yandan ırkçılıkla imtihan oluyoruz, öte yandan fuhuş ve terörle.. Cahillik başımızın belası.. Ekonomi Riba’nın baskısı altında. Şunu da görelim; “Mütrefinler”den olduk! Özel hayatımızda yediğimiz gıdalarla midemiz işgal altında.. Bir yandan kısırlaştırılıyoruz, öte yandan cinsel olarak tahrik ediliyor ya da biseksüel hale getiriliyoruz. Genetik yapımız bozuluyor. Bir atomizasyon, nötralizasyon süreci yaşıyoruz. Toplum agnostik hale getirilmeye çalışılıyor. Din algısı tahrip edilirken yeni sun’i plesebo dinler üretiliyor.. Yaptıkları işi dinle ilişkilendiriyorlar, Dini kavram ve kurumların içini boşaltıp, hükümleri tevil ediyorlar. Bizim birtakım politikacıların, yeni zengin ve bürokratların eş ve çocukları da bu tehdidin altında. Tehdit kapımızda. Kimi yaşam koçları asiyatik bir hayat tarzı olarak yoga yaparak yalancı bir cennetten Nirvana’dan söz ederken, kimi yaşam koçları NLP’den söz ederek, size yeryüzünde mutluluk ve sağlık, başarının sırlarını açıklıyor. Kimi Neo Sufist, kimi Neo Selefi, kimi Safevi Şiası, kimi liberal, kimi seküler takılıyor artık.. Her şey dinle ilişkilendiriliyor. Baksanıza fuhuş bile dinle ilişkilendirilmeye çalışılıyor. Kimi cariye diyor, kimi mut’a yapıyor, kimi dini nikah diye gizli nikah kıyıyor.T24