onedio
Görüş Bildir

Vize Haberleri

Vize ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Vize ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Türkiye'de Asgari Ücret Alan Biri Nasıl Yabancı Dil Öğrenebilir?
Dil öğrenmek sabır, emek, özveri, vakit ve bazen de nakit istiyor. Çünkü dil öğrenmek için o dilin konuşulduğu ülkeye gitmeniz gerekiyor. Ancak maddi problemler ve vize sorunları sebebiyle ülke dışına çıkamayabilirsiniz. Özel bir kursa gideyim deseniz orası da dünya para... Dar gelirli bir çalışan veya henüz geliri olmayan bir öğrenci olarak sizin daha işe yarar tavsiyelere ihtiyacınız var. Zira yüksek ücretlerden dolayı özel ders alamıyorsunuz, yurt dışına zaten çıkamıyorsunuz ve bir de ateş pahası olan dil kitaplarını alamıyorsunuz. Bu durumda ne yapacağız peki? Dil öğrenmekten vaz mı geçeceğiz? Elbette hayır! Dar gelirliler için dil öğrenme rehberi niteliği taşıyan bu içeriğimizde, olabildiğince düşük bütçeyle yabancı dil öğrenmek için yapabileceklerinizi sıralıyoruz. Hadi başlayalım!
Araç Muayenesine Gelen Zam TÜVTÜRK Randevularını Karaborsaya Düşürdü
Araç muayene ücretleri 2025 yılında yaklaşık %44 oranında zamlanacak. Bu zam oranı yeni muayenelerini 2025 yılına bırakmak istemeyenleri harekete geçirdi. Ancak sistemde muayene saati olmaması da yeni bir fırsatçılığı ortaya çıkardı. Muayene konusunda cezaya kalmak istemeyen ya da büyük zammı ödemek istemeyenlerin karşısına karaborsacılar çıktı. Karaborsacılar farklı fiyat tarifeleri de uyguluyor.
AB'den Rusya'ya Vize Şoku!
AB Konseyi Başkanı Van Rompuy, 'Rusya ile vize muafiyeti süreci askıya alındı. Ukrayna konusunda ilerleme sağlanamaması halinde vize yasağı getirebiliriz.' dedi. Habertürk
Obama: 'Uluslararası Kanunlara Aykırı'
ABD Başkanı Obama, Kırım'da referandum düzenleme kararının Ukrayna anayasasına ve uluslararası kanunlara aykırı olduğunu söyledi.ABD Başkanı Barack Obama, ani bir kararla Beyaz Saray'da Ukrayna ile ilgili açıklama yaptı. Obama, konuyla ilgili yeni yaptırımları bu sabah açıkladıklarını dile getirerek, şunları kaydetti: 'Rusya'nın askeri müdahalesinden bu yana uluslararası toplumun, uluslararası kanunların ihlali anlamına gelen bu eylemi kınamaları ve Ukrayna hükümetini ve halkını desteklemeleri için harakete geçtik. Bu sabah, Ukrayna'nın egemenlik ve toprak bütünlüğünü ihlal etmekten veya Ukrayna halkının varlıklarını çalmaktan sorumlu kurum ve bireylere yönelik yaptırım getiren başkanlık emrini imzaladım. Benim talimatım doğrultusunda ABD Dışişleri Bakanlığı da bazı yetkililere ve belirli kişilere yönelik seyahat yasağı getirdi'. Bu kararların, Rusya’nın ve Kırım’daki durumdan sorumlu olanların bedel ödemesini sağlamak için yürüttükleri çabaların devamı olduğunu ifade eden Obama, bu adımları Avrupalı müttefikleriyle yakın kordinasyon içinde attıklarını bildirdi. Obama, uluslararası toplumun bu önemli dönemde birlik içinde olduğunu görmekten memnuniyetini dile getirerek, “(Uluslararası toplumla) birlikte hareket edeceğimize ve Ukrayna halkı ve hükümetini destekleme ve uluslararası kanunların ihlaline karşı durmadaki kararlılığımızda birlik içinde olacağımıza yönelik güvenim tam” dedi. ABD Başkanı Obama, Kırım’ın geleceğine yönelik referendum kararıyla ilgili olarak da, “Bu karar Ukrayna’nın anayasasını ve uluslararası kanunları ihlal olur. Ukrayna’nın geleceğine dair her türlü tartışmaya Ukrayna’nın meşru hükümeti de müdahil olmalıdır. 2014 yılında, demokratik liderleri aşarak sınırların yeniden çizildiği dönemlerin çok gerilerde kaldığı günlerdeyiz” diye konuştu. Hem Rusya’nın hem de Ukrayna halkının çıkarlarına saygı göstererek bu krizi çözmenin yollarının da bulunduğunu hatırlatan Obama, bunu da uluslararası gözlemcilerin Kırım dahil Ukrayna’ya gitmesinden ve uluslararası katılımla birlikte Ukrayna ile Rusya’nın doğrudan istişaresinden geçtiğini ifade etti. Obama, Rusya’nın Ukrayna’nın egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı duyarak ve anlaşmalara uyarak Kırım’daki askeri üssünü hala muhafaza edebileceğini belirtirken, dünyanın da Ukrayna halkını seçimlere giderken destekleyeceğini bildirdi. Obama, “Eğer uluslararası kanunların bu ihlali devam ederse, ABD ile müttefiklerimiz ve uluslararası toplumun kararlılığı sabittir” dedi. Obama, bunun yanında Doğu Avrupa’daki müttefiklerinin güvenlik ve demokrasisine yönelik teyitleri noktasında adımlar attıklarını da bildirdi. Kongre’ye de çağrı yapan Obama, IMF’nin ve ABD’nin Ukrayna’ya yönelik yardımlarını desteklemelerini istedi. Karar gayrimeşru Almanya Başbakanı Angela Merkel ise AB zirvesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, Rusya ile Ukrayna krizinin çözümünde siyasi diyalog yoluyla ilerleme sağlanamaması halinde vize yasağı ve mal varlığı dondurulması yaptırımına gideceklerini söyledi. AB'nin kısa sürede Ukrayna geçici hükümetiyle Ortaklık Anlaşması'nın siyasi kısmını imzalayabileceğini ifade eden Merkel, 'Kırım'da referandum düzenleme kararı gayrimeşru ve anayasaya aykırı' dedi. İngiltere Başbakanı David Cameron ise Rusya ile görüşmeler hızla sonuç vermemesi halinde Rus yetkililerin mal varlıklarının dondurulması ile seyahat yasağı yaptırımlarına yöneleceklerini belirtti. Cameron, Rusya'nın Ukrayna'da daha da ilerlemesi ya da komşusunu istikrarsızlaştırma faaliyetlerini artırması halinde ağır ekonomik sonuçlarla karşılaşacağı uyarısında bulundu. 'Referandum kararını engelleyeceğiz' Ukrayna Devlet Başkan Vekili ve Meclis Başkanı Aleksandr Turçinov da ulusal televizyonda yaptığı açıklamada, Rus askerleri tarafından kontrol edilen Kırım parlamentosunun referandum yapılmasına ilişkin gayrimeşru karar aldığını Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasına ilişkin referandum kararının hiçbir değeri olmadığını belirten Turçinov, kararın, Kırım'da yaşayan Ukrayna halkının iradesi ve menfaatlerine aykırı olduğunu anlattı. Kırım parlamentosunun referandumla ilgili kararını engelleyeceklerini kaydeden Turçinov, Ukrayna ParlamentosununKırım Özerk Cumhuriyeti Parlamentosunu feshetme sürecini de başlatacaklarını ifade etti. Ukrayna anayasasının 73. maddesine göre, ülkenin sınırları ve topraklarıyla ilgili meselelerin sadece Ukrayna genelinde yapılacak referandumlarla ele alınabileceğine işaret eden Turçinov, yerel bir referandumun 10 gün içerisinde yapılmasının mümkün olmaması nedeniyle referandum sayılamayacağını vurguladı. AB'den Rusya'ya “aşamalı” tepki Öte yandan, Ukrayna’daki son gelişmeler ile Rusya’ya karşı takınılacak tavrı belirlemek üzere yapılan olağanüstü nitelikli Avrupa Birliği (AB) Zirvesi’nden, bu ülkeyle vize muafiyeti müzakerelerinin askıya alınmasıyla başlayacak “üç aşamalı strateji” uygulanması kararı çıktı. Zirve sonrasında AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile düzenlenen ortak basın toplantısında, belirlenen stratejinin ana hatlarını açıklayan AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, ilk aşamada atılacak adımları Rusya ile vize muafiyeti alanında yürütülen müzakerelerin askıya alınması, ekonomik işbirliğinin derinleştirilmesine yönelik olan ve “Yeni Anlaşma” olarak adlandırılan belgeye ilişkin müzakerelerin durdurulması ve G8 Zirvesi hazırlıklarına ara verilmesi olarak sıraladı. Vize muafiyeti ile “Yeni Anlaşma” konusundaki müzakerelerde uzun süredir devam eden tıkanıklık ve G8 toplantısının dolaylı bir unsur olması, alınan “ilk önlemlerin” yeterliliğini tartışmaya açarken AB, ikinci aşamada daha somut adımlar atmayı planlanıyor. Van Rompuy, krize diyalog yoluyla çözüm bulunması amacıyla görüşmelere başlanmaması durumunda AB’nin “üç yaptırımı” devreye sokacağını açıkladı. Van Rompuy, bu yaptırımların, AB-Rusya Zirvesi’nin iptali, AB ülkelerine seyahat yasağı ve mal varlıklarının dondurulmasından oluşacağını belirtti. AB, üçüncü aşamaya geçilmesini ise Rusya'nın Ukrayna'daki istikrarı bozmaya yönelik yeni adımlar atması şartına bağladı. Bu konuda detay vermeyen Van Ropmuy, geniş yelpazeye yayılan ekonomik nitelikli yaptırımların gündeme geleceğinin altını çizdi. Krizden çıkışın tek yolunun diyalog olduğunu belirten Van Rompuy, “Saldırılar sonuçsuz kalamaz” dedi. Van Rompuy, Kırım parlamentosuanun aldığı Rusya’ya bağlanma kararının, Ukrayna Anayasası’na aykırı olduğundan dolayı “yasa dışı” olduğunu söyledi. Barroso da Ukrayna ile Ortaklık Anlaşması’nın ilk siyasi fasıllarının çok kısa zamanda imzalanmasını öncelikli konu olarak belirlediklerini kaydederek, “Bugün AB, Ukrayna halkının demokratik tercihlerini destekleme ve Avrupa’nın barış ve istikrarını garanti altına almaya yardımcı olma amacıyla hareket ediyor” diye konuştu. AB liderlerinin üzerinde anlaştıkları ortak açıklamada, “Ukrayna’nın egemenliği, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığının provokasyon olmaksızın ihlal edilmesi” güçlü şekilde kınandı. Belgede, Rusya’dan askerlerini derhal üslerine çekmesi ve uluslararası gözlemcilerin bölgeye erişimine izin verilmesi çağrısı yer aldı. AB liderleri, krize bulunacak çözümün Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına dayanması ve uluslararası standartlara tam uyması gerektiğini vurguladı. Bu arada, ABD Kongresi’nin Temsilciler Meclisi kanadı, Ukrayna’ya 1 milyar dolarlık kredi garantisini onayladı.Tasarı, Kongre'nin Senato kanadına gönderildi. ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi ise Rusya’nın, Ukrayna’nın egemenlik ve toprak bütünlüğünü ihlal eden askeri müdahalesini kınayan ve bu ülkeye yönelik yaptırım çağrısında bulunan tasarıyı onayladı. Obama, Putin ile telefonla görüştü ABD Başkanı Barack Obama, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i telefonla arayarak, Ukrayna meselesini konuştu. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre, Obama, bir saatlik görüşmede, Rusya’nın, Ukrayna’nın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne yönelik eylemlerinin, kendilerini, Avrupalı ortaklarıyla koordinasyon halinde, bazı adımlar atmaya ittiğini dile getirdi. Obama, Rusya’nın, Ukrayna halkının ve uluslararası toplumun çıkarlarını ele alacak şekilde durumu diplomatik olarak çözüme kavuşturmak için bir yol bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: 'Bu çözümün bir parçası olarak, Ukrayna ve Rusya hükümetleri doğrudan görüşmeler yapabilir, uluslararası toplumun yardımıyla, uluslararası gözlemciler, etnik Ruslar dahil tüm Ukrayna halkının haklarını sağlayabilir, Rus askerleri üslerine geri dönebilir ve mayısta seçimlere hazırlanan Ukrayna halkını desteklemek için uluslararası toplum birlikte çalışabilir.' Obama ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov, Ukrayna hükümeti ve diğer uluslararası ortaklarıyla gelecekte bu amaçlara yönelik görüşmelerini sürdüreceğini belirtti. AA | Muhabir: Feyzullah Yarımbaş-Bahtiyar Abdulkerimov-Güven Özalp-Barışkan Ünal
ÇED Raporu Kararı Artık Valilerin
Türkiye genelinde maden, petrol, doğalgaz, kayagazı ve jeotermal arama projeleri için kritik önem taşıyan “ÇED gereklidir ya da gerekli değildir” kararlarını artık valilikler verecek.Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin yayınladığı genelgeye göre uygulama 1 Mart’ta yürürlüğe girdi. Bakanlığın 3 Ekim 2013’te yürürlüğe giren ÇED Yönetmeliği gereğince maden, petrol, doğalgaz, kayagazı veya jeotermal arama projelerine ilişkin “ÇED gereklidir ya da ÇED gerekli değildir” kararı verme yetkisi 27 Şubat tarihinde yayınlanan genelgeyle valiliklere devredilmişti. Hürriyet gazetesinden Erdinç Çelikkan’ın haberine göre, Bakan Güllüce’nin yayınladığı genelgede, valiliklerin gerekli işlemleri uygulamada birlikteliğin sağlanması amacıyla ÇED Genel Müdürlüğü’nün talimatlarına uyulması da istendi. Talimatta ÇED Yönetmeliği uyarınca “ÇED gereklidir ya da gerekli değildir” kararı kapsamında gerçekleştirilen projeler için tanıtım dosyasına gerek olmadığına da dikkat çekilirken “Maden arama projelerine yönelik inceleme ve değerlendirme süreci içinde ‘yer görme’ prosedürü uygulanması gerek bulunmaz. Ruhsat sahibinin aynı olması koşuluyla birbirine mücavir birden fazla ruhsat için birden fazla dosyanın hazırlanmasında sakınca olmaz” denildi. Hükümet, bürokrasi nedeniyle günler süren ÇED’in şartlarının esnetilmesi konusunda bir süredir çalışmalar yürütüyor. Hazırlıkları süren çalışmaya göre ÇED başvurusu yapan şirketin bir vize süresi içinde uyarı yapmadan 60 ceza puanı dolunca iptal edilen Yeterlilik Belgesi için esneklik getiriliyor. HES’ler, fabrikalar ve maden ocakları için verilen ÇED Yeterlilik belgesinin geçerlilik süresi üç yıldan dört yıla çıkarılıyor. Bakanlık bu amaçla dört yıl önce çıkarılan ÇED Yeterlilik Belgesi Tebliği’ni değiştiriyor. Başvurular 15 gün içinde değerlendirilecek.T24
Rusya'ya Yatırım Tehdidi!
Almanya, Kırım konusunda Rusya üzerindeki baskıyı artırılmasını istiyor. Alman Dışişleri Bakanı Steinmeier, Moskova’nın tutumundan vazgeçmemesi halinde AB’nin yeni yaptırım kararı alacağını söyledi. Önümüzdeki günlerde yapılacak görüşmelerde Rus tarafının Kırım krizindeki tavrından ödün vermemesi halinde Avrupa Birliği’nin yeni yaptırım kararları almak zorunda kalacağını dile getiren Almanya Dışişleri Bakanı Frank–Walter Steinmeier, bu nedenle krizin giderilmesi için bir temas grubu oluşturulması gerektiğini belirtti.Rusya’ya yönelik olası yaptırım kararları arasında Ukrayna krizinden sorumlu tutulan kişilere seyahat sınırlaması getirilmesi ve banka hesaplarının dondurulması bulunuyor. DW'nin haberine göre Avrupa Birliği geçen perşembe günü yaptırımların ilk adımı olarak Rusya ile vize kolaylığı sağlanması ve yeni bir ekonomik anlaşma imzalanması konusunda devam eden görüşmeleri askıya almıştı.Kırım’ın statüsü için 16 Mart’ta yapılması planlanan referanduma Avrupalı politikacıların tepkisi sürüyor.Alman hükümeti sözcüsü Steffen Seibert, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile pazar günü bir telefon görüşmesi yaptığı ve Merkel’in planlanan oylamanın hem Ukrayna anayasasına hem de uluslararası hukuk kurallarına aykırı olduğunu belirttiğini söyledi.Almanya Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel de Kırım’da yapılacak referandumun anayasaya aykırı olduğunu belirterek Kırım'ın bölünme tehlikesi olduğuna dikkat çekti.Avrupa'nın Soğuk Savaş dönemine geri dönebileceğini Gabriel, Avrupa Birliği'nin Rusya'nın provokasyonlarını eli kolu bağlı izlememesi yönünde uyardı.
İstanbul'dan Kaçmak İçin Yakın Yerler; KIRKLARELİ
Kırklareli;Nazardan kaçırılmış doğası, zengin tarih ve kültür varlıkları, Karadeniz'deki uzun ve kimi yerde pudra tozu misali kumsallarıyla donatılmış dingin denizi, Rumelili hissedişi yüksek bal yürekli insanları, engin mutfağı ile bu lezzetlere ev sahipliği yapan pek çoğu doğanın koynunda yer alan lezzet duraklarıyla, İstanbul'un insanı boğan keşmekeşinden kaçmak isteyenler için eşsiz bir seçenektir.Keşfetmeye var mısınız ?KırklareliKırklareli Gezi Rehberi
Haftanın Magazin Bombaları
Magazin dünyasının usta kalemi Sinan Özedincik, geçtiğimiz haftaya damga vuran olayları Sabah.com.tr'ye değerlendirdi. İşte ünlüler dünyasından son dedikodular, perde arkasında yatan olaylar… KENDİNİ AKILLI MİLLETİ APTAL ZANNETTİ Bir muhabirin, 'Oğlunuzu yurt dışında mı dünyaya getireceksiniz?' sorusuna sinirlenen Bade Süalp; Tuba Ünsal, Deniz Akkaya gibi bebeklerini yurt dışında dünyaya getirenlere taş atıp 'Bebeğim çifte vatandaş olsun diye yurt dışında doğurmam. Ben Türk'üm, bebeğimi Türkiye'de doğururum' diye cevap verdi. Tuba Ünsal ise Twitter sayfasına, 'Ah Bade! Miami'de doğumu araştır. Sonra gazeteci görünce Türk'üm şovu yap. Az samimiyet ya...' diye yazdı. Bu gelişmelerin ardından Bade'nin eşi Malkoç Süalp'in, hem Türk, hem de İngiliz pasaportuna sahip olduğu ortaya çıktı. Yani çiftin doğacak bebeği de otomatikman çift vatandaş olacak. Magazin dünyasında yeni bir polemiğin fitilini ateşleyen Bade Süalp, milliyetçilik yapayım derken kazdığı kuyuya mı düştü? Bade gereksiz yere bir polemiğin fitilini ateşledi. Biz de araştırmasını yaptık. Bülent Cankurt da bombayı patlattı. Keşke kimse bunu öğrenemez zaten diye düşünüp bu açıklamaları yapmasaydı. Kendisi hazıra konmuş olacak. Buna rağmen ortalığı karıştırdı. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Kendini akıllı milleti aptal zannetti. Tuba Ünsal'dan tepki aldı zaten. Demet Akalın ise topa bile girmedi. Hiç kimse ona sataşmamışken çok gereksiz oldu bu yaptığı. Sadece 'Türkiye'de doğuracağım' deseydi olay bu kadar büyümezdi. Bazıları gibi yurt dışında doğurmayacağını belirtmesine gerek yoktu. Onun yurt dışında doğurmasına gerek yok, eşi İngiliz vatandaşı olduğu için çocuk zaten çift vatandaş olacak. Çocuğunu yurt dışında doğuranlar da bunu ilerisini düşünerek yapıyor. Vize problemleriyle uğraşmasın, kolaylık olsun diye oralara gidiyorlar. Türklükten utandıkları için falan değil kesinlikle. Kimse o insanlara bu gözle bakmamalı. Maddi durumu iyi olan gidiyor. TUBA İŞİN SUYUNU ÇIKARDI Tuba Ünsal'ın fotoğraf çektirme merakı sonunda başına iş açtı. Her anını ölümsüzleştirip Instagram'daki takipçileriyle paylaşan Ünsal, bu kez faka bastı. Kızı Sare'nin okuldaki etkinliğinde eski eşi Murat Pilevneli ile bir araya gelen Ünsal, kızının babasıyla bir fotoğraf çektirdi. Bu mutlu anının altına 'Minik hanımın karnaval selfiesi...' notu düşerek Instagram'da paylaşan Ünsal, büyük şok yaşadı. İddiaya göre nazik kişiliğiyle bilinen şimdiki eşi gazeteci Mirgün Cabas, bu pozu görünce çileden çıktı. Şimdiye kadar Tuba Ünsal'ı hiç incitmediği bilinen Cabas'ın, eşine bağırarak, 'Bu kadarı da fazla o fotoğrafı hemen kaldır' dediği öğrenildi. Ünsal'ın ise kısa süre sonra eski eşi Murat Pilevneli ile olan fotoğrafını sildiği görüldü. Bu hadisede sizce Tuba Ünsal'ın eski eşiyle fotoğraf çektirmesi mi yanlış, yoksa Mirgün Cabas'ın tepkisi mi? Çocukları için bir araya gelmeleri çok normal. Tabi işin suyunu çıkartmamak lazım. Tuba Ünsal fazlasıyla geniş düşünmüş. Bana bunu daha önce sorsaydın, ben Mirgün Cabas'ın böyle şeyleri önemsemeyeceğini, tepki dahi göstermeyeceğini düşünürdüm. Demek ki o görüntüsünün altında bir maçoluk yatıyormuş. Örf, adet, geleneklere bağlılık yatıyormuş içinde. Oysaki iddiaya girsem kesinlikle kaybederdim. Böyle bir tepki göstereceğini tahmin etmezdim. Tuba'nın başkalarından aldığı tepki yüzünden mi yoksa Mirgün'den aldığı tepki yüzünden mi fotoğrafı sildiğini bilmiyoruz. Baba ile kızın fotoğrafını çek koy ama ne gerek var selfie'ye. Her şeyi Twitter ve Instagram'da paylaşacağım diye başına dert açtı demek ki. Eğer Mirgün bir tepki vermedi, dışarıdan aldığı eleştiriler nedeniyle fotoğrafı sildiyse de demek ki bu kadar genişliğe gerek yok. Mirgün bir tepki verdiyse de nazikçe uyarmıştır. Kavga gürültü olmamıştır, kibar bir dille söylemiştir hoşnutsuzluğunu. Tuba'nın da bundan sonra daha dikkatli olacağını düşünüyorum. PELİN HIZLI ÇIKTI Etiler'de bir spor salonunda tanıştığı Bedri Güntaş ile yeni bir aşka yelken açan Pelin Karahan, bir partiye yeni sevgilisiyle katıldı. Kıbrıs'ta samimi şekilde eğlenirken görüntülendiği Güntaş ile olan birlikteliğini kabul eden ve 'Her şey ortada' şeklinde yaptığı açıklamayla aşk iddialarına da kesin bir nokta koyan Karahan, gece boyunca sevgilisi ile el ele göz gözeydi. Eski eşiyle davetlere katılmayan oyuncu, yeni sevgilisinin elini bir an olsun bırakmadı ve gece boyunca etrafa gülücükler saçtı. Spor salonunda tanıştığı ve kısa sürede nikâh masasına oturduğu Erdinç Bekiroğlu'yla geçen yılın Kasım ayında boşanan Pelin Karahan, yine hızlı davranıp Bedri Güntaş'la da evlenir mi? Pelin maşallah ilişkilerinde hız kesmiyor. Spor salonu da onun için gayet güzel bir kaynak. Boş zamanlarında spor salonundan çıkmıyor anlaşılan. Eski eşini de yeni sevgilisini de spor salonundan buldu. Kendi tercihi, özel hayatı, diyecek bir şeyimiz yok. Sadece çok hızlı davrandığını düşünüyorum. Evlilik konusunda ise geçen seferki gibi hızlı davranacağını düşünmüyorum. Artık biraz daha dikkatli olur. Eğer hemen evlenirse de büyük sürpriz olur. NE ZAMAN EVLENİYORLAR? Yavuz Bingöl, geçtiğimiz hafta sevgilisi Öykü Gürman ile birlikte ilk kez Kıbrıs Merit Crystal Cove Hotel'de sahneye çıktı. Konser öncesi gazetecilerle sohbet eden Gürman, gece için özel olarak hazırlandığını söyledi. Özel hayatıyla ilgi soruları yanıtlamayan ünlü şarkıcının parmağındaki tek taş yüzük dikkatlerden kaçmadı. Ünlü çift, sahnede 'Merhaba' ve 'Candan İleri' isimli şarkıları birlikte seslendirdi. İkili, sahneden el ele ayrıldı. İlk kez aynı sahneyi paylaşan ve el ele görüntü veren çift, bu yaz evlenenler kervanına katılır mı sizce? Gürman'ın parmağındaki yüzük, evliliğin yakın olduğunun sinyali mi? İlişkilerde genelde kadınlar hemen nikâh masasına oturmak isteyen taraf olur. Bu ilişkide de öyle. Öykü bir an önce gelinlik giymek, evlenmek istiyor. Uzatmaları oynatan taraf ise duyduğum kadarıyla Yavuz Bingöl'müş. Biraz ağırdan alıyormuş. Temkinli ilerlemek istiyor anlaşılan. Hayat tarzı olarak da sıkıntıya gelmek istemeyen birisi. İmzayı atıp kendini Öykü'ye bağlamak konusunda hızlı davranmak istemiyor. İlişkileri zaten çok güzel gidiyor. Bunun sonunda da evlilik olacak gibi gözüküyor. İlişkileri de rayına oturdu. En kısa zamanda evlenmeleri gerekiyor diye düşünüyorum. Erkekler genel olarak evlilik konusu açılınca işi uzatmalara götürüyorlar. Yavuz'un da kendine göre bir düşündüğü vardır. Zamanı geldiğini düşündüğünde evlilik tarihini de duyurur. SİNEM'DEN SONRA GÖNLÜNÜ ONA MI KAPTIRDI? Geçtiğimiz günlerde İstanbul'a gelen Arda Turan'ın eski nişanlısı Sinem Kobal'dan intikamı acı oldu! İddialara göre yıldız futbolcu, Kobal'ın Muratcan Akdoğan'la yeni bir aşka yelken açmasına öfkelendi. İstanbul'a geldiğinde gecelere dalan Arda, bir dönem adının aşk dedikodularına karıştığı Aslıhan Doğan'la buluştu ve sosyetik güzelle samimi pozlar vererek eski aşkına nispet yaptı. Arda ile Aslıhan Doğan arasında bir yakınlık başladığı doğru mu? Yeni bir ilişki mi başlıyor? Sinem, hakkında çıkan son haberlerden hemen sonra Azerbaycan'a gitti. İddiaları yalanlamadı, yorum yapmadı. O gitti, Arda geldi. Anladığım kadarıyla karşılaşmak istemiyorlar. GÜNAYDIN'da çıkan haberden sonra aile karar verip Muratcan'ı Sinem'le görüşmemesi için kulağını çekmişlerdir diye düşünüyorum. Kötü bir şey olduğu için değil, bu tepkileri almasınlar diye yapmışlardır. Arda cephesinden bu konuyla ilgili bir şey duymadım. Sinem'in bundan sonraki hareketleri ne olacak bekleyip göreceğiz. Benim tahminlerime göre de Sinem ile Muratcan'ı birlikte göremeyeceğiz. Bu ilişki yaşanmayacak. Arda'ya gelirsek de, o fotoğraftaki kişiyle bir ilişkisi olduğuna dair bir şey duymadım. Zaten Arda da bu konuda bir yorum yapmadı. Şuanda hayatında kimse yok. Olursa bence bunu kendisi ilan eder zaten. AHLAKSIZ TEKLİF OLAYINI GÜNDEME GELMEK İÇİN AÇIKLADI 2005 yılında Türkiye Mankenler Kraliçesi seçilen Sevil Uyar, yaptığı açıklamalarla herkesi şaşırttı. Ünlü bir yapımcıdan ahlaksız teklif aldığını açıklayan Uyar, 'Birçok şeye evet deseydim, şu an farklı bir hayatım vardı. Bana öyle bir teklif geldi ki; teklif yapılırken, teklifi yapan yapımcının kız arkadaşı da yanındaydı. Önce başka bir yapımcıyla tanıştırılıp, yemek yemem teklif edildi. Oldukça büyük bir rakam teklif ettiler. 2 milyon dolar, ev, araba; tüm hayatımın değişeceğini söylediler. Şaka yapıyorlar zannettim. Geceyi birlikte geçirmemi teklif ettiler. Soğukkanlı davrandım, şaka yapıyorlar zannettim. Korktum. Onların ofislerindeydim. 'Siz sert bir kayaya çarptınız' dedim. Bu teklifi yapan yapımcı yurt dışında da, ülkemizde de işler yapan ünlü bir yapımcı' dedi. Böyle teklifler eskide kaldı sanıyorduk ancak Sevil Uyar'ın açıklamaları halen bu durumun sürdüğünü gösterdi. Güzel olup oyunculuk yapmak isteyenlerin karşı karşıya kaldığı bu durum için ne diyorsunuz? Geçmişte bu tarz şeyler çok yaşanıyordu. Gerçekten bazılarının başına geldi. Yaklaşık 10 yıldır bu yaşanmıyor. Belki nadiren oluyordur bu teklifler ancak duyulan, konuşulan bir konu değil artık. Bu konuyu zaman zaman prim yapmak için kullananlar olmuyor değil. Sevil Uyar'ın bu hikâyeyi gündeme gelmek, konuşulmak için ortaya çıkardığını düşünüyorum. Durdu durdu şimdi mi aklına geldi de böyle bir teklif yapıldığını itiraf ediyor. Eskiden bu tekliflere evet diyenler, bunu cazip bulanlar oldu. Fakat son 10 yıldır kimsenin başına geldiğini duymamıştım. Doğru olabilir söyledikleri ancak açıklamasa haberimiz olmazdı bu durumdan, konuşmazdık. Konuşulmak istedi ve anlattı diye düşünüyorum. SİNAN'DAN EBRU'YA YASAK GELMEDİ Ebru Şallı'nın 11 yıllık eski eşi Harun Tan'la görüşmesinden rahatsızlık duyan Sinan Akçıl'ın bu konuda adım attığı öğrenildi. Ünlü müzisyenin, 'kutsal kadınım' dediği sevgilisine, Tan'ın gittiği mekânlara adım atmaması konusunda uyarıda bulunduğu iddia edildi. Şallı'nın işadamından olan çocukları Beren ve Pars için konuyu fazla ileri götürmeyen Akçıl, 'mekân ambargosuyla' yetindi. Çok iyi giden ilişkisinin zarar görmesini istemeyen eski manken ise ünlü bestecinin direktiflerine uyuyor. Sunucunun, Harun Tan'ın kardeşinin ortağı olduğu Etiler Big Chefs Restoran'a dahi gitmediği kaydedildi. Şallı, Tan'la yollarını ayırdıktan sonra eski eşiyle ilgili tüm hatıralarından sıyrılmıştı. Sağ omzunda bulunan kalp şeklindeki 'HT' dövmesini de Akçıl'ın isteği üzerine boyatmıştı. İki çocukları olan Şallı ile Tan'ın aynı ortamda bulunmasını engellemeye çalışması, Sinan Akçıl'ın Ebru'yu çok kıskanmasının ve kaybetmekten korktuğunun kanıtı mı? Sinan Akçıl'ı tanıdığım için onun böyle davranışlarda bulunacak bir adam olmadığını söyleyebilirim. Ebru ile Harun çocukları için görüşmek zorunda. Tuba Ünsal olayında olduğu gibi eski eşiyle selfie pozlarlar da çekmiyor. Bir araya geldikleri zamanlardan basının da haberi olmuyor. Yan yana görüntülenmiyorlar. Hal böyle iken Sinan da kalkıp görüşmeyeceksiniz demez. Zaten bunu deme lüksü de yok. Onların iki çocuğu var. Bir yasak getirdiğini düşünmüyorum, yaparsa da yanlış yapar. Çocuklar daha çok küçük. Anneye de babaya da ihtiyaçları var. Söz konusu çocuklar olunca Sinan'ın anlayışlı davrandığını düşünüyorum. Ebru'ya da Harun'la görüşmemesi konusunda yaska koyduğuna inanmıyorum. FULYA UGAN / Sabah.com.tr
AKP Esnafı Da “Sıfırladı”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, TESK’in 2005’ten bu yana tuttuğu kayıtlara göre, AKP iktidarının son 9 yılında toplam 1 milyon 145 bin 641; yani yılda ortalama 135 bin esnaf ve sanatkâr mesleği bırakarak sicil kaydını sildirdiğini bildirdi. Nevşehir, Burdur ve Bartın başta olmak üzere 17 ilde durumun çok daha vahim olduğunu, bakkal, bayi ve büfe esnafının işyerlerinin daha çok kapandığını vurgulayan Umut Oran, '30 Mart'ta esnaf da kendisinin sıfırlayan AKP'yi sıfırlayacaktır. Esnaf ve sanatkârımız ekonomik yapıda hak ettikleri ve olması gereken konuma CHP iktidarında gelecektir' dedi. Yazılı açıklama yapan Umut Oran, CHP'nin esnaf ve sanatkara yönelik proje ve çözüm önerilerini de anlattı. Umut Oran'ın açıklaması şöyle: TESK’in 2005’ten bu yana tuttuğu kayıtlara göre, AKP iktidarının son 9 yılında toplam 1 milyon 145 bin 641; yani yılda ortalama 135 bin esnaf ve sanatkâr mesleği bırakarak sicil kaydını sildirdi. Ocak 2005-Şubat 2014 döneminde ticari faaliyeti bırakan esnaf ve sanatkâr sayısı, aynı dönemde bu alanda faaliyete geçenlerin yaklaşık dörtte üçünü oluşturdu. Bu dönemde faaliyetine son veren esnaf ve sanatkâr sayısı Şubat sonu itibariyle 1 milyon 510 bin dolayında bulunan faaliyetteki mevcut esnaf ve sanatkâr sayısının da yaklaşık yüzde 80’ine denk geliyor. 1.5 milyon dolayındaki mevcut esnaf ve sanatkârlar, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan, toplumun sigortası konusundaki esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle rekabette zorlanıyor, mevzuattan kaynaklanan sorunlar, ağır mali yükler altında eziliyor. AKP iktidarı, küçük esnafı, perakendecilik sektörüne giren büyük sermaye gruplarına ezdirdi. Pıtrak gibi çoğalan AVM’ler, esnaf ve sanatkâra büyük darbe vurdu ve vurmaya da devam ediyor. Esnaf ve sanatkârlarımız, ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumumuzun orta direğidir; bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkısı, istihdam artışı-işsizliğin azalmasındaki önemli rolü yadsınamaz. - CHP olarak bizler, esnaf ve sanatkârlarımızın talep değişikliklerine ve çeşitliliklerine ve rekabet koşullarına hızla uyum sağlayabildikleri bir düzen öngörüyoruz. Ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumun orta direği olan esnaf ve sanatkâr kesim, AKP iktidarı döneminde ağır darbe yedi. AKP iktidarı, küçük esnafı, perakendecilik sektörüne giren büyük sermaye gruplarına ezdirdi. Bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkısı, istihdam artışı-işsizliği azaltmadaki önemli rolü dolayısıyla Türkiye’nin demografik yapısı açısından son derece büyük önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimde, AKP döneminde tam bir yaprak dökümü yaşandı. Ülke genelinde pıtrak gibi çoğalan AVM’ler, esnaf ve sanatkâra büyük darbe vurdu ve vurmaya da devam ediyor. Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle rekabette zorlanıyor, mevzuattan kaynaklanan sorunlar, ağır mali yükler altında eziliyor. 9 yılda 1,2 milyon esnaf ve sanatkâr faaliyetini sonlandırdı Esnaf ve sanatkârların çatı kuruluşu olan Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu’nun (TESK) istatistik kayıtlarını tutmaya başladığı 2005’ten, Şubat 2014’e kadar olan dönemde 1 milyon 212 bin 73 esnaf ve sanatkâr “sicil terkini” yaptırdı, yani faaliyetine son vererek kaydını sildirdi. Buna göre yılda ortalama 135 bin dolayında esnaf ve sanatkar mesleki faaliyetini bırakmak, işyerini terk etmek zorunda kaldı. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Gazetesi’nde yayımlanan ilanlardan derlenen bu verilere göre; aynı dönemde esnaf ve sanatkârlık için sicil kaydı yaptıranların sayısı ise 1 milyon 709 bin 438 oldu. Buna göre Ocak 2005-Şubat 2014 döneminde ticari faaliyeti bırakan esnaf ve sanatkâr sayısı, aynı dönemde bu alanda faaliyete geçenlerin yaklaşık dörtte üçünü (yüzde 71) oluşturdu. Anılan 9 yıllık dönemde faaliyetine son verenlerin sayısı Şubat sonu itibariyle 1 milyon 510 bin dolayında bulunan faaliyetteki mevcut esnaf ve sanatkâr sayısının da yaklaşık yüzde 80’ine karşılık geliyor. 17 ilde durum çok vahim Bu dönemde mesleği bırakanların yeni ticaret hayatına atılanlara oranı özellikle Nevşehir, Burdur, Bartın gibi illerde rekor kırdı. Bunlarla birlikte Aydın, Ardahan, Balıkesir, Ordu, Kars, Bolu, Amasya, Afyon, Eskişehir, Düzce, Trabzon, Konya, Artvin veKırıkkale’de de sicil kaydını sildirenlerin sayısı, yeni kayıt yaptıranların üzerinde; Kastamonu, Manisa, Bingöl, Rize, Muğla, Kırşehir, Kütahya, Sinop, Gümüşhane, Niğde, Zonguldak, Karaman ve Yalova’da ise iki sayı neredeyse başa baş gerçekleşti. Mesleği bırakanların, yeni başlayanlar oranı üç büyük kentte de rekor düzeylere ulaştı. Kapanma rekoru bakkal, bayi ve büfelerdeSicil terkini yapan esnaf gruplarının başında bakkallık, bayilik, büfecilik; kahvecilik, kıraathanecilik ve internet kafe işletmeciliği; minibüsçülük; taksicilik; kadın ve erkek kuaförlüğü; nakliyecilik ve nakliye komisyonculuğu; kamyonculuk, kamyonetçilik; lokantacılık; pazarcılık; servis aracı işletmeciliği geliyor. Kır kahvesi, çay bahçesi, çay ocağı, piknik ve dinlenme yeri işletmeciliği; tuhafiyecilik; şoförlük; konfeksiyon imal ve satıcılığı; otobüsçülük; kafe, kafeterya, kahvaltı salonu işletmeciliği; emlakçılık; aperatif yiyecek maddeleri imal ve satıcılığı; turistik, otantik hediyelik ve hatıra eşya imal ve satıcılığı ve hırdavatçılık da en fazla sicil terkini yapılan işler arasında... AKP, AVM’de ranta baktı esnafı unuttu AKP iktidarı, küçük esnafı, büyük sermayeye karşı koruyucu önlemleri almadı. Büyük sermaye gruplarının perakendecilik sektörüne girerek bu işi büyük ölçekli zincirlerle yapma eğilimi sonucunda İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropoller başta olmak üzere ülke genelinde pıtrak gibi çoğalan AVM’lerin sayısı 300’e ulaştı. Daha önce çarşı ve pasaj dükkânlarında gerçekleşen perakende ticaret, ülke genelinde yaygınlaşan AVM’lerde toplanırken, kentlerin geleneksel dokusundaki bozulma ve çarpık gelişme de bununla at başı gitti. Kentlerin en merkezi yerlerine dikilen AVM’ler, bir yandan halkın ortak kullanım alanı olan ve nefes almasını sağlayan yeşil alanlar ve meydanları yok ediyor, bir yandan da kent ekonomisi ve demografisinin en önemli unsurları olan küçük mağaza ve işyerlerinin varlığını tehdit ediyor. Esnaf ve sanatkâr kesim nüfusun yüzde 10’u… Şubat sonu itibariyle sayıları 1 milyon 510 bin 945 olan mevcut esnaf ve sanatkârlar, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Esnaf ve sanatkâr sayısında nüfusuyla orantılı olarak İstanbul 169 bin 761 kişiyle başı çekiyor. Bu ili 98 bin 429 esnaf ve sanatkârla İzmir, 71 bin 299 kişiyle Ankara, 63 bin 719 kişiyle Antalya, 57 bin 102 ile Bursa, 44 bin 409 kişi ile Konya, 43 bin 12 kişiyle Mersin, 40 bin 475 kişiyle Manisa izliyor. Daha sonra 38 bin 547 kişiyle Adana ve 37 bin 407 kişiyle Balıkesir geliyor. Ülke genelindeki toplam esnaf ve sanatkârların yüzde 44’ü bu on ilde kayıtlı. Bölgelere göre bakıldığında ise ülke genelindeki toplam esnaf ve sanatkarların yüzde 25.9’unun Marmara’da olduğu görülüyor. Bu bölgede esnafın nüfusa oranı yüzde 1.7 düzeyinde. Ülkedeki tüm esnaf ve sanatkarların yüzde 18’i Ege, yüzde 15.2’si Akdeniz, yüzde 14.6’sı İç Anadolu, yüzde 13.1’i Karadeniz, yüzde 7’si Güneydoğu, yüzde 6.2’si Doğu Anadolu bölgesinde. Esnaf sayısının bölge nüfusuna oranı yüzde 2.8’le Ege’de en yüksek düzeye ulaşıyor. Karadeniz yüzde 2.6 ile ikinci sırada…   Esnaf ve sanatkâr toplumun sigortası… Esnaf ve sanatkârlarımız, ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumumuzun orta direğidir. Esnaf ve sanatkârlar, özellikle işletme sayılarının çokluğu, ülke çapında istihdama sağladıkları büyük katkı, bölgesel sosyoekonomik dengelerin kurulması ve üretimde azımsanmayacak bir paya sahip olmaları nedeniyle, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik ve sosyal yapının önemli bir unsurudur. Anayasamız devletin esnaf ve sanatkârları koruyup desteklemesini hükme bağlıyor.  Dolayısıyla esnaf ve sanatkârı koruyup desteklemek anayasal bir görevdir… Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal yapısında esnaf ve sanatkârlar ve küçük işletmelerin önemi saymakla tükenmez. Daha az yatırımla üretim yapabilmeleri ve ürün çeşitliliği sağlamaları, emek-yoğun çalışarak ve ülke çapında istihdam yaratarak işsizliği azaltmaya katkıda bulunmaları, istihdamı daha düşük maliyetle sağlamaları bu kesimin ülke ekonomisi açısından önemini gösteriyor. Bu kesim talep değişikliklerine daha kısa sürede uyum sağlama becerisine sahip, ekonomik dalgalanma ve krizlerden korumasız olarak etkilenmekle beraber, bu şartlara genellikle büyük işletmelerden daha kolay ve çabuk uyum sağlayabiliyor. Bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarını azaltmaya katkıda bulunan esnaf, sanatkâr ev küçük işletmeler, yan sanayi olarak büyük ölçekli firma ve yatırımları destekliyor ve tamamlıyor, nitelikli işgücünün yetiştirilmesine katkıda bulunuyor.  Bu kesim, gelirin dengeli dağılımına katkı sağlamaları ve orta sınıf olarak toplumsal hayatta denge faktörü olmaları ve istikrara katkıları ile demokrasinin vazgeçilmez unsuru ve adeta toplumun sigortası konumunda bulunuyor. Esnaf ve sanatkâr ağır sorunlar altında eziliyor… ü  Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle eşitsiz rekabet koşulların yanı sıra mevzuattan kaynaklanan sorunlar, BAĞ-KUR’la ilgili yükümlülükler başta olmak üzere ağır mali yükler altında eziliyor. ü  Esnaf ve sanatkâr kesimi büyük sermaye kuruluşları karşısında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. ü  Esnaf ve sanatkâr işletmeleri, finans kaynaklarına ulaşamıyor. Bu nedenle de gelişmiş teknoloji kullanarak üretim yapabilme ya da tüketicinin büyük zincirlere tercih edeceği kaliteli ve ucuz hizmeti sunma kapasitelerini geliştiremiyorlar. Yeterli finans desteği bulamadıkları için kendilerini yenileyemiyor, rekabet gücü kazanamıyorlar. ü  Esnaf ve sanatkâr işletmeleri ağır bürokratik işlemlerden mağdurlar; vergi ve sosyal güvenlik ödemelerinden dolayı zorlanıyorlar. ü  Pazarlama, yönetim, tanıtım bilgilerinin eksik oluşu, esnaf ve sanatkâr işletmelerinin büyük perakende zincirleri ve sermaye kuruluşları ile rekabet etmesini imkânsız hale getiriyor. ü  Son kredi kartı düzenlemesiyle taksitin sınırlanması esnafı olumsuz etkiledi. Protestolu senetler ile takipteki alacaklardaki artışlar da koşulları iyice içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Esnaf da kendisini sıfırlayan AKP’ye sıfır verecek 30 Mart yerel seçimleri, Türkiye’nin 12 yılını çalan AKP iktidarından kurtulma sürecinde önemli bir dönüm noktası olacak. Yerel seçimlerde oy kullanacak seçmenin önemli bir bölümünü esnaf ve sanatkâr kesim oluşturuyor. Esnaf ve sanatkârın oy tercihi, ülkenin kaderini belirleyecek nitelikte ve AKP uygulamalarından zihniyetinden kurtulma yönünde büyük önem taşıyor. Türkiye’nin 12 yılını çalan; küçük esnafı AVM’lere ezdirerek yok eden bu rantçı iktidardan kurtulmada esnaf ve sanatkârımıza büyük görev düşüyor… Esnaf ve sanatkâr kesimin iradesi;  ekonomide haksız rekabetin ve tekellerin hâkimiyetinin sona erdiği yeni Türkiye’ye giden yolda belirleyici olacaktır. Bu nedenle esnafımız da iktidarı döneminde kendisini bitiren AKP’yi sandıkta sıfırlayacağına inanıyorum. Peki CHP ne yapacak?   CHP ise bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkıda bulunan, ülke çapında istihdamı artıran, ekonomik ve toplumsal yapının vazgeçilmez unsuru olan esnaf ve sanatkârlarımızın talep değişikliklerine ve çeşitliliklerine, rekabet koşullarına hızla uyum sağlayabildikleri bir düzen öngörmektedir. Esnaf ve sanatkârımız ekonomik yapıda hak ettikleri ve olması gereken konuma CHP iktidarında gelecektir. Bu doğrultuda; 1-      Ekonomik büyümeden esnaf, sanatkâr ve küçük işletmelere yeterli pay verilecektir. 2-      Ülke ekonomisinin canlandırılması için hazırlanan destek paketlerine esnaf ve sanatkârlar öncelikli olarak dâhil edilecek, tamamen bu kesime özel teşvik ve destek paketi hazırlanacaktır. 3-      Bu kapsamda, yeni işyeri açacak esnaf ve sanatkârlara 5 yıl süreyle vergi indirimi, 4-      Esnafımıza, bir önceki yıl ödediği SGK primi ve gelir vergisi oranında, sıfır faizli Cansu Suyu Kredisi verilmesi, 5-      Nakliyeci esnafına indirimli akaryakıt, şoför, minibüsçü ve servisçi esnafına bir kereye mahsus KDV ve ÖTV alınmadan araçlarını yenileme imkânı, esnafın yanında çalışanların sosyal güvenlik primlerinde indirim, kalfaların sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanması, enerji fiyatlarında indirime gidilmesi, 6-      Halk Bankası’nın ayakkabı kutuları yerine yeniden esnaf ve KOBİ’lerle ilgilenmesi, Ziraat’in ise yeniden çiftçinin bankası haline gelmesi, 7-      Yapısı güçlendirilecek, siyasi baskılardan arındırılıp, özerkleştirilecek Halk Bankası tarafından kullandırılan esnaf kredilerinde sıfırdan başlayan faizlerle çeşitlendirilmesi sağlanacaktır. 8-      Esnaf ve sanatkârlara Halk Bankası tarafından kullandırılan krediler mesleklere göre çeşitlendirilecek, kredilerin vadeleri uzatılacak ve bütçeden ayrılan destek miktarı artırılacaktır. 9-      Çok sayıda vergi, harç ve prim yükü altında ezilmekte olan esnaf ve sanatkârlar bu kargaşadan ve yükten kurtarılacaklardır. Vergi sisteminde bürokrasi azaltılacak, esnaf ve sanatkârın vergi işlem ve mevzuatı kolaylaştırılıp, sadeleştirilecektir. 10-  Gelir Vergisi Kanunu’nda esnaf ve sanatkâr tanımı yenilenecek, esnaf muaflığının kapsamı yeniden tanımlanacaktır. Kaldırılmış olan, vergiden muaf esnaf ve sanatkârların esnaf odalarına kayıtlı olmaları koşulu yeniden öngörülecek, Vergiden Muaf Esnaf Belgesi’nin esnaf odalarınca verilmesi sağlanacaktır. 11.  __Esnaf ve sanatkârlar ile ücretlilere uygulanan gelir vergisi oranları diğer mükelleflerin tabi olduğu tarifeden 5 puan düşük olarak belirlenecektir. 12-  Esnaf ve sanatkârların birikmiş vergi ve SGK prim borçlarının gecikme faizleri, enflasyon oranı esas alınarak yeniden yapılandırılacaktır. 13-  Esnaf ve sanatkârlarımızı, sanayi ve bilgi toplumunun yeni üretim sektörlerine, katma değeri yüksek yeni mal ve hizmet üretimlerine, kendi faaliyet alanlarında inovasyona yönlendirecek girişimcilik, bilgi ve teknoloji, finansman ve kredi desteği sağlanacaktır. 14-  Küçük Sanayi Sitelerinde faaliyet gösteren esnaf ve sanatkârlara sağlanmakta olan düşük faizli ve sosyal amaçlı kredi desteği uygulamaları güçlendirilerek, bu kesimin üretimini artırıcı, rekabet gücünü geliştirici araca dönüştürülecektir. 15-  Esnaf ve sanatkârların üst destek kuruluşlarının siyasi ipotek veya baskı altına alınma uygulamalarına son verilecektir. Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatiflerinin esnafa destek çalışmalarının güçlü ve etkin olması özendirilecek ve denetlenecektir. 16-  Esnaf ve sanatkârlara, KOBİ’lere sağlanan kredi olanaklarının yeni kredi ve finansman yöntemleri ile ‘on yılda beş katına’ çıkartılması hedef alınacaktır. 17-  Hiper ve grosmarketlerin kuruluş ve faaliyetlerine sınırlama getiren AB mevzuatı ülkemizde de yürürlüğe konularak, bu kurumların mahallelerde alt birimler açarak bakkallarla rekabete girmelerinin önü alınacaktır. 18-  Esnaf, sanatkâr ve KOBİ’lerin sanayi envanteri eksiksiz olarak çıkartılacak, bu birimlerin sorunlarına en üst düzeyde sahip çıkılacaktır. 19-  Anayasada düzenlenen haklardan olan “Yaşam Hakkı” bütün temel haklardan daha üstün olduğundan 60 günden fazla prim borcu bulunan esnaf ve sanatkârların ve ailelerinin sağlık hizmetinden faydalanması sağlanacaktır. 20-  Düz lise ve üniversite mezunu işsiz gençlerin çıraklık eğitimi yoluyla kendilerini yeni meslek alanlarına yönlendirmesi amacıyla çıraklık eğitimi bütünüyle yenilenecek ve geliştirilecektir. 21-  Mesleki eğitim yapan işletmeler ve meslek kuruluşları beşeri, teknik ve mali açılardan teşvik edilecektir. 22-  Esnaf ve sanatkârların el emeğine dayalı veya küçük işletmelerde üretilen mallarının dış pazarlarda tanıtılmasına katkı sağlayacak fuarlara katılmaları, özel teşvik sistemi ile desteklenecektir. 23-  Ticari amaç kapsamında yurt dışında işbirlikleri kurmak ve seminer, konferans ve fuarlara katılmak üzere yapılacak geziler için vize kolaylığı sağlanması amacıyla girişimler başlatılacaktır. 24-  Devlet, esnaf ve sanatkâra yönelik danışmanlık hizmetlerinin yoğunluğu ve çeşitliliğini artırıcı önlemler alacaktır.