Görüş Bildir

tuzak Haberleri

tuzak ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. tuzak ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Diyarbakır'da Polise Bombalı Tuzak
Diyarbakır'da PKK'lılar rögara tuzakladıkları bombayı zırhlı polis aracının geçişi sırasında infilak ettirdi. Patlamanın polis aracının geçişinden saniyeler sonra yaşanması nedeniyle saldırıda şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı. Büyük paniğe yol açan patlama sonrası çevredeki binalarda hasar meydana geldi.
İkizdereliler Jandarma Dayağını Anlattı
Rize’nin İkizdere ilçesi Şimşirli köyünde yapılması planlanan hidroelektrik santraline (HES) karşı koydukları için jandarmanın sert saldırısına uğrayan köylüler, o anları anlattı. Jandarmanın orantısız güç kullandığını savunan Şimşirli Köyü eski muhtarı Ali İhsan Uzun, “Sermaye yasanın üzerine çıkınca bizim kurtuluşumuz yok” dedi. Olay 31 Mayıs cumartesi günü yaşandı. Şimşirli köyünde HES yapımı için izin alınmadan ağaç kesilmesine ve dinamit patlatılmasına tepki gösteren köy sakinleri, şantiye önünde oturma eylemi başlattı. Eylem sürerken bölgeye giden jandarma ekiplerinin kadınlara coplarla saldırması sonucu beşi kadın 15 kişi yaralandı. Yaralanan köylüler hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. Olay sonrası gözaltına alınan altı kişi ise ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. HES inşaatının sürdüğü alanda yaşanan saldırıda gözünden aldığı darbe sonucu yaralanan Şimşirli Köyü eski muhtarı 50 yaşındaki Ali İhsan Uzun, jandarmanın orantısız güç kullandığını belirterek 31 Mayıs’ta yaşananları şöyle anlattı: “Biz burada enerjiye, yatırıma karşı değiliz. ‘Kaş yaparken göz çıkarmak’ diye bir tabir vardır. Burada bizim boğazımızı sıkıyorlar, canımızı çıkarıyorlar. Buradaki insan suya susamış. İki fili soksanız, suyu içse inan doymazlar. Burada yapılan patlatmalar ÇED raporuna aykırıdır. Biz oturma eylemi yaptık, patlatmanın yapılmamasını istedik. Ama kolluk kuvvetleri, kaymakamlığın aldığı kararla bizi oradan uzaklaştırmak istedi. Orada patlatma yapılırken de bir arkadaşımız yaralandı ve hastaneye kaldırıldı. 100’e yakın jandarma, oturma eylemi yapan 20 kadına, ‘buradan kalkacaksınız’ dedi. Bize copla, tekmeyle ve yumrukla saldırdılar. 70 yaşında kadına saldırdılar. Biz de olaya müdahale etmek istedik, ‘yapmayın, etmeyin, 70 yaşındaki kadına 3 jandarma saldırmaz’ dedik. Orantısız güç kullandılar. Adamların gözü kara. Beni yere yatırdılar, tekmeyle yumrukla vurdular. Yere kapandığımda biri, ‘öldü, bırak’ dedi. Sermaye yasanın üzerine çıkınca bizim kurtuluşumuz yok.” Olayda cop darbesiyle yaralanan Havva Bir ise, jandarma erlerin başında bulunan bir rütbeli askerin komutuyla askerlerin saldırıldığını belirterek şunları söyledi: “Biz otururken askerler bize herhangi bir uyarıda bulunmadı. Bir komutan, ‘saldırın’ deyince saldırdılar. Bizi kalkanlarıyla ittiler, copladılar. Biz bir müdahalede bulunmadık. Suyumuza sahip çıktık. Başka bir amacımız yoktu. Birçok kadını yaraladılar, birinin gözünü patlattılar. Bundan sonra ne jandarmaya güvenirim, ne de polise. ‘Yapmayın’ dediğimiz halde onlar copluyor. Yere düşen bir kadının kafasına vuruyorlar. Biz hiçbir şey yapmadık, bunu haketmedik. Bize resmen tuzak kurdular. Yolu kapattılar, ‘medyanın haberi olmasın’ dediler. Kadınları orada copladılar. Bu devlet onların devletiyse bizim neyimiz? Tayyip Erdoğan kendi bacılarını dövdürüyor. O Tayyip Erdoğan’ın annesi yok mu, bacısı yok mu?”Diken
Gül'den Kutuplaşma Uyarısı: 'Türkiye'ye Çok Maliyetli Olur'
Katıldığı canlı yayında koalisyonla ilgili olarak 'Doğrusu güçlü bir hükümetin kurulmasını çok faydalı görmüştüm' diyen Abdullah Gül, kutuplaşma uyarısı yaparak; 'Bugünkü gerginlik ortamının devam etmesi Türkiye'ye çok maliyetli olur. Bu kutuplaşma, gazetelere, yazarlara, çizerlere toplumun birçok kesimine dağılıyor. Bir an önce bundan çıkmak gerekir' dedi.11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NTV'de Oğuz Haksever yönetiminde Murat Yetkin, Ali Bayramoğlu ve Ayşe Böğürler'in sorularını yanıtlıyor.Abdullah Gül'ün açıklamalarından başlıklar şöyle:(Son 1 yılınız nasıl geçti?) 'Uzun bir siyasi hayatımız oldu. Siyasi hayatım Meclis'e girmemle başlamaz. Hayatımın neredeyse tamamı bu işlerle geçen bir insanım. 'Her şeyi kapattım ve dünya meseleleriyle uğraşmıyorum' demem mümkün değil. Bir sene aktif bir şekilde kamuoyu önünde olmadım ama tüm ilgimi devam ettirdim. Bazen içeride bazen dışarıda oldu.İki şeye çok vakit ayırdım. Benim ismimi taşıyan bir üniversite kuruldu Kayseri'de. Onu destekleme vakfı var. Özel bir model olmuş oldu. Ona çok özen veriyorum. Devlet üniversiteleri içinde ilk 5'e girmiş durumda. Anadolu'nun ortasında da önemli bir üniversite olabileceğini göstermiş olduk. Bunun yanında bir Cumhurbaşkanlığı müzesi yapısı içerisindeyiz. Bu da Türkiye 'nin ilk siyasi tarih ve demokrasi müzesi olacak. Sadece benim Cumhurbaşkanlığım döneminden değil Cumhuriyet tarihinin bir özeti olacak bir müze olacak.Benim adıma bir de vakıf kurduk. 11. Cumhurbaşkanı Ofisi olarak hem de vakıf olarak... '(Ayşe Böhürler'in Sayın Gül bana 'Ayşe Hanım kan uyuşmazlığına dikkat edin' demiştiniz bana. Ak Parti kurulurken yenilikçi ve farklılıkları barındıran bir partiydi. Bunu biraz açar mısınız? Kan uyuşmazlığı derken neden bahsetmiştiniz? sorusu üzerine) 'O zamanın siyasi atmosferini düşünmek lazım. O dönemde çok tıkanıklıklar olmuştu. Partimiz kapatıldıktan sonra biz yeni AK Parti'yi kurarken politikalarımız da farklıydı. Neticede biz o tip bir siyaset tarzının kendimize de partimize de davamıza da fayda getirmediğini görüp daha geniş bir şekilde insanları kucaklamak istedik. Aynı şekilde ilkeli karakterli insanlarla bir araya gelmek istedik. Bizim çizgimizin dışındaki prestijli, saygılı isimler de katılmıştı.''İKİ BÜYÜK PARTİNİN BİR ARAYA GELMESİ ÇOK ÖNEMLİYDİ''Doğrusu güçlü bir hükümetin kurulmasını çok faydalı görmüştüm. İki büyük partinin bir araya gelmesi çok önemliydi. Bakanlar eğer çok partizan olursa koalisyon hükümetleri yürümez. Riyakkat sahibi insanlardan seçilseydi çok faydalı olurdu. Güzel hizmetler yapılabilirdi. Polemik konusu olan konular polemik olmaktan çıkardı. Tabii işin içini bilmiyorum. Neticede geride kalmış oldu.'
Başbakan Yardımcısı Akdoğan: 'Süreci Bozan Sürecin Altında Kalır'
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm sürecine ilişkin, ''Bu süreci bozan, sabote eden, bu sürecin altında kalır. Tarihe de millete de hesap veremez'' dedi.ANKARABaşbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm sürecine ilişkin, ''Bu süreci bozan, sabote eden, bu sürecin altında kalır. Tarihe de millete de hesap veremez'' dedi.Akdoğan, Neşet Ertaş Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Keçiören İlçe Başkanlığı Ekim ayı Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de değişim, dönüşüm, büyük demokratikleşme hamlesinin mimarı olan AK Parti'nin ''Yeni Türkiye'nin öncü aktörü' olduğunu söyledi.Türkiye'de üç büyük demokratikleşme dalgası yaşandığını anlatan Akdoğan, bunlardan birisinin Menderes dönemi olduğunu, bu dönemde Türkiye'nin çok farklı hayata geçtiğini, ikinci büyük demokratikleşme döneminin de Özal döneminde olduğunu, Türkiye'nin dünyaya açıldığını kaydetti.Akdoğan, ''Üçüncü büyük demokratikleşme dalgası aslında buna dalga değil tsunami demek lazım Erdoğan döneminde yaşandı. Siyasi hareketimizin lideri Tayyip Erdoğan, hayata geçirdiği reformlarla, ezber bozan, tabuları yıkan bir lider olarak tarihe geçti. Bugün onun liderliğinde ve Sayın Davutoğlu'nun genel başkanlığında aziz millete hizmet davasında yol yürümeye devam ediyoruz’’ diye konuştu.AK Parti'nin farklı toplum kesimlerine lokomotiflik yaptığına işaret eden Akdoğan, partinin çok farklı düşünceden insanları bir araya getirerek, büyük değişim, dönüşüm projesini gerçekleştirmek için öncü bir rol oynadığını söyledi.Siyasetin her zaman kolay bir iş olmadığını, zor zamanda konuşmanın, zor zamanda siyaset yapmanın, mücadele etmenin bir fedakarlık gerektirdiğini ifade eden Akdoğan, parti üyelerinin de bu hareketin bir parçası, bir neferi olarak bu kutsal yürüyüşün bir parçası olduğunu kaydetti.AK Parti'nin bu büyük Türkiye ideali için çalışırken, bu demokrasi dalgalarını tersine çevirmek isteyen vesayet odaklarının da boş durmadığını anlatan Akdoğan, şöyle devam etti:''Kimi zaman bildirilerle, kimi zaman darbe girişimleriyle, kimi zaman parti kapatma davalarıyla, kimi zaman terör olaylarıyla, hükümetin iradesi ezilmek, milletin iradesi bastırılmak istendi. AK Parti bunların hepsini püskürtmeyi, milletin emanetine sahip çıkmayı başardı. Gezi olaylarıyla muradına eremeyenler ikinci dalga olarak 17 ve 25 Aralık operasyonlarından medet umdular. Yeni vesayet odakları bu kez devlet gücünü kullanarak, devlete operasyon çekmek istediler. Bu kumpas ve şantaj çetesi ülkeyi kendi kontrollerinde bir esaret rejimine çevirmek istediler. Ama olmadı. 30 Mart'ta millet oyunu bozdu, 10 Ağustos'ta bir kez daha bozdu. AK Parti dik durdu, Tayyip Erdoğan dik durdu ve bütün oyunları bozdu.’’''Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi önemli bir kilometre taşı''Bugüne kadar hangi oyun oynandıysa, hangi tuzak kurulduysa, hepsinin, tuzak kuranların başına geçirildiğini, bütün oyunların tersine çevrildiğini ifade eden Akdoğan, AK Parti'nin milletin emanetine sahip çıktığını söyledi.Siyasetin sadece hizmet etmek değil, bir mücadele gerektirdiğini vurgulayan Akdoğan, 'Bu yüzden zor iş siyaset yapmak. Hem hizmet edeceksiniz hem hizmet yaparken işte bu vesayet odaklarıyla, çetelerle, mafyayla mücadele edeceksiniz. AK Parti bunu da başardı ve yeni demokrasi yolunda Türkiye'ye çok büyük kazanımlar getirdi'' diye konuştu.Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin yeni Türkiye'nin inşasında önemli bir kilometre taşı olduğunu ve sembolik öneminin yüksek bir olay olduğuna dikkati çeken Akdoğan, ''Bu siyasi hareket köksüz bir siyasi hareket değildir. Ta İttihat Terakki'den bu yana devam eden iki büyük akım arasındaki mücadele zaman zaman işte Menderes’te ortaya çıkmıştır. Zaman zaman Özal'la ama son dönemde bütün bu siyasi hareketlerin, akımların birleşkesi olarak Tayyip Erdoğan’ın, halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı olması çok önemli bir gelişmedir'' değerlendirmesinde bulundu.AK Parti'nin Genel Başkan ve Başbakan değişimini başarıyla tamamlamasının geçiş sürecini sorunsuz atlatmasının birilerini rahatsız ettiğini ifade eden Akdoğan, şöyle devam etti:''Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı olursa üzerine bir takım olumsuz senaryolar geliştirenler oldu, ' AK Parti bölünür, parçalanır'. Genel başkanlık sürecinde türlü türlü oyunları devreye soktular, 'acaba bir nifak oluşturabilir miyiz? Bir bölünme meydana getirebilir miyiz?' Cumhurbaşkanlık sürecinde de oyunlar tutmadı, genel başkanlık sürecinde de tutmadı. Yeni hükümet kuruluşundan sonra da tutmadı ve baktılar ki Ak Parti bu süreci başarıyla tamamladı. AK Parti ailesi, bu büyük camia, büyük bir ahlaki duruş sergilendi. Yeni genel başkanın arkasında dimdik durdu. Bunu da gören çevreler farklı planları devreye almaya çalıştılar. Bu sefer terör üzerinden bir oyun başlatıldı. Zaten eskiden beri siyaseti baskı altına almak isteyen vesayet odakları hep terörü kullanmıştır. Terör üzerinden sivil siyaset etkisizleştirilmeye çalışılmıştır. AK Parti geçmişte de bu oyunu bozdu. Ama son dönemde başka tutunacak dal kalmayınca tekrar terör olaylarına sarıldılar. Bunun bahanesi de Kobani oldu.''''Kobani olayları bir kaldıraç olarak kullanılmak istendi''Kobani olaylarının bir kaldıraç olarak kullanılmak istendiğini anlatan Akdoğan, şunları kaydetti:''Türkiye'yi Suriye bataklığına çekmek isteyen bir takım güçler, Kobani'yi kaldıraç olarak kullanarak, bu olayları provake ederek acaba Türkiye'yi Suriye'ye sokup birileriyle bazı örgütlerle savaştırabilir miyiz...? Ama hükümetin basiretli tavrı, bunu da boşa çıkardı. Sonra da birileri de tıkaç olarak kullanmak istedi bu Kobani'yi. Çözüm sürecinin önünü tıkamak için, çözüm sürecinde hükümetin kararlılığını görenler, örgüt yandaşları adeta bir panik atak geçirdiler. Amiyane tabirle su kaynattılar, baktılar ki hükümet bu sorunu çözmekte kararlı, ne yapacağını biliyor. Acaba bunun üzerinden yeni bir hadiseler meydana getirip, bunun önünü tıkayabiliriz miyiz, bunun çabası içerisine girdiler. Ama bu da ters tepti. Türkiye toplumu bir bütün olarak bu yaşanan şiddete ve Vandalizme karşı çıktı. Hem toplumsal tepkiden korktular hem hükümetin kararlı duruşundan bir şekilde geri adım atmak, U dönüşü yapmak zorunda kaldılar.'''Bu süreci bozan tarihe de millete de hesap veremez''''Bu süreci bozan, sabote eden, bu sürecin altında kalır. Tarihe de millete de hesap veremez'' diyen Akdoğan, bu sürecin sahibinin, mimarının AK Parti iktidarı olduğunu söyledi.Akdoğan, ''AK Parti bu süreci devam ettirecektir, millet için devam ettirecektir, Türkiye'nin bekası için, birlik ve bütünlüğü için devam ettirecektir. Ama bunu devam ettirirken, kamu düzeninden ve güvenliğinden asla feragat etmeyecektir, taviz vermeyecektir. Öncelikli zemin kamu düzeni ve güvenliğidir. Ondan sonra herşey bunun üzerine minare edilecektir. Bu konuda asla geri adım atmayız, asla taviz vermeyiz. Bu olayları çıkaranların yanına da kar bırakmayız'' ifadelerini kullandı.Hükümetin ne yapılması gerekiyorsa, kamu düzenini korumak, sağlamak ve güvenliği tesis etmek için üzerine düşen herşeyi yapacağını vurgulayan Akdoğan, şöyle devam etti:''Burada kendi üzerine düşeni yapmayanlar, hükümete ev ödevi veremezler. Sürecin öncelikli maddesi şiddeti ve asayiş olaylarını durdurmaktır. Önce bunu göreceğiz. Bu olaylar duruyor mu? Yol kesmeler, adam kaçırmalar, iş makinesi yakmalar, esnafın işyerini yakmalar bunlar duracak, ondan sonra yol yürüyeceğiz. Ve bunların durması için ne gerekiyorsa hükümet gereken adımı atacaktır. Yasal düzenleme gerekiyorsa onu da çıkaracaktır. Hangi idari tedbir gerekiyorsa, o adımları atacaktır.''Bölge halkının bugün devletten güvenlik ve düzen istediğini anlatan Akdoğan, bunun önemli bir kırılma noktası olduğunu söyledi.Devletin baskı yapan, zulüm eden değil, şefkat gösteren, hizmet eden olduğunu belirten Akdoğan, ''Bugün bölgede zulüm eden tek aktör terör örgütüdür ve onun yandaşlarıdır. Yol kesen, adam kaçıran, makine yakan, hizmetleri engelleyen terör örgütüdür ve bu zulüm kime yapılmaktadır? Kürt vatandaşa yapılmaktadır. İşyeri yakılan esnaf Kürttür, iş makinesi yakılan iş adamı Kürttür, haraç alınan iş adamları Kürttür, oy kullanmaya giderken, yolu kesilen seçmen Kürttür. Kürde zülm eden bir örgüt var. Biz vatandaşı kesinlikle yalnız bırakmayacağız. Bunu herkesin çok iyi bilmesi ve anlaması gerekiyor'' diye konuştu.Bölgede halkın, terör örgütünün zulmünden bıkmış, yaka silkmiş durumda olduğunu belirten Akdoğan, ''Tüm bu bölgedeki aktörler önce kamu düzeni ve güvenliği diyorsa, devletten medet umuyorsa, ve örgüte karşı bir şikayet içerisindeyse bu önemli bir kırılma noktasıdır. Devlet vatandaşını yalnız bırakmayacaktır. Çözüm süreci kararlılıkla sürdürülecektir ancak güvenlik tedbirleri ve kamu düzeni en üst düzeyde tesis edilerek devam edilecektir'' ifadelerini kullandı.AAMuhabir: Zeynep Akyıl
'7 Haziran Sonrası İlk İşimiz Bu Kirli Gazetelere El Koymak Olacak'
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, İzmir'de düzenlediği basın toplantısında ''Şimdi de Kılıçdaroğlu için yazıyorlar. Kılıçdaroğlu cam gibidir. 8-9 Haziran'da ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır'' dedi.CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin İzmir’de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Hurriyet.com.tr'de yer alan habere göre, Tekin, gazetecilerin CHP Milletvekili Umut Oran hakkında ortaya çıkan iddialarla ilgili  sorularına “Hepsi kirliliktir, bu kirliliklerin hesabını soracağız. Hele Umut Oran gibi bildiğimiz bir kardeşimizin bu kirli işlerde olmayacağını hepimizin bilmesi lazım. Bu pis işler tuzak işler hep bunların işleri olduğu için zannediyorlar ki CHP’liler de bu işlerin içinde. CHP’liler bu işleri beceremez, CHP’liler çalma çırpma ve tuzak işleri beceremez” yanıtını verdi. İşte Gürsel Tekin'in açıklamaları:BU UÇAĞI KİM DÜŞÜRDÜ CEVABINI VERECEKSİNİZDaha önce Urfa’da kamuoyuna paylaşmış olduğum Süleyman Şah Türbesi ve düşürülen uçağımızla ilgili kısa bir bilgi vermek istiyorum.  Düşen uçağımızla ilgili AKP yöneticilerinin tamamı bütün televizyonları işgal ettiler. Bırakın uçağımıza, bizim coğrafyasında uçacak kuşun kanadına dokunursanız bedeli ağır olur. Tutmayı bizi dediler. Sakin olun dedik. E tutmadık sizi? Bir soru soruyorum. Bu milli mesele, siyasi parti meselesi değil. Bu ülkenin uçağı düşüyorsa 76 milyon olarak bunu dert edinirizBasit soru sorduk. Hangi gerekçe ile hava sahasını ihlal ettiniz, pilotun ısrarına rağmen hava sahasısını ihlal edin diyen kim? Bu uçağı kim düşürdü. Bana Savunma Bakanı cevap göndermiş. Daha öncede siz dinleniyorsunuz demiştim. Bana cevap verdiler bizi kimse dinleyemez. Sonra rezillikler çıktı ortaya.SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ'NDE 8 AYDIR PERSONEL DEĞİŞİMİ OLMUYORŞimdi de dosyada gizlilik var cevap veremeyiz. Türkiye’nin uçağı düşmüş bu millet meselesi. Bu uçağı kim düşürdü cevabını vereceksiniz. Süleyman Şah’ta 8 aydır personel değişimi olmadığını söyledik. Konya ne kadar Türkiye’nin toprakları ise Süleyman Şah da Türkiye’nin parçasıdır. 8 aydır personel değişimi olmuyor. 7 aydır lojistik destek, yani personelin yiyeceği içeceği desteği yapılamıyor. Hodri meydan. Binelim uçağa gidelim Süleyman Şah Türbesi'ne.EN ÇOK GÜVENLİĞE İHTİYACI OLAN PARTİ CHPGelelim İç Güvenlik Paketi'ne.  Ak Parti’nin bir cahil grup başkanvekili şunu söyledi: Buna kim karşı çıkarsa vatan hainidir. En çok güvenliğe ihtiyacı olan parti CHP'dir. Utanmadan arlanmadan Almanya modeli diyorlar. Almanya'da iktidarın valisi, polisi, yargıcı var mı? 81 tane il valisi AKP il başkanı gibidir.ABDULLA GÜL'E TEŞEKKÜR EDİYORUMBir öğrenci kardeşimiz neden 18 ay yattı. Poşu taktığı için yattı. Terör Yasası'nda var zaten. Molotof dahil var. Neden yalan söylüyorsun. Bu bir sıkı yönetim yasasıdır. Gecikmiş bir açıklama olsa da sadece Abdullah Gül’e teşekkür ediyorum. Gül bir şey daha söyledi. Başkanlık sistemi tartışılıyor. Talan tipi başkanlık sistemi olmaz dedi.CHP İLE İLGİLİ OLAĞANÜSTÜ KAMPANYA VARSon dönemlerde CHP ile ilgili olağanüstü bir kampanya var. Biz CHP’yiz. Taşeron siyasi partiler geliyor gidiyor. Bir siyasi parti ayakta. Neden? Çünkü kirliliklere bulaşmamış. Önce benimle ilgili, bir gazeteyi açtım Alman ajanları Gürsel Tekin’e bilgi veriyor. Fotoğrafa baktım ben de şaşırdım, Burası neresi. Sözde belge açıklıyorlar Almanların gözleri kapalı benim gözlerim açık. Şimdi yargı yoluyla hesabını sorup burunlarından fitil fitil getireceğim.8-9 HAZİRAN'DA İLK İŞİMİZ BU KİRLİ GAZETELERE EL KOYMAK OLACAKŞimdi de Kılıçdaroğlu için yazıyorlar. Kılıçdaroğlu cam gibidir. Ama Davutoğlu’na AKP’lilere bakın nedene bakarsanız bakın kirliliği görürsünüz.  8-9 Haziran'da ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır. Sadece el mi koyacağım, buna bulaşmış bütün iş adamlarından hesabını soracağız. Konuşulması gereken önemli meseleler var. IŞİD meselesi, Süleyman Şah Türbesi tartışılması gerekirken bu tartışmaların önünü neyle keseceksiniz. Kirli gazetelerinizin başka haberleriyle keseceksiniz.BU SIKIYÖNETİM YASASIİç Güvenlik Paketi demeyin, sıkıyönetim paketi. Biz sadist miyiz. Bizim güvenli yerlerde yaşamaya ihtiyacımız var. Bu sıkıyönetim yasası. Bu sadece AKP’lileri ilgilendiren mesele midir. Hayır 2-3 aileyi kurtarmak için.Erdoğan 400 vekil isterken onu CHP için istemiş. Parti adı verdi mi. Vermedi. Başta CHP olmak üzere 3 parti siyasi mücadele veriyor. Yetmiyor eski cumhurbaşkanı dahil oluyor buna. Bu yasayı uygulaması gereken kurumlar bunan neresinde diye soruyoruz. Asker, jandarma, polis bunun neresinde. Bunu cebren buradan geçirebilirler. Ama Anayasa Mahkemesi'nden yüzde 100 dönecektir.MECLİS'TEKİ SALDIRILARIN HESABI SORULACAKMeclis’teki saldırıların hesabı sorulacaktır. Biz mücadele alanlarından geliyoruz. Kimse merak etmesin.Hürriyet
Kılıçdaroğlu Türkiye'nin 5 Sorununu Sıraladı ve Ekledi: 'Birlikte Çözelim'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin önündeki 5 sorunu 'darbe hukuku, dış politika, ekonomi, eğitim ve Kürt sorunu' olarak sıraladı. Anamuhalefet partisi olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'na bu sorunları birlikte çözme çağrısı yaptı. Ayrıca 30 Aralık'ta Davutoğlu ile görüşecek olan Kılıçdaroğlu: 'Başkanlık sistemi için Türkiye gereksiz kavganın içine itilmemeli, zaman kaybetmemeli. Davutoğlu, başkanlık sistemi derse kendisine ne kastettiğini soracağım' şeklinde konuştu.
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Çankaya Köşkü’nde son 10 gününe girdi. Bugün Köşk’te cumhurbaşkanı olarak son resepsiyonunu sivil toplum örgütlerine verecek. Sonra da 28 Ağustos’ta yapılacak devir-teslim törenine odaklanacak. Erdoğan ‘A’ tipi törenle karşılanacak Gül, 7 yıl önce görevini Ahmet Necdet Sezer ’den Çankaya Köşkü’nde “sessiz” bir biçimde devralmıştı. Bir Köşk kaynağının deyişiyle “Boş bir Çankaya Köşkü” bulmuşlardı. Ancak şimdi Erdoğan ile yapılacak devir teslim günü için “A tipi devlet töreni” hazırlığı talimatı verildi.