Görüş Bildir

Trafik Kazası Haberleri

Trafik Kazası ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Trafik Kazası ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Geçmişten Bugüne Türk Yat Sektörü
Türkiye'de lüks motoryat denince akla ilk gelen tersanelerden biri olan Mengi Yay Yatçılık Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Hüseyin MENGİ ile Onedio okurları için özel ve keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Hollanda’da “Devlet Bana Bakar” Diyerek Bilerek Suç İşleyen Türk Vatandaşı İçin Sınır Dışı Kararı
Hollanda’da 2021 yılından beri kaçak olarak bulunan Türk vatandaşı Yılmaz Ç.’nin, geçtiğimiz yıl 'cezaevine girersem devlet bana bakar' düşüncesiyle bilerek suç işlediği oraya çıktı. 73 yaşındaki bir kadına ve köpeğine arabayla çarpan Yılmaz Ç., sonrasında polis merkezine giderek teslim olmuş. İfadesinde ise çantasını bir gece önceden hazırladığını söylemiş. Cinayete teşebbüs suçlamasıyla 12 yıl hapis cezası alan Yılmaz Ç.’nin, cezasını tamamladıktan sonra Türkiye’ye geri gönderilmesine karar verildi. Yılmaz Ç.’nin, daha önce cinayet suçlamasıyla cezaevinde kaldığı da öğrenildi.
Görme Engelli Yaşlı Adama Darp ve Gasp
Fatih'te iki kişi gözleri görmeyen yaşlı bir adamı, sokak ortasında darp edip cebinde bulunan bir miktar parayı gasp etti. Bu anlar bir iş yerinin güvenlik kameraları tarafından saniye saniye görüntülenirken, polis ekipleri 2 şüpheliyi de yakaladı. Olay, geçtiğimiz gün Fatih Yavuz Sinan Mahallesi Yavuz Sinan Camii Sokak'ta, saat 01.00 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 4 sene önce Konya'nın Çumra İlçesi'nde geçirdiği bir trafik kazası sonrası iki gözünü kaybeden 70 yaşındaki Osman Bilgin, ayağındaki rahatsızlık nedeniyle Ankara'dan İstanbul'a geldi. Çapa'da bulunan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne tedaviye gelen Bilgin, burada Yadikar S.(33) ve Nevzat I.(28) ile tanıştı. İddiaya göre, iki kişi kalacak yeri olmayan yaşlı adama Fatih Küçükpazar'da otel ayarlayacaklarını söyleyerek kandırdı. Şüpheliler Osman Bilgin'i hastaneden Yavuz Sultan Camii Sokağa getirdikten sonra, cebindeki 170 TL'sini gasp edip kayıplara karıştı. Bu anlar da bir iş yerinin kameralarına saniye saniye yansıdı. Güvenlik kamerası kayıtlarına yansıyan görüntülerde, şüpheli iki kişi yaşlı adamın cebinden parasını almaya çalışıyor. Görme engelli adamın bastonla karşılık vermesi üzerine, zanlılardan biri adama çelme takıp yere düşüyor. Şüpheli yere düşen Osman Bilgin'e tokat atarak, cebinden parasını alıp olay yerinden uzaklaşıyor. Daha sonra yaşlı adamın yardım sesini duyan mahalle sakinleri, yerde yatan adama yardımcı oluyor. YAKALANAN 2 GASPÇI SUÇ MAKİNASI ÇIKTI Osman Bilgin'in şikayeti üzerine harekete geçen Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. İki kişi polis tarafından dün akşam saatlerinde Küçükpazar'da yakalanarak gözaltına alındı. Sorgulanmak üzere polis merkezine götürülen Nevzat I.'nın çeşitli suçlardan 27 adet suç kaydının olduğu, 6 ayrı suçtan da arandığı belirlendi. Yadikar S'nin de 5 ayrı suç kaydının bulunduğu, 1 suçtan aranmasının olduğu tespit edildi. Şüphelilerin gün içerisinde adliyeye sevk edileceği öğrenildi. 'BENİ ÇAMURLARIN İÇERİSİNDE SÜRÜKLEDİLER' Olayın şokunu uzun süre atlatamadığı gözlenen Osman Bilgin, 'Çapa'da tanıştığım kişiler bana Küçükpazar'a gidelim orada ucuz otel var dediler. Beni Küçükpazar'a götürdüler. Birkaç otele baktık yer bulamadılar. Sonra bir baktım ki, benim ceplerimi kurcalıyorlar. Beni sokak arasına götürdüler. Bana 'hadi paraları ver' dediler. Ben dedim ki 170 lira param var. 'Yok, sende çok para var' dediler. Ben yok desem de inandıramadım. Sonrasında beni yere attılar çamurların içerisinde sürüklediler. Her tarafım çamur içerisinde kaldı. Bende imdat diye bağırdım' dedi. 'PARAMI GERİ VERSİNLER BANA YETER' Başka insanların da kendi durumuna düşmemesi için şikayetçi olduğunu belirten Bilgin, 'Polisler bana şikayetçi misin diye sordu. Ben şimdi şikayetçi olmazsam başkasına da yaparlar dedim ve şikayetçi oldum. Benim tek isteğim paramı versinler ben gideceğim. Beni Ankara'ya gönderin ben başka bir şey istemiyorum' diye konuştu. Çağatay KENARLI- Hakan KAYA- İSTANBUL DHA
Apple'dan Yeni Patent
Teknoloji devi Apple, merakla beklenen akıllı telefonu iPhone 6'da kullanmak için yeni bir patent aldı. Patent ile iPhone trafik kazası geçirdiğinizi anlayabilecek. Apple'ın yeni akıllı telefonunun tanıtılmasına daha çok uzun zaman olmasına rağmen telefon ile alakalı onlarca söylenti, görsel ortaya çıkmaya başladı. Son söylenti ise Apple'ın yeni patenti ile desteklenmiş. Apple'ın patentine göre iPhone'un ivme ölçeri ani durmayı tespit edebilecek. Bu sayede trafik kazası, yüksekten düşme gibi durumlarda telefon otomatik olarak yetkililere haber verecek. Sistemin ne kadar stabil çalışacağı, gerçek kazayı veya önemsenmemesi gereken ani durmayı nasıl ayırt edeceği bilinmiyor. Eğer Apple bu teknoloji üzerinde çok çalışmazsa, acil olmayan durumlarda acil durum sinyali göndererek yetkilileri boş yere çalıştırabilir ve asıl yardıma ihtiyacı olanların yardım alamamasına sebep olabilir. Mikrofondan Faydalanacak Patentin devamında yer alan bilgilere göre, cihazın mikrofonu yüksek sesli bağırmalarda devreye girecek ve sesteki korku seviyesine göre yardım getirebilecek kişilere haber verecek. Apple'ın bu patenti iPhone 6'da kullanıp kullanmayacağı bilinmiyor ancak üzerinde fazlaca çalışılır ve gerçek kazayı ayırt eden sistem yapılırsa hayat kurtarıcı bir özellik olabilir.Shift Delete
Artık Şeker Yiyemeyecek Çocuklar
Çocuk ve ölüm kelimesini yan yana bile zikretmek insanın içini acıtırken biz çocuklarımızı bir bir mezara koyuyoruz. Ve daha da acısı onları mezara gönderenleri öğrenemiyoruz bile. Çocuklar ölmesin, şeker de yiyebilsinler...
Başkentte Trafik Kazası: 3 Ölü
Başkentte, meydana gelen trafik kazasında 3 kişi hayatını kaybetti.Edinilen bilgiye göre, Ahmet Tekgül'ün kullandığı 06 BT 1593 plakalı minibüs, Ankara-Elmadağ karayolunun Hasanoğlan ayrımı yakınlarında, Fatih İçli yönetimindeki 60 TS 466 plakalı tıra arkadan çarptı.Kazada, minibüsteki Ahmet Tekgül, Oktay Terzi ve kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi hayatını kaybetti. Araçta sıkışan cenazeler itfaiye ekibinin çalışması sonucu çıkartılabildi.Kazaya minibüsün aşırı hız yapmasının neden olduğu ileri sürüldü.(AA)
Sarısülük'ü Vuran Polise Sahte Rapor Verilmiş
Ankara'daki Gezi Parkı gösterilerinde Ethem Sarısülük'ü silahıyla ateş edip öldüren polis memuru Ahmet Şahbaz'a verilen üç ayrı raporunun birbiriyle çeliştiği, ilk iki raporda hiç yer almayan 'bilekteki yırtık' bulgusuna dokuz gün sonraki üçüncü rapora eklendiği ortaya çıktı.Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, Şahbaz’ın “Bileğime taş geldi” şeklindeki savunmasına dayanak oluşturması için, bu ifadeyi içeren raporun geçmişe dönük düzenlendiği ileri sürüldü. Ayrıca sağlık raporlarında saat belirtilmediği, raporların ulusal kayıt sistemine kaydedilmediği ifade edildi. Üç raporu inceleyen Antara Tabip Odası, “El bileğindeki yırtık şeklindeki yaralanma büyük oranda kişinin kendi eylemi ile oluşabilir” dedi. Bunun üzerine, Sarısülük Ailesi’nin avukatı Kazmı Bayraktar, raporları düzenleyen Özel Medicana İnternational Ankara Hastanesi hakkında “resmi sahtecilik suçunu birden çok işledikleri” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Ankara Kızılay’da 1 Haziran’daki gösterileri sırasında Sarısülük’ü silahla ateş ederek öldüren polis memuru Ahmet Şahbaz, tetiği çekmeden önce bileğine taş geldiğini, ardından ambulansla Özel Medicana İnternational Ankara Hastanesi’ne götürüldüğünü ileri sürmüştü. Avukat Kazım Bayraktar, yaptığı incelemede, bu hastane tarafından düzenlenen raporların, “sanığın lehine delil olarak kullanabilmesi için sonradan düzenlendiklerini, gerek tarih itibariyle gerekse içeriği itibariyle gerçeği yansıtmadıklarını” tespit etti. GÜN GEÇTİKÇE YARALANIYOR! Aynı hastaneden alınmış 1 Haziran 2013 tarihindeki raporda Şahbaz için “Sağ alt kadran batında, sağ ön kolda bilekte, sol ön kol ön yüzde abrazyon” saptandı ve iki gün istirahat verildi. 3 Haziran’da “Diz, uyluk kontüzyonu, dirsel burkulma ve gerilmesi, ayak bileği kontüzyonu” teşhisi kondu ve yedi gün daha istirahat verildi. Aradan üç gün geçtiği halde ilk raporda yer almayan yaralar eklenmişti. Dahası 10 Haziran’da verilen üçüncü raporda, önceki iki raporda yer almayan “El bileği ve karpus ligamentinin travmatik yırtığı”ndan söz edilerek, yedi gün daha izin verildi. Avukat Bayraktar, üç raporun da birbirinden farklı unsurlar içerdiğini, üzerlerinde saat belirtilmediğini, ikisinin protokol numarasının ise aynı olduğunu tespit etti. Bayraktar ayrıca, sğlık birimlerinin, hastaları ile ilgili verileri ‘Sağlıknet 2’ sistemi ile merkezi sisteme kaydettiğini, kayıt yapılmadan muayene, teşhis ve tedavi işleminin yapılmadığını anımsatarak, Şahbaz hakkındaki raporun kayda girmediğini savundu. Bayraktar, “Şüpheli doktorlar, gerçeğe aykırı içerikte ve geçmiş tarihli olarak düzenledikleri için raporlar kayıtlara girilmemiştir” iddiasında bulundu. Bayraktar, 3 Haziran-10 Haziran arasında yedi gün geçtiği halde dört tanını aynı kalmasına dikkat çekerken, “El bileği ve karpusun ligamentinin travmatik yırtığı” tanısının da son rapora eklendiği vurguladı. Bayraktar, dilekçesinde, “Dokuz gün sonraki rapora böyle bir tanı eklenmesinin amacı, şüphelinin muhtemelen amir ve müdürleri ile kurguladığı, ‘Havaya ateş ederken bileğime taş taş geldi’ şeklindeki savunmaya ayanak oluşturacak şekilde sahte kanıt yaratmaktır” dedi. Bu raporlar ayrıca, ağabey Mustafa Sarısülük’ün başvurusu üzerine Ankara Tabip Odası tarafından incelendi. Biri ortopedi ve travmatoloji diğeri adli tıp uzmanı iki bilirkişiden oluşan heyet, 6 Mart’ta hazırladıkları raporda, şu tespiti yaptı: ATO: BÖYLE RAPOR OLMAZ “İlk raporun tanı bölümünde darp edilme dışında hiç bir şey yazılmamış olup, lezyon ve patalojik bulgular tarif edilmemiştir. Buna karşın iki gün istirahat verilmiştir. İstirahatin gerekçesi bu raporda bulunamamıştır. Bu nedenlerle tıbbi bilimsellikten uzak ve yok hükmündedir. 2. ve 3. raporlarda ise lezyonlar tarif edilmiştir. Bu lezyonlar diz kontüzyonu, uyluk kontüzyonu, dirsek burkulma ve gerilmesi, ayak bileği kontüzyonudur. Ancak 3. raporun 2. rapordan tek farkı el bileği ve korpusun lagamentinin travmatik yırtığı şeklinde bir tanının eklenmiş olmasıdır. Zaten böyle bir yaralanma büyük oranda kişinin kendi eylemi ile oluşabilir. Kişinin hastaneye ilk başvuru günü ile 2. ve 3. başvuru günleri arasında 2 ve 9 gün bulunmakta olup 01.06.2013 tarihli raporla, bu raporlar arasında travmatik yönden bir ilişki kurulması mümkün değildir. Çünkü aradan geçen 2 ve 9 gün içinde düşme, trafik kazası geçirme, kendi kendini yaralama ve benzeri bir çok olasılıkla 2. ve 3. raporda tanımlanan bulgular oluşabilir. Nedensellik ilişkisinin kurulamamasının iki nedeni vardır. Birincisi; 01.06.2013 tarihli raporlarda tanımlanan bulguların bir çok nedenle oluşabilme olasılığıdır.'(İsmail Saymaz-Radikal)
Bahçeli: 'Fezlekelerle AKP'li Vekillerin Tavrını Göreceğiz'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 4 bakan için TBMM’ye gönderilen fezlekelerin AK Partili vekiller için sınav olduğuna işaret ederek, “Milleti sevdiğini, maneviyatçı-muhafazakar olduğunu söyleyen bu vekiller acaba yolsuzluk ve hırsızlık için hangi tavrı ortaya koyacak bunu göreceğiz. Bu fezlekelerin hem vekiller, hem de halkımız tarafından bilinmesinde fayda var” dedi. Geceyi geçirdiği Ordu’dan karayoluyla Giresun’a gelen MHP Lideri Devlet Bahçeli, Piraziz ilçesinde kalabalık bir partili topluluğunu selamladı. Ankara’da kendisini ziyarete gelirken bir süre önce trafik kazası geçiren MHP Belediye Başkan adayı Uğur Melikoğlu ile ilçe binası önünde görüşen ve geçmiş olsun dileklerini ileten Bahçeli, Giresun kent girişinde de ellerinde tüfekleriyle Giresun Karşılaması oynayan halk oyunları ekibince karşılandı. CHP'Lİ BAŞKAN DA KARŞILAMADA Giresun’un CHP’li Belediye Başkanı Kerim Aksu’nun da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi karşılayanların arasında bulunması dikkat çekti. Bahçeli, daha sonra partililer eşliğinde kentin en işlek caddesinde yürüyerek vatandaşları selamladı, bir otelde kısa bir süre dinlendi. Osmanağa Meydanı’nda toplanan yaklaşık 3 bin kişiye hitap eden Devlet Bahçeli, şunları söyledi: “Milli mücadele kahramanı Osman Ağa’nın torunları. Milli Mücadele’de 2 gönüllü alay çıkaran Aziz Giresunlular, sizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasi yönden önemli sorunlarının olduğu hepimizin gerçeğidir. Türkiye’nin yakın komşularıyla olan ilişkilerinin taşıdığı dış politika sorunları ülkemizin omzunda yüktür. Türkiyemiz çok büyük iç ve dış tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya bulunmaktadır. Böyle bir süreçte Türkiye’de 30 Mart seçimleri yapılacak. Bu seçimlere 25 siyasi parti katılıyor. Bin 394 seçim çevresinde seçimler gerçekleştirilecek. Bütün siyasi partilerimize ve değerli adaylara MHP olarak başarılar diliyorum. Demokrasimizin vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilen ve siyasi hayatımızda güzide yeri bulunan, 45’inci yıldönümünü kutlayan, ilkeli, dürüst siyasi anlayışla, köklü ve gelenekli bir kurum olarak kabul edilen MHP, bütün seçim çevrelerinde seçimlere katılmakta, diğerleri gibi demokratik hakkını kullanmaktadır. Bu önemli bir işarettir. Özellikle bazı çevreler, iç ve dış odaklar, Türkiye’nin geleceğini kendi çıkarlarının gerisinde tutanlar, arzuladıkları siyaset mühendisliği ile birilerini bir yere getirmede kendilerini maharetli kabul edenler; son günlerde yine gündeme çıkmışlar. Televizyonların gizli odalarında ne konuşacaklarını planlayarak, mahalli idareler seçimlerinin yorumlamasını yapmaktalar. Sözde besleme yorumcularla Türkiye’nin milli iradesini Ak Parti ve CHP’nin kafesine koymak suretiyle Türkiye’nin geleceğini kendi irade ve istekleri doğrultusunda ambargo altına almak istemektedirler. Araştırmalarla önce Adalet ve Kalkınma Partisi’nden, sonra CHP’den bahisle, iki partinin varlığını ortaya koyarak yorumlar yapmaktadırlar. ‘Birkaç puanla ya AKP veya bir iki puanla CHP geçebilir’ diyerek kamuoyunu akıllarınca yönlendirmeye çalışmaktadırlar.” “KAMUOYU ARAŞTIRMASI YAPTIRMADIK” MHP’nin Türkiye genelinde hiçbir kamu araştırma kuruluşuna araştırma yaptırtmadığını da vurgulayan Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu araştırmaları yapanlar 3 bin 500 bilemediniz 4 bin denekle araştırma yaptıklarını söyleyerek, AKP ve CHP’ye belli oranları, geri kalanlara ise küçük oranlarda pay vermektedirler. Bu araştırmayı yapanlar kararsızları da AKP ve CHP’ye yazıyorlar. Kamuoyu araştırmalarındaki deneklerin toplamı bu meydanın 10’da biri etmez. Bu meydanı görmeyenler; kimi kandırıyorsunuz. Bu meydan diyor ki, ‘ne AKP ne CHP, ille de MHP.” Bahçeli, Türkiye’nin bazı sorunlarının altını çizmek istediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “30 Mart sadece belediye başkanlığı seçimi olmayacak. 28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak. Halk tarafından seçilecek artık cumhurbaşkanı. Üçüncü siyasi olay da 2015 yılının en geç 12 Haziran’ına kadar genel seçimlerin yapılmasıdır. Bu üç siyasi olay Türkiye’nin kaderini değiştirecek, geleceğini yeniden belirleyecek ve siyasi yönden yeni bir iktidarın şekillenmesine de önemli bir işaret verecektir. Özellikle 30 Mart seçimlerinde bunu görmek mümkün olabilir. Önce belediye başkanlarınızı seçeceksiniz. Sayıma hile ve çalıntı oylar karıştırmamak suretiyle, bugünkü siyasi iktidarın önemli oranda oy kaybetmesi hali, 2015 yılına kadar geçecek siyasi süreçte yeni bir dönemin başlangıcının izlerini ortaya koyacaktır. O nedenle bütün siyasi partilerimiz bu seçimlere önem vermelidir. MHP bu hassasiyetle çalışıyor. Hangi partiden olursa olsun öyle bir şuura sahiptir ki bu vatan evlatları, bir an gelir ‘önce vatan sonra partim’ der. ‘Millet iradesiyle geldim’ diyerek yüzde 49’u yok farz eden, ama yüzde 51 milli iradeyi de hiç önemsemeyen, birisi derdini açıkladığı zaman ‘Al ananı git, vermeseydin oyunu’ diyen bir siyasi iktidar inşallah geldiği gibi gidecektir. Bunun başlangıcı 30 Mart’tır. 30 Mart’ta AKP, ağzına sakız ettiği milli iradeden, milleti her konuda istismar ederek bir çok oyunlara girdiği bir dönemi kapatmak için bir uyarı alacaktır. Ya bu uyarıya uyacak, kendine çeki düzen verecek, veya ‘uyarıyı dinlemiyorum, otoriterim, tek adamım, diktatörlüğü doğru yol alırım’ diyorsa, Topal Osman’ın uşakları inşallah gereğini yapacaktır.” AKP’NİN VAAD ETTİĞİ BÖYLE BİR TÜRKİYE Mİ? Ülkemizin önemli ve dar bir boğazdan geçtiğini de vurgulayan Devlet Bahçeli, şöyle konuştu: “Türkiye kara bir tünelin içine sokulmuş. Bir çıkış arıyor. 11 yıl evvel bugünkü iktidara oy veren kardeşlerim, şimdi bu çıkış yolunda sizlerle beraber olarak yeni bir arayışın içine giriyoruz. 2002 yılında önemli sıkıntılarla, ekonomik geçimsizliklerle, hayat standartlarının altında kalarak, ezilerek hayatını zorla devam ettirmek durumunda kalanlar, yeni kurulmuş siyasi partiye ‘acaba bunlar benim derdimi çözebilir mi?’ diyerek destek vermişlerdir. Aradan geçen 11 yılda bu aziz kardeşlerimiz sorunlarının çözülmediğini, hayat standartlarının yükselmediğini, gelir seviyesinin artmadığını görmüştür. Esnaf ve çiftçi de sorunlarının çözülemediği bir dönemle karşı karşıya kalmıştır. Baktılar ki gittikçe yoksullaşıyorlar. Şu anda ülkemiz 76 milyondur. Yüzde 59’u yoksulluk sınırının altındadır. Bu 44 milyon kişi demektir. 44 milyonun 13 milyonu açlık sınırının altındadır. Açlık sınırı fukaralıktır, kimsesizliktir. Başı dertten kurtarılmama halidir. Çoluğun çocuğun küçücük isteğini dahi karşılayamayan bir babanın sıkıntısıdır. Yine bugün sabah acı ve ızdırap vardı. Bir yerde 7 kişi, diğer yerde 3 kişi hayatını kaybetmiş. Asayişsizlik başını almış gidiyor. Cinayetler salgın halinde. Bunalıma düşerek cinnet getirenler, çoluğu çocuğu katlediyor. Kadına şiddet her gün gündemde. Yuvalar dağılıyor. AKP’nin vaadettiği Türkiye böyle bir Türkiye mi acaba? Bu nasıl bir rezalettir. Bunları nasıl görmemezlikten gelebilirsiniz?” 'KİME KÜRT, KİME TÜRK DİYECEĞİZ' Bahçeli, çözüm sürecine de eleştiriler yönelterek şöyle konuştu: “Oslo’dan başlayan, İmralı ziyareti alışkanlık haline gelen, Kandil’in tercihine bırakılan müzakere süreci var. 30 Mart’tan sonra PKK’nın uzantısı olan sözde siyasi kuruluş 2014’ün Türkiye’nin özerklik yılı olacağını işaret ediyor. Suriye’ye baktığınız zaman göreceksiniz. Suriye’nin iç çatışmaya girdiği süreçte PKK’nın uzantısı olan PYD; Batı Kürdistan Özerk yönetimini oluşturmuştur. Başbakan’ın Barzani ile Diyarbakır’da buluşması, hiç duymadığımız, ne idüğü belirsiz sanatçıyı getirip beraber yaptıkları gövde gösterisinde Kuzey Kürdistan’dan söz edilmiştir. Birileri de bundan cesaretlenerek ‘30 Mart’tan sonra özerkliğimizi ilan edeceğiz’ demektedir. Onun öncesinde TBMM’de yolsuzluk ve rüşvetin ayyuka çıktığı dönemde, bir gece yarısı 4'üncü demokratikleşme paketini çıkarmak suretiyle demokrasi ve insan hakları adına Türkiye’nin bölünmesine yüksek katkı sağlayan bir ihanet yolu başlatılmıştır. Bu ülkede her şeyden önce vatansever olanlar, ülkenin huzur ve barış içinde olmasını isteyenler, milli devlet, üniter yapıdan taviz vermeyenler, bir konuyu net olarak ayırmalıdırlar. Türkiye’de dört bir tarafta yaşayan kardeşlerimiz bin yıllık komşuluğumuzun ve kardeşliğimizin eseridir. Bunlar aziz milletimizin güzide evlatları olarak kabul edilir. Kız alıp vermişler, 4 milyon 200 bine yakın yuva kurmuşlar. 4- 5 çocukları olmuş. Bunları kim nasıl ayırt edecek? Kime Kürt kime Türk diyeceğiz. Bölücü terör başka bir olaydır. Sözde Kürt sorunu adı altında yeni bir siyasal hareketi başlatmak başka bir şeydir. İkincisi milleti bölmektir. Birincisi ise kökü kazınacak ihanet örgütü olarak görülmelidir.” 'AKP’Lİ VEKİLLERİN TAVRINI GÖRECEĞİZ' Devlet Bahçeli, “Şimdi AİHM de bu sürecin başka halkası olarak bir karar alıyor. Ama hükümet bu karara karşı bir yorum yapmıyor. Neden? Çünkü Allah bu iktidarın başına öyle bir bela verdi ki, tam 93 günden beri bu bela ile uğraşıyor. Nedir bu bela? 17 Aralık günü yolsuzluk ve rüşvet sorgulamasıyla AKP’nin ayağı, kolu, başı birbirine karışmış vaziyette. Bu konu gittikçe yaygınlaşıyor. Bugün TBMM’de AKP’ye gönül vererek desteklediğiniz milletvekilleri, 17 Aralık kara gününün, büyük rezaletin karşılığında haysiyetli bir davranışla fezlekeleri hiç tartışmadan bütün millete açıklayarak Yüce Divan’a gönderme açısından önemli bir kararı almalıdırlar. AKP’nin vekilleri, milletin huzuruna çıkıp neyi anlatmışsa, meclisteki davranışlarıyla arasındaki açıyı göreceğiz. Milleti sevdiğini, maneviyatçı - muhafazakar olduğunu söyleyen bu vekiller acaba yolsuzluk ve hırsızlık için hangi tavrı ortaya koyacak, bunu göreceğiz. Bu fezlekelerin hem vekiller hem de halkımız tarafından bilinmesinde fayda vardır. Çünkü bu fezlekeleri hazırlayanlar cumhuriyetin savcılarıdır. Delilleri toplayan cumhuriyetin, devletin kolluk kuvvetleridir. İktidarın polisi olarak algılanamaz, yorumlanamaz, kullanılamazlar. Güneydoğu’da PKK’nın kontrolü altına girmiş il ve ilçelerde, devletin varlığını korumakla görevli olan bu değerli vatan evlatları, İstanbul’a geldiklerinde hırsızların, vurguncuların hamisi ve koruyanı olamaz. 8 bin polis kardeşimizi 40 gün içinde darmadağın eden, savcıları kıyan, HSYK’nın yeniden oluşmasına zemin hazırlayan, korsan ve torbalı yasalarla Türkiye’yi kendine hizmet ettiren anlayışı iyi değerlendirmek gerekir. Artık yeter demek gerekmektedir” dedi. 'TEK DOĞRU KENDİSİ' Başbakan Erdoğan’a sert eleştiriler yönelten Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı: “Başbakan şaşırmış, gittikçe çılgınlaşmış halde. Nerede ne konuştuğu ne anlaşılıyor, ne biliniyor. Neye inanmış olduğu da belirsiz. Herkese hain ve alçak diyor. Tek doğru kendisi, bütün vatandaşlar ve siyasi partiler ona göre işbirlikçi ve yanlış adamlar. Böyle saçmalık olabilir mi? Millet bu duruma daha fazla tahammül edebilir mi? Recep Tayyip Erdoğan, sonun geliyor, siyasi ömrün tükeniyor. Millet sana ‘seni sevdik ama artık senden soğuduk. İstenmeyen adam ilan ediyoruz' diyor. Bunun yolu demokrasi içinde olacak. Seni milli irade getirmişse, seni istenmeyen adam ilan edip iktidardan kovacak olan da milli iradedir. Bu seçimler iktidarın değişmesinin işaretini verir.” Konuşmasının sonunda Giresun Belediye Başkan adayı Orhan Erzurum ile halkı selamlayan Bahçeli’nin konuşma yaptığı Osmanağa Meydanı’nı dolduran partililerin elindeki, “Ula uşaklar,. Habu Teyyo da hırsız çıkti daa”, “Her yer boş bakan, bu ne güzel Başbakan”, “Kanunsuz devlet, dinsiz millet, MHP’siz hükümet olmaz”, “Sen yürü Türkmen Bey’i arkandayız, oynanan oyunun farkındayız” ve “Hırsız var” pankartları dikkat çekti. Bahçeli, konuşmasının ardından Gümüşhane’ye hareket etti. Korkusuz Medya