onedio
Görüş Bildir

Operasyon Haberleri

Operasyon ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Operasyon ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Estetik Operasyon Kabusa Döndü: Dolgu Yaptırmak İsteyen Genç Adam Kör Oldu!
İstanbul’da alın dolgusu yaptıran 25 yaşındaki Enes B., operasyon sonrası sol gözünü kaybetti. Göbek yağından alınan dolgunun yüzüne enjekte edilmesinin ardından görme yetisini kaybeden Enes B., doktor ve hastaneye tazminat davası açtı. Operasyonun aceleyle yapıldığı ve gereken özenin gösterilmediği iddia ediliyor. Hastane sorumluluk almazken, genç adam 1 milyon TL manevi tazminat talep etti.
Peru’da Sıradışı Operasyon: “Grinch” Kıyafetli Polis Uyuşturucu Çetesini Çökertti!
Peru polisi, yaratıcı yöntemlerle suçla mücadelede dikkat çeken bir operasyona imza attı. Lima’da düzenlenen baskında, özel birim ajanlarından biri ünlü 'Grinch - Noel Hırsızı' karakteri gibi giyinerek uyuşturucu satıcılarını suçüstü yakaladı. Ülkenin İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, operasyon, 'Yeşil Ekip' adı verilen ve ağırlıklı olarak hırsızlık ve uyuşturucu ticaretiyle mücadele eden özel polis birimi tarafından gerçekleştirildi.
Üst Üste Operasyon Geçirmişti: İdo'nun Eşi Yasemin Tatlıses Minik Ayel'in Müjdesini Tatlı Pozlarla Duyurdu!
2021 yılında nikah masasına oturan İdo Tatlıses ve Yasemin Şefkatli çifti kısa sürede magazinin gözde çifti oldu. Ünlü ikili, geçtiğimiz ocak ayında Emir ve Ayel isimli ikizlerini kucaklarına almışlardı. Belki duymuşsunuzdur; bebeklerden birinin kalbinde sorun vardı. Yasemin Tatlıses üst üste ameliyat geçiren Ayel'den güzel haberler getirdi.İki oğluyla kalpleri sıcacık yapan kareler de paylaşan Yasemin Tatlıses 'Allah kimseyi evladıyla sınamasın' dedi.
Beşar Esad Yanına Sadece İki Kişi Alarak Rusya’ya Kaçmış: O İki Kişi Kimdi?
Beşar Esad'ın Rusya'ya kaçışına dair yeni detaylar ortaya çıkıyor. Londra merkezli Al Majalla, devrik liderin Suriye'deki son günlerini yazdı. Devrilmesinden bir gün önce Rusya'dan telefon alan Esad'a Şam'dan ayrılması tavsiye edildi. Esad'ın kaçarken kardeşi Mahir ve yakın yardımcılarına bile haber vermediği belirtildi. Eşi ve çocukları yurt dışında olan Esad, Rusya'ya kaçarken yanına sadece iki kişi aldı.Peki, o iki kişi kimdi?Kaynak
Jandarma ‘Yol'dan Çekildi
Adana’da MİT’e ait TIR’ların arandığı transit karayolları üzerinde jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamı polise devredildi. Jandarma operasyon, denetleme ve arama yapamayacak Adana’da Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) ait TIR’ların aranması nedeniyle yaşanan krizin ardından harekete geçen Adana Valiliği, il sınırları içinde kalan transit karayolları üzerindeki jandarma sorumluluk bölgelerinin tamamını polise devretti. Jandarma, bu bölgede operasyon, denetleme ve aramaya yapamayacak. Milliyet gazetesinden Tolga Şardan’ın haberine göre MİT’e ait üç TIR’ın patlayıcı madde taşıdığı iddiasıyla savcılık talimatıyla, Seyhan ilçesin’de 19 Ocak’ta Adana İl Jandarma Komutanlığı’nca aranmak istemesiyle başlayan tartışmalar yeni boyut kazandı. Benzer olayların yaşanmasını önlemek amacıyla harekete geçen Adana Valiliği, polis ve jandarma sorumluluk alanlarını yeniden belirledi. 140 km’de değişiklik Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un başkanlığında yürütülen çalışmayla kentin Pozantı’dan başlayan ve Ceyhan ilçesi sınırları içinde kalan D-400 Devlet Karayolu ile O- 52 Tarsus - Adana - Gaziantep (TAG) Otoyolu’nun, jandarmanın sorumluluk alanı içinde kalan bölgelerin tamamı Adana İl Jandarma Komutanlığı’ndan alınarak Adana İl Emniyet Müdürlüğü’ne devredildi. Bölgenin bütünü polis sorumluluk bölgesi haline geldi. D-400 Devlet Karayolu ile O-52 TAG Otoyolu’nun Tarsus bölgesindeki sorumluluklar ise eskiden olduğu gibi yine Mersin Valiliği üzerinde kaldı. Adana’da polis birimleri ortalama uzunluğu 135- 140 kilometre olan otoyol ile devlet karayolunun güvenliğini sağlamakla yükümlü olacak. Çevre de genişledi Düzenlemeyle sadece iki büyük karayolu değil, çevresindeki yerleşim yerlerinin de her türlü güvenlik sorumluluğu polise devredildi. Adana Valiliği’nce Adana İl Jandarma Komutanlığı ile Adana İl Emniyet Müdürlüğü arasında yapılan özel protokol sonrasında 144 köy de polis sorumluluk bölgesine aktarıldı. Böylece kentin idari yapılanmasındaki polis sorumluluk bölgesi artırılırken, özellikle D-400 Devlet Karayolu ile O-52 TAG Otoyolu üzerinde yaşanacak adli olaylara sadece polisin müdahale etmesi sağlandı. Nasıl belirleniyor? 5442 sayılı İller İdaresi Yasası’nda il valisinin görev ve yetkileri bölümünde “Vali, her ilin genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur”, “Vali, il sınırları içinde bulunan genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatının amiridir. Suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri alır” hükümleri yer alıyor. Bu hükümler, polis ve jandarmanın sorumluluk alanlarının belirlenmesinde valiye yetki veriyor. 1961 tarihinde Bakanlar Kurulu’nca imzalanan “Emniyet ve Asayiş İşlerinde İl, İlçe ve Bucaklardaki Jandarma ve Emniyet Ödevlerinin Yapılması ve Yetkilerinin Kullanılması Suretini ve Aralarındaki Münasebetleri Gösterir Yönetmelik”te, 2009’da değişiklik yapıldı. Bu değişik doğrultusunda emniyet ile jandarma arasında görev bölüşümü konusunda protokoller yapılıyor. Yönetmeliğin konuyla ilgili 3. Maddesi şöyle: Esas olarak il ve ilçe belediye sınırları içindeki bölge polisin sorumluluk alanını; il ve ilçe belediye sınırları dışında kalan bölge ise jandarmanın sorumluluk alanını oluşturur. Kolluk birimlerinin personel, araç, gereç imkânları ve hizmet gerekleri göz önünde bulundurularak belediye sınırları dışında kalan yerlerden bir kısmı polisin görev alanı; belediye sınırları içinde olmakla birlikte şehir meskûn alanlarına uzak bazı yerler ise jandarmanın görev alanı olarak tespit edilebilir. Görev ve sorumluluk alanlarını belirleyen protokol ve ekindeki harita veya kroki ile diğer eklerin komisyonca onaylanacak birer örneği mülki amirlik, jandarma ve emniyet birimlerinde dosyalanır. Bunların birer örneği İçişleri Bakanlığı’na gönderilir.TOLGA ŞARDAN | Milliyet
Kırım'da Neler Oluyor?
Ukrayna’nın özerk Kırım bölgesinde çekildiği iddia edilen bir görüntü, bu sabah Rus savaş gemilerinden kalkan askeri MI-24 Hind savaş helikopterlerinin Ukrayna hava sahasına girerek Kırım’da Sivastopol havalimanına doğru uçtuğunu gösteriyor. Youtube’a yüklenen bu amatör videoda gözüken helikopterler, yerel medyaya göre Ukrayna Sınır Güvenliği tarafından da teyit edildi. Helikopterlerin radara yakalanmayacak şekilde alçaktan uçarak ilerledikleri gözüküyor. Zete
Kâbus Evinde 7 çocuk
Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü, minibüs ile 60-65 yaşlarında bir şahsın eve sürekli yaşı küçük kız çocukları getirdiğini ve yaşlı kişilerin de fuhuş amaçlı olarak adrese sürekli girip çıktığı ihbarı üzerine operasyon başlattı Yoksul semtlerden iş ve eğitim vaadiyle topladığı 14 ile 17 yaşındaki 7 kız çocuğu Bakırköy’de eve kapatan Derya Hülagu Tetik, cinsel istismar ve çocuk pornosundan 79 yıl hapse çarptırıldı. 66 yaşındaki adam kendini “Onlara şefkatle yaklaştım, Eyüp Sultan’a götürdüm” diye savundu. Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü, 23 Nisan 2010’da minibüs ile 60-65 yaşlarında bir şahsın eve sürekli yaşı küçük kız çocukları getirdiğini ve yaşlı kişilerin de fuhuş amaçlı olarak adrese sürekli girip çıktığı ihbarını aldı. İhbarı değerlendiren Asayiş Şube Müdürlüğü polisleri Ataköy’deki daireye baskın düzenledi. Çocuklar fuhuşu anlattı İçeri giren polisler yatak odasında 1994 doğumlu mağdur S.K. ile karşılaştı. Evde kalan yaşları 14 ile 17 arasında değişen 7 kız çocuğu üç şüpheli hakkında şikâyetçi oldu. Çocuk yaştaki kızlar, fuhuş bataklığına nasıl sürüklendiklerini detaylarıyla anlattı. 17 yaşındaki S.K.’nın polise verdiği ifadesinde önce ağabey gibi kendilerine yaklaşan Derya Hülagu Tetik’in (66) hediyeler alıp para vererek güvenlerini kazandığını daha sonra da Bakırköy’deki evde kendileriyle cinsel ilişkide bulunduğunu söyledi. S.K., Tetik’in arkadaşları emlakçı Hamdi Ç.’nin de kızlara ilişki teklif ettiğini ancak kızların kabul etmediğini, eczacı Haluk S.’nin ise kızlarla oral yoldan cinsel ilişkiye girdiğini anlattı. Diğer mağdur kızlar da benzer ifadeler verdi. Biri tutuklu, üç şüpheli İfadeler doğrultusunda üç şüpheli gözaltına alındı. ‘Birden fazla çocuğun nitelikli cinsel istismarı, cinsel taciz, çocuk pornosu bulundurmak ve çocuklara izlettirmek’ suçundan Tetik tutuklanırken, diğer iki şüpheli de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bakırköy 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, önceki gün 18’inci celsede karara bağlandı. Son savunmasında mağdurlara herhangi bir cinsel eyleminin olmadığın aksine onlara şefkatle yaklaştığını söyleyen Tetik, “Onları her ay Eyüp Sultan’a götürürdüm. Yaşım bellidir, sağlık sorunlarım olduğu gibi fiziki yönden de cinsel istismar suçuna yönelik bir yapıya da sahip değilim. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum” diye kendini savundu. Diğer sanıklar da suçlamaları reddetti. Doğal olmayan cinsel CD’ler Mahkleme sanık Hamdi Ç.’yi delil yetersizliğinden dolayı beraat ettirdi. Sanıklardan Haluk S.’yi ise doğal olmayan cinsel içerikli CD’leri evinde bulundurmaktan 10 ay hapis cezasına, cinsel istismardan 8 yıl 4 ay hapse mahkûm etti. Mahkeme sanık Derya Hülagu Tetik’i de 7 kız çocuğunun birden fazla nitelikli cinsel istismarı, cinsel taciz, çocuk pornosu bulundurmak ve çocuklara izlettirmek’ suçlarından toplam 79 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm etti. T24
AKP'den İstifa Eden Vekillerden 'Demokrasi Bildirisi'
Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, kendisi başta olmak üzere eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile milletvekilleri Hakan Şükür, Hasan Hami Yıldırım, Haluk Özdalga ve Erdal Kalkan adına 'Demokrasi Bildirisi' okudu.Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenleyen İdris Bal, Türkiye'nin geçmişte antidemokratik süreçler yaşadığını, 28 Şubat süreci ve o süreçte yaşananların hafızalarda tazeliğini koruduğunu vurguladı. Son dönemde Türkiye'nin yine antidemokratik bir süreç içerisine girdiğini belirten Bal, 'Ülkemiz hem İslam Dünyası, hem de gelişmekte olan ülkeler açısından model ülke olarak kabul edilirken, son gelişmelerle model olmak bir tarafa kendisi bölgede bir sorun haline gelmektedir. Bu anlamda hem 28 Şubat sürecinin yıl dönümü olması nedeniyle, hem de içinde bulunduğumuz anti demokratik adımların atıldığı bu süreçte demokrasiye, şeffaflığa, hesap verebilirliğe barışa, ortak yaşam bilincine, evrensel değerlere inanan insanlar olarak, hayati konuların kamuoyuna hatırlatılmasının faydalı olduğunu düşünerek aşağıdaki hususlara dikkat çekmek istiyoruz.' dedi. Bal'ın okuduğu Demokrasi Bildirisi şöyle: 'Darbe meşru olmayan yollarla, Anayasa’da ve yasalarda yer almayan bir şekilde gücü elde etmektir. Darbe sadece silahla, tankla yapılmaz. Şu anda yürütme, yasamadaki çoğunluğu da arkasına alarak yargıyı kontrol etmektedir. Bu aslında adı konulmamış bir darbedir. Türkiye’de sistem tıkanmıştır. Türk demokrasisinin istikrarı, imajı ve hukuk devleti gereği sistemin önü açılmalı, Türkiye normalleşmelidir.Kuvvetler ayrılığı, demokrasinin vazgeçilmez bir gereğidir. Kuvvetler ayrılığı yöneticilerin, yönetimin ceberutlaşmaması, diktatörleşmemesi için demokrasilerde temel kural haline gelmiştir. Türkiye’de şu anda kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmıştır. Yargı, yürütme ve yasamanın çoğunluğunun kontrolüne girmiştir. Derhal kuvvetler ayrılığı tesis edilmelidir. Yeni yasalaşan HSYK düzenlemesi demokratik bir ülkede düşünülemez. Yargıyı kontrol ve baskı amaçlıdır. AB normları açısından kabul edilemez bir düzenlemedir. Yargı bağımsızlığı acilen tekrar tesis edilmeli ve baskılar sona ermelidir. Hakim ve savcıların keyfi olarak yer değişikliğine tabi tutulması kabul edilemez ve bu yargıya, yargı bağımsızlığına bir müdahaledir. On bin civarındaki polisin bir gerekçe gösterilmeden, tasfiye mantığı ile yerlerinin değiştirilmesi, özellikle terörle mücadele, organize suçlar, mali suçlar, istihbarat gibi yerlerdeki mesleki tecrübesi olan kişilerin yerlerinin değiştirilmesi, ülkenin iç huzuru ve güvenliği açısından önemli zafiyetler oluşturabilir. Şeffaflık, demokrasinin temel prensiplerinden biridir. Bunun için ise düşünce ve ifade hürriyeti medyanın, STK’ların, Düşünce Kuruluşlarının ve Üniversitelerin özgür olması şarttır. Birçok örnekle sabit olduğu gibi, özellikle Türkiye’de medya ve medya mensupları üzerinde baskılar bulunmakta, talimatlar verilmektedir. Medya ve medya mensupları üzerindeki baskılar kabul edilemez, her kesime yönelik tüm baskılar derhal sona ermelidir. Üniversite ve düşünce kuruluşları bağımsız olmalıdır. Baskı altında hür düşünce gelişemez, hür analizler çözümlemeler yapılamaz. İnternet düzenlemesi demokratik bir ülkede düşünülemez. İnternet düzenlemesindeki kararlar ülkemizi maalesef bir muhaberat devleti yapma yolunda alınan kararlardır. MİT’e dair düzenleme demokratik bir toplumda kabul edilemez niteliktedir. İleride operasyon yetkisi suiistimallere, ciddi sorunlara yol açabilir. Denetim eksikliği ciddi riskleri beraberinde getirebilir. Yaşanan olaylar açısından baktığımızda Sayın Cumhurbaşkanı üzerine düşen görevi yerine getirememiştir. Cumhurbaşkanlığı makamı sembolik olmakla beraber devlet kurumlarının arasında ahenkli bir çalışmak gibi bir görevi vardır. Ancak son süreçte ülkenin sistemi açısından son derece kritik gelişmeler yaşanırken Sayın Cumhurbaşkanı bu misyonunu yeterince yerine getirememiştir. Özellikle özgürlüklerin son derece önem kazandığı, teknolojik gelişmelerin hızla ilerlediği, internetin bir insanlık hakkı olduğu bu dönemde internetin doğasına aykırı olan bir internet yasasını onaylaması daha sonra HSYK düzenlemesini onaylaması bunun bir göstergesidir. Yolsuzluklara, yargının kontrol ediliyor olmasına karşı ciddi, net uyarılarda bulunamamıştır. Hesap verebilirlik, demokrasinin bir gereğidir. Sayıştay güçlendirilmeli, yetkileri iade edilmeli, statüsü dünyadaki birinci sınıf demokrasilerdeki yere getirilmelidir. Partiler kurumsallaşmalı, lider partisi olmaktan çıkmalıdır. Liderlerin partisi algısı, partilerin lideri algısına dönmelidir. Parti içinde tahammül gücü, hazım kapasitesi artmalıdır. Parti içi demokrasi ve milletvekili saygınlığı, bağımsızlığı olmadan gerçek bir demokrasi tesis edilemez. Bunun için ise başta seçim kanunu değiştirilmeli, gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Parti içerisinde öz eleştiri, beyin fırtınası, istişare yapabilecek mekanizmalar geliştirilmelidir. 'Tabular' üzerinden siyaset bitmelidir. Din, tarih, Atatürk, laiklik ve her türlü klasik tabu üzeriden siyaset sona ermelidir. Bir Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Budist, Ateist ya da başka biri dünyanın her yerinde siyaset yapabilmelidir. Siyasetin ön şartı içinde siyaset yapılan toplum ile toplumun farklı renkleri ile barışık olmak, onların inançlarını, kültürlerini yaşayabilmeleri için imkan hazırlamak ve onların toplumun ve devletin farklı yerlerinde yer alabilmeleri için uygun meşru kanallar açmaktır. Siyaset projeler üzerinden yapılmalıdır. Türkiye’de siyasi partiler arasındaki ideolojik makas çok açıktır. İdeolojik makas daralmalı, partiler birbirleri ile savaşmaya hazır aktörler olarak algılanmak yerine, hizmette yarışan dost aktörler olarak algılanmalı ve partiler arası ilişkiler çatışma yerine işbirliği, istişare, beyin fırtınası formatına oturtulmalıdır. Siyaset yatırım alanı olmaktan çıkarılmalıdır. Siyasete, servetine servet katmak, almak için değil, vermek için girilmelidir. Şeffaflık, hesap verebilirlik, medya bağımsızlığı, bağımsız- tarafsız yargı, ideal bir ihale kanunu gibi unsurlar bu bağlamda son derece önemlidir. Türk siyasetinde köşeli, ilkeli, medeni, cesur, kişilere değil ilkelere kendini adamış, demokrat, özgür insanlar daha fazla yer almalıdır. Dış siyasetimiz tekrar barış mantığına, kazan kazan mantığına, tıpkı Suriye ile İsrail’i barıştırmak için arabuluculuk yaptığı model bir formata geri dönemlidir. Ne şekilde olursa olsun, kimler karışırsa karışsın, her türlü yolsuzluk sonuna kadar soruşturulmalı, yargılanmalı ve yolsuzluğa giden tüm yollar kapatılmalıdır. Siyasetçilerin kişisel hırsları ve kariyerleri için devlet sistemi bozulmamalıdır. Devletin DNA’ları ile oynanmamalıdır. Sistemdeki bozukluk ekonomik istikrarsızlığı getirecek ve zaten borçlu olan toplumu daha da borçlu ve ekonomik olarak sıkıntılı hale getirecektir. Siyasal ahlak montaj argümanlarıyla harcanacak kadar değersiz değildir. Siyasal ahlakın korunması en başta siyasetçinin görevidir. Gerçek neyse bağımsız kurumlar tarafından ortaya çıkarılmalıdır. Bu ülkede bir daha ne 28 Şubat yaşanmalı ne de insanların birbirlerini bitirme planları yaptığı, fişlemelerin yapıldığı antidemokratik uygulamalara müsaade edilmelidir. Evrensel değerlerin ve projelerin hazırlandığı, gençlere, kadınlara ve girişimcilere yeni imkanların tanındığı yeni hikayelere, makul olana, evrensel standartlara ve gerçek birinci sınıf demokrasiye ihtiyaç vardır.Cihan