onedio
Görüş Bildir

marmaray Haberleri

marmaray ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. marmaray ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

İstanbul’da Toplu Ulaşıma Yüzde 35 Zam Geldi
İstanbul’da ulaşıma geldi. Zam kararı İBB Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) toplantısından geçti. Alınan kararla birlikte ulaşıma yüzde 35 zam uygulanacak. Otobüs tam bilet 27 liraya yükseltildi. Metrobüs tam parkur ücreti 40.08 lira olurken Marmaray 59,76 liraya çıktı.
İstanbul’da Otobüs, Metrobüs, Marmaray Ne Kadar? İstanbulkart Öğrenci Akbili ve Tam Akbil Ücretleri
İstanbul'da ulaşıma yüzde 35 zam geldi. Zam kararı İBB Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) toplantısında alındı. Yüzde 35 zam kararının ardından İstanbul'da otobüs, metrobüs akbil ücretleri merak edilmeye başladı. Vatandaşlar toplu ulaşımda yeni ücretleri araştırma başladı. Peki, İstanbul’da Otobüs Metrobüs Marmaray Ne Kadar? İstanbulkart Ne Kadar Basıyor? İşte İstanbulkart Öğrenci Akbili ve Tam Akbil Ücretleri
İstanbul’da Ulaşıma Yüzde 35 Zam Yapılmasına Yorum Yağdı: Kimisi Savundu Kimisi Ağır Sözler Savurdu
İstanbul’da ulaşıma gelen yüzde 35 zam büyük tepkilere yol açtı. Otobüs İstanbulkart ücreti 27 liraya yükseldi. Marmaray 59.76 liraya, metrobüs ise 40.08 lira oldu. 16 milyon İstanbullu trafikten, kalabalıktan, ‘yürümeyen’ metro, metrobüs merdivenlerinden yaka silkerken gelen ulaşım zammı sosyal medyada dikkat çekti. Kimi kullanıcılar zamma tepki yağdırdı kimi kullanıcılar ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) hükümetten destek alamaması nedeniyle yapılan zammın 'zarar edilmemesi' için olduğunu savunarak destek verdi.Hep birlikte sosyal medyadan ve Onedio okurlarından gelen yorumlara ve tepkilere bakalım 👇
İstanbul’da Üniversiteli Olmak: Faydaları ve Zararları
İstanbul’da Üniversiteli Olmak – Faydaları İstanbul kendinizi geliştirebilmenizi sağlamaktadır. Entelektüel birikim için ideal bir şehir, kültürel etkinlikler çok fazla. Mesela çok sevdiğiniz yabancı bir grup konser için Türkiye’ye gelecek olsa, İstanbul’a gelir. İstanbul’a çok fazla turist gelir, yabancı ülkeden insanlara tanışabilir, vizyonunuzu genişletebilirsiniz. İstanbul’da üniversite eğitimi dışında hobilerinizi uygulamaya geçireceğiniz birçok kurs var. Adeta bilgiye ulaşmanın şehri İstanbul. Staj olanakları oldukça geniştir, özellikle mühendislik öğrencileri için. Kaldı ki mühendislik okuyacak öğrencilerin ilk tercihidir İstanbul, öyle güzel şehir. Kadıköy, Beşiktaş, Bebek, Ortaköy, Caddebostan, Taksim ve daha birçok yer, eğlencenin önemli noktaları, sosyalleşmenin merkezi. Canınız mı sıkıldı? Boğaz var yahu. Metro, Metrobüs, Marmaray, Vapur olsun, her yere ulaşabilirsiniz. Ulaşımı bir öğrenci için oldukça ucuzdur. Tarihi açıdan çok zengin bir şehir İstanbul, gezip öğrenme meraklıları için avantaj. Bölümünüzle ilgili semirnerlere, konferanslara katılabilirsiniz. Bu eksikliği hiçbir zaman çekmezsiniz. En önemlisi de hayatı diğer şehirlere kıyasla daha çabuk öğrenir, tanırsınız. İstanbul öğrenci şehridir! İstanbul’da Üniversiteli Olmak - Zararları İstanbul’un kalabalığı ve trafiği çekilecek gibi değil. Hele ki metrobüs! İstanbul pahalı bir şehir; evinizden ya da yurdunuzdan dışarı adım attığınızda para harcamadan edemiyorsunuz. Eğer ki İstanbul dışından bir ilden gelmişseniz ve yurtta kalamam, en iyisi ev kiralayayım diyorsanız, bilin ki yüksek kiralar ödemek zorundasınız. NOT: İstanbul’da üniversite okumanın faydalarına ve zararlarına bir madde de sen eklemek istersen yorum yaz, paylaşalım!
Marmaray "Engelliye Yaşlıya" Ücretsiz
Marmaray ve şehir içi banliyö trenlerinden, yeni düzenleme doğrultusunda, yüzde 40 ve üzerinde engelli olanlar ile 65 yaş üstü vatandaşlar ücretsiz yararlanmaya başladı.AA muhabirin aldığı bilgiye göre, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının dün yürürlüğe giren 'Ücretsiz veya İndirimli Seyahat Kartları Yönetmeliği' doğrultusunda TCDD Genel Müdürlüğü, 65 yaş üstü vatandaşları şehir içi trenler olan Marmaray ve banliyö trenlerinde ücretsiz taşımaya başladı. Aynı düzenlemeye göre, bu yaş grubundakiler şehirler arasındaki Yüksek Hızlı Trenler (YHT), anahat ve bölgesel trenlerden yüzde 50 indirimli yararlanıyor. Düzenleme kapsamında, yüzde 40 ve üzeri engelli olan, yüzde 50 ve üzeri engelli olup 'ağır engelli' raporu bulunanların kendisi ve beraberindeki bir refakatçisi, kanunlarla ücretsiz seyahatlerden yararlanan yolcuların yanı sıra, vazife malullerinin anne, baba ve 25 yaşını aşmamış çocukları da şehir içi ve şehirlerarası trenleri (yataklı, kuşetli ve business vagonlar hariç) ücretsiz kullanabiliyor. Bu indirim ve ücretsiz seyahatlerden yararlanabilmek için 65 yaş üstü yolcuların nüfus cüzdanı, engelli yolcuların ise Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığından veya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından alınmış engelli kimliği, engel oranı işlenmiş ise nüfus cüzdanı, hiçbirinin bulunmaması halinde ise sağlık raporunu göstermeleri gerekiyor. Vazife malullerinin yakınlarının ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından alınan kartları ibraz etmeleri yeterli oluyor.AA
Annem ve Eşimin Namusu Gibi Erdoğan'a Güveniyorum, O Sesler Montaj!
Beyaz TV Spor Müdürü ve ünlü spor spikeri Ertem Şener Medyaradar’ın usta röportajcısı Alev Gürsoy Cimin’e bomba açıklamalar yaptı. İşte Ertem Şener’in Medyaradar’a verdiği o çok çarpıcı röportajı…  Spor dünyasından bir isimle siyaset konuşmak çok keyifliydi. Bu röportajın hikâyesi aslında bir tweet ile başladı. Ertem Şener’i ben spor dünyasından tanıyorum, işini de çok iyi yaptığını düşünüyorum. Geçtiğimiz günlerde bir tweet attı kendisi. Başbakan’a “Usta-Reis” diyor ve “yalnız” olmadığını söylüyordu. Çok şaşırdım doğrusu. “Biz gazeteciler biraz daha tarafsız olmalıyız” diye bir tweetle karşılık verdim. Belki de hata yaptım. Bilemiyorum. Çünkü artık “Gazeteci nasıl olmalı?” sorusuna yanıtım yok. İnanın kafam çok karışık. Kare kare sorular çözüyor, kündüne koyamıyorum. Medyayı da artık çok anladığımı söyleyemem. Ertem bana güzel bir yanıt verdi, “Herkes fikrini açıklıyor da ben neden susayım” dedi. Ben de bu röportajı yapmayı teklif ettim. Sağ olsun kırmadı. Çok da açık sözlü, lafı gediğine oturtuyor. İlk başta tereddüt ettim acaba nasıl karşılar diye ama çok misafirperverdi. Beyaz TV’de yaptık bu çarpıcı röportajı. Onu dinlerken aklıma “Ben Onu Çok Sevdim” dizisi geldi. Menderes için çekilen o güzel dizi. Ertem, Başbakan Erdoğan’ı çok seviyor, öyle ki artık bunu kendisine bir dava edinmiş. Erdoğan’dan söz ederken gözleri doluyor, duygulanıyor. Hatta heyecanlanıyor. Şaşırdım bu büyük sevgiye. Başbakan’dan “Beyefendi” diye söz ediyor. Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ses kaydı için ise net konuşuyor . “Montaj” diyor. Ve hatta ekliyor: “Eşim ve annemin nâmusuna ne kadar güveniyorsam, Başbakan’a da o kadar güveniyorum” diyor. Cemaat konusuna gelecek olursak; 17 Aralık sonrası bağlarını koparmış. Artık Türkçe Olimpiyatları'na gitmeyecekmiş. Başbakan’ı çok sevdiği için “yalaka” ilan edilmesine de isyan ediyor. 'Evet, seviyorum hem de çok seviyorum' diye meydan okuyor. Tabii sadece siyaset değil spor dünyasını da konuştuk. Bana mesleki kariyerindeki en büyük ayıbı da anlattı. Şike sürecine nasıl baktığını da... Her kelimesi manşet, her sözü vurucuydu. Çok heyecanla dinledim. Şimdi o aynı heyecanla hemen aradan çekiliyorum çünkü sözü gene çok uzattım ve derhal sizi bu röportajla başbaşa bırakıyorum. Buyurun tanımadığınız yönleriyle size bir başka Ertem Şener… Sevgiyle kalın, hep umutlu olun. RÖPORTAJ: ALEV GÜRSOY CİMİN** **Twitter: @gazetecialev **Mail: alevgursoy2008@gmail.com Ertem sence spor dünyası mı daha karışık şu sıralar siyaset dünyası mı? Bence siyaset dünyası daha karışık. Spor dünyasının kurtarılabilir bir yanı var ama siyaset dünyası için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Spor 90 dakika ile sınırlı kalıyor ama siyaset böyle değil. Siyaset her dakika karşı ataklar ve sürekli heyecanla geçiyor şu sıralar. Türkiye neyi yaşıyor sence? Türkiye bence kabuğundan çıkıyor. “DARBE GİRİŞİMİ VAR” Hakikaten bir darbe girişimi var mı, Başbakan’ın dediği gibi? Kesinlikle öyle... Darbe girişimiyle beraber Türkiye’nin kabuğundan çıkmaya çalıştığını düşünüyorum. Eskiden askerlerin darbe yapmasına şahit olurduk. Ben 39 yaşındayım ve şimdilerde YARGI DARBE girişimi görüyorum ve ben buna çok üzülüyorum. Bürokrasi ve yargıdaki bazı kadrolar sayın Başbakan’ı içeri atmak istedi. Bu çok açık… “ERDOĞAN’I İÇERİ ATMAK İSTEYEN PARALEL BİR YAPI VAR” Darbeyi yapmak isteyen o sivil yapıdan kasıt kim ya da kimler? Ve bu paralel yapı nedir? Ben bunun ABD ve İsrail kökenli olduğunu düşünüyorum. Herkes bir isim söylüyor ama şu bir gerçek bir paralel yapı var. “CEMAAT ERDOĞAN’I İSTEMİYOR” Cemaat mi bu paralel yapı? Şu anda cemaatin Başbakan’ı istemediği çok açık. Ben Başbakan’ın çok samimi olduğunu ve ülkesi için, milleti için bu yola başkoyduğunu düşünüyorum. “BAŞBAKAN’I ÇOK SEVİYORUM” Başbakan’a “reis ve usta” diyorsun sen, neden çok mu seviyorsun? Evet, hem de çok seviyorum, çok kıymet veriyorum. Bakın odamda Sayın Başbakanımız ve eşinin fotoğrafı duruyor. Çok değer verdiğim bir fotoğraf. Ben “Ustanın Hikâyesi”ni sunduğumda bu fotoğraf beyefendinin önünde duruyordu. Ben kendisinden rica ederek aldım. “İLK ELEKTRİKLENME BAŞKANKEN OLDU” Nereden geliyor bu sevgi, özel bir nedeni mi var, yoksa sadece siyasi tarzından dolayı mı? Ben filmi isterseniz başa sarayım. Bir gün Gaziosmanpaşa’dayım, bir baktım İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan geliyor. Bir meydandayız. Ben onu görmeyi çok istedim, çünkü çok merak ediyordum. Sonrasında baktım ki inanılmaz pozitif. O kalabalığın içinde göz göze geldik. Eliyle başımı tuttu. Ben o zaman üniversitedeydim. İlk o zaman kendisinin insanları ne kadar sevdiğine ve sıcaklığına tanık oldum. “BAŞBAKAN İÇİN AĞLADIM, ONUN İÇİN ÇOK DUA ETTİĞİM OLDU” Ya sonra? Aradan yıllar geçti. Kendisi Pınarhisar Cezaevi’ne girdi. Şu an Kral FM Genel Yayın Yönetmeni olan Gezegen Mehmet bana dedi ki: Seni ziyarete götüreyim mi? Çok heyecanlandım. Ama görüş için savcılıktan bir kâğıdım yoktu. “Gidelim” dedim. Gittik. Ancak ben içeri giremedim, Gezegen Mehmet girdi. Giremediğim için ağlamıştım. Onu ziyaret edemedim diye çok üzüldüm. Ama selamını almak yetti. Mehmet Abim bana en güzel hediyeyi vermişti o gün. Okuduğu şiir nedeniyle cezaevine girmesi beni çok etkiledi. Mektup bile yazdım kendisine. Ben çocukluğumdan beri zaten inançlı biriyim. Başbakan’a çok dua ettiğim oldu. Bakın benim dünüm de aynı bugünüm de. Bu konuda o dönemimi Gezegen Mehmet’e, Afrikalı Ali’ye sorabilirler. Hatta CNN Türk ve Kanal D yıllarımı da Rasim Ozan anlatsın. Muhafazakâr mısın? Ne kadar muhafazakârım bilemiyorum ama çocukluğumdan bu yana çok inançlıyım. Demokrat bir insanım karşı tarafa da çok saygılıyım ama benim düşünceme saygı duyulmadığında çileden çıkıyorum. “BAŞBAKAN ERDOĞAN İÇİN HEP DUA ETTİM” Peki, Başbakan seni seviyor mu, senin onu sevdiğin kadar? Farkında mı senin? Benim onu ne kadar çok sevdiğimin farkında, bence biliyor. Samimiyetimi biliyor Beyefendi. Ben onun için hep dua ettim, etmeye de devam edeceğim. Bana insanlar diyor ki “Neden CNNTürk’deyken, Star’dayken bu görüşlerini belli etmiyordun?” Ben size soruyorum şimdi: Beni bilen biliyordu zaten. Benim nasıl bir insan olduğumu. Ben hiçbir şeyi saklamam. Ben de eskiden içki içtim. Ben de günahlar işledim. Ama yıllar önce tövbe ettim. Şimdi içmiyorum. Çok şükür elimden geldiğince iyi bir insan olmaya çalışıyorum. Allah’ın beni devamlı gördüğünü bildiğim için ona göre yaşıyorum. 'BEN DE İÇKİ İÇTİM, GÜNAHLAR İŞLEDİM AMA TÖVBE ETTİM' Ben de tam bu noktada sana Beyaz TV’ye geçtin diye mi görüşlerin bu hale geldi diye soracaktım? Asla böyle bir şey yok. Bu çok saçma bir soru. Ben Beyaz TV’ye gelmeden önce de buydum. Bu kanala 1,5 yıl önce geldim. 17 ay önce ne Başbakan ile ilgili bir sıkıntı yaşanıyordu ne de Başbakan birileri ile ilgili bir sıkıntı yaşıyordu. Gezi olayları 30 Mayıs 2013’te başladı. Ben o tarihte gelmedim buraya, 2012 ‘de geldim. Ben o zamanlarda da Beyefendi’ye olan sevgimi her daim dile getirdim. Beni çok iyi tanıyanlar Beyefendi'ye olan sevgimi ve dava aşkımı bilirler. Yukarıda belirttiğim isimlere sorabilirler. “USTA’NIN HİKÂYESİ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİYDİ” “Usta’nın Hikâyesi” programını da ona olan sevgim nedeniyle sundum. Sayın Osman Gökçek o büyük sevgimi bildiği için, beni layık gördü programı sunmaya. Ne kadar teşekkür etsem azdır kendisine. Çünkü ben o programı sunmayı çok istiyordum. Ben günlerce o program için çalıştım. Hayatımın en önemli anlarından biriydi o üç saat. Ben buraya gelmeden önce Gezi olayları yoktu. Hükümet ile cemaat arasında bir sıkıntı yoktu. Ben yaşanmamış bir şey için ne söyleyebilirdim, nasıl bir tweet atabilirdim ki? Star’da, CNN’deyken sorun yoktu çünkü. Ben o zaman twitter da kullanmıyordum bu kadar sık. Ben şu an elbette sosyal medyadan istediğim fikri paylaşırım. Diktatör dedikleri adama bak. Adama her türlü hakaret ediliyor. Adamın ailesine dil uzatılıyor, düşüncelerine dil uzatılıyor. Adamı “hırsız” yapıyorlar, bunu tırnak içinde söylüyorum çünkü asla inanmıyorum. Adama öldü diyorlar, her şeyi yapıyorlar. Tüm bunlara sesini çıkarmıyor. Sonra gelip buna diktatör diyorlar. Bana dünyada böyle bir diktatör gösterin adımı değiştireceğim. İstediğiniz ismi koyacağım. Diktatörün tanımını biz mi bilmiyoruz. “BANA BİR DİKTATÖR GÖSTERİN İSMİMİ DEĞİŞTİRECEĞİM” Bence de bir ülkenin başbakanına bu ağır ifade kullanılmamalı... Eleştiri elbette olur ama hakaret ve küfür asla… Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bu adam ve herkes bu kişiye saygı duymak zorunda. “BAŞBAKAN DÖRT DÖRTLÜK BİRİ” Ben röportajcıyım ve tarafsız olmak zorundayım. Sadece soru sormakla yetkiliyim. Sence Başbakan’ın da hiç eleştirilecek tarafları yok mu? Kimse dört dörtlük değildir netice itibariyle değil mi? Benim bildiğim benim tanıdığım kadar yok. Ve ben Başbakanımızı çok da iyi tanıyorum. Dört dörtlük diye bir tanım varsa Başbakan için yaparım. İstanbul’daki Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden tutun, bugün 12 yıllık iktidar döneminde hala tanıyamadık mı? Sorun tanınamayanda değil tanıyamayandadır. Başbakanın her şeyi şeffaf. İftiralarla, dublaj ile montaj ile kul hakkına girmeyin. Yeter artık. 'BU MEDYA BAŞBAKAN'I AVUCUNDA OYNATACAK SANDI' Medyaya yönelik tutumu çok ağır değil mi? Bakın benim de bir süre içinde bulunduğum medya Başbakan’a zamanında “Muhtar bile olamaz” dedi. Bu medya Sayın Başbakanı birileri ile karıştırdı, bu medya Başbakan’ı avucunda oynatacak sandı. Bakın güçlü olduğunu düşündükleri zamanlarda herkes Sayın Başbakan’ın yanında. Zayıf olduğu bir anda mesela montajlar, dublajlar çıkıyor o zaman herkes hurra Sayın Başbakan’a vurmaya çalışıyor. Ben medyada çok samimi insan görmüyorum. Yahu bu Başbakan kim, ne yaptı, biri bana söylesin. “YANDAŞ DEĞİLİM BAŞBAKANIMIZIN YANINDAYIM” Yandaş mısın? Yandaş değilim sadece Başbakanımızın yanındayım. Bunun adı yandaşlık da değil, yalakalık da değil. Fenerbahçe Taraftarı Aziz Yıldırım’ı çok seviyor. Aziz Yıldırım yalakası mıdır? Galatasaray taraftarları Drogba’yı çok seviyor diye Drogba yalakası mı oluyorlar? “İSTER YALAKA DESİNLER İSTER YANDAŞ, BAŞBAKAN’IN YANINDAYIM” Sana “Yalaka” demelerinden rahatsız oluyor musun? Neyin yalakası Allah aşkına. Benim üç çocuğum var. Ben bir babayım, aile reisiyim. Bakın bu uğurda ister yalaka desinler, ister yandaş. Ben Başbakan’ın yanındayım. Sonu ne olursa olsun elimi taşın altına koydum. Şartlar ve düşünce ne olursa olsun ben Beyefendi’nin yanındayım. Benim ne CHP ne de MHP-BDP liderine karşı tek bir hakaretim, tek bir terbiyesiz tweetim de olmamıştır. Ben savunduğumu yazıyorum. Ben Başbakan’ı çok seviyorum. “BAŞBAKAN’DA KENDİMİ GÖRÜYORUM” Hayran mısın acaba? Ben Başbakan’ı gördüğümde, ona baktığımda kendimi görüyorum. Ona baktığım zaman aynı dili konuştuğumuzu görüyorum. Bugüne kadar 11 yıldır susan bir adamı ne hale getirdiniz? 11 yıldır bu adamı mahvettiniz, her türlü hakareti ettiniz. Girmediğiniz özeli kalmadı. Bırakın da bu adam da bugün sinirlensin. Ağzından birkaç istenmeyen kelime çıksın. Ölmüş annesi ile ilgili geçen gün bir video paylaştım. “İşte Sayın Erdoğan’ın ses kaydı” diye. Kendisi Kuran okuyor. Ne ölüye, ne diriye, ne de Kuran-ı Kerim’e saygıları var. Bu kadar alçak bir insan topluluğu olmuşuz. Yemediğim küfür kalmadı. “KEŞKE TWITTER KAPANSA” Bugün twitter olmasa ben bu işlerin bu kadar ilerleyeceğini sanmıyorum. Keşke twitter kapansa. Keşke ben de kapatsam. Yok artık. O kadar da değil. Zaten yeni internet düzenlemesi de yapıldı. Sosyal medya çok önemli. Ya bana her gün küfrediliyor. Yalan haber yayılıyor. Bakın ben şu an twitterımı açayım; adam benim her şeyime küfrediyor. Bu twitter benim özel sayfam değil mi? Benim beynim, benim düşüncelerim. Benim yazdıklarıma kimsenin müdahale etmeye hakkı yok. Mesela sizinle de bu röportajın başlangıcı twitter’dı. Benim beynimdeki, benim Allah ile aramda olanları buraya yazıyorsam bu benim en doğal hakkımdır. Ben Başbakan’a olan sevgimi yazıyorum buna laf söylemeye kimin ne hakkı var? “BAŞBAKAN’A SAYGI DUYAN HERKESE BEN DE SAYGI DUYUYORUM” Ertem Şener deyince akla spor geliyor. Sen siyasi rengini belli ettiğinde insanlar şaşırıyor olamaz mı? Niye etmeyecek mişim? Neden etmeyeyim? Türkiye’de hangi takımı tutuğunu söyleyen ilk spor spikeri benim. Ben “Beşiktaşlıyım” dedim. Başım dimdik hem de. Milyonların önünde söyledim. Ben hiçbir şey saklamam. Ben eşimle tanıştığımda beş dakika içinde evlenme teklifi eden bir adamım. Ben ateşli bir adamım. Ruhu bedenine sığmayan bir adam hem de. Ben içimdeki düşüncelerimi, fikirlerimi yansıtırım. Elinde bayrakla gezen bir adamım. “FİKİR HOLİGANIYIM” Ben fikir holiganı bir adamım ama bunu yaparken insanları kırmıyorum. Tırnak içinde söylüyorum Gezi Parkı’ndaki “İyi niyetli insanlar”a da saygı duyuyorum. Ben bugün Güneydoğu’da hakkını savunan Kürtlere de saygı duyuyorum. Ben Ermeni vatandaşlarımıza da saygı duyuyorum. Ben Türkiye Cumhuriyeti ve bayrağını savunan herkese saygı duyuyorum. Ben Başbakan’a saygı duyan herkese saygı duyuyorum. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na saygı duymayan adama saygı duymuyorum. Bu insanın oğullarına, kızlarına, düşüncelerine yıllardır hakaret ediyorlar. Kimse ağzını açmıyor. Şimdi bırakın da biraz Başbakan konuşsun. Adam sustu bugüne kadar. Bu ülkede kötü giden bir şey söyleyin bana. “ALKOL DÜZENLEMESİ DE NORMAL, KIZLI-ERKEKLİ ÇIKIŞI DA” Bu konuda sana katılmıyorum çünkü bütün liderler her gün meydanlarda konuşuyor Başbakan da buna dâhil. Bakın Marmaray diyorlar karşı çıkılıyor. 3. köprü diyorlar karşı çıkılıyor. Havalimanı diyorlar karşı çıkıyorlar. Bakın ben bu havalimanı ile ilgili çok özel bir şey söyleyeceğim. Ben araştıran bir insanım. Bir kütüphanem var. Ben sadece spor üzerine konuşmuyorum. Futboldan anlayan sadece futboldan anlamaz. Sadece futboldan anlayan futbolu da anlamaz. Futbolun dışında bir şeyler bilmezseniz futbolu konuşamazsınız. 3. havalimanı Türkiye’ye yılda bir milyon dolar para kazandıracak. Türkiye’de her şey güzel gidiyor. Artık herkes özgür. Diyoruz ki gece 22’den sonra alkol satışı yapılmayacak. Gençler bir anda ayağa kalkıyorlar. Şu an bunu okuyan insanlara soruyorum: Sizin gece 10’dan sonra çoluğunuzun çocuğunuzun içki almasına gönlünüz razı olur mu? Dünyanın birçok ülkesinde var bu alkol düzenlemesi. Kapalı alanlarda sigara içimi yasaklandı, bundan daha güzel bir şey var mı? Eskiden ben Malatya’ya giderdim. 18 saat boyunca otobüste yanımdaki adam babam sürekli sigara içerdi. Ben “Baba sigara içme diyemezdim” Malatyalı bir çocuk babaya karşı gelebilir mi? 18 saat boyunca benim ciğerlerim parçalanıyordu. Şimdi takside bile sigara içemiyorsun. Kızlı-erkekli denen bir şey çıktı. Yahu benim iki oğlum bir kızım var. Benim o çocuklarım büyüdüğü zaman ben onların kızlı erkekli kalmasını istemem. Kalamazlar. Biz Türkiye’yiz. Biz Türk’üz. Örf-adet geleneği olan bir toplumuz biz. Bunları bu Başbakan söylüyor diye tartışıyorlar. “ANNEM VE EŞİMİN NAMUSU GİBİ ERDOĞAN’A GÜVENİYORUM. O SESLER MONTAJ” Velev ki başbakan ve oğluna ait olduğu iddia edilen o ses kaydı doğru çıktı. Tabii asla böyle bir düşüncemiz olamaz ama farz edelim ki öyle. Düşüncelerin değişir mi, sevgin, saygın? Biraz ağır olacak ama anneme ve karıma nasıl güveniyorsam, Başbakanımıza da o kadar güveniyorum. Annemin ve eşimin namusuna ne kadar güveniyorsam hem Sayın Erdoğan hem de Bilal Bey’e o kadar güveniyorum. Ben 29 Aralık’ta bir tweet atmıştım “Bilal Erdoğan’ın alnı secdeli, adam gibi adam. Bu ülke için dertli mi dertli” niye rahatsız oldular? Bu konuda beni bazı kötü niyetli insanların önüne atanlarla önce bu dünyada adalet önünde hesaplaşacağız.Hadi bu dünya neyse de kalbimi kıranları Allah’a havale ettim bu işin bir de öbür dünyada hesabı var. Gelinen süreçte hala o tweetin arkasında mısın? Sonuna kadar hem de... Ben eşime nasıl güveniyorsam onlara da öyle güveniyorum. Benim maaşımı Başbakan vermiyor ki, ben Başbakan’ı görmüyorum bile. Ben nasıl yalakalık yapayım? Bunlar benim en samimi duygularım. “ANNEM VE BABAMI DA AK PARTİLİ YAPTIM” Ailen de mi AK Partili? Mesela annen, baban, eşin. Onlarda da bu sevgi var mı? Annemle babamı ben AK Partili yaptım. Karımı da yine öyle. Babam CHP, annem MHP’liydi. Ama son iki dönemdir onlar da benden daha koyu AK Partili oldu, eşim de. Sence seçimlerde AK Parti’nin oy oranı ne olur? Türk insanı mağdur olandan yanadır. Şu anda Başbakanımızı bir karalama kampanyası var. Bu oyları artıracak. Cemaate yakınlığın var mı? Gülen Cemaati konusunda düşüncelerini merak ettim doğrusu? Evet, cemaate yakınlığım vardı. Vardı!.. Artık bitti… Onların da benim ile… “DAHA DA GİTMEM TÜRKÇE OLİMPİYATLARINA” Bu kavganın kazananı ya da kaybedeni kim olur? Ben Başbakanımızın çok samimi olduğunu düşünüyorum. Bana diyorlar ki: “Daha düne kadar Türkçe Olimpiyatları’nda sen de Hocaefendi’yi övüyordun.” Evet övüyordum. Ama artık Türkçe Olimpiyatlarına da gitmeyeceğim. Hiçbir bağım kalmamıştır cemaatle. 17 Aralık’tan sonra tarafımı belli ettim. Başbakanımıza haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Benim tarafım Başbakanımızın yanı. “BENİM TARAFIM BAŞBAKAN'IN TARAFI, BU ARTIK BENİM İÇİN BİR DAVA” Cemaate dokunan yanar diyorlar. Bu doğru mu? Bilmiyorum. Benim bir açığım varsa yanayım. Ne açığım var ki niye yanacakmışım? Cemaatten bazı arkadaşlar benim şimdiki tavrımı bir kusur olarak görüyor. Ben kendilerine de söyledim; ‘Sizin kusur olarak gördüğünüz şeyi ben dava olarak kabul etmişim’. Artı benim Gezi’den bu yana rotam hiç değişmedi. Ben hep Başbakan’ın yanındayım. Sonradan değişen ben miyim yoksa, neyse… Uzatmayalım. “GÖKÇEK’İ DE ÇOK SEVİYORUM, BU ÜLKE İÇİN BAŞINI ORTAYA KOYDU” Melih Gökçek’in de ses kaydı yayınlandı. O ses kaydının kendine ait olduğunu kabul etti. Sence CHP afişlerinin yayınlanmaması normal mi, gazeteci olarak yanıt istiyorum? Onun da arkasında mısın, onu da seviyor musun? Tabii ki çok seviyorum. Tabii ki Melih Bey’in sonuna kadar arkasındayım. Gücüm yettiğince. Dualarımla. Geziden bu yana elini değil, kolunu değil, başını, bedenini taşın altına koydu bu ülke için…Sayın Başbakan ve Sayın Gökçek bir dava arkadaşı. Onlar sırt sırta vermiş gönül arkadaşları. Başbakanımız gibi, Melih Gökçek, bu ülkeyi çok seven bir insan. O bir vatan sevdalısı. Hak dostu. Onunla oturup bir bardak çay içmek lazım onu tanımak için. Çok başka biri. “MELİH GÖKÇEK YÜZDE BİR TRİLYON ANKARA’YI ALIR” Ankara’yı alır mı sence? Ceketi yeter. Yüzde yüz değil yüzde bir milyon alır. Bu röportajı saklayın yüzde bir milyon bile belki eksik söylüyorum yüzde bir trilyon alır. Allah’ın izni ile. “OYUM ELBETTE AK PARTİ’YE” Oyun zaten çok açık AK Parti’ye değil mi? Çok net belli değil mi? Elbette. Ben çalışanın yanındayım. Her şey çok güzel gidiyor. “YENİDEN YARGILAMADAN YANAYIM” Dinlemeler diyoruz, montaj diyoruz. Başbakan mağdur, iktidar mağdur peki ya yıllardır Silivri’de yatanlar ne? Onların günahı ne, tarafsız bir şekilde soruyorum? Ben çok net herkesin tekrar yeniden yargılanmasını istiyorum. Bugün herkes yeniden yargılansın. Aziz Yıldırım da. FB’li yöneticiler de.Silivri’de yatanlar da. İlker Paşa da. Bu yeniden olmalı. Suçlu tabii ki cezasını çeksin ama bilerek kalem kırmaya, idam etmeye tahammül edemem. 'BAŞBAKAN’I SEVİYORUM DİYE ARKADAŞLARIM BENİ TWİTTERDAN VE YÜREĞİNDEN SİLİYOR' Medyayı nasıl buluyorsun? Maalesef medya bölünmüş durumda. Kutuplaşmalar var. Medyada arkadaşlıklar da bozuldu. Ben Başbakan’ı seviyorum diye eski çalıştığım kurumlardaki arkadaşlarım, medya dışından dostlarım, çocukluk arkadaşlarım beni yüreğinden, twitterdan siliyor. “BAŞBAKAN'I SEVİYORUM DİYE ÖZEL SUNUMLARA BİLE ÇAĞIRMIYORLAR ARTIK” Çok garip değil mi bunlar? Bakın ben de çok şeyler yaşadım. Öyle ki bizler dışarda da özel işler alabiliyoruz. Reklam seslerinden tutun, özel sunumlara kadar her şey durdu. Kestiler. Sebep; Başbakanımızın yanında olmam ve fikirlerimi açıkça belli etmem. Olsun. Çok şükür. Hani diyorlar ya bana ‘çıkarları için menfaatleri için, para için Başbakan’ı savunuyor’ diye. Tam aksi aslında. Çıkarlarım için hareket etseydim şu anda 3-4 kat daha fazla kazanıyordum. Ama ben halimden memnunum. Benim için para değil inandığım değerler önemli. Ben sonuna kadar Başbakanımızın yanında olmaya devam edeceğim.Yanımda medyadan, ailemden kimse kalmasa da tek başıma olsam da Başbakanımızın yanında olacağım. “MAHALLE BASKISI YAŞIYORUM” Mahalle baskısı yaşadın mı mesela? Şu anda yaşadığımın adı tam da bu. Ben bugün Beyaz TV’de söylediklerimi yarın Star’a gittiğimde de söylerim. Ben Başbakan’ı savunduğumu söylüyorum bunu söylemek de bir demokrasi. Bütün gazeteciler fikirlerini saklasın ben de saklayacağım söz veriyorum. O zaman gazetecilik yapılmaz ki? O zaman bana neden susun diyorsunuz? Susun demiyorum eleştirilecek hiç mi bir tarafı yok diyorum? Neden o zaman fikirlerimi saklayayım. Twitterımı bir gün size vereyim emin olun dayanmazsınız. O küfürlere katlanamazsınız. “BAŞBAKAN OLSAM BEN DE ARARDIM” Mesela Başbakan’ın Fatih Saraç’ı arayıp bir alt yazıya müdahale etmesi doğru mu? Futbolun da siyasete karıştığı dönemler oldu. Biz de şimdiye dek şike konuştuk, FB cephesinde yaşananları konuştuk ama ben tek bir gün Başbakan’ın arayıp da bize müdahale ettiğini görmedim. Burada suçlu Başbakan değil bence. Benim fikirlerim biraz serttir. Ben bunları bir birikim olarak görüyorum. Başbakan olsam belki ben de arardım. Yetmez mi? Sen de seninle ilgili bir haber olsa ararsın. “MEDYANIN SORUNU SAYGISIZLIK” Sence medyanın en büyük sorunu ne? Saygısızlık. Gülen ile şu süreçte röportaj yapmak ister miydin? Hayır istemezdim. Artık hiçbir şeyi merak etmiyorum çünkü.ı Muhalif cepheden beğendiğin gazeteciler kimler? Yok. medyaradar.com ALEV GÜRSOY CİMİNRöportajın tamamı için tıklayınız!
"Bilal Erdoğan'ın Götürdüğü Paralar Ardahan'ın 45 Yıllık Yatırım Parasıdır"
Ardahan’da düzenlenen mitingde konuşan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Balya, kutu, kamyonetlerle taşıdıkları paralar var ya buraya gönderilen 1 yıllık paranın tam 45 katıdır. Yani Bilal Erdoğan’ın o gün götürdüğü paralar, buranın 45 yıllık yatırım parasıdır” dedi.BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhuriyet Caddesi’nde partisi tarafından düzenlenen mitinge katıldı. Yaklaşık 1000 kişinin katıldığı mitingte konuşan Demirtaş, Ardahan’ın gözlerden ırak, ama gönüllerden ırak olmadığını söyledi. Önlerine çıkarılan engelleri halk desteğiyle aştıklarını anlatan Selahattin Demirtaş, şöyle dedi: “İlk mitingimizi Ardahan’da yapıyoruz. Ardahan, gönüllerimizin şehridir. Bizim önümüze en büyük engelleri çıkardılar ama halkın desteğiyle bütün o engel ve barajları aşa aşa yıka yıka bu günlere geldik. Bugünden sonra da özellikle de 30 Mart seçimlerinde bir kez daha önümüze konulan engelleri aşmak istiyorsak, yine el ele, omuz omuza vereceğiz, birbirimize güveneceğiz. Birbirimize inanacağız ve halkların kardeşliği eşittir özgürlük ve barış şiarıyla bu işi götüreceğiz. Burada iktidara değil, hizmetkarlığa adayız. Bugüne kadara Ardahan’da hangi parti seçilmişse, sadece partizanlık ve ayrımcılık yapmıştır. İstanbul’a yapılan Marmaray’a harcanan para buraya 1 yılda harcanan paranın tam 186 katıdır. İstanbul’da Marmaray’a çaktıkları çivinin parası, buraya harcadıkları paradan fazladır. Onlar Ardahan’ı unutmuş, kaderine terk etmişler. Burada yerlisi, Azeri’si, Terekeme’si, Kürd’ü ve Türk’ü ile hangi gence sorarsanız cebinde bir çay parası yoktur. Oyunu kamyonetle para taşıyanlara verirse, en başta kendisine hakaret etmiş olur. Gün; Kamplaşma, ayrışma günü değil, elele verme günüdür. Bugüne kadar hiçbir BDP’li belediyede yolsuzluk soruşturması yapılmadı. Bu arkadaşlarımız, tek kuruşunuzun çalınmasına izin vermeden tamamını size harcayacaklar. Arkamızda holdingler, para babaları, medya patronları olmadı. Bizim arkamızda siz varsınız, siz bize yetersiniz. Kimse bize patronluk taslayamadı. O nedenle hak ve halktan başkasına hesap vermeyiz. Allah’tan başkasının önünde de diz çökmeyiz dedik ve o inançla bugünlere geldik.” DHA
Kılıçdaroğlu: 'Başbakan Üç Çocuğumuza da Ağlamadı'
KIRŞEHİR- Miting için geldiği Kırşehir'de helikopterle Bağbaşı Stadyumu'na inen Kılıçdaroğlu, Mucur ilçesi yakınlarında çevik kuvvet otobüsünün devrildiği kazada şehit olan polis memuru Gökhan Emre Örül'ün Medrese Mahallesi'ndeki baba evini ziyaret etti. Şehit Babası Selçuk Örül'e başsağlığı dileyen Kılıçdaroğlu, şehit ailesi ile bir süre sohbet etti. FEZLEKELER Kılıçdaroğlu, ziyaretin ardından çıkışta, eski bakanlar hakkındaki fezlekelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, 'Ayın 19'unda göreceğiz. Fezlekelerin milletvekillerine okunması ve açılması lazım. Milletvekilleri fezleke ile ilgili oy kullanacak. Ne yazıldığını bilip görmeleri lazım ki ona göre karar versinler. Bu konuda ısrarcı olacağız. Bakalım ileri ki günlerde göreceğiz.' dedi. Kılıçdaroğlu, daha sonra Ankara Caddesi'ndeki miting alanına geçti. ‘Baba uyan evlatlarını öldürüyor’, ‘Onlar sadece ceplerini düşünürler’, ‘Bedel ödedik bedel ödeteceğiz’ pankartları eşliğinde kürsüye gelen Kılıçdaroğlu’nun konuşması sık sık, ‘Hırsız Tayyip’, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’, ‘Başbakan Kemal’ sloganlarıyla kesildi. SİYASİ AHLAK YASASI ÇIKARTACAĞIZ Konuşmasında AKP ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ı hedef alan Kılıçdaroğlu, “İktidara gelirsek, ilk 4 ay içinde siyasi ahlak yasasını çıkartacağız. Bu yasalar ahlaklı insanlar için var. Burası Ahi Evran’ın memleketi. Ahi Evran, ahlakı bu topraklara gelecek olarak bırakmıştır. Onun kuşağını kuşanan esnaf, halka güler yüzlü davranır. O ahlakı temsil eder, dürüstlüğü, adaleti temsil eder. Bu toprakların temel özelliği budur. Ama, ahlak çok değerli, soylu bir kavramdır. Bütün dinlerin ortak alanı ahlaktır. Ahlak üzerinde herşeyi yüceltmeliyiz. Ahlaksızlığa yer vermemiştir bu topraklar. Bunları söylememin nedeni bu yerel seçimlerden sonra genel seçimler olacak. CHP’yi iktidara getirdiğinizde ilk çıkartacağımız kanun siyasi ahlak kanunu olacak. Siyaseti kirlilikten arındıracağız. Ahlaksız adamın siyaset yapmaması, kul hakkı yemeyen, halkını düşünen adamın siyaset yapması lazım. Benim için yandaş yok, benim için sadece vatandaş var” diye konuştu. “DEVLETİ SOYAN İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ” Konuşmasında sık sık AKP'li seçmenlere seslenen Kılıçdaroğlu’nun, “AKP’ye oy veren yurttaşlarıma sesleniyorum. Onlar size hizmet için, yoksulluğu önlemek, yasakları kaldırmak için söz verdiler, siz de gereğini yapıp oy verdiniz. Ancak 17 Aralık’ta bütün gerçekler ortaya çıktı, maskeleri düştü. Türkiye bir gerçekle karşı karşıya. Cumhuriyeti soyan, devleti soyan iktidarla karşı karşıyayız” sözleri, üzerine alanda bulunan kalabalık ‘Hırsız Tayyip’ sloganı attı. Kılıçdaroğlu, bunun üzerine, “Siz öyle slogan atarsanız o gider yarın telif hakkını alır, ayrıca sizden para ister. Biliyorsunuz hayatı para üzerine kurulu’’ karşılığını verdi. HARAMİLERDEN HESAP SORACAĞIM Birlik beraberlik mesajı da veren CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Çanakkale’de dedelerimiz kucak kucağa yatıyor. Bize daha güzel Türkiye bırakmak için mücadele edip kanlarını akıttılar. 30 Mart’ta yeni süreci başlatacağız, ülkeye demokrasiyi getireceğiz. Halkın iktidarını kuracağız. Var mısınız? Söz mü? Haramilerin saltanatını yıkıp yeniden Cumhuriyeti kuracağız. Siz söz verdiyseniz ben de söz veriyorum gereğini yapacağım. O haramilerden hesabını soracağım' diye konuştu. SİZ TEMİZSİNİZ İKTİDAR KİRLİ AKP'ye oy veren vatandaşların temiz, ancak iktidarın kirli olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Ben AKP’ye oy veren yurttaşlarımın vicdanlarına sesleniyorum. İyi niyetle oy verdiniz, eleştirirken sakın ola üstünüze almayın, siz temizsiniz iktidar kirli. Siz temiz siyaseti istediniz, onlar siyaseti kirletti. Siz kul hakkı yemediniz, onlar yediler. Hangi başbakanın oğlunun evinde 1 milyar dolar nakit para çıkar. Dünyada hangi başbakanın oğlunun evinde 1 milyar dolar para çıkar. Eğer çıkar diyorsanız bana örneğini gösterin. Ben sesleniyorum Kırşehir’in’ esnafına, çiftçine, emeklisine, sanayicisine sesleniyorum. Siz hayatınızda 1 milyar dolar keş parayı elinizde tuttunuz mu? O kadar paranız oldu mu? Bilal oğlan’ın var ama. Sabahın 8’inde telefon edip ‘bakanların evinde arama yapılıyor. Sen dikkatli ol evdeki paraları sıfırla’ diyor. O da yeni uyanmış . ‘Babacığım bir daha tekrar eder misin?’ diyor. Ertesi gün saat 10.58 4’üncü kez telefon ediyor. ‘ Babacığım büyük ölçüde hallettik. Birazcık kaldı’ diyor. ‘Ne kadar kaldı ?’ sorusuna ‘30 milyon euro kaldı babacığım. Onu da karanlıkta göndereceğiz’ diyor. Kırşehir’in vicdanına sesleniyorum. 30 milyon euroyu dağıt dağıt bitiremeyen başbakan ve onun hükümetine oy verecek misiniz?” “HİÇ BİR HÜKÜMET MÜSLÜMANI MÜSLÜMANA KIRDIRMADI” Hükümetin dış politikasına yönelik eleştiriler getiren Kılıçdaroğlu, 30 Mart’ta yeni bir tarih yazacaklarını söyledi. Omuz omuza, kol kola kardeşçe sandığa gideceklerini belirten Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: 'Türkiye’nin birliği, barışı, al bayrağımız göklerde özgürce dolaşsın diye sandığa gideceğiz. Bunun bir işareti vardı biliyorsunuz. Sanki Türkiye’deki bütün işleri halletmiş, Mısır ve Suriye ile uğraşıyor. Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman hiçbir hükümet Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmamıştır. Eline silah verip ‘git kardeşini öldür' dememiştir. El Kaide militanlarına silah gönderip ‘git kardeşini öldür’ diyen bu hükümettir. Suriye’de akan her kanın sorumlusu bu başçalandır. Kalkmış Suriye’de kan dökülüyor, Mısır’da darbe oldu, diyor. Karşıyız ama orada bir eylemde bir kız çocuğu hayatını kaybetti; Esma. Esma için ağladı. Eyvallah. Kimsenin ölmesini istemeyiz. Öldürülmesini istemeyiz. Esma için ağladı. Bizim 3 çocuğumuz hayatını kaybetti. Birisi Burak Can, birisi Berkin, diğeri polis Ahmet’ti. Gözünden bir damla yaş düştü mü? Yüreğinde insan sevgisi var mı? Onun gözünü dolar doyursun ne diyeyim. İnsanları birbirine düşürüyor. Sakın ola ki hiçbir zaman ayrışmayacağız. O bizi bölmek, kavga ettirmek istiyor asla bölünmeyeceğiz ve kavga etmeyeceğiz. Bu güzel topraklarda barış içinde yaşayacağız. Zorla niye partimize oy vermiyorsunuz diye kızmadım. Hep saygı gösterdim doğruları görmesi için çaba gösterdim. Ama eğer ülkeyi bölerseniz, kamplaştırırsanız, kavga eder hale getirirseniz en büyük zararı vatandaş görür. O yine lider. Parası var, O kaçar gider, dünyalığını yapmış. Yedi sülalesini besleyecek parası var. O sizin paranız. 17 Aralık Operasyonu 85 milyon Euro 247 milyar, eski parayla 247 katrilyon. O parayla 2 milyon 831 bin işsiziniz var. Biliyorum burada da işsizlik var. Bu para hortumlanmasaydı 2 milyon 831 bin işsizimize 8 yıl asgari ücretten maaş ödeyebilirdik. 300 bin atama bekleyen öğretmenin atamasını yapardık, bunlara 30 yıl maaş ödeyebilirdik. Her emekliye 25 bin lira eski parayla 25 milyar lira ikramiye ödenebilirdi. 6 GAP, 8 Marmaray yapılabilirdi. Yenen paranın boyutu bu. Onun için paniğe kapılmış sokak sokak cadde cadde geziyor. Bunların hepsi montaj diyor. İnanıyor musunuz? Eğer bunlar montajsa ben ona bir soru sordum. Dedim ki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının kayıtlarını yayınla. 76 milyon yurttaşın ses kaydı oradan geçiyor. Kim kiminle ne zaman kaç dakika konuştu orada belli. Yayınladı mı yayınlayamaz. Çünkü o yürütme organın başı. ‘Ben yürütme organının başıyım’ diyor. Ben zaten biliyorum senin yürütme organın başı olduğunu.' İKTİDAR ZENGİNLEŞİRSE HALK FAKİRLEŞİR Kırşehir mitinginde çiftçiye, memura, kadınlara seslenen CHP lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı: “Kadınlara da sözüm var. Siz çocuklarınızı sevdiğiniz gibi ülkenizi de seviyorsunuz siz bu memlekette huzur, barış istiyorsunuz. Siz çocuklar ölmesin, onlar büyüsün okusunlar, bizlerden çok daha iyi yaşam koşullarına sahip olsunlar istiyoruz. Ben de istiyorum ki her evde huzur olsun, tencere kaynasın barış olsun. CHP iktidarında geliri olmayan ya da asgari ücretin altında olan her ailenin sigortası olacak, para kadının hesabına yatırılacak. Ele Asgari ücret üzeriden o parayı alıp çocuklarına harcayacak. Sosyal devletin koruması altında olacak. Çiftçi kardeşlerim dünyanın en pahalı mazotu, dünyanın en pahalı elektriğini kullanıyorsunuz. Gürcistan’da mazot 2 lira Türkiye’de 5 lira. Önemli bir cümle siyasette, iktidarda olanlar zenginleşirse halk fakirleşir. Niye zenginleşiyor siyasetçi. Siyasetçinin halkı soymaması, tüyü bitmemiş yetimin hakkını almaması lazım. Kul hakkı yememesi lazım. O zaman 30’unda sandığa kol kola beraber ailecek gideceğiz ve çalışacağız. Düne kadar kadınların başörtüsü üzerinden siyaset yapılıyordu. Kırşehir’deki bütün kadın kardeşlerimize sesleniyorum, ister açık ister kapalı olsun. Bütün kadınların başımın üstünde yeri var. 30 Mart’ta yeni güzel tarihi Kırşehir yazacak.” Kılıçdaroğlu, Kırşehir mitingini barış güvercini uçurarak tamamladı. Kılıçdaroğlu, Kırşehir mitingi öncesi Başbakan’ın Muş mitingi için Kayseri’den Ankara’ya giden ekibin kaza yapması sonucu şehit olan 4 polis memurundan Gökhan Emre Örül’ün Medrese Mahallesi’ndeki ailesini ziyaret ederek başsağlığı diledi.Haberler.com
"Artık Türkçe Olimpiyatları Bitti, O Defter Kapandı"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen'i 'Türkiye'den kaçan örgüt lideri' diye niteleyerek, Türkçe Olimpiyatlarının artık bittiğini söyledi. Erdoğan, 'Onların malum olimpiyatları vardı, artık bitti bizim için tabii bunlar. Artık bundan sonra bunların olimpiyatları molimpiyatları diye bir şey bizim dünyamızda yok. Bitti onlar, o defterler kapandı, geçti' dedi. Erdoğan, Dilovası'nda İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu İzmit Körfez Köprüsü Ayağı Keson Batırma Töreni'nde konuştu. Erdoğan konuşmasında alandakilere kamplaştırma, kutuplaştırma, ayrıştırma siyaseti yapmadıklarını, 77 milyonu kucakladıklarını, 'hizmet milliyetçiliği' yaptıklarını söyledi. Erdoğan, her zaman yaşatmanın siyasetini savunduklarını öne süren Erdoğan, şunları söyledi: 'Faili meçhullere bu ülkede biz son verdik. 'İşkenceye sıfır tolerans' dedik. İnsanımıza, insan gibi muamele edilmesi, devletin vatandaşına hizmetkar olma anlayışını 81 vilayete hakim kıldık. En önemlisi biz, çözüm süreci için mücadele ederek, çözüm süreci için bedenimizi, canımızı ortaya koyarak, gençleri yaşatmak için gayret gösterdik. Her gün acıların yaşandığı, her gün şehitlerin geldiği, her gün ocakların söndüğü bir Türkiye'den, huzurun, baharın, barışın hakim olduğu bir Türkiye'ye kavuştuk. Gençlerin ölümüne son verdiğimiz, bunun mücadelesinde başarı sağladığımız bir dönemde yeni gerilimlere, yeni çatışma sahalarına, yeni ölümlere asla tahammül edemeyiz. Her ne sebeple olursa olsun, sokakların çatışma alanına dönmesine, gençlerin karşı karşıya gelmesine asla tahammül edemeyiz. 'Sandıktan ümidi kesenler... ' Sandıktan ümidini kesenlerin sokaklarda medet aradığını görüyoruz. Buradan bir kez daha herkesi sorumlu davranmaya çağırıyorum. Buradan siyasi partilerin genel başkanlarına sorumluluk ve samimiyet çağrısı yapıyorum. Hem genel başkanların hem de milletvekillerinin kışkırtıcı, ayrıştırıcı, çatışmaya çağıran dil ve üsluptan uzak durmalarını önemle rica ediyorum. Medyanın, sokaklarda çatışmayı körükleyecek, sorumsuz dili derhal terk etmesini temenni ediyorum. Birilerinin gençlerimizi, sokaklara molotoflarla taşlarla sopalarla döner bıçaklarıyla salıvermesini kabullenmiyoruz. İşte AK Parti'nin gençliği ortada... Bizim gençliğimizin elinde tablet bilgisayarı görürsünüz, bilgisayarı görürsünüz, kalemi görürsünüz, kitabı görürsünüz. Asla AK Parti'nin gençliği çatışmaların gençliği değildir, kavganın gençliği değildir. Onlar, aydınlık yarınların tesisine çalışan bir gençliktir. İş dünyasının huzuru, istikrarı, güven ortamını zedeleyecek bu tür tahriklerden uzak durmasını temenni ediyorum.' 'Perde gerisine saklanıp namertçe saldıranlar var' 'Bu adamların hangisinin bu tür eserler yaptığını duydunuz Allah aşkına' ifadelerini kullanan Erdoğan, birinci köprüye, ikinci köprüye karşı çıktıklarını, şimdi yapılan üçüncü köprüye de karşı çıkıldığını söyledi. Muhalefeti, 'Bunlardan birşey olmaz' sözleriyle eleştiren Erdoğan, Ne yaparlarsa yapsınlar, yolsuzluğun karışmadığı bir iktidar böyle büyür. Ama yolsuzluk içinde olanlar bize öyle bir Türkiye teslim ettiler, hatta yürütemediler hükümeti, kaçıp gittiler 3,5 yılda. Çözüm süreci bütün sabotajlara rağmen kararlı bir şekilde ilerliyor. Demokrasinin standartları yükseliyor. Milli irade güç kazanıyor, huzur, kardeşlik, refah artıyor. Bunu bozmaya yönelik her saldırı çok açık şekilde vatana, Türkiye'ye ihanettir' şeklinde konuştu. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Yurt dışından Türkiye'yi karıştırmaya çalışanlar var. Perde gerisine saklanıp namertçe saldıranlar var. İsmini, yüzünü saklayıp ortalığa montaj dağıtıp Türkiye'de huzur ve istikrarı yaralamaya çalışanlar var. Devlete, milli güvenliğimize, bütünlüğümüze yönelik bu saldırılara siyasi partiler sahip çıkmamalı, medya tarafsız olmalı, iş dünyası prim vermemeli. Kasetle montajla tahrikle Türkiye gündeminin esir alınmaya çalışılmasına hiç kimse destek olmamalı.' Proje İstanbul-İzmir arasında karoyulu ulaşımını 3,5 saate düşürecek 'Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu Projesi', tamamlandığında, mevcut devlet yoluna göre mesafeyi, 95 kilometre kısaltacak. Bu kapsamda 8-10 saatlik ulaşım süresi 3-3,5 saate inecek. Karşılığında yılda 650 milyon dolar tasarruf sağlanacak. Otomobil ile mevcut yolu kullanarak Körfez'i geçmek 1 saat 20 dakika, feribot ile geçiş 45-60 dakikayken, planlanan Körfez geçişi ile mesafe 12 kilometreye, ulaşım süresi ise 6 dakikaya düşecek. Projenin en önemli geçiş noktası olan İzmit Körfez Geçişi Asma Köprüsü, bin 550 metre, orta açıklığı ve toplam 2 bin 682 metre uzunluğu ile dünyanın en büyük orta açıklıklı asma köprüleri arasında 4. sırada yer alacak. İzmit Körfez Geçişi'nin Asma Köprü, Kuzey ve Güney Yaklaşım Viyadükleriyle birlikte toplam uzunluğu 4 bin 540 metre olacak. Köprünün '17 katlı apartman yüksekliğinde' ve yaklaşık 38 bin 400 ton ağırlığındaki keson temelleri Altınova Kaytazdere mevkisindeki ıslak havuzda tamamlandı. 'Önümüzdeki yıl tamamlanacak' Önümüzdeki yıl sonu itibarıyla İzmit Körfez geçişi asma köprüsü ile Gebze-Kemalpaşa ayrımı ve İzmir bölümündeki çalışmaların tamamlanacağını dile getiren Erdoğan, projenin tamamında kamulaştırma çalışmalarında yüzde 80, yapım işlerinde yüzde 30 gerçekleşmeye ulaştıklarını söyledi. Erdoğan, 'Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu için bugüne kadar kamulaştırma çalışmaları ve inşaat işleri olarak 3 milyar 650 milyon yani, 3 katrilyon 650 trilyon harcama yapıldı. Bu harcama yaklaşık yarısını oluşturan kamulaştırma bedellerini devlet, diğer yarısını oluşturan inşaat bölümünü de projeyi üstlenen firmalar gerçekleştirdi' dedi. Erdoğan'ın, 'O anlamaz, onun hayatında bir dikili ağaç yok ya, onda yalan var, takiye var, iftira var, fesat var' sözleri üzerine, kalabalıktan yuhalama sesleri geldi. Erdoğan, 12 yıl önce 15 bin kilometre bölünmüş yol yapacakların söylediklerinde buna ihtimal vermeyenlerin olduğunu belirterek, şöyle devam etti: 'Çünkü bizden önceki 79 seneye bakıyorlardı. 79 senede bu ülkede 6 bin kilometre bölünmüş yol yapılmıştı. 79 senede bu olduğuna göre bunlar nasıl olacak da 10-15 senede 15 bin kilometre bölünmüş yol yapacaklar, diyorlardı. Şimdi ne oldu. 12 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Hesap ortada. 79 senede 6 bin 100 kilometre, 12 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol. Biz bu yolların üzerinde dağları delerek 122 ayrı tünel inşa ettik. Şuradaki viyadükleri görüyorsunuz değil mi? Bunlar öyle sıradan kişilerin yapacağı iş değil. İş bilenin kılıç kuşananın. Dağlar çıktı, açtık geçtik. Vadiler çıktı, viyadüklerle geçtik. Olmadı, denizin altından Marmaray'ı döşedik. Çünkü biz Fatih'in torunlarıyız. O karadan gemileri yürüttü, biz de denizin altından Marmaray'ı geçirdik. Karşımıza çıkan tabiat engelleri vardı. Tabiat engellerini aşmak öyle veya böyle halloldu da, bunun dışında büyük projeleri, küresel projeleri engellemek için yeri geldi karşımıza bir kısım yargı engelledi, yeri geldi çeteler, siyasete yönelik saldırılar çıktı. Sabırla, dirayetle dik durarak işte o engelleri de aştık. Biz halka hizmeti Hakka hizmet olarak gördük. Hayırlı niyetlerle çıktığımız bu yolda karşımıza çıkan şerleri aşıyor, milletimizi hizmetle buluşturuyoruz.' 'Türkçe Olimpiyatları bitti, o defterler kapandı' Erdoğan daha sonra Adana'da ve Antalya'nın Kepez ilçesinde mitinglere katıldı. Erdoğan, Antalya'da, Kepez Spor Salonu yanında düzenlenen mitingdeki konuşmasında, 'Bir örgüt lideri var Pensilvanya'da, 99'da buradan kaçıp gitti, 'vatanım' diyor vatanına gelmiyor. 2 yıl kadar önce kendisine davet yaptım. Onların malum olimpiyatları vardı, artık bitti bizim için tabii bunlar. Artık bundan sonra bunların olimpiyatları molimpiyatları diye bir şey bizim dünyamızda yok. Bitti onlar, o defterler kapandı, geçti...Çünkü bugüne kadar çok aldattılar. Hatta hatta Türkçe olimpiyatlarında, İstanbul Atatürk Stadyumu'nda öyle bir şey söylendi ki ben de şaşırdım. O gün Peygamber efendimiz oradaymış. Bunu söylediler. Bunlarda garip garip şeyler oluyor. Kendi televizyonun bir dizisinde Peygamberin Efendimiz Miraç'tan iniyor, kamyonete bindiriliyor ve o şekilde götürülüyor' diye konuştu. 'Casusluktan yargılanacaklar' Ses kayıtlarına ilişkin 'haftalarca bunları ama montaj ama doğru yayınlıyorlar' diyen Erdoğan, 'Bir cumhurbaşkanını, başbakanı dinlemek suçtur, casusluktur, bakın o kadar ileri bir suçtur. Bir genelkurmay başkanını, bakanları dinleyemezsiniz, suçtur. Bunlar casusluk suçundan yargılanacaklar. Çünkü bunun bedelini ödemeleri lazım. Biz bu devleti sokakta bulmadık' dedi. Erdoğan, konuşmasında 'Pensilvanya, medya, işverenler İstanbul'da sokak eylemlerini her gün tahrik ediyorlar. Sandığa gölge düşürmek için her gün yeni bir çirkin komployla ortaya çıkıyorlar' iddiasında da bulundu. Cnntürk
Topbaş'tan Bir Metro Müjdesi Daha
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Ispartakule'ye metro müjdesi verdi.İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Ispartakule'ye metro müjdesi verdi. Avcılar Ispartakule-Bahçeşehir Bağlantı Yolu ile Avcılar Tahtakale Köprüsü ve Yol ile Kavşak Düzenlemesi'nin temelini atan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Banliyö hattının Ispartakule'ye gelmesi için çalışmaların devam ettiğini, Mecidiyeköy Mahmutbey Metrosu'nun da Halkalı ve Ispartakule'ye kadar uzayacağını müjdeledi. Avcılar Ispartakule - Bahçeşehir Bağlantı Yolu ile Avcılar Tahtakale Köprüsü ve Yol ile Kavşak Düzenlemesi'nin temeli Başkan Kadir Topbaş'ın katılımıyla düzenlenen törenle atıldı. Törende konuşan Başkan Kadir Topbaş, Avcılar'a 10 yılda yaklaşık 650 milyon lira yatırım yaptıklarını belirterek, yeni yatırımlarla ulaşımın daha da rahatlayacağını söyledi. 4,5 kilometrelik trafiği bypass edecek olan Avcılar Ispartakule - Bahçeşehir Bağlantı Yolu'nun maliyetinin 4,5 milyon lira olduğunu, trafiğe güven getirecek Avcılar Tahtakale Köprüsü ve Yol ile Kavşak Düzenlemesi'nin de 1 milyon liraya mal olacağını ifade eden Kadir Topbaş, şöyle konuştu; 'Evinizde musluğu açtığınızda su geliyorsa, doğalgazı kullanıyorsanız, dereler ve denizler ıslah edilmişse bu biziz. Metrolara ve Marmaray'a biniyorsanız, bu bizi hatırlatır. İnsanı yaşat ki devlet yaşatsın anlayışıyla İstanbul'a hizmet etmenin gururunu yaşıyoruz. Bir bardak suya muhtaç İstanbul'dan 60 milyar yatırım yapan bir İstanbul'a geldik. Daha yapacak çok işimiz var. Bizim derdimiz var. Müjdelenmiş bu şehir geçişte olduğu gibi dünyanın takip ettiği bir şehre dönüşmelidir. Bu konuda en büyük gücümüz milletimizden aldığımız destektir. Önümüzdeki dönem inşallah Avcılar bugünden çok daha güzel ve arklı olacak.' İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin dünyada böyle metro yatırım yapan tek belediye olduğunu vurgulayan Kadir Topbaş, 'Gelecek dönem de yatırımlar hız kesmeyecek. Banliyö hattının Ispartakule'ye gelmesi için çalışmalar devam ediyor. Ayrıca Mecidiyeköy Mahmutbey Metrosu Halkalı ve Ispartakule'ye uzayacak. Bakırköy - Avcılar - Esenyurt - Beylikdüzü - Tüyap - Büyükçekmece Metro Hattı ise 2017'de tamamlanacak ve Üsküdar'a 44,5 dakikada, Ümraniye'ye 58 dakikada gidebileceksiniz' şeklinde konuştu. Bugün TEM'in yan yollarını rahatlatacak bir yol çalışması ile kavşak çalışmasının temelini attıklarını dile getiren Topbaş, 'İnşallah bu çalışmalar kısa sürede bitecek ve hem TEM'in yoğunluğu ortadan kalkacak, hem de Isparkakule Bahçeşehir arasındaki yol 7 kilometreden 800 metreye düşecek' diye konuştu. Avcılar'ın Tahtakale Mahallesi'nin imar sorununu çözmek için seçimden hemen sonra çalışma başlatacaklarını da müjdeleyen Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü; 'Tahtakale Mahallesi'ni Çevre Şehircilik Bakanlığı rezerv alan ilan etti. Buranın planları yapılacak. Burada size nasıl bir imar gerekiyorsa inşallah önümüzdeki dönem bizim desteğimizle ilçe belediyesi yapacak. 10 yıldır kimseyi mağdur etmedik, kimseyi yerinden etmedik Bizler sizin adınıza görev yapıyoruz. 'Sizi buradan edecekler' sözlerine asla inanmayın. Biz siniz hakkınızı korumak için buradayız. Kimsenin hakkını heder etmeyiz. Sarıyer, Kartal ve Maltepe'de aynı şeyler söylendi. Şimdi belediye başkanlarına ulaşılamıyor bile. Sarıyer'de tapuları biz veriyoruz. Korku üzerine siyaset yapanlara halkımız artık prim vermiyor, farkında değiller. Bizim işlerimizin, projelerimizin hızına onların akılları ve hayalleri dahi yetişmez.' sabah.com.tr