Görüş Bildir

mafya Haberleri

mafya ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. mafya ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Levent Üzümcü: 'Where is Adalet?'
Gezi’den bu yana her ortamda ülkede olup bitenleri anlatmaya çalışan tiyatro ve sinema sanatçısı Levent Üzümcü bu seslenişi 'Boyun Eğme' adıyla kitaplaştırdı. Üzümcü, “İçinde yaşadığımız düzenbazlığı çok anlatmaya çalışmışım, yazı kalır doğru ama hepsi bir arada olsun, Şehir Tiyatroları’ndan atılma süreci, tiyatrodan atılma davasındaki usûlde ve esasta öylesine büyük hatalar var ki görünüz biliniz istiyorum” diyor. Üzümcü, “İyi insanlar” diye sesleniyor ve “piyon olmayın, güçlü olun, korkmayın, boyun eğmeyin!” diyor.
14. Filmekimi'nde Hangi Filmler Seyirciyle Buluşacak?
14. Filmekimi, bu yıl da bir çok şehirde sinemaseverleri birbirinden güzel filmlerle buluşturacak.İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 14. kez düzenlenen Filmekimi'nin İstanbul ayağı 3-11 Ekim tarihlerinde yapılacak. Yeni sinema sezonunun habercisi Filmekimi’nin 14'üncüsünde, prömiyerini Sundance, Berlin, Cannes, Venedik, Toronto gibi saygın uluslararası festivallerde yapan ve bu festivallerden birçok ödülle ayrılan, Woody Allen,Noah Baumbach, Stephen Frears, Michel Gondry, Todd Haynes, Hirokazu Kore-eda, Nanni Moretti, Paolo Sorrentino gibi usta yönetmenlerin son yapıtlarının da aralarında bulunduğu filmler sinema severler ile buluşacak. Filmekimi’nde Can Evrenol’un Baskın ve Ben Hopkins’in Hasret filmlerinin de Türkiye prömiyerleri yapılacak.72. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan Ödülü’ne layık görülen Desde Alla da Filmekimi programında izleyicilerle buluşacak.Filmekimi programında yer alacak filmler;
Edebiyata 'Gizli Desteğe' Tepki Yağıyor
Kültür Bakanlığı bu yıl ilk kez edebiyat eserlerine destek veriyor. Ancak seçici kurulu da, destek vereceği 40 kişinin adlarını da, kimin hangi eserini ne kadar destekleyeceğini de açıklamamasına tepki yağıyor. Cumhuriyet gazetesinden Aslı Uluşahin'in haberine göre, PEN Türkiye ile Türkiye Yazarlar Sendikası'nın yanı sıra yazarlar, şairler ve yayıncılar bakanlığın gösterdiği bu gizliliğe karşı çıkıyor. PEN Türkiye Başkanı Tarık Günersel, 'Yaşananlar, bir kamu sürecinden ziyade, mafya sürecini andırıyor' derken, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz de, bakanlığın edebiyatı destek projesinin baştan sona yanlış olduğunu söylüyor. Yazar ve şairlerin ise bakanlığın uygulamasına daha sert eleştirileri var. Şair Şükrü Erbaş'ın şu sözleri tepkileri özetler nitelikte: 'Kamuya açık olmayan böyle bir konuda içtenlik, iyi niyet beklemek safdillik olur.' Yayıncılar da 'devletin edebiyatı desteklemesine' sevinmiş görünmüyor. Günışığı Kitaplığı Yayın Yönetmeni ve yazar Mine Soysal, çocuk ve gençlik alanında 5 yazarı destekleyen bakanlığının belirlediği kurulu tartışmaya açıyor. Kürtçe yayın yapan Lîs Yayınevi'nin sahibi Lal Laleş ise, destek yönetmeliğindeki 'Üretilecek eserin dilinin Türkçe olması' zorunluluğuna itiraz ediyor: 'Türkiye'nin kültür bakanlığının Türkiye edebiyatını desteklemesi gerekmez mi?' 'Kamuya açıklanmalı' Tarık Günersel (PEN Türkiye Başkanı): Vergilerden hareketle yapılan bir destek kamuya açıklanmalıdır. Kamuda her şey şeffaf olmalıdır. Yaşananlar, bir kamu sürecinden ziyade, mafya sürecini andırıyor. 'Baştan sona yanlış' Mustafa Köz (Türkiye Yazarlar Sendikası): Daha önce de özgün eser ölçütünün bakanlığın hazırlayacağı kurulca belirlenemeyeceğini söylemiştik. Bu, baştan sona yanlış bir proje. Yönetmelikte sadece Türkçe eserlerin desteklenmesi de yazarlar arasında bir ayrımcılığı getirmiş oldu. İsimler neden sır gibi saklanıyor. Destek verilen kişiler açıklanmalı, gizli kapaklı olmamalı. Destek alacak kişiler de herhalde 'İstemem, yan cebime koy' diyor. 'Şeffaf olmalı' Murat Gülsoy (Yazar): TÜBİTAK'ın iyi tanımlanmış bir panel sistemi var. Panellerde uzmanlar başvuruları değerlendiriyorlar, bu iş şeffaflık içinde yıllardır sürdürülüyor. Edebiyat alanına destekte de onlar örnek alınırsa bu tür tartışmalar yaşanmamış olur. 'Nerede sanatçı özgürlüğü' Irmak Zileli (Yazar): Yazarı, üreteceği eserin süresinden, içeriğine ve konusuna dek her konuda sınırlayan şartlarda bir teşvik söz konusu. Öyleyse nerede kaldı sanatçının özgürlüğü? Burada yapılmak istenen gerçekten sanatçının özgürce özgün eser üretmesi midir, yoksa devletin belirlediği içerikte eserler vermesi midir? Tüm bunların yanında teşvik kavramının kendisi, yazara sunulan 'ekstra' olanaklar demek oluyor. Devlet, tüm sanatçılar için eşit olanaklar sunmak zorunda. Bunun için de öncelikle telif yasasını düzenlemeli, vergilerin yazarın telifinden kesilmesinin önüne geçmeli vb. Bunları yapmayıp ben yazarlara teşvik yasası çıkardım demek ve teşviki de bu tür şartlara bağlamak iyi niyetli bir çaba olarak görünmüyor. 'İktidarın ezikliği' Şükrü Erbaş (Şair): Kamuya açık olmayan böyle bir konuda içtenlik, iyi niyet beklemek safdillik olur. Ben kendi adıma, bu siyasi yapının, kültür-sanat alanında yaptığı/yapacağı hiçbir şeyde demokratik kültürü destekleyecek, farklı sanat anlayışlarına, dünya görüşlerine saygılı, eşitlikçi bir tutum beklemediğim için, çıkacak sonucu da önemsemiyorum. Sanırım iktidar, ezikliğini çektiği kültür-sanat alanındaki yetersizliğini, böyle bir 'sanatçı' sınıfı yaratarak doldurmak istiyor. Hayırlı olsun. Doğru tutum şudur: Bu ülkenin yazar örgütlerine bir proje sunulur, hatta hazırlatılır. İsimler bu örgütlerce belirlenir. Bakanlığa, başkaca bir değerlendirme yapmadan, ödeme yapma ya da diğer destekleri yerine getirme görevi düşer. Sonrasında ise yapılan çalışmaların yayınlanması için belki ikinci bir katkı beklenir. 'Tepki gelişecek' Küçük İskender (Şair): Zamanında 'devletin hoşlandığı şiirler' yazılmıştır. Fakat günümüzde şair denilen sanatçı ile devleti yan yana getiren ortak bir payda yok. İdeolojileri ve dünyayı kavrayışları apayrı! Belki bu yüzden destek alan şairlerin adları gizli tutuluyor olabilir, kimse onlara saldırmasın diye. Çünkü bu desteği alan şairlere elbette edebiyat çevreleri tepki geliştirecektir. 'Yetkinlik gerekir' Mine Soysal (Yayıncı, yazar): Kültür Bakanlığı'nın edebiyat eserlerine destek vermesinin anlamlı bir girişim olabilmesi için, başvuru koşulları, kategoriler ve bütçenin yanı sıra, ölçütler, seçici kurul, değerlendirme yöntemi gibi temel belirleyicilerin de açıklıkla ifade edilmesi gerekir. Adaylık için belirtilen 'önerilen yapıtın kültürel, sanatsal ve estetik açıdan özgünlük taşıması' maddesi, seçici kurulun edebiyat alanındaki tartışmasız yetkinliğini zorunlu kılıyor. Hele çocuk edebiyatı gibi son derece özel bir alanda, seçici kurulun farklı donanımları da gerektiren yapısı ve sorumluluğu çok önemlidir. 'Tüm dillere destek' Lal Laleş (Yayıncı, yazar): Türkiye'nin Kültür Bakanlığı'nın Türkiye'nin edebiyatını desteklemesi gerekmez mi? Türkiye'nin edebiyatından kastım Lazca, Rumca, Ermenice, Süryanice, Kürtçenin de içinde olduğu, Anadolu'da konuşulan tüm dillerin edebiyatı. Bakanlığın bu dillerde yazanları eşit olarak desteklemesi hatta baskı altındaki dillere pozitif ayrımcılık yapması lazım. Ne var ki söz konusu Türkçenin dışındaki diller olunca, bakanlığın kafası karışıyor, milliyetçi perspektiften yaklaşıyor. Devlet yazarları destekleyecekse kendi coğrafyasındaki bütün dilleri desteklemeli ve tüm dilleri Türkiye'nin zenginliği olarak kabul etmeli. Aslı Uluşahin | Cumhuriyet
İstanbul'daki Suikastlar Hollanda Bağlantılı mı?
İstanbul'da Nişantaşı ve Sarıyer'de meydana gelen suikastların, Hollanda'da bir ayda yoğunlaşan 'mafya hesaplaşması' ile bağlantılı olduğu iddia ediliyor.Sarıyer'de lüks otomobili içinde saldırıya uğrayan Hollanda doğumlu Ali Ekber Akgün'ün, Amsterdam'daki yer altı örgütlenmesinin liderlerinden olduğu belirtiliyor.Akgün, Hollanda'nın en ünlü organize suç örgütü davalarından birinin zanlısı olarak yargılanıyordu.Hollanda basınına göre Akgün ile Nişantaşı'nda saldırı sonucu aracında öldürülen Vedat Şahin birbirlerini tanıyorlardı.Neden uyuşturucu mu?Hollanda Televizyonu NOS'un haberine göre, cinayetlerde 'uyuşturucu ticareti' şüphesi bulunuyor.Suikastları değerlendiren 'Crimestie.nl' yayın yönetmeni Wim van de Pool'a göre Amsterdam Pasaj davasının baş sanığı Akgün ile Şahin'in öldürülmesi şaşırtıcı değil.'Yer altı dünyası sınırda bitmiyor' diyen van de Pool, Türkiye kökenli Hollandalı suç örgütü üyelerinin her iki ülkede de kaldıklarını belirtiyor.Van de Pool'a göre Hollanda'da satılan eroinin neredeyse tamamı Türkiye'den geliyor. Bunun için İstanbul, bulunulması gereken bir kent.Van de Pool, İran'dan İstanbul'a gelen uyuşturucu, kamyonlarla Hollanda'ya taşındığını anlatıyor. 'Eğer bu konuda burada bir kavga varsa Türkiye'de de savaş halinde olmaları normal' diyor.'Ses getirecek Noel'Van de Pool kaynaklarından, 'ses getiren bir Noel yaşanacağını' duyduğunu anlatıyor. Önce önemsememiş. Ancak İstanbul'daki infazlar bunu doğrulamış. Bir avukat kaynağının, daha fazla infaz yaşanacağını söylediğini aktarıyor.Hollanda'da yayın yapan bir Türk haber sitesine göre de Ali Ekber Akgün ile Vedat Şahin birbirini tanıyordu. Siteye göre, İstanbul'da öldürülen iki isim daha önce Amsterdam'da bulundular ve tanışıyorlardı.Ali Ekber Akgün, Hollanda yer altı dünyasının önde gelen isimlerinden olan Kees Houtman'ın öldürüldüğü 'Pasaj davasının' baş zanlısıydı.Hollanda'nın Alkmaar kentinde doğan Akgün, gençliğinde Amsterdam Türkiyemspor kulübünde futbol oynadı. Kulübün uyuşturucu ticareti ile suçlanan başkanı Nedim İmaç, 2007'de öldürüldü.
Demirtaş: 'Ak Parti - CHP'yi Destekleriz'
‘Seçimden birinci ve ikinci çıkmış partiler koalisyonu denemeli’ diyen Demirtaş, “Koalisyon içinde yer almayız fakat Türkiye’yi krize sokacak pozisyonda olmayız” diye konuştu. Silahları bitirmeye çalıştıklarını belirten Demirtaş, “Çağrımızın belki böyle etkisi vardır. Yoksa silah bırakılacak değil. Toplumu kandırmayacağız. Çağrının peşinden gideceğiz” dedi.
Dünya Basınında Sepp Blatter Tepkileri
İspanyol ve İngiliz basını, son günlerde ortaya çıkan yolsuzluk skandallarına rağmen Sepp Blatter'in yeniden FIFA başkanı seçilmesini eleştirdi.Gazetelerin internet sayfalarına yansıyan başlıklarda ve yorumlarda, Blatter'in yolsuzluk olaylarına, ABD ve İngiltere gibi güçlü ülkeler ile UEFA'dan gelen tepkilere rağmen yeniden FIFA başkanı seçilecek desteği bulabildiğine vurgu yapıldı.
Mafya Hesaplaşması Sürüyor; Türk Mafya Babası Hollanda'da Öldürüldü
Türk yeraltı dünyasının önde gelen isimlerinden Okan Fidan Hollanda'da öldürüldü, saldırının Türkiye'deki mafya cinayetleriyle bağlantısı araştırılıyor.Türk yeraltı dünyasının önde gelen isimlerinden Okan Fidan, Hollanda'nın başkenti Amsterdam'da öldürüldü. Saldırının Türkiye'deki üç saldırıyla bağlantılı olabileceği belirtiliyor.Radikal'de yer alan habere göre, Hollanda’daki Türk yeraltı dünyasının önde gelen isimlerinden Okan Fidan, başkent Amsterdam’da uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi. 44 yaşındaki iki kız çocuk babası Fidan, yılbaşı günü Amsterdam’ın Noord ilçesinde otomobilinde silahlı saldırıya uğradı. Saat 15.30 sularında meydana gelen olay sırasında Okan Fidan, Volvo marka otomobilinin direksiyonu başında ağır yaralandı ve kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.Daha önce de saldırıya uğramıştıFidan’ın içinde bulunduğu BMW marka bir otomobilde yine Amsterdam’da 11 Ağustos 2010 tarihinde bomba patlamış, ancak aracın zırhlı olması nedeniyle olayda ölen olmamıştı.Vatan gazetesinin haberine göre, Fidan’ın daha önce bir Türk uyuşturucu baronunun koruması olduğu ve patronunun 4 Aralık 2007 tarihinde Amsterdam’da uğradığı silahlı saldırıdan sorumlu tuttuğu Fidan’ın işine son verdiği gibi ayrıca intikam peşinde olduğu iddia ediliyor. Okan Fidan’ın öldürülmesiyle bu olay arasında bağlantı bulunup bulunmadığı bilinmiyor.Geçtiğimiz Eylül ayında Naci Şerifi Zindaşti’nin hedef alındığı silahlı saldırıda yanlışlıkla kızı ve şoförünün öldürülmesinin ardından 2 hafta önce Sarıyer’de öldürülen Ali Ekber Akgün’ün Hollanda bağlantıları, polisi cinayetlerin bu ülkeyle bağlantılı olabileceği yönünde araştırma yapmaya yönlendirmişti. Sarıyer’deki olaydan 9 saat sonra da Vedat Şahin’in yanındaki adamıyla öldürülmesi bu olayın da aynı hesaplaşmanın bir sonucu olabileceği ihtimalini gündeme getirmişti. Saldırıların ardından Hollandalı yetkililer Türkiye ’ye gelerek bilgi aldı. Türk savcıların da bu saldırıların Hollanda’daki hesaplaşmayla ilgili olup olmadığını araştırdıkları ve Hollandalı yetkililerden bilgi alacakları öğrenildi.Baronun ölüm listesiHollanda’da tutuklu bulunan “Komiser” lakaplı uyuşturucu baronu Dino Soerel’in geçen yıl Yunanistan’da 2 ton ve Türkiye girişlerinde TIR’larda 500 kilogramın üstünde eroinin yakalanması üzerine, birlikte çalıştığı kişileri muhbirlikle suçladığı ve 30 kişilik bir ölüm listesi hazırladığı öne sürülmüştü. Türkiye’de saldırıya uğrayan isimlerin de bu listede olduğu iddia edilirken, Fidan’ın da bu listede olup olmadığı araştırılıyor.Okan Fidan’ın öldürülmesinin ardından hem Hollandalı yetkililer hem de Türk yetkililer saldırılar arasında bağlantı olup olmadığını araştırıyor. Amsterdam polisi Fidan cinayetiyle ilgili olarak geniş çaplı soruşturma başlattı.Cumhuriyet
Bugün Türkiye Gündemindeki En Önemli 10 Olay
Manisa Celal Bayar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Güç,Soma'daki faciada 301 madencinin ölümünü 'Allah'ın takdiri' olarak nitelendirerek, 'Bu insanlarımız helal kazanç peşindeydi. Olaya buradan baktığımız açısından onlar için sevindirici bir durum. Bunlar uyuşturucu ticareti yaparlarken de bir çatışmaya girip ölebilirlerdi. Mafya hesaplaşmasında da ölebilirlerdi. Eşlerini ve çocuklarını rızıklarını temin ederken, hayatlarını kaybettiler. Dolayısıyla Allah'tan rahmet diliyoruz. Onlar şehit olmuşlardır' dedi.