onedio
Görüş Bildir

libya Haberleri

libya ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. libya ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Dengeleri Değiştirecek Anlaşma: Türkiye - Suriye Arasında Deniz Yetki Anlaşması
Suriye'deki yönetim değişikliğinin ardından, Akdeniz'deki dengeyi değiştirecek bir anlaşmanın duyurusu geldi. Türkiye'nin Ulaştırma Bakanı Uraloğlu, Türkiye'nin Suriye ile bir deniz yetki anlaşması imzalayacağını belirtti. Libya ile başlatılan bu anlaşma sürecinin, Mısır ile sürdürülmesi öngörülüyor. Bu, bölgedeki dengeyi yeniden şekillendirecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
'Halkınızı Dinlemek İçin Altyapı Kurarsanız ABD ve Diğer Ülkeler de Sizi Dinler'
Julian Assange: Google artık ABD savunma sisteminin bir parçası.Wikileaks'in kurucusu Julian Assange İstanbul’daki “Internet Ungovernance Forum”da önceki gün telekonferansla konuştu. Assange, “Halkınızı dinlemek için altyapı kurarsanız ABD ve diğer ülkeler bu altyapı üzerinden sizi dinler” dediİstanbul’da düzenlenen Internet Ungovernance Forum’un son gününe Wikileaks’in kurucusu Julian Assange katıldı. Birleşik Krallık’taki Ekvador Büyükelçiliği’nde iki yıldır sığınmacı olan Assange, etkinliğe telekonferans yöntemiyle bağlandı ve Türkiye’deki gözetim devletinin sonuçlarıyla ilgili önemli açıklamalar yaptı.Birgün’den Onur Erem ’in haberine göre, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün çok kötü durumda olduğunu söyleyen Assange, otoritelerin ellerindeki gücü denetimsizce kullandığını belirtti. Assange açıkladıkları belgelerde ABD-Danimarka-Türkiye üçlüsünün Roj TV’nin kapatılması hakkında ve Ermeni Soykırımı’na yönelik çalışmaların sansürlenmesi hakkında önemli bilgiler olduğunu hatırlatırken medyanın etkisine dair şunları söyledi: “Büyük medya şirketleri hayatımızın her alanını etkiliyor. Kültürlerimizi endüstriyel kültürler haline getiriyor.”Fransa Libya’yı içerden bitirdiBugün halkını dinlemek isteyen küçük ülkelerin bunun karşılığında kendisini en az bir büyük ülkenin dinleyeceğini kabullenmesinin gerektiğini söyleyen Julian Assange “Fransa Libya’ya sattığı gözetim teknolojileri sayesinde ülkeyi gözetledi ve Kaddafi’yi rahatça düşürdü. Bugün kriptolu telefon satanlar veya yapanlar bile kullandıkları parçalara göre kendilerini dinleyecek devletler arasında tercihte bulunmaktan öteye geçemez halde. Türkiye de yıllar boyunca halkını dinlemek için ekipman aldı, iletişim altyapısını halkını dinlemek üzerine kurdu. Ancak Batı’dan aldığı bu ekipmanlar hükümetin de dinlenmesine olanak sağladı” ifadelerini kullandı.Kriptolu telefon imkânsızKriptolu telefon veya kripto uygulamaları konusunda özel girişimlere güvenmenin imkânsız olduğunu söyleyen Assange “Buraların yöneticilerinden, çalışanlarından rüşvetle, şantajla, tehditle bilgi edinmek gizli servisler için çok kolaydır. Bu nedenle özel şirketlere değil, herkesin denetimi altında bulunan açık kaynak kodlu uygulamalara güvenmeliyiz” dedi.İdeolojiler tohum gibidirDünyada farklı ideolojilerin birbirleriyle sürekli yarışacağını söyleyen Assange “İdeolojiler toprağa ekilmiş tohumlar gibidir. Hangisinin yeşerip büyüyeceğine bazen toprağın kalitesi, bazen iklim karar verir, bilemezsin. Endüstri devriminden beri teknoloji sürekli gelişiyor ve hayatımızı etkiliyor. Günümüzde vermemiz gereken mücadele bu teknolojileri insanlığın faydasına kullanabilmek” diye konuştu.Assange’dan internette gerilla taktikleriJulıan Assange ABD’nin ve gizli servislerin ağlar üzerindeki etkisini anlatırken şu ifadeleri kullandı: “Bir ağa dominant bir güç dahil olduğunda, zamanla o ağı kendi kontrolüne alır ve homojenleştirir. Bu eğilim kaçınılmazdır. Roma döneminde bu yollarla yapılmıştı, bugün ağ bağlantıları ve finansal bağlantılarla yapılıyor. İşte bizim de bu eğilime karşı elimizdeki tüm silahlarla mücadele vermemiz gerekir. Geçmişteki kurtuluş örgütlerine, gerilla organizasyonlarına baktığınızda, hiçbiri AK-47 silahını sevdiği için bu işe girişmemiştir. AK-47 onlar için bir araçtı. Bizim mücadelemizde de kripto bir amaç değil, araç.Herkesin kripto kullanması kitlesel gözetime karşı kitlesel bir direniş haline gelir, kitlesel gözetimi imkânsızlaştırır. Karşı tarafa sürekli huzursuzluk verecek şekilde davranmalı, ancak geri çekilmek zorunda kalınca geri çekilmeliyiz. Onu da mümkün olduğunca zarar verici şekilde yapmalıyız. Latin Amerika’nın özellikle de son 10 yılda bağımsızlaşması kıta içindeki aktörlerin birbirleriyle iletişiminin artması, gözetimin bunun gerisinde kalması sonucunda gerçekleşmiştir. Kripto aracımız demiştim, amacımız ise adalet. Adalete ancak dayanışma ile varabiliriz.”Assange: Google artık ABD savunma sisteminin bir parçasıJulIan Assange Google, Facebook gibi şirketlerin farklı amaçlarla yola çıksalar bile, ele geçirdikleri büyük veriler nedeniyle dünya istihbarat örgütlerinin hedefi olmaya mahkûm olduklarını söyledi: 1999 yılında New York Times köşe yazarı Thomas Friedman köşesinde “Serbest piyasanın gizli eli, gizli yumruğu olmadan bir işe yaramaz. Bugün o gizli yumruk rolünü ABD’nin hava gücü, deniz gücü ve silikon vadisi üstlenmiştir” demişti.Artık Google’ın kritik spesifik görevler için kullanılabilecek hale geldiğini anlatan Assange “Dünyada her gün 1,5 milyon Android cihaz satın alınıyor. Tüm Batı istihbaratının Çin’den edinemediği bilgileri Google, Android ve YouTube aracılığıyla edinmeyi başardı” dedi.Snowden’dan yazılı açıklama: Gezi direnişçilerine teşekkürlerForuma telekonferans ile katılması planlanan ancak teknik sorunlar nedeniyle yazılı mesaj göndermek zorunda kalan, Rusya’da sığınmacı durumundaki eski NSA çalışanı Edward Snowden mesajında şunları söyledi: “Türk toplumu yoğun bir şekilde sansür ve gözetime maruz kalmaktadır. Türkiye’de hükümet en temel insan haklarını bile ihlal etmekten çekinmezken, gözetim araçları ile yabancı gizli servislerin de ülkeyi gözetlemesine zemin hazırlıyor. Dün Gezi Parkı’nda direnen, bugün Ungovernance Forum’da mücadele gösteren herkese teşekkürler. Desteğim ve dayanışmam sizinle.”Almanya dinleme yazılımını Türkiye'ye yasadışı sattıGlobal Voices Online adlı ifade özgürlüğü örgütünün önceki gün yayımladığı bir rapora göre Alman şirketler, aralarında Türkiye, Bangladeş, ABD, Bahreyn ve Rusya gibi otoriter rejimlere sattığı dinleme yazılımlarını yasadışı bir şekilde satıyor. Alman yasalarına göre suçluları takip etmenin yanı sıra insan hakları savunucularına saldırmak ve kitlesel gözetim yapmak için kullanılabilecek FinFisher gibi casus yazılımların ülke dışına satılabilmesi için Alman Hükümeti’nden lisans alması gerekiyor. Raporda tek bir şirketin lisanssız ihracatının bile Almanya'daki tüm şirketlerin lisanslı satışlarından yedi kat fazla olduğu yazarken bu satışların muhasebe sistemlerinde başka yazılım satışları olarak gösterildiği yer alıyor. Alman Hükümeti, baskıcı rejim nedeniyle Türkiye'ye casus yazılım satışı yapılmaması gerektiğini açıklamıştı.T24
AKP'ye Yasak Sorusu: Mark Zuckerberg’in Telefonu Var mı Onu da Aradınız mı?
Hükümete facebook ve youtube’u kapatma soruları: İnterneti toptan yasaklamayı düşünüyor musunuz? Matbaanın da yasaklanması da gündemde mi? ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Mart sonrasında youtube ve facebook’u kapatacakları yönündeki açıklamasını TBMM’ye taşıyan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, “Mark Zuckerberg’in telefon var mı onu da aradınız mı? İnterneti toptan yasaklamayı düşünüyor musunuz? Matbaanın da yasaklanması da gündemde mi?” diye sordu. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi sunan CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Erdoğan’ın geçmişteki sosyal medya açıklamalarını da anımsattı. Sosyal medya için “tezek, ahlaksızlık, bela” benzetmesi yaptı Oran önergesinde şunları kaydetti: “Recep Tayyip Erdoğan 26 Mayıs 2010 tarihinde milletvekillerine hitaben yaptığı bir konuşmada “twitterla mwitterla olmaz tezek kokusunu hissedeceksiniz”, 13 Mayıs 2011 tarihinde yaptığı konuşmada “Facebook filan, falan. Bunlar çirkin berbat, herkes adına buralarda her türlü ahlaksızlık yapılabilir”, 3 Haziran 2013 tarihinde yaptığı konuşmada “Şu anda Twitter denilen bir bela var, yalanın daniskası burada. Sosyal medya denilen şey aslında şu anda toplumların baş belasıdır”, İfadesinde bulunmuş en son 6 Mart 2014 tarihinde “Gerekirse Youtube ile Facebook'u kapatırız” diyerek hükümetinizin politikasını belli etmiştir.” Sizin de youtube, face hesabınız yok mu? Umut Oran, Teknoloji bakanı Işık’a da şu soruları yöneltti: Bakanlar Kurulu üyeleri, partinize mensup milletvekilleri ve partinize ait kaç adet Facebook, twitter ve youtube hesabı vardır? Bu hesaplar kim tarafından yönetilmektedir? Bu hesaplar, sizin ifadenizle tezek kokusunu hissetmenize engel midir, bu hesaplarda her tür ahlaksızlık bulunmakta mıdır, hükümetinizin “toplumların baş belası” olarak kabul ettiği oluşumlarda yer almanızın sebebi nedir? Zuckerberg’i telefonda aradınız mı? Erdoğan veya kabine üyelerinde Facebook’un sahibi olan Mark Zuckerberg’in telefonu var mıdır, arama girişiminiz olmuş mudur, Facebook yayın politikası hakkında kendilerine görüş bildirdiniz mi, Facebook’u kapatma talebinin arkasında Mark Zuckerberg’in Erdoğan’ın emir ve talimatları doğrultusunda hareket etme şansı olmaması mı yatmaktadır? Dünyada ancak diktatörlüklerde görülen, Mübarek Mısır’ı, Kaddafi Libya’sı, Kim Jong Un Kuzey Kore’si gibi ülkelerde eşine rastlanan YouTube ve Facebook yasağı Bakanlar Kurulu’nda görüşülmüş müdür? Milyonlarca insanın kullandığı Facebook’u kapatmak yerine sadece hükümetiniz üyelerine ve partinize ait sayfaları kişisel olarak kapatarak insanların internet özgürlüğüne saygı gösterme önerisi Bakanlar Kurulu’nda gündeme geldi mi? Bu kapatma kararının Türkiye’nin uluslararası itibarına olan etkisi Bakanlar Kurulu’nda görüşülmüş müdür? İnternetin tamamını yasaklayacak mısınız? İnternette Facebook, Youtube ve twitter haricinde yüzlerce benzer sitenin olduğu, bu sitelerin kolaylıkla da kurulabildiği bilinmektedir. Bu yasaklama talebinden sonra Türk kullanıcılar benzer niteliklere sahip siteleri kullanmaya devam edeceklerdir. Bu halde bu sitelerin de yasaklanması için girişimde bulunacak mısınız? Bu sitelerin açılmasına izin veren “internet”e toplu bir yasak yapılması gündeminizde bulunmakta mıdır? Bu konuda Kuzey Kore örneğini hükümetiniz takip mi edecektir? Matbaayı da yasaklayacak mısınız? Matbaa adı verilen ve ülkemize İbrahim Müteferrika tarafından getirilen bir aletle de türlü neşriyat yayınlanmakta, bu yayınlarda bazı hallerde Yürütme Organı’nın da eleştirildiği görülmektedir. Her ne kadar demokratik toplumlarda matbaanın yasaklanmasının toplumların iyiliğine olmadığı, onun yerine düşünce ve ifade özgürlüğünün korunmasının toplumun gelişimine daha fazla katkı sağladığı görülmüşse de, tarafınızca sadece “olumsuz yayınlar yapılıyor” gerekçesi ile matbaanın yasaklanması da gündeme getirilecek midir? Bu konuda Bakanlığınız tarafından yapılan bir çalışma bulunmakta mıdır?
Genelkurmay: 'Hatay'daki El Kaide Militanı Görüntüleri Montaj'
Genelkurmay Başkanlığı'nın; CNN International'da yayınlanan ve El Kaide militanlarının Hatay üzerinden Suriye'ye geçişiyle ilgili görüntülerinin yer aldığı videonun montaj olduğu tespitinde bulunduğu ortaya çıktı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ; Suriye'ye Kaçak yoldan geçişler konusunda dünya basınında yer alan haber ve görüntülerin Genelkurmay Başkanlığı tarafından incelendiğini belirterek, videolarda çeşitli görüntülerin birleştirildiğinin görüldüğünü ve görüntülerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Davutoğlu, 'Sınırdan kaçak geçirildiği iddia edilen kişilerin nereden ve nasıl geçtiklerine dair herhangi bir bilgi ya da görüntü ise bulunmamaktadır' ifadesini kullandı. Milliyet gazetesinden Meriç Tafolar'ın haberine göre CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu; CNN International'ın Hatay'dan Suriye'ye El Kaide militanlarının geçişiyle ilgili görüntüleri olduğunu belirttiği bir video yayınladığını, videoda militanları taşıyan uçakların Hatay Havalimanı'na inişinden, Moritanya, Libya ve İngiltere gibi ülkelerden gelen erkeklerin Suriye sınırındaki tellerden geçişine kadar olan sürecin yer aldığını anımsatarak, konuyu TBMM gündemine taşıdı. Dudu, 'Suriye'ye kaçak yoldan geçişlerin kolaylıkla yapıldığına yönelik dünya basınında yer alan haber ve görüntülerin araştırılmasına yönelik çalışmalar yapılmış mıdır? Yapılmışsa elde edilen sonuçlar nelerdir? Yapılmadıysa, yapılmama sebepleri nelerdir?' diye sordu. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, önergeyi yazılı olarak yanıtladı. Davutoğlu, şunları kaydetti: 'Suriye'de barış ve istikrarın en kısa sürede yeniden tesis edilmesi, kamu düzenimiz ve ulusal güvenliğimiz bakımından büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla Suriye'deki çatışma ortamının en kısa sürede barış ve istikrar odaklı bir seyir kazanması için diplomatik alandaki gayretlerimiz yoğun şekilde sürdürülmektedir. Buna paralel olarak, 911 kilometre uzunluğunda sınır hattına sahip olduğumuz Suriye ile aramızdaki sınır bölgelerinde her türlü yasadışı faaliyete karşı ilgili makamlarımızca gerekli tedbirler de en üst seviyede alınmakta, ulusal güvenliğimize ve vatandaşlarımıza zarar verebilecek her türlü gelişmeye karşı denetimler hassasiyetle yürütülmektedir. Hatay Havalimanı'na yönelik uçuş trafiğine ilişkin olarak ayrıntılı ve güncel bilgiler Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden sağlanabilmektedir. Öte yandan, soru önergesine konu olan videoda, Genelkurmay Başkanlığı'ndan alınan bilgiye göre, El Kaide ile bağlantılı olduğu ifade edilen şahısların, Hatay Havaalanı'nda uçaklardan indikten sonra, otoban benzeri bir yoldan (her iki tarafı bariyer olduğundan otoban olduğu değerlendirilmektedir) seyahat ettikleri görülmektedir. Ancak Hatay Havaalanı ile sınır arasında otoban benzeri bir yol bulunmamaktadır. Keza anılan şahısların sınır tellerinden geçirildikleri ifade edilmektedir. Ancak görüntülerde sadece sınır telleri görülmekte, geçiş ile ilgili herhangi bir görüntü bulunmamaktadır. Netice itibarıyla videonun Hatay, Gaziantep ve Cerablus bölgelerinden çeşitli görüntülerin birleştirilmesiyle hazırlandığı ve gerçekleri yansıtmadığı görülmüştür. Sınırdan kaçak geçirildiği iddia edilen kişilerin nereden ve nasıl geçtiklerine dair herhangi bir bilgi ya da görüntü ise bulunmamaktadır. Diğer taraftan bilindiği üzere Türkiye , geçmişte El Kaide terör örgütünün saldırılarına maruz kalmış bir ülkedir. Bu grubun ideolojisinden esinlenerek eylem hazırlığında olduğu tespit edilen şahıslar veya oluşumlar hakkında gerekli idari ve adli önlemler alınmakta ve şüpheli şahıslar adli mercilere sevk edilmektedir. Ülkemiz ayrıca, BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde El Kaide ve El Kaide'yle iltisaklı kişi ve gruplara ilişkin tüm yükümlülüklerini hassasiyetle yerine getirmektedir ve getirmeye devam edecektir.'T24
Bahçeli: "Sen Kime Meydan Okuyorsun?"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, muhalefetin ’diktatör’ suçlamalarına Başbakan Erdoğan’ın, 'Diktatörün olduğu yerde kaçacak delik ararsınız. Buyurun devirin o diktatörü' sözlerine sert tepki gösterdi. Bahçeli, 'Ne demek bu, sen kime meydan okuyorsun? Ortalık karıştığı zaman senin izini ve eserini Türkiye’de bulamazlar. Aklını başına al. Milleti tahrik etme. Milyarların üstünü kanla örtmeye kalkma' dedi. Devlet Bahçeli, Samsun ilçelerinde iki günlük seçim gezisine Vezirköprü İlçesi’nden başladı. Samsun- Ankara karayolunun Havza girişinde partililer Bahçeli’yi coşkuyla karşıladı, ’Devletin başına devlet gelecek’, ’Vur de vuralım, öl de ölelim’ sloganları atıldı. Konvoy eşliğinde Vezirköprü İlçesi’ne geçen Bahçeli, burada düzenlenen mitingde konuştu. Ak Parti iktidarını eleştiren Bahçeli, Türkiye’de 44 milyon kişinin yoksul, 13 milyon kişinin açlık sınırının altında olduğunu söyledi. Bahçeli, konuşmasına son yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna değinerek şöyle dedi: 'Bu yolsuzluk ve rüşvette 60 milyon, 40 milyon, 100 milyon dolarlarla Türk liralarıyla milletin iliğinin sömürüldüğü bir ortamda sessiz kalmak mümkün olabilir mi? Bütün bunlarla ilgili olarak iki gün evvel Sayın Başbakan televizyona çıkmış. En iyi şey sayın Başbakan’ın belli bir süre konuşmaması. Bir milletin evladı olarak Türk devlet geleneğinde olmayan bir olayla karşılaştığımız zaman, inanın üzülüyoruz. Keşke şu söyledikleri montaj olsa da başbakana bu rezalet yakıştırılmasa. Ama sayın Başbakan kalkıyor diyor ki gazeteciler soruyor şudur budur neyse en son yolsuzluk üzerinde duruluyor ‘Komplolar yapıldı diyor. ’Paralel devlet var. Bunların inine gireceğim. Bunar alçaktır haindir, bunlardan sorgu soracağım.’ Hep aynı laf. 83 günden beri aynı laf. Peki başbakan kim? Sensin niye sormuyorsun? Hala tartışıyorsun.' Başbakan Erdoğan’ın aynı televizyon programında nasıl beslendiği sorulunca 'Ben üç öğün bal kaymak yiyorum' dediğini kaydeden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Ee tabi gazetelere dökülenlere bakarsak elindeki 1 milyon dolar herhalde bu ülkenin balı kaymağı olsa gerek. Bu nasıl bir söz. Sana yediğini soruyorlar ama vatandaşın yediğinin ortalamasında bir şey söyle. Ben kuru fasulyeyle pilavı çok severim yanında da soğan olursa çok severim derim. Ama bunlar kuru fasulye pilav mı yiyorlar orası meçhul. Ama sayın Başbakan ’ben 3 öğün bal ve kaymak yiyorum’ diyor. Anlaşıldı ne yediği, Türkiye’de 1 milyar dolar ancak bal ve kaymağı yemekle olur.' 'YOLSUZLUK VE RÜŞVET KANSERDİR' Yolsuzluk ve rüşvetin kanser olduğunu söyleyen Devlet Bahçeli, buna önlem alınmasını isteyerek şöyle dedi: 'Zamanında tedbirler alınmazsa yaygınlaşır. Kangren gibidir. Zamanında tedbirler alınmazsa kesilmek mecburiyetinde kalınır. Bunun bir çözümünü bulmamız lazım. Bulmazsak önce şunlara dikkat edelim. Tunus’a bakın yakın tarihte şu Arap baharı dediğimiz süreç içerisinde Binali çocuğunu ve eşini zor alıp kaçtı. Halk ayaklandı. Mısır’da önemli gelişmeler oldu. Libya’da ise Kaddafi yolsuzluk ve rüşvetten dolayı halk ayaklanmasıyla linç edildi. Ukrayna’da yine yolsuzluk ve yoksulluktan dolayı, rüşvetten dolayı Ukrayna Devlet Başkanı halk ayaklanmasına sert tedbirlerle cevap verdiğinde halk birden galeyana kapıldı. O gece 86 Ukrayna vatandaşı hayatını kaybetti. Toplum sarayı bastı ve adamı ancak Rus kuvvetleri Rusya’ya zor kaçırdı. Türkiye’de bunların yaşanmaması lazım. Bin yıllık kardeşliğimizi sürdürmemiz lazım. Böyle bir kargaşada yolsuzluk ve rüşvet sebebiyle toplum öfkelenirse, bundan yararlananlar çıkar. Türkiye’yi bölmek isteyenler, daha da fırsat kollamış olur. Beraberce, kardeşçe huzur içinde demokrasi içerisinde bunun çözümünü bulmamız lazım.' Çözümün demokrasi içinde olması gerektiğini kaydeden Bahçeli, 'Hareketlenerek, sağı solu yıkarak taşlayarak, bunlara karşı polisin acımasız davranışlarıyla Türkiye çok daha kötü günlere gider. Hepimize yazık olur. Hiç bir partinin önemi kalmaz. Onunu için her parti önce ülkem, sonra milletim sonra partim demesi lazım. Bunun çözümü demokrasi içinde seçimdir' dedi. Bahçeli, 30 Mart seçiminin yerel seçim olmasına karşın önem taşıdığını belirtirken, 'Bu seçimlerde sadece belediye başkanımızı seçmeyeceğiz. Türkiye’nin geleceğinin belirlenmesinde ve siyasetin yeni şekillenmelerin beklentileri içerisinde kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanımızı daha sonrada 2015 yılı en geç 12 Haziranına kadar milletvekillerimizi seçerek bir siyasi süreci 30 Mart’ta başlatmış oluyoruz' diye konuştu. Bahçeli, ülkenin bölünmenin eşiğine getirildiği görüşünü savunurken de 'Türkiye’nin Oslo’dan başlayıp İmralı canisiyle süren ve Kandil’de noktalanmak istenen bir bölünmenin eşiğindeyiz. Böyle bir dönemde seçimler çok önemlidir. Adalet ve Kalkınma Partisi 11 yıldan bu yana ülkeyi yönetmektedir. Yasama, yürütme dediğimiz kuvvetler ayrılığının ilk ikisinde bu günkü iktidar bulunuyor. Ancak Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu gücü milletimizin lehine kullanacağı yerde, bu gücü kendi nefislerine doğru kullanmaya başlamışlardır' dedi. 17 Aralık’ta yapıla yolsuzluk ve rüşvet operasyonun üzerinden 83 gün geçtiğini hatırlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: '83 günden bu yana ‘Bana komplo yapılıyor. Montaj yapılıyor. Türkiye’de paralel devlet var. Şu var bu var alçaklar hainler AKP’yi iktidardan düşürüyorlar’ diyerek 41 tane yolsuzluğa karışmış insanların içeriden çıkmasına vesile olabilecek oyunlara ne gerek var Sayın Başbakan? Savcılardan ne istiyorsun ki kıyıma uğratıyorsun. 8 bin polisi niye yerinden ediyorsun. 28 Valini merkeze neden alıyorsun. Kimi koruyorsun kimin üstünü örtüyorsun?' Başbakan Erdoğan’ın diktatörlük suçlamalarına karşılık 'Buyurun devirin o diktatörü' sözlerini sert dille eleştiren Devlet Bahçeli, şöyle dedi: 'Sayın Başbakan yine dün televizyonlara çıkmış ‘Ben tek adamsam gelin indirin’ diyor. Ne demek bu, sen kime meydan okuyorsun? Ortalık karıştığı zaman senin izini ve eserini Türkiye’de bulamazlar. Aklını başına al. Milleti tahrik etme. Milyarların üstünü kanla örtmeye kalkma. milliyet.com.tr
Kaçak Tanker Libya Başbakanı'nın Başını Yedi
Libya Başbakanı Ali Zeydan'ın meclis tarafından azledildiği belirtiliyor.Milletvekilleri, isyancıların kontrolündeki bir limandan petrol yüklenen Kuzey Kore bandıralı tankerin kuşatmayı yararak açık denize çıkması üzerine güven oylaması yaptı.Zeydan'dan boşalan koltuğu Savunma Bakanı Abdullah el Tinni devraldı.Morning Glory adlı gemiye Sitre limanından 234 bin varil petrol yüklendiği tahmin ediliyor.Libya'nın doğusundaki 3 limanın kontrolünü geçen Ağustos ayından bu yana elinde tutan ayrılıkçılar, Sirenayka özerk yönetimini ilan etti.Ancak ayrılıkçı milisler ve aşiretler ilk defa bölge dışına petrol çıkarıyor.Libya'da Muammer Kaddafi'nin yaklaşık 40 yıllık iktidarının sona ermesiyle sonuçlanan 2011'deki iç savaşın ardından pek çok milis grubu silahlarını merkezi hükümete teslim etmekten kaçındı.Başkent Trablus'taki BBC muhabiri Rana Jawad, Başbakan Zeydan'ın azledilmesinin istikrarsızlığı artırabileceğini belirtiyor.Meclisteki Enerji Komitesi üyesi Abdülkadir Huili, Nebaa televizyonuna yaptığı açıklamada, kötü hava koşulları nedeniyle donanmanın tankeri durduramadığını söyledi.Tankerin esas sahibinin kim olduğu bilinmiyor.Bu arada, meclis üyeleri 3 limanın kurtarılması için özel bir güç oluşturmasını kararlaştırdı. Operasyonların bir hafta içinde başlayabileceği belirtiliyor.Milis güçlerinin lideri ve petrol tesislerinin bölgesel muhafızlarının başı İbrahim Cadran, petrol gelirlerini gözetim altında tutacak bir komisyon kurulmasını ve Mısır sınırı yakınındaki bölgeye yeterince pay ayrılmasını talep ediyor.OPEC üyesi Libya'nın en büyük gelir kaynağı olan petrol üretimi, geçen Temmuz ayında büyük oranda düştü.
'AKP Rüşvetle Türkiye'yi Boğdu'
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Kayseri İl Başkanı Mete Eke ve il ve ilçe Belediye Başkan Adayları, MYK üyesi Mustafa Eraslan tarafından Boğazköprü Mevkii'nde karşılanan MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli, 400 araçlık konvoyla İncesu İlçesi'ne geçti. İncesu'da partililere hitap eden Bahçeli, '30 Mart'ta sadece belediye başkanlarımızı seçmekle kalamayacaksınız. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sosyal ve ekonomik sorunların arttığı iç ve dış tehlikelerinin arttığı bir ortamda oy kullanacaksınız. Yerel seçimlerin hemen arkasında 28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve millet vekilleri genel seçiminin olması, bu sebeple diğer seçimlerden daha farklı bir anlam yüklemektedir. O nedenle bu seçime daha da fazla önem göstermeniz gerekir' dedi. AKP'nin ellerinde siyasal güç bulunmasına rağmen ülkeyi 11 yıldır iyi yönetemediğini ifade eden Bahçeli şunları söyledi: HERKES MUTLUYSA ERDOĞAN'LA ŞARKI SÖYLESİN 'AKP'ye oy vermiş vatandaşlarımız var. Eğer, burada AKP'ye oy vermiş ve verecek vatandaşlarımızın iyi düşünmesi gerekir. Başbakan AKP'ye oy veren vatandaşlarımıza sosyal ve ekonomik olarak ne yapmıştır. Bunu sormak lazım. Herkes mutlu ve huzurlu ise buna da inanıyorsanız Recep Tayyip Erdoğan'la şarkı söylemelerinde bir mahsur yok. Yok benim hayallerimi yıktın, ben sabırla bekledim 17 Aralık çukuruna düştün diye sorması gerekir. SANDIĞA GÖMÜLECEKSİN Bir toplumda iki toplumsal hastalık vardır. İşsizliğin sürekli oluşu ve genç işsizliğin artmasıdır. İşsiizlik bir evde var ise o evde sosyal patlamaya hazırdır. İşsizlik çalışarak ekmeğini kazanarak ve hayatta insanlarımız mutluluğu kazanması gerekir. Her aile çocuklarının mutlu olmasını ister. Gün gelir üniversite diploması alınır ve her türlü fedakarlığı gösteren çocuklar iş arar ve ailesine bakma durumundadır. Mühendistir, öğretmendir ama aylar geçer yıllara yaklaşır ama iş bulamaz. Anne ve baba oğlunu sıkıntıya sokmaya çalışmaz. Askere gider gelir yine iş bulamaz. Sonuç bu gençler içine kapanır ve her gün iş bulamadın mı sorusu onu sosyal sıkıntılara sokar. Her beş kişinden biri Türkiye’de böyledir. İşte şu an gençlerimiz bu durumda. Bir başka sosyal hastalık var ki o zaman tehlike büyümeye başlar. Bu hastalık yolsuzluk ve rüşvettir. Yolsuzluk ve rüşvet toplumu çürütür. Yerleşik hale gelirse kanser gibi, tüm vücudu tüm toplumu sarar. Rüşvetin üzerine gitmeliyiz. 89 günden bu yana bu tartışılamaz. Sayın Başbakan bu senin aslı görevindir. Halkın arasındaki yolsuzluk ve feryadını duyamıyorsan, bunları montaj olarak görüyorsan kendi kendinle beraber Türkiye'yi de yakıyorsun. 4 bakanın istifasını gerektiren olayda tezkereler bir kere geldi onu gönderdin, savcılara kıydın, polis memurlarını darmadağıan ettin, yolsuzluk ve rüşvette kim uğraşıyorsa onları gönderdin hala olayı çözemedin. Yolsuzluk ve rüşvetten hesap soramadığın sürece sandıkla nasıl geldi isen sandığa da o şekilde gömüleceksin. Bunların hepsini örtebilmek için milleti birbirine düşürmeye çalışıyorlar.' BU YÖNETİM HERKESE SÖVÜP SAYIYOR Bahçeli'nin konuşması sık sık 'Devletin Başına Devlet Gelecek' sloganıyla kesildi. Bahçeli şöyle devam etti: 'Biz, bin yıllık kardeşliğimizle herkesi bağrımıza bastığımız insanları, siz milletin birliğini ve beraberliğini bozdunuz. Bu gidişat, iyi gidişat değil. Dışardaki Tunus'u, Mısır' ı Ukrayna'yı, Suriye'yi görüyorsunuz. Yolsuzlukla rüşvet, ne kadar diktatör olursanız olun, zulüm yaparsanız, diktatör olsanız da gidişiniz yolsuzluk olayı ile olacak. Libya ve Mısır halk hareketlenmesi ile çekip gitti. Suriye derseniz öyle. 2 milyon insan ülkeyi terk etmiş. Türkiye sınırından herkes Türkiye'ye geliyor. Halkımız işsiz, halkımız sıkınıtılı ama siz hala Suriye'dekileri buraya getirerek işsizlik oranını arttırıdınız. Yaşanan yollar hep denenmiş ve bu yol felaket olmuştur. Bu kadar kamplaşma ortamında herkese söven sayan bir yönetim şeklinin devam etmemesi için uyarmak lazım. İktidar değişikliğinin, 2015 seçimlerinde olması lazım. Şimdiden Recep Tayyip Erdoğan'ı uyarmak lazım. Bu uyarıyı sandıkta oylarınızla yapın ki Recep Tayyip Erdoğan kendine çeki düzen versin . Özellikle AKP'ye oy vermiş kardeşlerim bunların dikkatlerini çekmelisiniz. AKP rüşvetle Türkiye'yi boğdu.' BAHÇELİ: SANDIKLARA DİKKAT EDİN, BUNLAR HIRSIZ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ikinci durağı Yeşilhisar’da, sandık görevlilerine seslenerek, “Sandığınıza sahip çıkın. Bunlar hırsız’ dedi. Yeşilhisar ilçe meydanında yaklaşık bin kişiye konuşan Bahçeli, iktidara geldiklerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinden hesap soracağını belirterek, “İranlı, ne idüğü belirsiz kişiler ve senin yedi sülalenden hesap sormazsam namerdim. Yolsuzluk ve rüşveti saklarsanız bununla barınamazsınız. Türkiye’yi 89 günden beri kapkara ettiniz. Bana montaj yapıldı dedi. Ya doğru, ya da yanlış bunu bilen sensin. Bu kadar insanın yerini işini değiştirdin. Çoluk çocuğuna ulaşıyor, senin de ailene uzanıyor gereğini yapın demen lazım. Bana montaj yaptınız dediğin yalan olursa halin ne olur. Mecliste tezkereyi reddediyorsun. 4 bakanın çocuğunun durumu ne olacak. Devletten bir şey saklanmaz. Bunu kendi iktidarından sakladın, MHP iktidarında nasıl saklayacaksın.Senin yedi göbeğinden bunun hesabını sormazsam namerdim. Ne idüğü belli olmayan İranlı ve dört bakanının nasıl Türkiye’yi soyduğunun hesabını sormazsam namerdim. AKP denilmesine kızıyorsun Başbakan. Her partinin baş harfleri okunur. Ne AK Parti’si, sen 17 Aralıktan sonra Türkiye’yi kapkara ettin” dedi. Bahçeli, konuşmanın ardından Yahyalı ilçesine hareket etti. Mükremin ÖKSÜZGİL- Faruk ÇUHADAROĞLU/KAYSERİ (DHA)
Obama'nın Emriyle Akdeniz'de Operasyon
ABD Savunma Bakanlığı, ABD'nin Akdeniz'deki donanma gücüne bağlı özel kuvvetlerin (SEALS), Kıbrıs'ın güneydoğusunda uluslararası sularda petrol yüklü bir tankere el koyduğunu açıkladı. ABD Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, tankere el konulması isteğinin Libya ve Güney Kıbrıs hükümetinden geldiği belirtildi. ABD Başkanı Barack Obama'nın onayıyla Akdeniz'de gerçekleştirilen operasyonda kimsenin yaralanmadığı belirtildi. Pentagon basın sözcüsü John Kirby, 'The Morning Glory isimli tanker, Libya hükümetine bağlı Ulusal Petrol Şirketi'ne ait ham petrolü taşıyordu. Tankere yüklenen çalıntı petrol Libya'nın Sidra limanından alındı' dedi. Kaynak: Akşam
Kılıçdaroğlu: 'Ortadoğu'da Akan Kanın Sorumlusu Erdoğan'
MİT TIR'ları dosyasında yardım malzemesi değil, silah olduğunu söyleyen CHP lideri, 'Ortadoğu'da akan kanın sorumlusu Erdoğan ve Davutoğlu.' dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında Başbakan Erdoğan'a yüklenerek 'MİT TIR'ları dosyasının kapağını açtık ne gördük. Yardım dedikleri TIR'ların içinden silah çıktı. O silahlar El Kaide ve IŞİD militanlarına gidiyordu. Türkmenlere gitmiyordu. Sonra da Müslüman Müslüman'ı öldürüyor böyle olmaz diyorsun. Ortadoğu'da akan kanın sorumlusu Erdoğan ve Davutoğlu'dur.' dedi. KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI 'TÜRKİYE'NİN BÖLGEDE AĞIRLIĞI KALMADI' 'Pek çok ülkeyi gezecek, taraflarla konuşacak. Türkiye hesapta yok. Niye yok? Çünkü Türkiye'nin bölgede ağırlığı kalmadı. Türkiye'nin sözü nerede dinleniyor? Suriye'de mi? Irak'ta mı? Bir Katar'da bir Suudi Arabistan'da dinleniyor. Batılılar biliyorlar mı biliyorlar, BM genel sekreteri de biliyor. Türkiye artık bu defterde yok.' 'MAHMUT ABBAS'IN YAPTIĞI AÇIKLAMA GİZLENİYOR' 'Mahmud Abbas'ın yaptığı açıklama çok önemli. Bu açıklama gizleniyor, tartışılmıyor. Ne diyor Mahmud Abbas 'Tabi bu olaylar gerçekleştikten sonra biz tüm dünya ülkeleriyle ateşkesin sağlanması için çabamızı devam ettiriyoruz. Aynı şekilde Batı Şeria'da sürekli bir şekilde Filistinli gençlerle İsrailliler arasında çatışma çıkıyor. Tabi ki bizim talebimiz üzerine Mısırlı kardeşlerimiz girişimde bulundular. Bunun temel amacı ateşkesin sağlanmasını amaçlamaktadır.'' 'KATAR'LA BERABER HANGİ HALTLARI İŞLİYORSUNUZ SİZ, ÖLEN HER ÇOCUĞUN SORUMLUSUSUNUZ SİZ' 'Bu esasen 2012 yılındaki anlaşmaya tıpa tıp benzemektedir. İsrail tarafı bunu kabul etti. Bizim de kabul etmemiz gerekiyor ki İsrail tarafını sıkıntıya sokalım. Çok açık net. Mısır'a gittik söyledik ateşkesi sağla. Mısır araya girdi, şartları oluşturdu. Bizim de bunu kabul etmemiz lazım, kabul edersek İsrail sıkıntıya girecek. Çok net. Niye söylüyor bunu? Mısır Dışişleri açıklama yapmıştı: 'Ateşkesi sağlayacağız Türkiye ve Katar engel oluyor.' Mahmud Abbas da bunu söylüyor. Katar'la beraber hangi haltları işliyorsunuz siz? Ölen her çocuğun sorumlususunuz siz. Mahmud Abbas net söylüyor. Sen kabul etmeyin diye bastırıyorsun. Neden?' 'Eskiden Ortadoğu’ya gelenler Türkiye’ye uğrarlardı. Hiç uğramıyorlar, gerek yok diyorlar. Söylemi ve eylemi tutarlı olursa bir başbakanın hiçbir sorunumuz olmaz. Söylemi de eylemi de vardır. Birileri destekler, dersiniz ki evet ne söylediyse onu yaptı. Ama farklılık varsa onun kaynağını güvensizlik oluşur. Güvensizliğin temel nedeni bol laf var ama yapılan hiçbir şey yok. Sabah akşam konuşuyor 20 kez. Ne yapıyorsun? Hiçbir şey. Dış politika konuşmakla çözülmez. Gereğini yapıyorsanız o sadece dedikodudan ibaret kalır.' 'ORTADOĞU'DA AKAN KANIN SORUMLUSU ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU İKİLİSİDİR' 'Ortadoğu’da akan kanın sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ikilisidir. Bakın, bilginler bir araya gelmişler olaylar tartışılıyor. Erdoğan da katıldı. Ortadoğu’daki örgütleri anlatıyor. “Bu örgütler Müslüman kardeşleri katlediyorlar. Akan kan Müslüman kanıdır” 'İNSANİ YARDIM MALZEMESİ DEĞİL, GİDEN FÜZELER' 'Diyorlardı ya, efendim biz oraya ilaç gönderiyor, insani yardım malzemesi gönderiyoruz, gizli gönderiyoruz. Dosyanın kapağını açtık. İnsani yardım malzemesi değil giden füzeler, silahlar. Kime gidiyor? El Kaideye ve IŞİD’e gidiyor. Ne diyor? Müslüman Müslümanı öldürür mü diyor. Öldüren de sensin. Onun eline silah veren sensin. Utanmadan bunu söyleyen de sensin. Böyle bir tablo olabilir mi?' 'Adana MİT bölge başkanının haberi yok. TIR’ları yüklemişsin götürüyorsun. Bu tablodan hepimizin ders çıkarması gerekiyor. Nasıl ders çıkaracağız sandığa gideceğiz. Ya Ortadoğu bataklığına sürükleneceğiz, ya çıkacağız. Seçim kimin? Seçim yurttaşların. Kimse haberim yoktu demesin. Efendim orada silah vardı yoktu onu da demesin. O silahlar Türkmenlere gidiyordu, hayır efendim Türkmenler silah falan gittiği yok. Kimsenin de sahip çıktığı yok. Dosyada bunların hepsi var fotoğrafları, filmleri var. neden gizlilik kararı koyuyorlar? Vatandaş öğrenmesin diyor.' 'GAZZE'DE İNSANLAR ÖLÜYOR, YAKITI BUNLAR VERİYOR' 'Orada insanlar öldürülüyor Gazze’de. Yakıtı bunlar veriyor. Ne yaptın sen? İsrail ile ticari ilişkilerini mi, askeri ilişkilerini mi kestin, hayır. Bak dedik Malatya’da Kürecik radar istasyonu var, radarı kapatırsın. Yapabilir mi? Kürecik’in yanına bile gelmiyor. Efendim diyor bu NATO’nun diyor. Yine yalan söylüyor 2014 sonunda NATO’ya devredilecek daha NATO’nun değil.' 'O RADAR İSTASYONUNUN NEDEN KURULDUĞUNU HEPİMİZ ÇOK İYİ BİLİYORUZ' '10 Şubat 2012. ABD ile İsrail ortak bir tatbikat yapıyorlar, Kürecik istasyonuyla İsrail’deki benzerini haber konusunda bir aksama çıkar mı çıkmaz mı test ediliyor. Her türlü bilgi oraya aktarılıyor. O radar istasyonunun neden kurulduğunu çok iyi biliyoruz. İran ile İsrail arasındaki gerginlik nedeniyle, İran’dan atılacak füzenin önceden bildirilmesi gerekiyordu, kurulma nedeni bu. NATO’nun falan da değil. Ama yüreği yetmez, yapamaz bunu sadece konuşur. Cezalandıracaksan adam gibi karar alacaksın. Hep beraber arkanda dururuz. Erdoğan sözünü tuttu, Kürecik’i kapattı. Eyvallah. Yapıyor musun? Yapamıyorsun, o zaman konuşmayacaksın.' 'TÜRKİYE DIŞLANMIŞ DURUMDA' 'BM Güvenlik Konseyi toplandı, çağrıyı kim yaptı Türkiye mi? Hayır, Ürdün yaptı. Bakın Türkiye dışlanmış durumda. Böyle bir tabloyu Türkiye hak etmiyor. 1,5 milyon Suriyeli Türkiye’de. Gazze’de bir dram yaşanıypr, Suriye’de de bir dram yaşanıyor, Türkiye’de de bir dram yaşanıyor. 81 ilden herhangi birine gidin Suriyeli bir dilenci çocuk göreceksiniz. O çocukları vatanından kim etti? O aileleler hangi gerekçelerle ayrıldılar? Silahla oraya militan sokan hangi ülkeydi? Yazık günah değil mi arkadaşlar. Gazze’de Suriye’de Türkiye’de dram var. ama sadece bir şey yapılıyor, sadece konuşuluyor.' 'EL KAİDE MİLİTANLARINA SİLAH GÖNDERİLİYOR, KAN DAHA FAZLA AKSIN DİYE' 'El Kaide militanlarına silah gönderiliyor, kan daha fazla aksın diye. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Ne oluyor bu ülkede diye.' 'BÜTÜN DÜNYANIN OYUNCAĞI OLDUNUZ' 'Biz oyun kurucuyuz diyorlardı. Hangi oyunu kurdunuz siz? Bütün dünyanın oyuncağı oldunuz. Ben Türkiye adına üzülüyorum, onlar adına değil.' 'Mavi Marmara’dan sonra atıp tuttular. Sonra ne yaptılar? OECD üyeliğinde vetoyu kaldırdılar. Hani siz karşıydınız?' 'EKMELEDDİN BEY ÇOK ÖNEMLİ BİR FIRSAT' 'Ekmeleddin Bey çok önemli bir fırsat sunuyor bize. Ortadoğu’da İslam dünyasında Batı’da bir ağırlığı var. sözü dinlenen bir isim. Ve önemli bir fırsatı yakalamış durumdayız. Türkiye eğer Ortadoğu bataklığından çıkmak istiyorsa, saygın bir ülke olmak istiyorsa, tercihini Ekmeleddin Bey'den yana yapmak durumundadır.' 'Hepimize büyük görevler düşüyor. Şikayetçiysen sorunun çözülmesini istiyorsan, dünyada itibarı olması gereken bir insanı istiyorsan, tercihimiz açık. Yönümüz belli Ekmeleddin İhsanoğlu Bey'den yana oyumuzu kullanmak zorundayız.' 'HAYATIMDA DUYDUĞUM EN SAÇMA ŞEYLERDEN BİRİSİ' 'Erdoğan dedi ki 'Kılıçdaroğlu Diyarbakır’a gitti orada bir otelde konuştu' diyor. Hayatımda duyduğum en saçma şeylerden birisi. STK’nın davetiyle gidiyoruz, onlar soracak biz cevap vereceğiz. Anlattık, düşüncelerimizi anlattık. Beğenirler veya beğenmezler düşüncelerimizi aktardık. Çok rahatsız olmuş, 'Biz sorunu çözeceğiz ama CHP karşı çıkıyor' diyorlardı. Bu kozu da elinden aldık.' 'EĞER BENİM YAPTIĞIMI YAPABİLİRSEN SENİ KUTLAYACAĞIM' 'Şimdi ben ona söylüyorum. Eğer sen benim yaptığımı yapabilirsen seni kutlayacağım. Sen de davetlerine icabet et. Seni de çağırıyorlar. Git sen de aynı otelde, istersen meydanda. Onlar sana soru sorsunlar sen de cevabını ver. Yapabilir misin? Bunu yapmak için adamda yürek lazım yürek. Olaylara adam gibi bakmak lazım. Sorunları çözmede samimi olmak lazım. İçten pazarlıklı olmamak lazım. Biz böyle partiyiz. Evet gittim konuştum, bütün sorulara da yanıt verdim. Şimdi sıra sende cesaretin varsa git. Havuz medyası diyoruz arkadaşlarımız itiraz ediyor havuz güzel bir şey haram medya diyorlar. Haram medyadan al birkaç kişiyi git.' 'BUNLAR KADDAFİ'Yİ SIRTINDAN BIÇAKLADILAR' 'Aman Libya’ya gitmeyin, oradaki Türkler gelsinler. Kıbrıs Barış Harekatının yıl dönümüydü 20 Temmuz. Sayın cumhurbaşkanı gitti, bizden de arkadaşlar gittiler. Kıbrıs barış harekatıyla Libya’yla aramızda özel bir bağ oluştu. Batı bize yakıt, gönderdi. Rahmetli Kaddafi’ydi. Bütün hangarları açtı. Yakıt tekerlek gönderdi. Özel bir dostluk oluştu. Ama bunlar geldiler. Kaddafi’yi sırtından bıçakladılar ve linç ettiler. Davutoğlu bavuluna para doldurup, Kaddafi’nin öldürülmesinden sonra koşa koşa Libya’ya gitti. Suriye’de ne olduysa Libya'da anyı şey oluyor. Kime kardeşim dediyse oraya felaket getirdi. İnşallah bana kardeşim falan demez.' 'BUGÜN BENİM FİLMİMİ GÖSTERMİŞ' 'Bugün grup toplantısı yapmış, açıklamış, Kılıçdaroğlu’yla ilgili film göstereceğim diye. Oğlumla çünkü parayı sıfırla diye konuşma yapmadık, ablasını göndermedik. Nedir bu diye merak ettim. Meğer Savaş Ay program yapmış. Beni takip ediyor. Ben arada bir gösteriyorum ya onun yalanlarını nasıl malı götürdüğünü. Diyor ki “Gafil Kılıçdaroğlu, şerefli ol, omurgalı ol, ecdadından dik durmayı öğren.” diyor.' 'BEN ŞEREFLİ OLMAYI BABAMDAN ÖĞRENDİM' 'Ben şerefli olmayı babamdan öğrendim, çünkü haram lokma yemem. Omurgalı olmayı ailemden çevremden arkadaşlarımdan öğretmenlerimden öğrendim. Ecdadından dik durmayı öğren, eyvallah ecdadımdan dik durmayı öğrendim. Ben hiçbir zaman, bizim askerin başına çuval geçirirken çark etmedim. Bana söylediği sözler dolayısıyla… bu nitelikler sende var mı acaba? 'ŞEREF'TEN BAHSEDİYOR, HANGİ ŞEREF?' 'Şereften bahsediyor. Hangi şeref? Herhalde bir arkadaşı şeref var ondan bahsediyor. Omurgalı olmaktan… Omurga yok ki omurgalı olsun. bugün söylediğini yarın yalanlıyor. Eşini ailesini ülkesini kişisel kariyeri için kullanıyor. Çocuklarını bile kullanıyor. Yalanın büyük ustası. Eyvallah ben söylemiyorum bütün dünya biliyor artık. “Kılıçdaroğlu’nu Rahşan affı kurtardı” diyor. Benimle ilgili bir şey bulacaklar tabi. Bürokraside çalışmışız 27,5 yıl. Maliye’ye bakıyorlar, Bağkur’a bakıyorlar, hesap uzmanı dönemine bakıyorlar bir şey yok. SSK’ya bakıyorlar, 2010’da bir olay hazırlanıyor. 11,11,2008. Teftiş kuruluna bir görev veriyorlar. 90’lı yıllardaki bütün inşaat ihalelerini inceleyin. İki yıl. Sonunda 21 Haziran 2010’da tek sayfalık bir metin. Belgeyle konuşuyoruz, yalan söylemiyoruz. Araştırdık baktık her tarafı inceledik diyorlar.' 'BÜTÜN UĞRAŞLARINA RAĞMEN BİR ŞEY BULAMADI' 'Raporun sonunda şöyle diyor “Yapılacak herhangi bir işlemin bulunmadığından olurlarınıza arz ederim” bitti. Bütün uğraşlarına rağmen bir şey bulamadı. Bulamazsın kardeşim. Bana haram yememeyi, kul hakkına el uzatmamayı öğretmediler.' 'BURADAN ÇOK NET ÇAĞRIDA BULUNUYORUM: ERKEKSEN...' 'Ben ona çok net çağrıda bulunuyorum. Bir Kasımpaşalı gibi söyleyelim. Erkeksen, senin istediğin havuz medyasında… Pardon haram medyasında. Senin istediğin gazetecilerle, sadece SSK’yı görüşmek üzere oturalım. Sen soracaksın. İstediğin soruyu sor. Arzu ediyorsan yanına Melih Gökçek’i de alabilirsin. Çıkarız ben sana sadece bir soru soracağım. Ama sen sınırsız soruyu sorabilirsin. Her soruya verebilecek cevabımız var. çünkü bizim alnımız kirli değil.' 'SADECE ONA ŞUNU SORACAĞIM' 'Sen gittin Libya’ya. İnsan hakları ödülü aldın. Sana 250 bin dolar para verdiler. Sen dedin ki, hayır kuruluşlarına vereceğim. Sana sorum şu. Önceden söylüyorum ki hazırlık yap. Bizde gizli işler yok. Sen bu 250 bin doları hangi hayır kurumuna verdin? Çıkabilir mi televizyonlara? Mümkün değil. Eğer erkeksen karşıma çıkarsın.'haberler.com
'Ölümün Rövanşı Olmaz'
Suriye uçağının düşmesiyle ilgili konuşan Ali Ertan, 'Savaş ülkeye bir şey kazandırmaz. Gerekliyse, ülkenin çıkarı varsa ben de giderim askere ama savaş bir ülkenin yıkımı demektir' dedi Suriye tarafından iki yıl önce düşürülen F4 keşif uçağının şehit pilotu Hava Pilot Yüzbaşı Gökhan Ertan ’ın babası Ali Ertan , Suriye uçağının düşürülmesiyle ilgili olarak, “Biz kinci millet değiliz. Ölümün rövanşı olmaz. Savaş ülkeyi bataklığa sürükler” dedi. Ertan şehit oğlunun üzerinden siyaset yapılmasını istemediğini söyledi. Önceki gün sınır ihlali gerekçesiyle bir Suriye uçağının düşürülmesiyle başlayan tartışmalar şehit Gökhan Ertan’ın evinde de yankı buldu. Malatya’da yaşayan emekli öğretmen Ali Ertan, uçağın düşürülmesiyle oğlunun öcünün alındığı yorumlarına katılmadığını belirtirken bunu bir rövanş olarak kabul etmediğini vurguladı. Hürriyet gazetesinden Şehriban Oğhan’a konuşan Ertan şunları söyledi: “İki yıl geçmiş üzerinden. Biz kinci millet değiliz. Bir öç olsaydı, olay 22 Haziran 2012’de meydana geldi, o zaman alınırdı. Bu devletin aldığı bir karar. Şartlar değişmiştir, sonra da böyle bir hareket olmuştur artık o devletin bileceği şey, bizim bir şey söyleme durumumuz olmaz. Libya’ya, Suriye’ye bakın Savaş ülkeye bir şey kazandırmaz. Gerekliyse, ülkenin çıkarı varsa ben de giderim askere ama savaş bir ülkenin yıkımı demektir, bir bataklığa sürükleme demektir. Savaştaki ülkeleri görüyoruz. Bakın Libya ne halde; Irak, Suriye ne halde bugün. O bataklığa ülkenin saplanmasını ben kesinlikle istemem. Halk da istemez. Savaş çok kötü. Ne olsa çocuklara, halka oluyor. Siyasilere, üst düzeydekilere bir şey olmuyor. Bizim buraya, Malatya’ya Suriye’den gelenler var. Bakıyorsun fakir, hiçbir şeyleri yok. Yurdunu bırakmış gelmiş. İçlerinde hiç zengin, durumu iyi olan yok. Hep gariban insanlar. Savaş bize zarar.” Çocuğuna söyleyemedik Olayın üzerinden iki yıl geçtiği halde uçağın düşüş nedeni, kim tarafından nasıl düştüğü ile ilgili soruların cevap bulamadığını ifade eden Ertan, olayın aydınlanması için açtıkları davanın 11 Nisan’da görüleceğini söyledi. Ertan oğlunun ölümünün ardından iki yıldır ailede yaşananları ise şöyle anlattı: “Biri olaydan üç ay sonra dünyaya gelen ve adını Gökhan koyduğumuz iki çocuğu var. Öğretmen olan eşinin tayinini Malatya’ya yaptırdık. Bizimle kalıyorlar. Büyük çocuğu 8 yaşında, daha babasının şehit olduğunu söyleyemedik. Gökhanımız ise 1.5 yaşında yavaş yavaş konuşuyor. Benim de bir oğlum, bir kızım var. Küçük oğlum lisede okuyor ve asker olmayı çok istiyor. Odasında duvarının boyasını göremezsiniz, her tarafını hep uçaklarla süslemiş. Hastası. Ben de öyleyimdir. Belki diğer oğlum da benden etkilenmiştir.”T24