onedio
Görüş Bildir

kentsel dönüşüm Haberleri

kentsel dönüşüm ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. kentsel dönüşüm ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

İşte Yeni Kadıköy Meydanı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi Yıkım ve Temel Atma Töreni'nde Kadıköy Meydanı için hazırladıkları yeni projeyi tanıttı. Yeni Kadıköy Meydanı çalışması 230 bin metrekarelik bir alan üzerinde yapılacak... Kadıköy Sahili, Metro İstasyonu, Haldun Taner Tiyatrosu, Vapur İskeleleri, Rıhtım Caddesi ve Haydarpaşa arasındaki 60 bin metrekarelik alan yayalaştırılacak. Çalışmayla hem trafiğin rahatlatılması hem de yeşil alanların artırılması hedefleniyor... Çalışma kapsamında meydandaki tüm döşemeler yenilenecek. Kıyı düzenlemesi için sahil şeride tümden ele alınacak. Düzenlemenin en önemli unsurlarından biri Bisiklet yolu... milliyet.com.tr
Böyle Sahtekarlık Görülmedİ: AKP Sarıyer'de 504 Hayali Daire Kondurdu
AK Partililerin; YSK’ya yaptıkları itiraza rağmen CHP’nin seçime girebilmesini önleyemedikleri Sarıyer’de, yaklaşık 10 bin kişiyi akla hayale gelmeyecek yöntemlerle hayali seçmen yapmaya çalıştıkları ortaya çıktı.Bu iş için AK Partili İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bilgisayarlarına gece yarısı girilip Sarıyer’e tek tuşla hayali 504 daire eklendiği, Kuran Kursları‘nın ve çok sayıda iş yerinin de sahte adres gösterildiği anlaşıldı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, AKP’lilerin Sarıyer’de seçime hile karıştırdıkları iddiası üzerine soruşturma başlattı.
'AKP Mitinginde Cüzdanı Çalınan Vatandaş Korkudan 'Hırsız Var' Diyemiyor'
Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a: Kılıçdaroğlu’nun da sesini montajlarım' diyor, oğlumla Skype üzerinden konuşuyoruz. Montajla bakalım ne çıkacak?T24CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , “Başbakan koltuğunda şüpheli bir adam oturamaz dünyaya rezil” olduk dedi.Adana Kozan’da partisinin seçim mitinginde konuşan Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan ’ın internette yer alan ses kayıtlarına yönelik montaj söylemi ile ilgili olarak “Diyor ki bunlar montaj 'Kılıçdaroğlu’nun da sesini montajlarım' benim oğlum Güney Kore’de doktora yapıyor Skype üzerinden oğlumla arada konuşuyoruz. Montajla bakalım ne çıkacak?” ifadesini kullandı.“Vatandaşın AKP mitinginde cüzdan çalınıyor, korkudan hırsız var diyemiyor dövecekler diye” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:Bakanlarıma saat hediye edilmeyecekBizim iktidarımızda kutulardan dolarlar çıkmayacak. Benim bakanlarıma saat hediye edilemeyecek. Benim oğlum milyonlar kazanmayacakKozan'ı il yapacağımKozan’ı il yapacağım. CHP’ye bu ülkede ihtiyaç var. 12 yıldır ülkeyi yönetiyorlar. Mazot için söz veriyorum, 1,5 lira yapacağım eğer iktidar olursak. Bize dediler ki nereden bulacaksın bu kaynağı... 247 milyar lira götürülen para.Bu parayı alıp millete geri vereceğim. Kendilerine gelince para var. Evlatlarına, gelince para var. Yedi sülalelerine gelince para var. Güya yırtık adamlarıyla siyasete girmişlerdi zengin oldular…Skype ile oğlumla konuşuyorum... Montajla bakalımBunlar onların sesinden çıktı. Diyor ki bunlar montaj 'Kılıçdaroğlu’nun da sesini montajlarım' diyor, hadi bakalım...Adam gibi adamsan, namuslu adamsan, dürüst adamsan benim oğlum Güney Kore’de doktora yapıyor Skype üzerinden oğlumla arada konuşuyoruz. Montajla bakalım ne çıkacak? Oğlum bana “Babacığım şu kadar kaldı” diyecek mi? Kendi hırsızlığını kapatmaya çalışıyor.Dünyaya rezil oldukŞaibeli bir adam oturamaz Başbakan koltuğunda. Bütün dünya söylüyor bunu, sadece Kozan söylemiyor. Dünyaya rezil olduk olacak şey değil. Rezil olduk. Eğer bu konuşmalar yalandır diyorsan TİB kayıtlarını yayınla dedim. Türkiye bütün telefon konuşmaları o merkezden izlenir. Yayınla dedim, yayınlamadı. Hırsızdan başbakan olmaz‘Cüzdanı çalınan vatandaş korkudan ‘hırsız var’ diyemiyor’AKP mitinginde cüzdan çalınıyor, korkudan hırsız var diyemiyor dövecekler diye. Kozan’a da bu yakışır zaten. Atatürk’ün gençliğisiniz. O gençler bir diktatöre diz çöktürdüler, hepsinin alnından öpüyorum. TBMM’de bekleyen fezlekede var.Muammer Güler, Zafer Çağlayan 58 kere rüşvet almış. AKP’ye oy veren yurttaşlarıma seslenmek istiyorum. Kozan 30 Mart’ta tarih yazacak, Türkiye’ye örnek olacak. Birleşe birleşe kazanacağız. Bugün gazetelerde var okumuşsunuzdur. Erdoğan’ın mitingine gidiyor bir vatandaş, cüzdanı çalınıyor. Adam hırsız var diyecek ama korkudan söyleyemiyor, söylese dövecekler.Öğretmenler atanacakŞimdi sizin başınıza bela örmeye çalışıyorlar. Kentsel dönüşüm deyip sizi başka yere sürmeye çalışıyorlar. O kentsel dönüşümü Ankara’da nasıl yaptıysak Kozan’da da öyle yapacağız. Kimseyi mahallesinin dışına sürmeyeceğiz.Bugün Dünya Kadınlar Günü... Çok sayıda bacımız var. Geçmişte bir siyaset yapıyorlardı başörtüsü üzerinden... Bütün Kozanlılar duysun! İster başı açık, ister başı kapalı her kadının başımın üzerinde yeri vardır. Türkiye’yi değiştirecek kadınlardır. Bunlar köşeyi döndüler.Bu ülkede bir ahdım var. İşsizlik denen belayı bitireceğim. Öğretmenler atanacak ve öğrencilerle kucaklaşacaklar. Bir baba geldi inanın çocuk gibi ağladı. 10 yıldır atama bekliyor dedi. Söz verdim, bütün öğretmenler öğrencileriyle buluşacaklarO kasalarda 1 milyon dolar neden olur?Hiç kimseyi bu hırsızlarla bir tutmuyorum. Size söz verdiler, siz gittiniz namusunuzla oy verdiniz inandınız. Şimdi yalan söyledikleri çıktı ortaya... Ayaz bebek soğuktan öldü, benim vicdanımda derin yaralar açıyor. O vatandaşlarıma sesleniyorum, saygıdeğer yurttaşlarıma sesleniyorum... Elinizi vicdanınıza koyacaksınız. Ya helale ya harama ortak olacaksınız sandıkta.Harama ortak olmanızı istemem. Bir başbakanın oğlunun evinde banka varken 1 milyar avro neden olur. Yatak odalarında 7 büyük kasa neden olur! O kasaların içinde milyon dolar neden olur. Bunların cevabını ben merak ediyorum, her vatandaş gibi merak ediyorumMazotun fiyatı 5 lira ise bunları yüzündendir.
İşte Mustafa Sarıgül'ün 'İstanbul' Projeleri
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, İstanbul için hazırladığı 200 projeden 28'ini kamuoyuyla paylaştı.CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, İstanbul için hazırladığı projeleri açıkladı. Bütün projelerin bilim kurulu üyelerine danıştıklarını ifade eden Mustafa Sarıgül, hukuk ve bilim öncülüğünde yapılamayan hiçbir projeyi kabul etmediklerini söyledi. Yerel seçimlere kısa bir süre kaldığını ifade eden Mustafa Sarıgül, 'Burada size sunacağımız projeler yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın ürünü. İstanbul'un tüm sorunlarını değerli bilim insanlarıyla, uzmanlarla masaya yatırdık. Yaklaşık 200 proje oluşturduk. Bunlar arasından 28 projeyi sizlere sunuyoruz. Tüm projeler bizim fikir önerilerimizdir. Proje önerilerimiz, 30 Mart'tan sonra, ilgili STK'lar, akademisyenler, siyasi partilerin temsilcileri ve yurttaşlarımızın görüşleri alınarak ve proje yarışmaları düzenlenerek, tasarlanacak ve hayata geçirilecektir' diye konuştu. 'ÖTEKİSİ OLMAYAN BİR İSTANBUL İÇİN GELİYORUZ' Hazırladıkları projelerin tamamının bilim ve hukukun öncülüğünde hazırlandoğını ifade eden Sarıgül şunları söyledi; 'Tam 20 yıldır aynı anlayış İstanbul'u yönetiyor. 20 yıl sonra gelinen yer maalesef şudur: Dünyada yaşanabilir kentler sıralamasında 109. sıradayız. 20 yıl oldu, artık yoruldular, toplumu da yordular. İstanbul yeni bir ses, yeni bir nefes, yeni bir enerji arıyor. Hiç kimse merak etmesin; İstanbul değişime hazırdır! Ötekisi olmayan bir İstanbul için geliyoruz. Yaptıklarına teşekkür ederiz, biz daha iyisini yapacağız. 30 Mart'tan itibaren İstanbul'da 'benim doğrularım' dönemi bitecek, 'kentin doğruları' dönemi başlayacak. Kin, nefret, sevgisizlik dönemi bitecek, sevgi, barış, dostluk dönemi başlayacak. Asla ötekimiz olmayacak; yurttaşlarımızın yüzde yüzünü kucaklayacağız. 30 Mart'tan itibaren İstanbul'da adamı olanın değil, hak edenin işini yapacağız. Bireylerin değil, toplumun çıkarına hizmet edeceğiz. Doğanın, bilimin, hukukun onaylamadığı, halkın yararına olmayan hiçbir projeye imza atmayacağız.' 'İSTANBUL'DA PLANLI GELİŞİM DÖNEMİ BAŞLAYACAK' 'İstanbul'da planlı gelişim dönemini başlatacağız' diyen Mustafa Sarıgül, 'Tüm fiziksel, sosyal, ekonomik planları güncelleyeceğiz. Artık her uygulama planlı olacak. İstanbul'umuzun suyunu, havasını, denizini, toprağını, yeşilini, ormanını, kimliğini, kültürünü, tarihi dokusunu en iyi şekilde koruyacağız ve geleceğe taşıyacağız. İstanbul'un çevre değerlerine sahip çıkacağız. Kuzey ormanlarını, su havzalarını, tarım alanlarını koruyacağız. Önümüzde ciddi bir su problemi var. Planlanan barajları mutlaka yapacağız. Ayrıca deniz suyundan kullanım suyu elde edilmesi için gerekli etütleri hemen başlatacağız' dedi. 'KENTSEL DÖNÜŞÜM' DEĞİL, 'KENTSEL GELİŞİM' Kentsel dönüşümü kentsel gelişim olarak adlandırdıklarını belirten Mustafa Sarıgül, 'Kentsel dönüşümü yıkım ve mutsuzluk olmaktan çıkaracağız. Kentsel dönüşüm değil, kentsel gelişim diyoruz. Kentsel gelişimde yurttaşlarımızın tüm haklarını koruyacağız. Tapu ve 2-B'den kaynaklanan sorunları mutlaka çözeceğiz. Hiç kimse mağdur olmayacak. İstanbul ortaklığı projemizle, toplumsal mutabakata dayalı doğru ve yerinde dönüşüm sağlayacağız. Kesinlikle yüreklerde deprem korkusu kalmayacak. Binalarımızı güçlendireceğiz. İstanbul'umuzu depreme karşı hazırlıklı hale getireceğiz' şeklinde konuştu. 'RAYLI SİSTEMİN PAYINI YÜZDE 50'YE ÇIKARACAĞIZ' Mevcut yönetimin ulaşımda 5 katrilyon harcadığını fakat ulaşım problemini çözemediğini ifade eden Sarıgül, 'İstanbul'da ulaşım bugünkü gibi plansız projelerle çözülemez. Çözüm; daha fazla, daha konforlu, daha hızlı entegre toplu taşımadır ve bu, imkansız değildir! Öncelikle ulaşım ana planını güncelleyeceğiz. Ulaşımda da her şey planlı olacak. Ulaşımı tek elden yöneteceğiz. İstanbul'un ulaşımında metroya ve raylı sisteme öncelik vereceğiz. Raylı sistemin toplu ulaşımdaki payı yüzde 20. Oysa dünya metropollerinde bu oran yüzde 70 ile 90 arasında. 20 yılda, İstanbul'da yapılan metro 68 kilomtere. Oysa, Şangay'da 18 yılda 437 kilometre, Yeni Delhi'de 10 yılda 190 kilometre metro yapılabildi. Biz, raylı sistemin payını hızla yüzde 50'ye çıkaracağız' ifadelerini kullandı. 'İSTANBUL'A DENİZDEN BAKACAĞIZ' 'İstanbul'a denizden bakacağız' diyen Sarıgül, deniz ulaşımını güçlendireceklerini belirterek, 'Deniz ulaşımının toplu ulaşımdaki payını yüzde 4'ten yüzde 10'a çıkaracağız. Toplu ulaşım ağını büyük otoparklar ve aktarma merkezleriyle birbirine bağlayacağız. Özel taşımacıların gücünden daha etkin yararlanacağız. Bütün bu önlemlerle, İstanbul'da trafik çilesine kademeli olarak son vereceğiz' dedi. İstanbul'da atık suların yüzde 72'si arıtılmadan denize verildiğini ifade eden Mustafa Sarıgül, 'İSKİ kayıtlarında bu açıkça görülüyor. Biz, bu ayıba son vereceğiz. İleri biyolojik arıtma sistemlerini mutlaka hayata geçireceğiz. Yenilenebilir enerji önemli. İBB olarak yenilenebilir enerji kaynaklarıyla kendi elektriğimizi kendimiz üreteceğiz. Bu yolla, İBB'nin elektrik maliyetini azaltacağız. Bu kaynağı sosyal projelere aktaracağız' şeklinde konuştu. '2 BÜYÜK KENT PARKI YAPILACAK' İstanbul'da yeşil alanlara öncelik vereceklerini dile getiren Mustafa Sarıgül, 'Aktif yeşil alanlarımız çok az. Kişi başı aktif yeşil alan, New York'ta 29 metrekare, Londra'da 27 metrekare, Stockholm'de 87 metrekare, İstanbul'da ise 2 metrekarenin altında. Yeni parklar ve aktif yeşil alanlar oluşturarak, İstanbul'umuza nefes aldıracağız. Anadolu yakasında, İçerenköy'deki hal arazisi ile Avrupa yakasında, 4. Levent-Maslak arasındaki golf kulübü arazisini dünya ölçeğinde kent parkı yapacağız. Tüm ilçelerde parkları, aktif yeşil alanları yaygınlaştıracağız' diye konuştu. Bisiklet yollarını yapacaklarını da sözlerine ekleyen Mustafa Sarıgül, 'İstanbul'umuzun, mümkün olan her noktasında, kesintisiz yaya ve bisiklet yollarına önem vereceğiz. İlk örnek olarak, Eminönü ile harbiye arasını, kesintisiz bir yaya yolu olarak düzenleyeceğiz' dedi. 'İSTANBUL, KÜLTÜR VE TURİZMİN BAŞKENTİ OLACAK' İstanbul'u kültür ve turizm başkenti; bir dünya markası yapacağını ifade eden Mustafa Sarıgül, 'İstanbul'u dünya turizminin göz bebeği haline getireceğiz. İstanbul'un tarihi ve doğal zenginliklerini turizmle daha çok buluşturacağız. Turizm alt yapısını geliştireceğiz. Anadolu çok önemli yakasına bir kongre merkezi yapacağız. Kruvaziyer liman projesini tamamlayacağız. İstanbul'u festivaller şehri haline getireceğiz. İstanbul'u dünyada çok daha etkin şekilde tanıtacağız. İstanbul'u Londra'yla, Paris'le yarıştıracağız. Hedefimiz bugün 10 milyon olan turist sayısını 25 milyona çıkarmak; İstanbul'un turizm gelirlerini hızla artırmaktır. İnanıyorum ki; İstanbul'da turizm şahlandığı zaman, işsizlik de azalacaktır' dedi. Tarihi yarımadanın önemine vurgu yapan Mustafa Sarıgül, 'Tarihi yarımada İstanbul'un en büyük hazinesi yatmaktadır. Ne yazık ki, bu hazine sahipsizdir, bakımsızdır. Tarihi yarımadayı, bir bütün olarak ele alacağız. Evrensel koruma kültürü ilkelerine uygun olarak, şanına yakışır hale getireceğiz. Bu çalışmalarla, tarihi yarımadayı açık bir müze kent haline gelecektir. Haliç'i, Eyüp Sultan odaklı, bir doğa ve kültür vadisi haline getireceğiz. Eyüp Sultan'da inanç turizmini öne çıkaracağız. Haliç Vadisi, İstanbul'un yeni cazibe merkezi olacak. UNESCO dünya mirası listesinde yer alan Yedikule ve fetih surlarını restore ederek turizme kazandıracağız. İstanbul'un tarihi hanlarını aslına uygun şekle getireceğiz' diye konuştu. 'GEZİ PARKI, PARK OLARAK KALACAK' Meydanların kentler için önemli olduğuna dikkat çeken Sarıgül, 'İstanbul'un tarihi meydanları, yanlış mimari uygulamalarla tarihi kimliğinden uzaklaştırılıyor. Meydanlar kentlerin yüzüdür. Yurttaşların buluşma alanıdır. Demokrasi, özgürlük, kültür-sanat mekanlarıdır. Proje yarışmalarıyla, İstanbul'umuzun 6 ana meydanını yeniden düzenleyeceğiz. Bu meydanlar, Taksim, Kadıköy, Üsküdar, Aksaray, Beyazıt, Beşiktaş meydanlarıdır. Gezi parkı ise, park olarak kalacak. Ayrıca, 39 ilçede 39 yaşam meydanı yapacağız. İstanbul beton meydanlara değil, demokrasi, özgürlük, kültür ve sanat meydanlarına sahip olacak. İstanbul'un her ilçesinde, ilçenin ve bölgenin özelliklerini de gözeterek, Abdi İpekçi Caddesi benzeri İstanbul'da marka caddeler yapacağız' şeklinde konuştu. AKM, HİZMETE AÇILACAK Kültür merkezlerinin sayısını arttıracaklarını ifade eden Mustafa Sarıgül, 'İstanbul'a 3 büyük kültür merkezi kazandıracağız. Öncelikle Atatürk Kültür Merkezi'ni hızla onaracağız ve İstanbul'un hizmetine sokacağız. Kadıköy'de bir su kenarı yapısı olarak simge bir opera binası yapacağız. Tepebaşı'nda da İstanbul'a yakışır bir konser salonu yapacağız. Ayrıca, 39 ilçede kültür-sanat merkezleri yapacağız. İstanbul müzeler açısından da yetersiz bir noktada. Öncelikle, var olan müzelerimizi destekleyeceğiz, geliştireceğiz. Ayrıca Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarını, çevreleriyle birlikte değerlendirerek, proje yarışmasıyla, dünya çapında iki kent müzesi haline getireceğiz' diye konuştu. 'İSTANBUL'A OLİMPİYATLARI KAZANDIRACAĞIZ' Amatör spor kulüplerini destekleyeceğini dile getiren Sarıgül, 'Bin 600 tane spor kulübü var. Sporcu fabrikaları açacağım. Olimpiyat stadını, yeni tesislerle bir olimpik park haline getireceğiz. Geleceğin şampiyonları İstanbul'da yetişecek. Olimpiyatları İstanbul'a kazandıracağız. Arda hariç o rakamı bir ardada yakalayamıyoruz. Çocuklarımız için her hafta sonu ücretsiz tiyatro ve sinema gösteriminden ücretsiz yaralanacak. İstanbul'un her ilçesinde organik pazarlar kuracağız' ifadelerini kullandı.'İSTANBUL'A HAYVAN KÖYÜ KURULACAK' İstanbul'un iki yakasına iki hayvan yaşam köyü kuracaklarını ifade eden Sarıgül, 'Kısırlaştır, sahiplendir' projesini de etkin olarak hayata geçireceğiz. Sinema endüstrisi için doğal çekim platoları kuracağız. Film stüdyolarını kurulmasını teşvik edeceğiz. İstanbul doğal çekim platoları, dünya sinemasının yeni cazibe merkezi haline gelecek. Hollyvoda rakip film stüdyolarını hayata geçireceğiz. Yüzlerce oyuncu buraya gelecek İstanbulun tanıtımına katkı bulunacak' dedi. İHA
Başbakana Bunu Yapan Kadın Gözaltına Alındı
Başbakan bakan Recep Tayyip Erdoğan, İzmir mitingini yaptığı Alsancak Gündoğdu Meydanı’da vatandaşlara “Ne olur gelin şu İzmir’i kurtaralım” diye seslendi. Başbakan Erdoğan, yolda gördüğü el hareketi yapan bir kadına da tepki gösterdi: 'Ya sen bir bayansın, bir kadınsın. Bu ülkenin başbakanı buradan geçerken o kol hareketini nasıl yaparsın?' dedi. Öte yandan Erdoğan'ın işaret ettiği o kadın gözaltına alındı. Başbakan Erdoğan, seçimin kazanılması için özellikle kadınlara talimat vererek, “Önce hanım kardeşlerime sesleniyorum. Bu işi siz bitireceksiniz. Beyler kızmıyorsunuz değil mi? Çünkü kale içeriden fethedilir” dedi. SUBAY ORDUEVİNE KADAR UZANDI 2011 genel seçiminde Gündoğdu meydanını ve Kordon’u doldurarak tarihinin en kalabalık mitingini yapan Başbakan Erdoğan’in yine aynı kalabalığı topladığı gözlendi. Kalabalık Gündoğdu Meydanı’ndan Kordon’da Subay Orduevine kadar ulaştı. Sözlerine İzmir'in ilçelerini selamlayarak başlayan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları -Efelerin şehri İzmir, bugün bir başka güzelsin. Tarih boyunca yakıldın ama hiçbir zaman yıkılmadın. İçindeki demokrasi ateşini hiç yitirmedin. Bugün bir kez daha tarih yazıyorsun ey İzmir. -Medya bu da mı montaj? Bu heyecandan dolayı teşekkür ediyorum. Başbakan'ını bağrına basan İzmir'e teşekkür ediyorum. 30 mart seçimleri hayırlara vesile olsun. -Gittiğimiz illerde hiç kimse taşkınlık yapmıyor, onunla iftihar ediyorum. CHP'nin gençliğine bak, elinde molotof, taş, sopa, ortalığı terörize edenlerle beraber, öyle dolaşıyorlar. Bakıyorsun MHP gençliğine aynı. Ama AK Parti gençliğine bakıyorsun, elinde tablet bilgisayar, kalem, kitap. İşte bizim gençliğimiz bu, aydınlık yarınların Türkiyesi'ni biz böyle kuracağız. -Çok enteresan, işte bu gece yarısı bu meydana yine birileri gelmiş. Taksim'deki gezicilerin devamı durumunda olan birileri gelmiş. Buraları ateşe vermişler. Bu CHP zihniyeti yıkımdır, bu CHP zihniyeti ateştir, bu CHP zihniyeti ortalığı karıştırmaktır. Bunların bu ülkede dikili ağacı yok. İzmir işte buna hasret. -CHP'nin başındaki bu zatta yalan var mı? İftira, fitne, fesat var mı? Bundan bu ilkeye bir şey olmaz. Size bir şey soracağım, 27 Mayıs darbelerin arkasında kim vardı? Ondan sonraki darbelerin arkasında da CHP var. Menderes'i onlar idam ettirdi. -Bugün gelirken bir bayan, yanında herhalde kocasıydı. Oradan eliyle öyle çirkin bir hareket yapıyor ki, işte CHP bu. Yani ülkenin başbakanı oradan geçiyor, sen elinle kolunla o hareketi yapıyor. Sen bir bayansın ya, kadınsın ya, sen o kol hareketini nasıl yaparsın? İşte CHP zihniyeti budur. Yani bunu bir erkek yapsa aklım erer de, ki o dahi yapamaz, bir bayanın onu yapmasını anlamıyorum.İşte 30 Mart bunun için çok önemli. Düşünün şu İzmir'i şu İzmir'i bu kadar zaman susuzluğa mahkum eden kim? CHP belediyesi değil mi? Bu adam nasıl sizden gelip oy isteyecek sizden. Buraya suyu kim getirdi? Biz getirdik biz. Gördes barajından. Gördes barajını biz yaptık ve suyu getirdik. -Hala gibi İzmir gibi bir şehirde vahşi depolama yapılıyor çöp topalama. CHP çöp demektir, kirlilik demektir. CHP yolsuzlukluk demektir. CHP susuzluk demektir. SOKAKTAKİ VANDALLIĞI MİLLETİM GÖRÜYOR Başbakan Erdoğan, İzmir mitinginde sokakların hareketliliğine de dikkat çekerek, bunları Vandallık, azgınlık, ve şımarıklık olarak niteledi. Erdoğan, şöyle konuştu: “Millet ne diyor biliyor musunuz? Biz söyleyeceğimizi sandıkta söyleriz diyor ve 30 Mart’ı bekliyor. Yapılan çirkinlikleri milletim görüyor. Sokaklardaki vandallığı, azgınlığı, şımarıklığı milletim görüyor. CHP’li, MHP’li sokakları tahrik eden gerilim siyasetini milletim çok yakından izliyor. Medya kışkırtıcı manşetlerini, işverenlerin sinsi planlarını çok iyi görüyor. Pensilvanya’daki zatın, birilerinin maşası olarak Türkiye’yi karıştırmak için nasıl maşa olduğunu benim aziz milletim çok iyi görüyor. Ama millet sabrediyor, sandığı bekliyor. Sözünü sandıkta haykırmak için dirayetle, ferasetle, basiretle 30 Mart’ı bekliyor. İzmir’de şunu bir kez daha söylemek istiyorum. Bu milletin içinde yoksul, okuma yazma bilmeyen ümmiler, Türkler, Kürtler, Arnavut, Boşnak, Çerkez, Laz, Rum, Abaza, Roman olabilir. Bu milletin içinde Sünni, Alevi olabilir. Devlet nazarında, hükümet nazarında kimsenin diğerinden farkı yoktur. 77 milyon içinde hiçkimse doğuştan gelen özellikleri nedeniyle diğerinden asla ve asla üstün değildir.” “PENSİLVANYA’DAN GELEN MUSKALAR TUTMUYOR” Başbakan Erdoğan, CHP’ye Pensilvanya’dan gelen muskaların tutmadığını öne sürerek, “Ne olur gelin şu İzmir’i kurtaralım. CHP Genel Başkanı, ne diyor biliyor musun? “Mersin’i Ak Parti’den alacağız’ diyor. Mersin’de zaten CHP belediyesi var. Yani iyice şu anda dağıtmış vaziyette. Çünkü Pensilvanya’yla aklını fena bozdu. Bundan dolayı da dağıttı. Herhalde Pensilvanya’dan gelen muskalar da tutmuyor. Bunlar halka, topluma bu kadar yabancı. İstismarla korkutarak, sindirerek oy toplamaya çalışıyorlar. Şu anda İzmir’de bunu yapıyorlar. Haberim var. Artık işi şiddete götürdüler. İstanbul’daki adayları vatandaşı yumrukluyor. Bunlar bu. İşte mecliste geldi, grup toplantısında bir vatandaş kendi partisinden, kalktı ‘şunun hesabını verin’ dedi. Orada adamcağıza söylenmedik laf bırakmadı. Bakın şimdi İzmir’de AK Parti’li gençlere belediye meclis adayı şiddet uyguluyor. Moralleri çok bozuldu, kurdukları kumpas işe yaramadı. Onlar saldırdılar, millet sandığa, hükümete sahip çıktı. Onlar iftira attı, kaset yayınladı, montaj yaptı millet başbakanını daha çok sahiplendi. Biz işimize bakacağız. Laf değil icraat üreteceğiz. Bu can bu tende oldukça biz Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmeyiz. Hiç endişeniz olmasın.” -Pensilvanya'daki zatın birilerinin maşası olarak Türkiye'yi karıştırmak için nasıl bir ihanet içinde olduğunu benim milletim görüyor. Ama millet sabrediyor, sandığı bekliyor. -81 vilayet 'Benim irademe, benim partime, benim hükümetime dokunma' diyor. 'Bu hükümeti iş başına ben getirdim, ben ne zaman istersem o zaman indiririm' diyor DOĞU'DAN ÖTEYE GİDEMEDİN DEDİM... -Niye Sivas'tan öteye gidemiyorsun diyorum. Pekin'e Washington'a gittim diyor. Ben Hakkari, Van, Erzurum diyorum o Pekin diyor, Washington diyor. -Hakkari'ye gitti bir tane Türk bayrağı yok. Sadece CHP bayraklarıyla miting yaptı. Am ben Hakkari'ye gittim. Aynen buradaki gibi, Türk bayraklarıyla AK Parti bayraklarıyla.... Burada başı açık da var, başı kapalı da. İşte normalleşme bu. Ayrıştırıyorsunuz diyorlar. Tam tersine biz 77 milyonu kardeş yaptık. Başbakan Erdoğan Aliağa- Menderes hafif raylı sistemine Egeray diyerek, CHP’nin hiç katkı koymadığı halde işin havasını attığını ileri sürdü. Yanına Ak Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ı da alan ve zaman zaman elele tutuşarak konuşan Erdoğan, şunları söyledi, “İzmir’i 2023’e hazırlamak istiyoruz. 2004’de ne söz verdiysek, 2009’da tekrarlayan, onu da tutmayan şimdi yeniden gündeme getirenlerden değiliz. 35 projemizden 18’inde çalışmalara başladık, ciddi ilerleme kaydettik. Belediye başkanlığı için ülkemizin birçok ili Binali Bey’e talip oldu ama Binali Bey İzmir’i istedi. İzmir’e hizmet etmeyi tercih etti. Bir de bana ‘Hayat İzmir’ dedi. Ve yüzyılın şehircilik hareketini başlatmak için yola koyuldu. Tam 1414 proje ile İzmirli kardeşlerimin huzuruna çıktı. Ekonomi, ulaşım, çevre, kentsel dönüşüm, sağlık, teknoloji, kültür sanat alanlarında projeler. Artık inşallah hava kirliliği olan bir İzmir görmeyeceğiz. Susuz, kanalizasyonların böyle aktığı bir İzmir görmeyeceğiz. Biz İzmir’i şöyle tanıdık. İlk fuarı açan şehrimiz oldu değil mi? Soruyorum size şu anda İzmir fuarı, fuardan başka her şeye benzemiyor mu? Bu nasıl bir belediyeciliktir? Bunların derdi yok, bu ülkeye sevdası yok. Bunlar her yerde yıkmaktan yana, inşa etmek bizim işimiz. İşte 80 kilometrelik Egeray projesini yapamadılar. Yolda kaldı. Dedik ki Egeray’ı Ulaştırma Bakanlığı olarak biz tamamlayalım. Egeray’ın yanında dev bir proje daha vardı. Onun da halledilmesi gerekiyordu. İki projeyi sen üstleneceksin dedik. O proje de bitti ve Sayın Kılıçdaroğlu ile beraber açtık. O havasını atıyor, ya sen bir şey vermedin ki, biz yaptık biz. İnşallah Cumaovası-Torbalı arasını da projeye ekledik.” “BUNU ŞU ANDAKİ BELEDİYE BAŞKANI YAPABİLİR Mİ” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İzmir metrosunun mevcut 12 kilometrelik hattını 71 kilometreye çıkaracaklarını belirterek, “Ve geldik İzmir metrosuna. Mevcut 12 kilometrelik hattını 71 kilometreye çıkarıyoruz. Bunu şu andaki belediye başkanı yapabilir mi? Onun ne hayali ne de parası buna yetmez. Yeni metro hatları sayesinde İzmirliler konforlu, hızlı ve güvenli bir toplu ulaşım sistemine kavuşacak. İstanbul otoyolu bu işin tacı olacak. Benim sizden artık isteğim şu. İzmir-İstanbul otoyolu 433 kilometre. İki kent arasındaki mesafe 3.5 saate inecek. Şu güzelliğe, huzura bak ya. Modern Türkiye bu. Kardeşim lafla modern Türkiye olmaz. Lafla modern İzmir olmaz. Hizmetle olur” dedi. İzmir için tam 1414 proje ile karşınızdayız. İzmir - Ankara arasını 3,5 saate düşürecek yüksek hızlı trenin yapımına Afyon'dan başladık. Yeni metro hatları sayesinde İzmirliler konforlu bir ulaşım sistemine kavuşacak. Lafla modern Türkiye olmaz! Lafla modern İzmir olmaz! Hizmetle olur hizmetle. milliyet.com.tr
Dans ile "Kentsel İsyan"
Gezi Parkı Sanat Kolektifi çatısı altında birleşen sanatçılar, İstanbul'un kentsel dönüşüm projelerine tepkilerini hazırladıkları video ile ortaya koydu. 'Kentsel İsyan Projesi' isimli videoda sanatçılar, Atatürk Kültür Merkezi, Çamlıca Tepesi, Sulukule, Haydarpaşa Garı, Emek Sineması, 3. Köprü şantiyesi, Beşiktaş İskelesi, Fener-Balat, Kuzguncuk Bostanları, Gezi Parkı ve 3. Havaalanı Bölgesi'nde dans performanslarını sergiliyor.CNN TÜRK
Fener-Balat'ta Dönüşüm Planları İptal
UNESCO'nun tarihi miras listesinde yer alan Fener- Balat'ta Fatih Belediyesi'nin kentsel dönüşüm projesinin imar planlarına mahkemeden iptal kararı çıktı. Mahkeme, planların bölgenin sosyal yapısını değiştireceğine hükmetti. İstanbul'un tarihi Fener-Balat semtlerinde Fatih Belediyesi'nin GAP İnşaat'la birlikte yürütttüğü kentsel dönüşüm projesinin imar planları İstanbul 1. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Fener Balat Ayvansaray Mülk Sahipleri ve Kiracılarının Haklarını Koruma Derneği (Febayder) tarafından açılan davada mahkeme 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nâzım İmar Planı'nın yenileme projesi ile ilgili kısmını “şehircilik ilkelerine, planlama ve koruma esaslarına, kamu yararına ve hukuka” uygun olmadığına hükmetti. Planın iptaliyle Fener-Ayvansaray arası uygulanması planlanan kentsel yenileme projesinin dayanağı ortadan kalktı. 'SOSYAL YAPIYI DEĞİŞTİRİR' Mahkemenin 11 Şubat 2014 tarihli kararında, dava konusu alanın yenileme alanı olarak potansiyel oluşturup oluşturmadığının irdelelenmediği belirtildi. Projenin bölgenin sosyal yapısını değiştreceğine, planda mevcut nüfusun nereye taşınacağı ve bu nüfusun ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağının açıklığa kavuşturulmadığına karar verildi. Yine yenileme alanına ilişkin kararların 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı'na işlenmesi plan bütünlüğüne aykırı bulundu. 'HİÇBİR UYGULAMA YAPILAMAZ' Dava avukatı Can Atalay, “Daha önce avan projenin uygun bulunmasıyla ilgili Kurul kararı da iptal edilmişti. 1/5000 ölçekli planın Fener Balat Ayvansaray yenileme alanı ile hükümlerinin de iptal edilmesiyle orada artık hiçbir uygulama yapılamaz” dedi. İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin kararı  derneğin iptali için dava açtığı 1/1000 ölçekli uygulama planını da bağlıyor. Avukat Atalay, “Üst ölçekli plan iptal edildiği için 1/1000 ölçekli planların da iptalini bekliyoruz” dedi. Febayder Başkanı İbrahim Güntekin, “Bu plan, yenileme avan projesinin uygulanması ve insanların mülkiyetini elinden alıp GAP inşaata teslim etmek için yapıldı. Şu an yenileme projesinin  dayanağı kalmadı.Yine bu planda tarihi tescilli binaların olduğu parseller yeşil alan olarak planlanmıştı. Bu iptal kararıyla tarihi binalar yeşil alan statüsünden kurtulmuş oldu” dedi. OLGU KUNDAKÇI | BirGün
İstanbul'da Üçüncü Kez Kadir Topbaş
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı, resmi olmayan sonuçlara göre AK Parti adayı Kadir Topbaş kazandı. Sültüce'deki AK Parti İstanbul İl Başkanlığı binasında gece yarısı açıklama yapan Topbaş, 'kazanan Türkiye, kazanan demokrasi, kazanan İstanbul oldu' dedi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, sandıkların açılmasının ardından yapılan oy tasnifi sonucunda Topbaş, oyların yüzde 48'ini, CHP adayı Mustafa Sarıgül ise yüzde 39,5'ini aldı. Kadir Topbaş, resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Topbaş, böylece 3 dönem üst üste İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanmış oldu. AK Parti adayı Kadir Topbaş, 2009'da yapılan seçimde 3 milyon 105 bin 555, CHP ise Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığında 2 milyon 568 bin 710 oy almıştı. Kadir Topbaş'tan ilk açıklama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti adayı Kadir Topbaş, Sültüce'deki AK Parti İstanbul İl Başkanlığı binasında gece yarısı seçim konuşması yaptı. Salona eşi Özleyiş ve oğlu Ömer Topbaş ile birlikte gelen Topbaş, 'Bir demokrasi yarışını daha geride bıraktık. Kazanan Türkiye, kazanan demokrasi, kazanan İstanbul oldu' şeklinde konuştu. İstanbul'da 3. kez belediye başkalığı koltuğuna oturacağını hatırlatan Kadir Topbaş, 'Bu sonuç şahsıma yeni bir sorumluluk yükledi. Böyle bir onuru yaşarken hizmetlerimizin ardı arkası kesilmeden sürdüreceğiz' dedi. 'Bir yarıştı kazanan İstanbul oldu' Topbaş konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Sandığın verdiği bir mesaj herkesin anlayacağı dilden ortaya çıktı. Milletimiz kendi iradesine ipotek konulmasına müsaade etmedi. Millete güvendik ve önlerine çıktık. Bir yarıştı ve kazanan İstanbul oldu. Bu süreç içerisinde maksadını aşan söylemler varsa bir takım olumsuzluklar varsa geride bırakmasını bilirsek beraberce bir aile, millet olarak nasıl ki Çanakkale'de omuz omuza destanlar yazdıysak yerel yönetimlerle de Türkiye'yi geleceğe taşıyabiliriz' 'Büyük bir ders verdiler' Herkesi sükunete davet eden Kadir Topbaş, 'Zafer milletimizindir. Hizmet kalitemize destek verdiler ve devamlılığımızı istediler. Manipülasyon yapma adına başlatılan tüm çabaların nasıl bozulduğunu görecekler. Neler yaptıysak fayda vermedi, bu millet ezber bozdu diyecekler, kendilerine gelecekler. Bu sonuçlar itibariyle diğer siyasi partiler de kendilerine çeki düzen verecekler. Büyük bir ders verdiler. Umarım ki bütün siyasi partiler bir ders çıkartır' diye konuştu. Topbaş'ın özgeçmişi Artvin'de 1945'te doğan Topbaş, ilk, orta ve lise eğitimini İstanbul'da tamamladı. Topbaş, 1972'de Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden, 1974'te Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden mezun oldu. Doktora tezini, İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi ve Arkeoloji Bölümü'nde 'Hidiv Kasrı ve Boğaziçi sivil mimarisindeki yeri' konusunda tamamladı. Uzun yıllar serbest mimar olarak çalışan Topbaş, Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı döneminde 1994-1998 yılları arasında danışmanlığını yaptı. Topbaş, danışmanlığı süresince Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı saray, kasır ve tarihi eserlerin restorasyon çalışmalarına katkı sağladı. Kültür Bakanlığı İstanbul 1 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma ve Anıtlar Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Topbaş, bir süre aile şirketlerinin yönetiminde bulundu. Topbaş, 1999'da Beyoğlu belediye başkanlığına seçildi. Bu görevi süresince İstanbul'a model olabilecek 'Güzel Beyoğlu' projesini hayata geçirdi. Mimari projesini çizdiği 'Kentsel Dönüşüm ve Sosyal Rehabilitasyon' çalışmaları kapsamında Kasımpaşa'da Kapalı Spor Salonu Kompleksi, Eğitim ve Sosyal Tesislerini hizmete sundu. Kadir Topbaş, 2004'te yapılan yerel seçimlerde AK Parti'den aday olarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçildi. Topbaş, 2009'daki yerel seçimlerde yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Topbaş, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Yerel Yönetimler Danışma Kurulu (UNACLA) Başkanlığı, 2015 Birleşmiş Milletler 2015 Sonrası Kalkınma Gündemi Üst Düzey Panel Üyeliği, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler (UCLG) Dünya Başkanlığı görevlerini 2013'te ikinci kez seçilerek sürdürüyor. Kadir Topbaş'ın Bilgi Üniversitesi ile beraber çıkardığı 'Beyoğlu: Kültürleri Buluşturan Kent', TAÇ Vakfı ile birlikte hazırladığı 'Geçmişten Günümüze Beyoğlu I-II' ve 'Anılarda Beyoğlu' isimli eserleri bulunuyor. Mimar ve sanat tarihi doktoru olan Kadir Topbaş, evli ve 3 çocuk babası.CNN Türk | AA
BBC: İkinci Bir Gezi Mümkün..
Bugün, dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor. HABİTAT, 2010 yılında yayımladığı raporda bu oranın 2050 yılında yüzde 70'e çıkacağını belirtiyor. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi'nin 2013'te yayımladığı rapora göreyse, 2050 yılında 6 milyardan fazla insanın şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. Kentleşme süreci ve kentlere göç hızla devam ederken, son yıllarda kent eylemleri yaygınlaşıyor. Geçen yıl İstanbul ve Rio ve Hamburg'da bu yıl ise Stockholm, Kiev ve Caracas'ta oldukça hareketli günler yaşandı. Şehirlerde ne oluyor? İnsanlar neden ayaklanıyor? Ayaklanmalar siyasete ne kadar yansıyor? Bütün bu soruları, akademik dünyada özellikle 'kent hakkı' ve 'kent politikaları' üzerine yazdıklarıyla tanınan, New York Şehir Üniversitesi öğretim görevlisi Profesör David Harvey'e yönelttik. Profesör Harvey, sizce Gezi protestoları neden İstanbul'da küçük bir parkta başladı? Gezi Parkı İstanbul için sembolik bir merkez. Birçok insan o parktan geçmiştir. Taksim'in de hemen yanında. Aslında Gezi Parkı şehrin kalbi. Ve şehrin kalbindeki, insanların tanıdığı bir yeri yok etme önerisi pek çok insanı kızdırdı. Parkı korumak için eylem yapmalarına hiç şaşırmadım. Çevre eylemi olarak başlayan Gezi protestoları neden kitlesel bir harekete dönüştü? Bence bu, nüfusun önemli bir kısmının memnuniyetsizliğinin göstergesiydi. İnsanlar bir tür otoriter tavırlar sergileyen hükümetin davranışlarına karşı huzursuzluklarını ortaya koydular. Yapılan uygulamalarda kendilerine danışılmamasına tepki gösterdiler. Siyasi sürecin kendilerini gerçekten temsil etmediğini düşünen insanlar, kendilerini temsil edecek bir yol aradılar ve bu yol, sokağa çıkmaktı. Gezi protestolarından hemen önce İstanbul'daydınız. Son olarak yerel seçimlerden önce de İstanbul'a gittiniz. Şehirdeki gözleminiz neydi? İstanbul'un bir inşaat bombardımanı altında olduğu ve insanların yerinden edildiğini gördüm. Dolayısıyla pek çok aksaklık yaşanıyor. Görüştüğüm insanların çoğu da mahallelerinin yok edilmesinden ve alışveriş merkezleri yapılmasından rahatsızlığını dile getirdi. O nedenle bazılarının 'Bu değişim çok hızlı, yavaşlayın' diyerek itiraz etmesi beklenen bir şeydi. Gezi, oradayken gözlemlediğim 'çok hızlı kentleşiyoruz, dikkat etmemiz lazım' atmosferine denk gelen bir hareketti. 'Gezi, polis tavrı nedeniyle büyüdü' Hızlı kentleşmenin etkisinden bahsettiniz. Türkiye'deki büyük kentsel dönüşüm projeleri de Gezi'yi tetikledi mi? Bence asıl sebebi hızlı kentleşme. Bu inşaat patlamasına rağmen, pek çok insan hala barınma ihtiyacını karşılayamıyor. İstanbul'da binlerce, binlerce boş apartman olduğunu ama aynı zamanda düşük gelirli kesimin barınma ihtiyacını karşılayamadığını duydum. Bazı düşük gelirli toplulukların şehir merkezinden 30 kilometre öteye gönderildiğini söylediler. Bu çok istikrarsız bir durum. Dolayısıyla insanların bunu çok saçma bulması, başka bir şey yapmak istediklerini söylemelerini anlayabiliyorum. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Gezi protestolarının Türkiye'de demokrasinin göstergesi olduğunu söylemişti. Kendisine katılıyor musunuz? İlk başlarda demokrasiye dair izler vardı. Ama polis müdahalesi başladığında ve orantısız güç kullanıldığında, yaşananlar demokrasiden ziyade otoriterliğin göstergesi haline geldi. Bence pek çok kişi yeni bir tür siyaset yapma peşindeydi. Ancak ortaya çıkan demokrasi eksikliği oldu. Kent ayaklanmalarının hükümetler için giderek büyüyen bir sorun haline geleceğini iddia ediyorsunuz. Hükümetler bunları nasıl kontrol edecek? Şehirdeki düzeni korumak için gözaltı ve kontrol tedbirlerine yeni düzenlemeler getirildiğini görüyoruz. New York'taki 'Occupy Wall Street' hareketinde bile polisin orantısız güç kullandığına şahit olduk. Bence Gezi'de de yaşanan ve daha fazla insanın katılmasına sebep olan polisin orantısız güç kullanmasıydı. Bazen polisin tavrı, asıl sorun kadar büyük bir sorun haline gelebiliyor. 'Aşırı sağ, siyasi tıkanıklık nedeniyle yükseliyor' Dünyanın pek çok farklı şehrinde de ayaklanmalar oldu. Rio, Hamburg, Stockholm, Kiev… Sizce dünyada neler oluyor? İnsanların daha sık sokağa çıkıyor olmaları bence çok ilginç bir durum. Her bir bölgede, şehirde, sorunların farklı olduğunu görüyorsunuz. İnsanlar siyasi süreçte temsil edilmediklerini düşünüyorlar ve yeni bir tür siyaset yapmak istiyorlar. Bu ise sokağa çıkmak ve protesto etmekle mümkün. Son 15 yıla bakarsanız, buna benzer pek çok ayaklanma görebilirsiniz. Mesela Londra'da birkaç yıl önce büyük bir ayaklanma olmuştu. Dünyada bu tür ayaklanmalar daha sık yaşanır hale geliyor ve bir şeylerin yanlış gittiğine işaret ediyor. Ama art arda bu kadar şehir ayaklanmasını ben de tam olarak açıklayamıyorum. Bu ayaklanmaların ortak noktaları var mı? Genel bir memnuniyetsizlik atmosferi var. Farklı ülkelerde 'Sizce dünya iyiye mi gidiyor?' diye sorarsanız, birçok insandan 'Hayır, kötüye gidiyor' cevabını alırsınız. İnsanlar iyiye giden yolun ne olması gerektiğini bilmiyor ama kötüye gidişatın farkındalar. Bence Rio'da, İstanbul'da ve diğer yerlerde gördüğümüz ayaklanmaların ortak noktası bu. İnsanların yeni bir tür siyaset yapmak istediğini söylüyorsunuz ama Avrupa'daki seçimlerde sağ kanat yükseliyor. Keza Türkiye'de de Gezi protestolarında hükümet eleştirildi ancak son seçimlerde AKP oyların yüzde 45'ini aldı. Yeni tür siyaset yapmak, sola kanada veya sağ kanada yakın olarak tezahür edebilir. Özellikle Avrupa'da faşist partilerin daha da önemli hale geldiğini görüyoruz. Mesela Yunanistan'da Altın Şafak Partisi, Fransa'da Marine Le Pen (aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi'nin başkanı). Aslında bu da geleneksel siyasi süreçlerin çok da iyi işlemediğine, insanların ihtiyaç ve isteklerine yanıt vermediğine işaret ediyor. 'Türkiye'de şehir eylemleri geleneği oluşuyor' Hewsel bahçelerine gittiniz. Orada ne gözlemlediniz? Oradaki Kürt gençlerinin çevre için örgütlenmesinden çok etkilendim. Gözlemlediğim, daha önce çevresel bir konuda bir araya gelmedikleriydi. Bence Hewsel'de yaptıkları, Gezi'de de yapılmaya çalışılan şeydi. Her ikisinde de çevresel bir bakış vardı. Yeni bir siyaset deniyorlardı. Gezi'den çok etkilenmişlerdi. İleride yeniden Gezi benzeri bir kitlesel hareket yaşanır mı? Bence benzer hareketleri dünyada da görüyoruz. Gezi, Türkiye'de daha önce yaşanmamış bir kitlesel hareket. Ama bir kere yaşandıktan sonra, her an tekrarlanabilir. Şu anda insanlarda ortak bir hafıza var, fark edilen ve etkili olan bir şeyler yaptıklarını hatırlıyorlar. İleride Gezi'yi taklit eden ayaklanmalar göreceğimizi düşünüyorum. Gezi'deki genç çocuk öldüğünde (Berkin Elvan), pek çok farklı şehirde eylemler oldu, bir volkan etkisi yarattı. Sadece İstanbul'da değil, Ankara'da, İzmir'de… Dolayısıyla Türkiye'de şehir ayaklanmaları geleneği oluşmaya başladı. Ayaklanmaların devam ettiğini görmek beni hiç şaşırtmaz. Siz Gezi protestolarının etkili olmasını 'şehrin kalbinde yer alan' bir eylem olmasına bağlıyorsunuz. Ancak Türkiye'de son dönemde yürüyüş ve toplu gösterilerin şehir merkezine uzak alanlarda yapılması gündemde. Bence eylemlerin merkezi bir yerde yapılması çok önemli. New York'taki 'Occupy hareketi' de Wall Street'in etrafındayken sürekli basındaydı ve gerçek bir etkisi olmuştu. Ama merkezden dışarı atıldığında, şehre uzak bölgelere görünmez hale geldi ve kayboldu. Arkasından New York'ta Sandy fırtınası yaşandı. Occupy Wall Street, fırtına sonrasında en çok zarar gören mahallelerde aktif bir şekilde yardım çalışmalarına katıldı. Ama şehre uzak oldukları için çoğu insan bunu fark etmedi ve politik etkileri azaldı. Dolayısıyla şehrin yapısı çok önemli. Şehirdeki alanlar, siyasi aktivizm alanlarına dönüştürülüyor. Bu kitle hareketlerinin bir tür coğrafi boyutu olarak da görülebilir. İnsanların merkezden uzaklaştırılması, muhalefetin yayılmasını önlemek ve etkisini azaltmak için izlenen bir yol. Haber: BBC Türkçe Kaynak: Medyafaresi