Yeni Başlayanlar İçin: Kaynananıza Kendinizi Sevdirmenin 10 Yolu (NEDEN OLMASIN?)

Ateşli bir feminizm savunucusuyken aşkınızın karşısında eğildiniz. Ölümüne karşı çıktığınız “kız isteme”, “kız alma”, kırmızı kurdele  bağlamaya kadar bütün ritüelleri yerine getirmiş olabilirsiniz. O tavizler verilmeye başlandı mı gerisi gelecektir,

geçmiş olsun. Geleneğin karşısında boynumuz kıldan ince. Gönül ister tabii ki sevdiğiniz insanla devlet iznine gerek kalmadan bir hayat kurmanızı; ama gelin görün ki hayaller Paris, gerçekler Muş! Sevdiğiniz adamla evlendiniz, şirin

evinizde doya doya sarılıp koklaşıyorsunuz! Düğün, nişan, gelinlik takı toka, balayı faslını geride bıraktınız. Bu süre boyunca çatallı diliyle ve “oğluş”una verdiği ara gazlarla, organizasyonlarınıza karşı müdahale girişimleriyle bütün antipatinizi kazanmayı başaran kutsal insan, yüce aile büyüğü, her şeyi yalnız o bilen “anneciğiniz”, yani kayınvalideniz hayatınızın vazgeçilmez bir parçası olacak. Onun endişelerini anlamaya çalışın. Çok gençsiniz, güzelsiniz ve “paşa”sını ondan koparıp bütün yapım bakım onarım işlerini elinden aldınız. Sizi potansiyel bir rakip hatta (olmaz ya) düşman olarak görüyor olabilir. Yüzünüze karşı “gelinim değil kızım o benim, canım canım” diyecek elbette… Yüzyıllardır oyunun kuralı böyle… o tecrübeliyse siz de onedio takipçisisiniz! Kaynananızla sorunsuz bir ilişki demek boşanma riskini yarı yarıya indirmeniz, bütün sülalenin kıymetlisi olmanız ve daha fazlası demektir…

sevdiğiniz adamın annesiyle sıfır sorun (böylesini gören olmadı) için biraz dişinizi sıkın… İşte tüyolar:

Nikahı basmışsınız, rekabet mi kalmış allaasen!? Onu anlamaya çalışın. En mutlu günlerinizi baltalamış, en özel anlarınızda sevgilinizle baş başayken telefon etmiş

olabilir. Gecenin bir köründe arayabilir. “Oğlum nasılsın n’apıyorsun, bak televizyonda maç var sen seversin, burada bir alet buldum kumanda gibi bir şey, lazım olur mu sana hıııı?” tarzı lüzumsuz sorulara maruz kalmamak için gece telefonlarınızın sesini kapatın. Artık eşinizle bir eviniz var, olan olmuş, unutmaya çalışın. Yenilerini önlemenin yollarını arayın.

Zamanla arayı uzatırsınız.

Baştan temeli sağlam atın da… Zaten çalışıyorsunuz. Siz bir kere çağırın, o yemek yol, su, elektrik olarak size geri dönecektir. Oğlunun hatırına sizi en az iki kere sarmalı, mantılı bir yemeğe davet edecektir (yani öyle umuyoruz).

Pragmatist yaklaşın olaya!

Neşeli olacaktır. Konuşmaların içeriği dizi ya da yarışma programı çevresinde dönecektir. Suya sabuna dokunmadan, golsüz beraberlik için uygun ortam! En kötü ihtimalle o televizyona kilitlenir siz de telefonunuzla oyalanırsınız. Görüştünüz mü görüştünüz! Reklam aralarında da 'Nurgül Yeşilçay’ın oğlunun da koca delikanlı olduğu' şeklinde muhabbetler açarak bonus toplayabilirsiniz. Biz de biliyoruz o vaktin heba olduğunu, kaç bölüm (....) izlenirdi; ama yapacak bir şey yok!

Onu evinize davet ettiğinizde bütün marifetlerinizi gösterin. Evin her köşesi derli toplu olsun. Bu sözsüz kadın iletişiminde kolay lokma olmadığınızın, sizin de elinizden bir şeyler geldiğinin ifadesi olacaktır. Her şeyin kolayı var. Marketten hazır baklava yufkasını alacaksınız. Dört kat koyup taze kaymağı sürecek ve cevizi, fıstığı ya da en iddialısı kavrulmuş fındığı çekip bolca dökeceksiniz. Rulo yapıp kesin, erimiş tereyağı üzerine boca edin ve hop fırına. Kızardı mı alın size şerbet dökülmeyi bekleyen ev baklavası.

Baklava yapan geline sahip olmak, bir kayın valide için övünme sebebidir. Ağzını

eğerek “Hazır yufka mı bu?” dese de içten içe hoşuna gidecektir. İşin sırrı bol tereyağ!

Mütevazılığı elden bırakmayın. “Anne ben de yapıyorum ama seninki gibi olmuyor, bir daha söyle de yazayım haydi” Boş verin, gururu okşansın. O da biliyor gönlü olsun diye sorduğunuzu. Baklavanın tadını hala unutmadı!

Daha ziyade o konuşsun.

Fazla malzeme vermeyin, arkadaşınızı ya da komşunuzu çekiştirirsiniz falan yarın bir gün “Aaa kız Sude Naz senin o hayırsız kocan n’apıyo, bizim gelin hep anlatır sizi” der arkadaşlık ilişkinizi çökertir muhafazanallah! Zaten sevmediğiniz biri varsa o olur ama. “ah anne bizim Buse Nur’un kaynanası kıza neler çektiriyor, gerçi o da az değil, sen kalk kadını evden kov! Yok, vallahi biz başkayız çok şükür!” Aldı o  sübliminali, lafı uzatmayın…

Mümkün olduğunca az konuşup çok soru sorun. Ortayı siz yapın, kaynananız topu ağlara kadar götürecektir. O da yetmeyecek pozisyon tekrarlarıyla aynı akrabalar hakkında atıp tutacaktır. Buyurun size gelin kaynana paylaşımının kralı!

Ya da camdan atlayın.

Susmanız ve ona destek vermemeniz halinde o anlayacağını anlar ve en büyük fırsatı kaçırmış olursunuz. Haksız da olsa yapacak bir şey yok. Adamcağız

yıllardır alışmıştır zaten. Biraz da sizin çıkarınız için ezilsin.

En az on beş dakika kafa dinleyecek, nefes alacak vakit kazanırsınız. Sonuçta ona hizmet ediyorsunuz! Yanınıza gelirse de “Anneciğim hemen geliyorum, sen geç içeride rahat rahat otur. Berke Can seni çok özlemiş, şöyle ana-oğul bir hasret giderin” demeniz iki tarafın da yararına olur.

Giderken ayakkabılarını rahat giyebileceği yöne çevirin, kabanını tutun. İncileriniz dökülmez. Az ve öz görüşün, dilinize hâkim olun. Arkalarından kapıyı kapattığınızda bir dahaki görüşmeye kadar mutlu birkaç hafta ve eşinize yaptıracağınız masaj gecenin yorgunluğunu alacaktır. 

Not: Bunların sonunda sizi yine sevmeyecek; ama kavga çıkartacak sebebi de olmayacaktır. Sabır önemli!!!