Yeni Aldığımız Ürünler Neden Eskisi Gibi Dayanıklı Değil? İşte Kalite Kaybının Ana Sebepleri!
Yeni Aldığımız Ürünler Neden Eskisi Gibi Dayanıklı Değil? İşte Kalite Kaybının Ana Sebepleri!
'Ürünler neden bu kadar çabuk yıpranıyor ve bozuluyor?' sorusunu sık sorar ve çevremizden duyar olduk. Eskiden aldığımız ürünlerin çoğu uzun ömürlü ve dayanıklı olurdu. Mesela telefonlar yıllarca sorunsuz çalışır, bir ceket birkaç yıl boyunca ilk günkü gibi kalırdı. Şimdi ise hemen hemen her şey kısa sürede eskimeye, deforme olmaya başlıyor. Bu kadar hızlı bir bozulma sürecinin arkasında yatan sebepler aslında çok daha karmaşık. Gelin anlatalım.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Son yıllarda alışveriş yaptıktan kısa bir süre sonra aldığımız kıyafetler yıpranıyor ya da çok para verdiğimiz teknolojik aletler bozuluyor. Peki bu kadar kısa sürede yıpranıp bozulmaları normal mi? Tabii değil.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Seri üretim sistemi hayatımıza girdi gireli her şey çok çabuk tüketiliyor ve değiştiriliyor. Bu sistem büyük şirketler için cazip çünkü ürünler çok daha hızlı ve ucuza üretilebiliyor. Ama ne yazık ki bu hızlı üretim kaliteyi düşürüyor.
Kumaşlar, iplikler, işçilik… Her şey daha düşük kalitede, daha ucuz hale geldi. Bu da ürünlerin hızla eskimesine neden oluyor. Modaya uymak, her sezon yeni bir şey almak artık bu işin bir parçası haline geldi. Bu kültür ürünlerin hızlıca tükenmesine ve bizim de bunlara olan ihtiyacımızı tatmin ettikten sonra onları hızla unutmamıza yol açıyor.
Teknolojik ürünlerdeki hızlı değişim de bu durumun büyük sebeplerinden biri. Mesela bir zamanlar telefon almak büyük bir olaydı. Yeni bir model çıkınca herkes heyecanla o telefonu almak için sıraya girerdi. Oysa şimdi teknoloji devleri her yıl yeni telefonlar çıkarıyor ve bunlar genellikle minik güncellemeler yapılarak piyasaya sürülüyor.
Apple örneğini verecek olursak her yeni iPhone modeli aslında önceki modelin neredeyse aynısı. Ama bir şekilde her yıl çıkacak yeni model “yenilikçi” olarak satılıyor. Birçok insan aslında kullanmadığı ya da ihtiyaç duymadığı bir özelliği görmek için telefonu değiştirme eğiliminde oluyor. Böylece eski telefonlar hızla değer kaybediyor ve “yeni” telefon almak için eskiyi çöpe atıyoruz.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Giyimde ise aynı tabloyu görüyoruz. Hızlı moda anlayışı kıyafetleri düşük maliyetle ve kısa sürede üretip satmayı amaçlıyor. Ama bu kalitenin düşmesiyle sonuçlanıyor. Bu markalar her sezon yeni modeller çıkararak tüketiciyi sürekli yenilik peşinde koşmaya zorluyor.
Her ne kadar yeni giysiler hemen dikkat çekse de bu ürünlerin çoğu birkaç yıkama sonrasında şekil kaybediyor ya da renk atıyor. İşte bu da hızlı modanın bir sonucu: Moda değişiyor ama ürünlerin kalitesi geride kalıyor.
Modanın kısa süreliğine popüler olmasını sağlamak adına markalar daha ucuz malzemelere yöneliyor ve bu da kalitenin düşmesine neden oluyor. Bu hızlı tüketim döngüsünü kırmak elbette mümkün. İlk adım alışveriş alışkanlıklarımızı değiştirmek. Niyetli alışveriş yapmak yani gerçekten ihtiyacımız olanı almak, gereksiz tüketime son vermek bu döngüyü kırmanın en etkili yollarından biri.
Ayrıca onarımla ilgili yasalar gibi girişimler de bize yardımcı olabilir. Mesela New York’taki onarım hakkı yasası ürünlerin daha uzun süre kullanılabilmesi için bir çözüm sunuyor. Hızlı moda ve teknoloji ürünleri arasında sıkışıp kalmaktansa daha kaliteli, sürdürülebilir ve uzun ömürlü ürünleri tercih etmek uzun vadede hem cebimize hem de çevremize fayda sağlar.
Kısacası aldığımız ürünlerin hızla eskimesi yalnızca sizin değil tüm tüketicilerin yaşadığı bir sorun haline gelmiş durumda. Eskiden kaliteli ve uzun ömürlü ürünler almak çok daha kolayken şimdi hemen her şey hızla bozuluyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Ama bu döngüden çıkmak mümkün. Alışveriş alışkanlıklarımızı değiştirerek kaliteli, uzun ömürlü ve sürdürülebilir ürünleri tercih ederek daha tatmin edici bir tüketim anlayışı oluşturabiliriz. Yeter ki ne istediğimizi bilelim.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın