Yapay Zekaya Sorduk: Ülkelerin Emeklilik Sistemi Ne Kadar Sürdürülebilir?
Gelişmeler, artan nüfus derken ülkelerin emeklilik sistemleri gerçekte ne kadar sürdürülebilir? Gelecekte ülkeleri neler bekliyor? Tüm bu soruları yapay zekaya sorduk, o da elindeki bilgilerle bize bu soruları yanıtladı. Peki ne dedi? Hadi keşfedelim!
Sorunun özü aslında daha az çalışan, daha çok emekliden kaynaklanıyor.
Dünya genelinde çalışma yaşındaki nüfusa düşen yaşlı sayısı artıyor; bu da vergi/prim toplayan kitlenin her emekliye düşen yükünü büyütüyor. Demografik trendlerin uzun vadeli projeksiyonları bu baskının azalacağına işaret etmiyor.
Kamu bütçeleri ve emeklilik fonları iki taraftan etkileniyor.
Bir yandan devletlerin yaşlanan nüfusa bağlı harcamaları yükseliyor. Diğer yandan da bazı ülkelerde emeklilik fonlarının yatırımları dalgalı piyasalardan zarar gördü. Bu da fonların yeterliliğini zayıflatıyor. IMF ve OECD raporları, gelişmiş ekonomilerde emeklilik varlıklarının büyüdüğünü ama kısa vadeli yatırım kayıplarının da sisteme risk getirdiğini gösteriyor.
Model farkları bulunuyor.
- PAYG (nesiller arası ödeme) modeli, genç nüfus fazla iken işler; nüfus yaşlanınca sürdürülebilirliği bozulur. Fonlanmış (birikime dayalı) modeller daha dayanıklı olabilir ama iyi yönetilmezse piyasa şoklarına karşı savunmasızdır. Bu nedenle ülkeler çoğunlukla karma sistemler kullanıyor.
Peki hangi ülkeler daha riskli? Hangileri daha dayanıklı?
Japonya, İtalya, bazı Güney Kore ve İspanya benzeri demografik baskı yaşayan ülkelerde yaşlı bağımlılık oranı çok yüksek. OECD analizleri ileri yaşlılık baskısının bazı ülkelerde çok ciddi olduğunu vurguluyor.
İsveç ve Hollanda gibi ülkeler, emeklilik yaşını yaşam beklentisine bağlama, fon yönetiminde şeffaflık ve zorunlu bireysel/kolektif tasarruflar gibi reformlarla daha sürdürülebilir modeller kurdular.
Türkiye ve benzeri yükselen ekonomilerde demografik pencere kapanırken politika adımları (asgari emekli maaşı artırımı gibi) maliyeti yükseltebiliyor; kısa vadede siyasi baskılar reformu zorlaştırıyor.
Bu durumda hükümetler hangi reformları uyguluyor?
Ülkeler genelde aşağıdaki reformları uyguluyor:
Emeklilik yaşını kademeli yükseltmek
Emeklilik ödemelerinin formülasyonunu değiştirmek
Zorunlu birikimli katkıları artırmak veya devlet katkılarını yeniden kurgulamak.
İşgücüne katılımı artırma, göç politikalarıyla işgücünü desteklemek.
Devletler bu noktada alternatif modeller arayışında.
Birçok ülke klasik sistemin sürdürülemezliğini görerek bireysel emeklilik, zorunlu tasarruf hesapları ve karma fonlar gibi alternatif modelleri yaygınlaştırmaya çalışıyor. Bu dönüşüm uzun vadede emeklilik yapısının tamamen yeniden tasarlanmasını gerektirecek.
Sosyal güvenlik açıkları da hızla büyüyor.
Emeklilik fonları birçok ülkede şimdiden açık vermeye başlamış durumda ve bu açıkların gelecekte çok daha büyük rakamlara ulaşacağı öngörülüyor. Açıkların artması vergi yüklerinin yükselmesine veya maaşların düşürülmesine yol açabilir.
Emekli maaşlarının düşmesi gelecekte beklenen bir senaryo.
Sistemi ayakta tutmak için bazı ülkeler maaş hesaplama formüllerini değiştiriyor ve daha düşük ödeme modellerine geçiyor. Geleceğin emeklileri, bugünkü emeklilere kıyasla daha düşük alım gücüne sahip maaşlarla karşılaşabilir.
Sonuç olarak mevcut emeklilik sisteminin uzun süre sürdürülemeyecek gibi.
Bugünkü emeklilik düzenlerinin çoğu artan ömür, azalan doğum hızı, küçülen iş gücü ve yükselen maliyet nedeniyle geleceğin ihtiyaçlarını karşılayamayacak bir noktaya gidiyor. Bu nedenle ülkeler yakın zamanda daha esnek, bireysel tabanlı ve uzun vadeli tasarruf odaklı yeni sistemler tasarlamak zorunda kalacak.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!


Yorum Yazın