Yapay Zeka Kavramı Sandığınız Kadar Yeni Bir Şey Değil! Yıllara Öncesine Ait İlk Yapay Zeka Robotu: Occultus
Günümüzde adından sıkça bahsettiren yapay zeka kavramının tarihi aslında çok eskilere dayanmakta. İçeriğimizde sizler için tarihte devrim niteliğindeki ilk yapay zeka robotu Occultus'a yer verdik. 👇
Gelişen teknolojiyle beraber günümüzde artık yapay zekadan sıkça bahseder, rutin konuşmalarımızda bile adını geçirir olduk.
Son zamanlarda oldukça popüler olan yapay zeka aslında çok eski bir tarihe sahip.
20. yüzyılın başlarında tanınmış bir bilim adamı, araştırmacı ve mucit olan Adolph Whitman, 1909 yılında yapay zekaya sahip robotlar için devrim niteliğindeki robot Occultus'u geliştirdi.
Bu devrim niteliğindeki robot insan dilini anlayabilen ve çevresiyle etkileşime girebilen türünün ilk örneğiydi. Kendi başına hareket edebiliyor, komutlara yanıt verebiliyor ve insanlarla anlaşılır bir şekilde etkileşime girebiliyordu.
Occultus, yaratıldığı dönemde, döneminin diğer robotlarına kıyasla benzersiz yetenekleri nedeniyle hem bilim insanlarının hem de mucitlerin büyük ilgisini çekmişti.
Teknolojik bir mucize olmasının yanı sıra, modern yapay zeka üzerinde de önemli bir etki yarattı ve diğerlerine bu alanda daha fazla yenilik ve ilerleme kaydetmeleri için ilham verdi.
Peki Occultus'u bu kadar değerli ve farklı kılan neydi?
Her şeyden önce Occultus, çevresinde kolaylıkla gezinmesini sağlayan bir dizi sensör ve motorla donatılmıştı. Vücudunda, etrafındaki nesneleri algılamasının yanı sıra yüzleri tanımasını sağlayan iki kamera bulunuyordu. Ayrıca, vücudunun her bir köşesinde bulunan ve dar alanlarda gezinirken diğer nesnelere veya insanlara çarpmasını önleyen dört kızılötesi yakınlık sensörüne sahipti.
Occultus öyle bir yapay zeka motoruna sahipti ki insanlardan gelen sesli komutlara uygun şekilde yanıt verebiliyor olmasının yanı sıra el sallamak veya belirli bir şeyi işaret etmek gibi basit hareketleri de algılayabilmekteydi.
Aynı zamanda Occultus'u tasarlayan Adolph Whitma için en önemli husulardan biri de güvenlikti ve bunun için bir şey veya biri robota çok yaklaştığında bunu algılayan ve tehdit ortadan kalkana kadar tüm motorları otomatik olarak kapatan yakınlık sensörleri gibi çeşitli güvenlik özelliklerini robota dahil etti.
Occultus'a dahil edilen bir dizi özellik, onu o zamana kadar yapılmış en gelişmiş robotlardan biri haline getirdi ve günümüzde ise modern yapay zekanın gelişimi üzerinde kalıcı bir etkiye sahip oldu.
21. yüzyılda, yapay zeka güdümlü robotlardaki gelişmeler, robotların giderek daha otonom hale gelmelerini ve insan yardımı gerektirmeden karmaşık görevleri yerine getirebilmelerini sağladı.
Bu gelişme, geleneksel olarak insanlar tarafından yapılan emek ve zaman gerektiren süreçleri otomatikleştirerek sağlıktan enerji üretimine kadar çeşitli sektör ve endüstrilerde devrim yarattı.
Ancak otomasyonun artmasıyla birlikte etik kaygılar da artmakta.
Öncelikle robotların insan işlerini devralabileceği korkusu var; bu nedenle toplumun geneli için edinilen fayda ve riskler dikkatle değerlendirmeli. Ancak yapay zeka destekli robotlar ve insanlar arasında işbirliği potansiyeli de mevcut. Örneğin, bir robot bir görevi tek başına yapabileceğinden daha hızlı veya doğru bir şekilde yerine getirerek meslektaşına yardımcı olabilir. Böylece otomasyon nedeniyle mevcut işleri feda etmeden ek değer sağlayabilir.
Sonuç olarak, yapay zeka güdümlü robotlar aracılığıyla artan otomasyon bize ekonomik büyüme ve verimlilik iyileştirmeleri için fırsatlar sunarken, geleceğe doğru yol alırken bu tür gelişmelerin ortaya çıkardığı etik hususları hatırlamak önemli.
Bu nedenle, hem faydalarını hem de toplumun geneli üzerindeki potansiyel risklerini değerlendiren politikalar geliştirilirken dikkatli olunmalı.
Yorum Yazın
Editör arkadaş kaynağı iyi araştırmamış sanırsam. Teknoloji cahiliyseniz böyle içerikler yapmayın, komik duruma düşüyorsunuz. O dönemde sesli komuta yanıt ve... Devamını Gör