Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Veresiye Defterinden Tüp Değiştirmeye: Nerde O Eski Günler Demenizi Sağlayacak 90’lar Esnaf Alışkanlıkları
90'lar, nostalji olsa da kimilerinin hâlâ özendiği, geri dönülemez altın yıllar arasında. Elbette buna, teknoloji kavramıyla henüz tam anlamıyla tanışmamış olan favori mahalle esnaflarımız da dahil. Gelin, günümüz modern alışveriş alışkanlıkları sonrası çok geride kalmış gibi görünen o nostaljik günlere birlikte kısa bir bakış atalım.
İşte, sadece 90'lı yıllarda doğanların anlayacağı o bilindik esnaf alışkanlıkları...
1. Veresiye Defteri
2. "Sadakat İlişkisi"
Veresiye yazmanın garantisi ise taraflar arası sarsılmaz bir güven ilişkisinden kaynaklanırdı. Çünkü defterdeki borç ne kadar kabarık ve ne kadar uzun süredir devam ediyor olursa olsun, esnaf ve müşteri arasındaki ilişki sarsılmaz bir seviyedeydi. Bu da karşı tarafın imkanı olduğunda bu borcu ödeyeceğinin garantisiydi. Çünkü 90'lar, kimsenin kimseye borçlu olmak istemediği zamanlardı.
3. Pazarlık Kültürü
Pazarlık 90'ların günlük rutinleri arasındaydı. Alıcı ve satıcı arasındaki pazarlık münakaşaları, kimi zaman bazı ürünlerin fazlasıyla ucuza satılmasıyla sonuçlanırdı. Dolayısıyla bu dönemde pazarlık yapmayı bilmemek, neredeyse kazıklanmakla eşdeğer bir kavramdı. Bu nedenle herkes pazarlık konusunda ustaydı ve fiyatlar asla etikette göründüğü gibi değildi.
4. Ürün Sunumları
90'ların bir diğer güzel yanı mahalle bakkallarındaki rafların özenli dizilimiydi. Çünkü şimdiki gibi köşe başı yer alan süpermarketler o dönemlerde yoktu. Bu da mahalle bakkallarının hemen her yere yayılmasıyla sonuçlanmış ve raf diziliminin yere özgü olmasını sağlamıştı. Nitekim bir bakkala girince karşılaşılan rafla bir diğerindeki asla birbirine benzemezdi.
5. Mahalle Ekonomisi
90'ların esnafları mahalle ekonomisinin doğrudan taşıyıcısı olan kişilerdi. Çünkü o zamanlar mahallenin kalbi esnaflarda atardı. Çocukların, gençlerin ve yer yer yaşlıların toplanma mekanı olan esnaflar, aynı zamanda aktif alışveriş yapılan yerlerdi. Bu da sosyal ilişkileri olduğu kadar ekonomiyi de canlandıran bir etmendi.
6. Komşuluk İlişkileri
'Komşu komşunun külüne muhtaç' atasözü 90'ların temel konu başlıklarından biriydi. Mahalledeki komşuların ilişkileri o kadar güçlüydü ki esnaflar adeta aile bireylerinden sayılır ve korunup kollanırlardır. Öyle ki, mahalleli yeri geldiğinde kendi cebinden artırarak esnafın borcunu öder, yemeğini yapar ve derdine derman olurdu. Bu da en başta belirtilen veresiye defterlerinin ve sadakatin temelini atan unsurdu.
7. Günlük Rutinler
90'ların bir diğer vazgeçilmezi, saati şaşmayan günlük rutinlerdir. Fırıncı ekmeği aynı saatte pişirir, bakkal dükkanını gecikmeden açar ve kahveci sokağı hep aynı saatte süpürürdü. Elbette gün ortası kahveleri, çayları ve tavlaları için de belirli aralıklar vardı. Bu da her şeyin planlı olmasını sağlar ve stres gibi modern kavramları hayatın dışında bırakırdı. 💚
8. Yüz Yüze İletişim
Teknolojinin bu kadar gelişmediği o yıllarda iletişim genellikle yüz yüze sağlanırdı. Telefon denilen şey ise bugünkünden oldukça farklıydı. Dolayısıyla ilişkiler çok daha gerçek ve dokunaklıydı. Haliyle esnaf ve müşteri birbirine gerçekten değer veren, paradan öte ilişki kuran kişilerdi.
9. El Emeği
Esnafın sattığı ürünler de şimdikinden çok daha farklıydı. Lojistik kavramının henüz bu kadar yaygın olmadığı o dönemlerde, her ekonomi çoğunlukla yerel iş gücüne dayanırdı. El emeği göz nuru olan ürünler kısıtlı sayıda üretilir, belirli bir lokasyona sunulur ve stoklar sadece belirli dönemlerde yenilenirdi. Bu da her şeyi çok daha özel, anlamlı ve eşsiz hale getirirdi.
10. Tüp Değiştirme
Doğalgazın bu kadar yaygın olmadığı 90'larda tüp değiştirme diye bir şey de vardı. Ocağın gazı bir anda biter ve üzerinde pişen yemeğin yarım kalmasına neden olurdu. Evde fırtınalar koparan bu durum tüpçünün gelip tüpü değiştirmesiyle birlikte sonlanır ve hayat kaldığı yerden devam ederdi. Tabii bu işlem aniden gerçekleştidiğinden kimi zaman elde yeterli nakit para olmazdı. Tüpçüler ise bu durumu anlayışla karşılar ve 'Sonra hallederiz' diyerek karşılıklı güveni pekiştirirdi. Yani öyle IBAN'mış, e-ödemeymiş o dönemlerde yoktu...
Yorum Yazın
Çocukken bakkaldan yarım ekmek arası kaşar yaptırır gazozla birlikte afiyetle götürürdük,şimdi ne kaşarın ne de gazozun tadı kaldı....