Uzmanından "Kalp Krizinde En Sık Görülen Şikayet Göğüs Ağrısı" Uyarısı
Uzmanından "Kalp Krizinde En Sık Görülen Şikayet Göğüs Ağrısı" Uyarısı
İSTANBUL (AA) - Bayındır Sağlık Grubu bünyesindeki Bayındır İçerenköy Hastanesi'nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mutlu Güngör, kalp krizinde en sık görülen şikayetin göğüs ağrısı olduğunu belirterek, 'Göğüs ağrısı; göğüs bölgesinde baskı ve sıkışma şeklinde tarif edilen, hastanın daha önce hissetmediği kadar şiddetli, bazen yanma bazen ezilme diye tarif edilen yaygın bir ağrı ve noktasal olarak lokalize edilemez.' ifadesini kullandı.
Bayındır Sağlık Grubu açıklamasına göre, kalbi besleyen koroner arter damarların tıkanması sonucu ortaya çıkan kalp krizi, dünyada bulaşıcı hastalıklara bağlı olmayan ölümlerin bir numaralı sebebi olarak görülüyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Bayındır İçerenköy Hastanesi'nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Güngör, kalp krizinin de aslında bir damar hastalığı sonucu gerçekleştiğini, damar tıkanıklığına sebep olan tüm faktörlerin kalp krizi riskini artırdığını vurguladı.
Kalp krizinde en sık görülen şikayetin göğüs ağrısı olduğunu belirten Güngör, şunları kaydetti:
'Göğüs ağrısı; göğüs bölgesinde baskı ve sıkışma şeklinde tarif edilen, hastanın daha önce hissetmediği kadar şiddetli, bazen yanma bazen ezilme diye tarif edilen yaygın bir ağrı ve noktasal olarak lokalize edilemez. Bu ağrı omuzlara, kollara, alt çeneye, sırta yayılabilir. Genellikle üst çeneye ve göbek altına yayılım göstermez. Batıcı veya kesici tarzda keskin bir ağrı değildir, yaygın ve ezici bir ağrıdır. Ağrıya bulantı, kusma, terleme, nefes darlığı eşlik edebilir. Bazen hastalarda beyin beslenmesinin bozulmasına bağlı baş dönmesi, fenalık hissi, bayılma görülebilir.'
Güngör, özellikle yaşlı hastaların veya diyabeti olanların herhangi bir şikayet yaşamadan kalp krizi geçirebileceklerine dikkati çekerek, düzenli kontrollerin önemli olduğunu vurguladı.
- 'Egzersiz kalp krizini önlüyor'
Mutlu Güngör, kalp krizine neden olan risk faktörlerinin 'değiştirilemez' ve 'değiştirilebilir' olarak ikiye ayrıldığını, değiştirilemez risk faktörleri arasında yaş, cinsiyet ve genetik yatkınlık, değiştirilebilir risk faktörleri arasında ise sigara, hipertansiyon, diyabetes mellitus, kolesterol yüksekliği ve obezitenin yer aldığını bildirdi.
Egzersizin kalp krizinin değiştirilebilir risk faktörlerinin tamamının tedavisinde etkili olduğunu vurgulayan Güngör, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Düzenli yapılan egzersiz, hipertansiyon kontrolünde, şeker ve kolesterolün düşürülmesinde ve obezitenin engellenmesinde çok önem bir yer tutuyor. Ayrıca düzenli egzersiz, kalp hastalıklarının dışında akciğer hastalıklarının ve eklem-kas ağrılarının görülmesini azaltırken, oksijenizasyonun sağlanmasından dolayı kanser riskini de aşağı çekiyor. Tempolu yürüyüş, yavaş tempo koşu, yüzme, bisiklet gibi sporları önerirken, kas gücüne dayalı body, güreş gibi yüksek basınç gerektiren sporları önermiyoruz. Bu sporlar kalp kas kitlesinde artış ve tansiyonda yükselme yapabiliyor. Kalp hızınızı artıracak ve terlemenizi sağlayacak tempolu yürüyüş, bizim için ideal egzersizdir. Evde temizlik yapmanız ya da iş yerinizde hareketli olmanız ise istenilen metabolizma hızını sağlamak için yeterli değildir.'
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın