Ölçme ve değerlendirme açısından bir sınavın sahip olması gereken üç temel özellik bulunmaktadır:
• Geçerlik
• Güvenirlik
• Kullanışlılık
Avamın anlayacağı dilden konuşacak olursak sınavın amacına hizmet etmesi geçerlik, hatasız ölçme yapıyor olması güvenirlik, ekonomik, puanlanabilir ve uygulanabilir olması ise kullanışlılık anlamına gelmektedir. Bu noktada her türlü sınavın olmazsa olmazı GEÇERLİK yani AMACA UYGUNLUKtur diyebiliriz. Yani sınavın gerçekte ölçmeyi amaçladığı nitelik ile benzer bir kurguda olması zorunluluktur. Eğer siz mutlak ölçüt kullanarak kişilerin mesleki anlamda hangilerinin uzman, hangilerinin başöğretmen olacaklarına karar verecekseniz yaptığınız sınavın da doğrudan buna hizmet etmesi beklenmektedir. Çoktan seçmeli, bilgi temelli, ezbere dayalı bir sınav kurgusu bahsi geçen nitelikleri ölçmekten uzak olacaktır. Benzer şekilde basitçe HATASIZ ÖLÇME anlamına gelen GÜVENİRLİK konusu ise son yaşanan ÖSYM sınav skandalından dolayı benzer şekilde öğretmenler arasında tartışma yaratmaktadır. Hiç de azımsanmayacak sayıda öğretmen sosyal medyadan buna dair endişelerini dile getirmektedir. Dahası zaten geçerliği düşük olduğu yerde güvenirliğin konuşulması çok teknşk bir detay olarak kalmaktadır. KULLANIŞLILIK ise Türkiye’de yapılan sınavlarda en çok uyulan ölçme ilkesidir. Çoktan seçmeli sınavlar yapıları itibariyle uygulanabilir, kolayca puanlanabilir ve diğer yöntemlere göre ekonomiktirler. Onun için MEB’in yapacağı sınavın kullanışlılık açısından bir sorun teşkil etmediği söylenebilir.
Sonuç olarak çoktan seçmeli sınav kurgusu hem teknik açıdan hem de sahanın çekinceleri düşünüldüğünde doğru bir yöntem olarak karşımıza çıkmamaktadır. Uzmanlığın önemli bir kısmı bilgi olmakla birlikte bu bilginin sınıfın içerisine etki edip etmediği konusu tartışmalıdır. Her ne kadar yerine ikame edilmesi gereken kariyer sistemi konusunda eğitim yönetimci hocalara kulak vermek gerekse de basitçe ölçme değerlendirme açısından bir kaç şey söylenebilir:
- Öğretmenleri ölçmek için öğrenme yerine öğrenmek için ölçme kurgusuna zorlamak gerekir. Ölçmek için öğrenmeye zorladığımızda öğretmen bilgiyi sadece ezberleyen konumunda kalacaktır.
- Mesleki gelişim ve kariyerin nasıl tanımlandığına akademik çerçevede bakmak ve doğru tanımlamak gerekir. Bu tanımlama ilgili ölçme kurgusunun da temeli olacaktır. Eğitim camiası olarak üzerinde düşünmemiz gereken temel konu uzman ve başöğretmen kavramlarının doğru tanımlanması olmalıdır. Bu sayede yapılacak sınavların alt yapısı daha iyi hazırlanabilir.
- Nasıl bir ölçme kurgusu ortaya konulursa konulsun akılda tutulması gereken iki temel nitelik AMACA UYGUNLUK (geçerlik) ve HATASIZLIK (güvenirlik) olmalıdır. Bu iki özellik ölçmenin olmazsa olmazlarındandır.
- Son olarak özlük ve kariyer ilişkisinin algısını zorlama hale getirmemek gerekir. Öğretmende “Üç kuruş para verecekler onu da vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar!” algısı oluşturmak tartışmayı siyasi bir boyuta da taşıyarak eldeki bulgurdan da olmaya neden olabilir. Bu konu tamamen eğitim camiası tarafından bilimsel ve çocuğun üstün yararına hizmet etme çerçevesinde tartışılmalıdır.
Instagram
Twitter
Yorum Yazın