Görüş Bildir
Haberler
Tüm Hesapların Sonu Roma'ya Değil Oraya Çıkıyor: Hazine'ye Fazla mı Yükleniyoruz?

Tüm Hesapların Sonu Roma'ya Değil Oraya Çıkıyor: Hazine'ye Fazla mı Yükleniyoruz?

Kur Korumalı Mevduatın tartışmaları bitmeyecek gibi görünüyor. Yayınlanan tebliğde yer alan bir ifadenin Hazine yükünü artıracak olması ile başlayan hatalar zinciri bankalarda işlem değişikliklerine neden oldu. 

Hazine'nin koruma altına aldığı kurlarda ise kur yükselişinde Hazine'yi kimin koruyacağı sorusu ekonomistler tarafından sorulmaya devam ederken, dört işlemle ki tüm veriler sabit kalırsa(!) Hazine'nin yıllık ödemesi yanında da Hazine'nin borçlanmaları bonus olarak bu içerikte!

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Tebliğdeki hata nasıl düzeltildi?

Tebliğdeki hata nasıl düzeltildi?

Kur Korumalı Mevduat hesaplarında ilk dönemde çıkan şeklinde farklı olarak vade uzatımına izin veren tebliğ Merkez Bankası tarafından farkedilince düzenlemeye gidildi fakat bazı bankalarda hata sonradan farkedildi. Sözcü'den Erdoğan Süzer haberine göre, 7 Mart'ta Resmi Gazete'de yayımlanan Merkez Bankası tebliğinde, “Yenilenen hesap ilk açılışta dönüşümü yapılan döviz tutarı ve dönüşüm kuru üzerinden destekten yararlanmaya devam eder” denildi.

Tebliğden, kur korumalı hesapların ilk dönüşüm kurundan yenilenirken, faiz ya da ödenen kur farkının ana paraya ilave edilmeyeceği anlaşılınca işler karıştı.

Tebliğden, kur korumalı hesapların ilk dönüşüm kurundan yenilenirken, faiz ya da ödenen kur farkının ana paraya ilave edilmeyeceği anlaşılınca işler karıştı.

Tebliğin bu şekilde uygulanması çok ciddi kamu zararına yol açacağından, Merkez Bankası 22 Mart'ta yeni bir tebliğ yayımlayarak ilk açılıştaki dönüşüm kuru ifadesini metinden çıkardı. 

Tebliğin ilk haliyle yürürlükte olması demek ilk dönüşümdeki dolar/TL kurunun 11,67'den alınıp yenilemede ise bu şekilde devam edilmesi demek olacaktı. Böylelikle her 3 ayda faiz ve kur farkı alınıp, sonraki 3 ayda da yine aynı seviyeden tekrar kazanç sağlanabilecekti. Bu hatadan dönülse de bazı bankalarda işlem hataları oluştu. Bankaların çoğu düzeltmelerini yapsa da bir kamu bankasında hatanın daha geç fark edildiği iletildi.

Bu hatadan dönüldü ama sistemin kendisi hata olarak duruyor mu?

Bu hatadan dönüldü ama sistemin kendisi hata olarak duruyor mu?

Ekonomist Gazeteci Uğur Gürses, KKM için yazdığı yazısında, 'Faizleri enflasyonun altına çekerek dövizin patlamasına sebep olup, dövize yeni yöneliş olmasın diye örtülü biçimde yüzde 76.4 faiz ödenmesi, faiz karşıtı iddia sahibi bir iktidar için büyük bir trajedi' ifadesini kullandı ve verilerle şu şekilde açıkladı:

Bakan Nebati'nin 4 Mart günü açıkladığı döküme göre... Mart sonuna kadar 5 milyar dolar, Nisan ortasına kadar da 10 milyar dolarlık hesabın vadesi doluyor. Nisan sonuna da 17 milyar dolar hesaplıyorum.

Ankara'nın hesabı şu olmalı; kuru olabildiğince ‘arka kapıdan' döviz satarak kontrol altında tutmak ve vadeleri dolan hesaplara ödenecek kur farkını düşük tutabilmek.

Ama ‘Turpun büyüğü heybede'

Ama ‘Turpun büyüğü heybede'

Bugün tüm bu 561 milyar KKM hesap stokunun 14.82'lik dolar kuru üzerinden oluşturduğu kur farkını, yüzde 17'lik faiz farkını da düşerek net 45.9 milyar TL olarak hesaplıyorum. Kurun sadece 10 kuruş artması bile bu yükü 50.1 milyar TL'ye fırlatıyor.

Ankara'nın hesabı, yaz aylarına kadar bunu döviz satarak ‘idare etmekti'. Yaz aylarında döviz girişi ile kur üzerindeki baskının azalacağını umarak yapılan hesap, Ukrayna işgali ile çöktü.

Zira hem patlayan enerji fiyatları nedeniyle hem de potansiyel olarak azalacak turist sayısı nedeniyle ödemeler dengesi açığı 35-40 milyar dolara çıkacak olması bu hesabı bozdu.

Burada bir parantez açalım Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu da Ukrayna'dan ümit kesilen ama halen Rusya'dan beklenen turistler için şöyle bir veri yayınladı 👇

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Turizm parantezini kapayıp Uğur Gürses ile devam ediyoruz çünkü 'Burası Çok Önemli' sıra geldi Hazine borçlanmalarına

Turizm parantezini kapayıp Uğur Gürses ile devam ediyoruz çünkü 'Burası Çok Önemli' sıra geldi Hazine borçlanmalarına
media-cdn.t24.com.tr

2018 Temmuz'unda ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi' yürürlüğe sokulup, tamamen keyfi ve hurafelere dayalı bir ekonomi politikası yürürlüğe girdikten sonra, Hazine kendi yurttaşlarından ve şirketlerinden döviz ve altın borçlanmaya başlandı... Albayrak döneminde döviz ve altın borçlanması kabaca 50 milyar doları buldu. Döviz ve altın borçlanmasının sonuçları, tam bir enkaz tablosu içeriyor.

Tablo şöyle; 2018 Eylül-2022 Mart arasındaki dönemde 53.5 milyar dolar karşılığı döviz ve altın borçlanması yapılmış. Bunun 25.3 milyar dolarlık bölümünün vadesi gelmiş. TL yerine borçlanılan döviz ile altının kur ve ons fiyat farkları ile ödenen faizlerden oluşan ortalama maliyeti ise yüzde 38.3 olmuş. Halbuki o borçlanma yapılan dönemlerde döviz yerine TL borçlanma yapılsaydı ortalama faiz maliyeti yüzde 13.6 olacaktı. Sözüm ona TL faizini düşürmek için (ya da faiz karşıtlığı) döviz ve altın borçlanıp kamuya yani halka bunun 3 katı mali yük getirilmiş oldu.

'Maliyetler, büyük bir enkaz olarak ileride karşımıza çıkacak'

'Maliyetler, büyük bir enkaz olarak ileride karşımıza çıkacak'

Burada bitmiyor; henüz vadesi gelmemiş 28.2 milyar dolarlık bir borç stoku var; onun da bugünkü kurdan ve ons fiyatından ağırlıklı maliyetini yüzde 39.1 olarak hesaplıyorum. İşte 'burası çok önemli'; ‘başarı öyküsüne' kitap yazılacak ölçüde hem de.

Otoyol, köprü, hastane gibi altyapı projelerinde olduğu gibi halı altına saklanan maliyetler, büyük bir enkaz olarak ileride karşımıza çıkacak.

Nisan sonuna kadar vadesi gelecek olan KKM hesaplarına 23 Mart itibariyle oluşan faiz ve kur farkından oluşan potansiyel ödemenin ağırlıklı dönemsel faizi yüzde 15.22, yıllığı ise yüzde 76.4'e karşılık geliyor.

Faizleri enflasyonun altına çekerek dövizin patlamasına sebep olup, dövize yeni yöneliş olmasın diye örtülü biçimde yüzde 76.4 faiz ödenmesi, faiz karşıtı iddia sahibi bir iktidar için büyük bir trajedi bu aynı zamanda.

Bitti mi bitmedi! Ekonomist Mahfi Eğilmez de soruyor: Kuru Hazine koruyacak da Hazineyi kim koruyacak?

Bitti mi bitmedi! Ekonomist Mahfi Eğilmez de soruyor: Kuru Hazine koruyacak da Hazineyi kim koruyacak?

Kur Korumalı Mevduat sisteminin başladığı 23 Aralık 2021 gün Merkez Bankası'nın açıkladığı dolar kurunun 11,64 olduğunu hatırlatarak başlayan Mahfi Eğilmez, 23 Mart itibarıyla dolar/TL'nin 14,82 olması ile hesaplamaya başlıyor:  

23 Aralık 2021 100.000 TL (100.000 / 11,64 = ) 8.591 dolar oluyor

3 aylık vadede (Yüzde 14+3(Bankalar politika faizinin en fazla 3puan üstünü verebiliyor) %17 bölü 12 ay çarpı 3 ay ) % 4,25 dönem faizi ile 4.250 lira

23.03.2022 tarihinde Dolar üzerinden 100 bin lira (8.591 x 14.82=) 127.320 lira eder.  

27.320 liralık toplamın 4.250 liralık bölümünü banka,

Kalan (27.320 – 4.250 =) 23.070 liralık kısmını da Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçeden karşılayacaktır.

Bugüne kadar KKM hesaplarına yatan toplam para tutarının 591 milyar lira olduğu açıklandı. Bunun tamamının en başından beri yatırılmış olduğunu varsayarak👇

Bugüne kadar KKM hesaplarına yatan toplam para tutarının 591 milyar lira olduğu açıklandı. Bunun tamamının en başından beri yatırılmış olduğunu varsayarak👇
blogger.googleusercontent.com

591 milyar lira (23.12.2021 tarihinde 591 / 11,64 =) 50,8 milyar dolar 

591 milyar liranın faizi (591 x 0.425 =) 25,1 milyar TL 

Anapara+faiz (591 + 25,1 =) 616,1 milyar TL 

23.03.2022 tarihinde (616,1 / 14,82 =) 41,6 milyar dolar eder. 

(50,8 – 41,6 =) 9,2 milyar dolar 

23.03.2022 tarihinde (9,2 x 14,82 =) 136,3 milyar TL fark var 

Bankanın ödeyeceği faiz 25,1 milyar TL idi 

Hazinenin ödemesi gereken miktar (136,3 – 25,1 =) 111,2 milyar lira

Tüm yıl her şey aynı olursa Hazine’nin yıllık yükü (111,2 x 4 =) 445 milyar lira

Tüm yıl her şey aynı olursa Hazine’nin yıllık yükü (111,2 x 4 =) 445 milyar lira

TCMB’nin kurun ve dolayısıyla enflasyonun yükseldiği bir ortamda faizi artırmak yerine düşürmesinin maliyeti ne yazık ki tahminlerin çok ötesine geçecek gibi görünüyor: 

  • TCMB kurun yükselmesini önlemek için milyarlarca dolar tutarında döviz satışı yaptı ve yapmaya devam ediyor. Bunun sonucu olarak TCMB’nin swaplar hariç net rezervleri eksi 44 milyar dolar dolayında bulunuyor. 

  • Hazine, KKM dolayısıyla hiçbir şekilde muhatap olmaması gereken bir fark ödemesi yapmakla yükümlü tutulduğu için bütçeye yüksek bir ek yük gelecek gibi görünüyor. Bunun bugünkü durumun devamı halinde yıllık maliyeti 445 milyar lirayı geçiyor. 

  • KKM hesaplarında gelir vergisi kesintisi (stopaj) sıfırlandığı, döviz işlemlerine uygulanan BSMV kaldırıldığı ve şirketlerin KKM hesaplarına geçmesi halinde kur farkı nedeniyle doğacak kazanç kısmı kurumlar vergisinden istisna edildiği için bütçede önemli bir gelir kaybı ortaya çıkacak.

TCMB’nin rezervlerini eritmesinin ve Hazine’nin karşılaşacağı olağanüstü gereksiz yüklerin tek bir nedeni var: Faizin doğru belirlenmemesi. 

Faiz tek başına sorunları çözemez ama eğer yanlış belirlenirse inanılmaz sorunlara yol açar. KKM uygulaması bize bu sözün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha kanıtlamış bulunuyor.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın