Tahşiyeciler Davası Nedir?
İddialar, sorular ve tanıklarla Tahşiyeciler davası...
Medya ve polise yönelik Cemaat operasyonunun temelini oluşturan Tahşiyeciler grubuna yönelik davanın dosyasına Al Jazeera ulaştı. Teknik-fiziki takip kararları ve aramalar en büyük tartışma konusu.
Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın da gözaltına alındığı soruşturmada, şüpheliler 2009-2010 yıllarında yürütülen ‘Tahşiyeciler grubuna yönelik’ soruşturmada ‘sahte delil üretmekle’ suçlanıyor.
2009- 2010 yılında yürütülen '’Taşhiyeciler'' soruşturması kapsamında grubun önde gelen ismi ''Molla Muhammet'' adıyla bilinen emekli imam Mehmet Doğan'ın aralarında bulunduğu bazı isimlere dava açıldı. Halen devam eden davada Doğan ile birlikte 5 sanık 17 ay tutuklu yargılandı. Sanıklar Mayıs 2011'de İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tahliye edildi.
İsimsiz ihbar ile gönderilen CD
Soruşturma Mehmet Doğan’ın da ses kaydının bulunduğu bir CD’nin Emniyet'e isimsiz ihbar ile gönderilmesiyle başladı. İhbarın ardından bir süre teknik ve fiziki takibe alınan şüphelilere operasyon düzenlendi.
Ancak sanıklar ve avukatları operasyonun hukuka aykırı olduğunu ilk duruşmadan itibaren ısrarla vurguladı.
Teknik ve fiziki takip kararlarına itiraz
İtiraz noktalarından biri teknik ve fiziki takip kararları. İddianamede sanıklar, terör örgütü kurmak ve üye olmak ile suçlanırken, alınan dinleme ve izleme kararları terör örgütü iddiasıyla alınmamış. Avukatlar ve sanıklar, duruşmalarda teknik ve fiziki takip kararlarının yasaya aykırı olduğunu, bu yolla toplanan delillerin geçersiz sayılmasını istedi.
Evrakta sahtecilik iddiası
İkinci bir itiraz ise evrakta sahtecilik yapıldığı iddiası. Bu itirazın gerekçesi ise aramalarda polisler tarafından tutulan tutanaklar. Duruşmada tanık olarak dinlenen polislerden bazıları aramalardan 10.30 gibi ayrıldıklarını belirtti. Ancak dava dosyasında 11.00 ‘den sonra tutulan tutanaklar var. Avukatlar ve sanıklar, bu arama tutanaklarının sahte olarak hazırlandığını ve imzalandığını iddia ediyor.
Bombaların bulunmasına ilişkin görüntü olmaması
Davanın en kritik konusu ise aramalarda elde edilen bombalar. Bombalar davanın sanıklarından Turgut Yıldırım'ın Bahçelievler'deki evinde bulundu. Bulunan el bombalarına ilişkin ‘polis kamerası görüntülerinin eksik olması (bombanın bulunduğu anın olmaması) ve bombaların üzerinde sanıkların değil polislerin parmak izinin çıkması tartışma konusu oldu.
Bombalar üzerindeki parmak izleri
Duruşmada tanık olarak dinlenen polislere bu iki konuda sorular yöneltildi. Polisler, bombada parmak izlerinin bulunmasını ‘eldivenlerin yıpranmış olması ve yıpranma nedeniyle çıkarmış olmalarına’ bağladı.
Polisler, bombaların bulunduğu aramalarda da görüntü kaydının yapıldığını ancak bu kaydın ne zamandan itibaren başladığını bilmediklerini söylediler.
Tanık polisler aramalara evin sahibi ve apartman yöneticisinin de eşlik ettiğini iddia etti.
Polislerden çelişkili ifade
Ancak tanık polislerin ifadelerinde de çelişkiler yaşandı. Tanık polis C. A, aramalarda bombanın aramaya başladıktan 1 -2 saat sonra bulunduğunu ancak tam zamanı hatırlamadığını ifade etti.
Diğer tanık polis K.G ise aramalara başladıktan 15-20 dakika sonra bombaların bulunduğunu açıkladı.
Kameraman: Ben geldiğimde arama başlamıştı
Aramalarda bombaların bulunma görüntülerinin olmamasını ise en net olarak kamera kaydını yapan polis A.K açıkladı. A.K aramaların kendisi gitmeden önce başladığını, daireye girdiğinde bulunan bombaların çekyatın üzerinde durduğunu söyledi. Tanık polis, bulunma anının görüntülerde olmadığını açıkladı.
Apartman yöneticisi: Ben geldiğimde bombalar bulunmuştu
Apartman yöneticisi Nimettin Tosun da tanık olarak dinlendi. Tosun, polisler geldiğinde üstünü giyinmek için evine gittiğini, geri döndüğünde kapının açık olduğunu söyledi. Tosun, ‘Ben daireye girdikten sonra polislerden biri bomba bulduğunu söyleyerek dolaptan bir poşet çıkardı’ dedi. Apartman yöneticisi Tosun, aramalar bitmeden işi olduğu için ayrıldığını ve tutanağı okumadan imzaladığını belirtti.
Tanık yönetici Tosun, evin sahibi Turgut Yıldırım’ın da bir ara namaz kılmak için abdest almaya gittiğini, geldiği sırada bomba ve mermilerin bulunduğunu söyledi.
Avukatlar ve sanıklar, arama işlemlerinin hukuka aykırı, bombaların bulunma şeklinin ise şaibeli olduğunu iddia ediyor.
Bu tartışmaların yaşandığı davanın operasyonunu yapan polisler şu anda gözaltında.
Tahşiyeciler davası ise halen devam ediyor. Özel yetkili mahkemelerin kapanmasının ardından, dava suç yeri nedeniyle Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. 2015’in Mart ayında sanıklar hakim karşısına çıkacak.
Selahattin Günday | Al Jazeera