Son Günlerde Sık Sık Paylaşılan Tarık Akan ve Müjdat Gezenli Fotoğrafın Hikayesi
19 Mart'ta Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasını yankıları siyaset kadar sinema ve TV dünyasında da ses getirdi. Gözaltıları, protestoları ve mitingleriyle şimdiden Türkiye tarihine geçecek olan olaylar silsilesinde gözler sanat camiasına çevrildi. Bazı sanatçılar ve ünlüler sürecin başından beri olaylara tepkiliyken bir kısım sanatçı ve ünlü Atatürk fotoğrafı paylaşarak tepkisini verdi. Ancak kitleleri tarafından bu hareket geçiştirme veya suya sabuna dokunmama şeklinde algılandı. Bazı sanatçılar da sessizliğini korudu.
Sosyal medyada ise Tarık Akan, Semra Özdamar ve Müjdat Gezen'in yan yana yürüdüğü bir fotoğraf viral oldu. Siyasi gelişmelere atfen 'gerçek sanatçılar' başlığıyla yüz binlerce beğeni aldı. Peki o fotoğrafın hikayesi ne? Ünlü isimler 1 Mayıs İşçi Bayramı için mi toplanmıştı yoksa fotoğrafın arkasında bambaşka bir hikaye mi vardı?
Yıl 1977. Türkiye sağ sol çatışmaları, iç hesaplaşmalar ve sürekli düşen hükümet haberleriyle çalkalanıyordu.
Kanlı 1 Mayıs olarak tarihe geçen 1 Mayıs gösterilerinin ardından sadece birkaç ay geçmişti. 1977 seçimlerinde Bülent Ecevit'in liderliğinde giren CHP %41 oyla birinci parti seçilmiş, ancak mecliste çoğunluğu sağlayamamıştı. İkinci parti Adalet Partisi genel başkanı Süleyman Demirel; Erbakan'ın Milli Selamet Partisi ve Türkeş'in Milliyetçi Hareket Partisi ile birlikle II. Milliyetçi Cephe Hükümeti'ni kurmuştu. Hükümetin ilk icraatlarından biri de sanatsal aktiviteleri düzenlemekti. Bunun için bir Sansür Yasası düzenlenmeye alınmıştı.
Ancak halihazırda sektördeki sansür zaten endüstriyi bitirme noktasına getirmişti.
Hükümet cenahı bu sansür yasasıyla milli ve manevi değerleri koruma, müttefik ülkelerle ilişkilere gelecek zararların önlenmesi gibi gerekçeler sunuyor, İtalya'dan gelip Yeşilçam'a alternatif olan erotik filmler salonları domine ediyordu.
Tabii bu uzun süredir süregelen bir durum işin içinden çıkılamaz hale gelinmesine yol açtı.
Sansür öyle bir noktaya gelmişti ki Süleyman isimli karakterin arabasının sollanması, sağcı Süleyman Demirel'e gönderme olarak kabul edilip filmin yayına geçmemesine neden oluyor, usta senaristler otosansürün bile fayda etmediğini görünce seyirci için ayrı, sansür heyeti için ayrı senaryolar yazıp çektiriyor. O şekilde sansür atlatılıyordu.
Hatta çok daha önceleri Türk sinema tarihinin en başarılı filmlerinden biri olarak kabul edilen Metin Erksan'ın Susuz Yaz filmi sansüre takılmış, filmin bir kopyası bavullarla yurt dışına kaçırılmış ve Berlin'de Altın Ayı ödülü kazanmasıyla devlet tarafından sahiplenilmişti.
Başta Türkan Şoray ve Cüneyt Arkın gibi yıldızlar sansüre tepki gösterilmesi gerektiğini düşünüyordu.
Bunun üzerine 5 Kasım 1977'de başta sansür ve sinema emekçilerinin haklarını dile getirmek için bir yürüyüş kararı alındı.5 Kasım'da başlayacak yürüyüş 8 Kasım'da Ankara'da, TBMM'de sonlanacaktı.
Beşiktaş Barbaros Bulvarı'nda toplanan yıldızlar geçidinin önünde Fatma Girik yer alıyordu.
Sadece başrol oyuncuları değil, yardımcı oyuncular, teknisyenler, senaristler de ayrı komiteler oluşturmuştu. Kortej Beşiktaş'tan Taksim Meydanı'na yürümüş birkaç ay önce 1 Mayıs'ta hayatını kaybedenler anısına film negatiflerinden bir siyah çelenk bırakılmıştı. Ardından otobüslerle Üsküdar'a geçildi.
Üsküdar'da kimi gruplarla bazı sürtüşmeler yaşansa da etraftaki halk sanatçıları destekliyordu. Otobüslerle çıkılan yolda ilk durak İzmit oldu. İkinci durak ise Bolu'ydu. Bolu yolunda grev yapan işçilere destek verildi. Ankara'dan önce son durak ise Kızılcahamam'daki bir oteldi.
Kapadokya'da çekimleri süren Dila Hatun filminin iki yıldızı Kadir İnanır ve Türkan Şoray da kampa bekleniyordu.
Ekip büyük bir gayretle işlerini yetiştirip Kızılcahamam'a vardı. Tabii bu kadar kalabalık bir grubun Ankara'da yürüyecek olması hükümeti tedirgin etmişti. Eylem gruplarını temsilen belli başlı isimlerin Ankara'ya girilmesine izin verildi. Öğrenciler Ankara'daki yıldızlar geçitini izlemek için okullarından kaçtı, hayat durdu.
Sinema Emekçileri adına Türkan Şoray ve beraberindeki sanatçılar Anıtkabir ziyaretinde bulundu.
Ardından TBMM'ye geçildi. Ancak II. Milliyetçi Cephe'nin sansür konusunda geri atmaya niyeti yoktu
Yürüyüş sonrası Cüneyt Arkın, Hakan Balamir, Semra Özdamar, Fatma Girik ve Tarık Akan hakkında soruşturma açıldı.
Eylem büyük ses getirmiş olacak ki sansür kurulu yumuşamaya, bekletilen filmler piyasaya çıkmaya başlamıştı. Sinema emekçilerinin sosyal hakları ve iş hukuklarını koruma amaçlı Sine Sen isimli bir sendika da kuruldu.
Yürüyüşten birkaç hafta sonra II. Milliyetçi Cephe hükümeti yerine Ecevit hükümetinin gelmesi sektör için umut olmuştu.
Üstelik dönemin kültür bakanı ise dönemin İzmir vekili Ahmet Taner Kışlalı oldu. 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar sıra süre de olsa sinemacılar nefes aldı.
Şahan Gökbakar'ın Cem Yılmaz'a cevap olarak gönderdiği bu fotoğrafın hikayesi ise Barbaros Bulvarı'nda başlayan kortejdendi.
Ankara'ya yapılan yürüyüş sırasında pek çok fotoğraf çekildi.
👇
👇
Avrupa'da da yankı bulan bu olay 30 yıl sonra Yollara Düştük isimli belgesele ilham oldu.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Video
Test
Gündem
Magazin
Video
Test
İlginizi çekebilir;
Yorum Yazın
bu güzel insanlar gidyordu ve gittiler .........
Şimdiki artistler bu devirde olsa Beşiktaştan Kabataşa kadar bile yürüyemezler. Polisler veya tomalar yüzünden değil. Ellerinde telefonlarla selfie çekmek iç... Devamını Gör
yani 50 yilda degisen bir sey yoj