''Kullandıkları Tehdit Dili Siyasi Çaresizliklerini Ortaya Koymaktadır''
Siyasi Çaresizliklerini Ortaya Koymaktadır
İçişleri Bakanı Ala, CHP Parti Sözcüsü Koç'un kendisine yönelik açıklamalarıyla ilgili, 'Kullanılan az gelişmiş tehdit dili, içinde bulundukları ruh hallerini ve siyasi çaresizliklerini ortaya koymaktadır' dedi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç'un kendisine yönelik açıklamalarıyla ilgili, 'Kullanılan az gelişmiş tehdit dili, içinde bulundukları ruh hallerini ve siyasi çaresizliklerini ortaya koymaktadır. Bu tek uzmanlık konuları olan seçim hezimetlerini gizleme ve geçiştirme kurnazlığıdır' değerlendirmesinde bulundu.
Ala, Anadolu Ajansına gönderdiği yazılı açıklamada, CHP Genel Başkan Yardımcısı Koç'un kendisine yönelik eleştirilerine cevap verdi.
'Tek parti diktatörlüğünün mirası üzerinde oturan bu zat, tarafımdan yalanlanmış açık bir iftira üzerinden, şuur altına gizlenmiş amaçlarını dışa vurarak daha muhalefette iken iktidarı tehdit etmektedir' ifadesini kullanan Ala, şunları kaydetti:
'İktidar olduklarında ise halkı tehdit ettikleri tecrübeyle sabit olduğundan, halkımız bu zihniyeti yıllardır iktidardan uzak tutmaktadır. Kullanılan az gelişmiş tehdit dili, içinde bulundukları ruh hallerini ve siyasi çaresizliklerini ortaya koymaktadır. Bu tek uzmanlık konuları olan seçim hezimetlerini gizleme ve geçiştirme kurnazlığıdır.'
Haluk Koç'un açıklaması
CHP Merkez Yönetim Kurulu toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, 'Ankara'da seçimlere müdahale ettiği iddia edilen Efkan Ala hakkında bir girişiminiz olacak mı?' sorusunu şöyle yanıtlamıştı:
'Hırsızlığı açık olanlar hakkındaki girişim Meclis'te nasıl engellendi biliyorsunuz. Önümüzdeki hafta Meclis açılacak. Olağanüstü bir dönem yaşıyor Türkiye, demokrasiyle izah edilemeyecek bir dönem. Demokrasinin kurumlarıyla kurallarıyla şu anda iş tutanların bağdaştırılamayacağı bir dönemden geçiyor Türkiye. Muhalefet partilerine anayasa ve iç tüzüğün verdiği denetim hakkının nasıl engellendiği de ortada. İşte onun için boşuna diktatörlük, otoriterleşen bir rejim demiyoruz. Bütün bu boyutlar ortada. Yalın gerçek şudur: Bunların hepsi vaki olaylardır. Bunların sorumluları hiçbir zaman hesap vermekten kaçamayacaklardır. Bahsettiğiniz kişi dışarıdan bakan olarak atanan ve Goebbels rollerine soyunan, vurgularıyla konuşmasıyla tapelerdeki emirleriyle hukuk tanımazlığıyla devlet tanımazlığıyla... Bunun kendisini nasıl ağır bir akıbetin beklediğinin daha farkında değil. O sırada bütün bunları savunduğu ağa babaları da olmayacak yanında. Süklüm püklüm, Türk milletinin önünde yaptıklarının hesabını verecekler. Bundan kurtuluş yok.'
Muhabir: Selma Bıyıklı Adabaş
AA