Sivas Katliamı'na 'Zaman Aşımı' Zırhı
Yargıtay da Sivas Katliamı davasının zamanaşımına uğradığı yönünde karar verdi.
Sivas Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993’te 2’si gösterici 37 kişinin öldüğü katliamın ardından 21 yıldır yargılaması devam eden 7 sanık hakkındaki davada zamanaşımı kararı Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onandı.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Sivas'ta 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nde 37 kişinin yakılarak öldürülmesinden sonra 21 Ekim 1993’te Ankara 1 Nolu DGM’de 125 sanıkla başlayan yargı sürecinde son sanıkları için 'zamanaşımı' kararı çıkmıştı. Karara itiraz edilince dosya Yargıtay’ın gündemine geldi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerel mahkemenin zamanaşımı karanına onama istediği davanın esas incelemesi Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde tamamladı. Davanın zamanaşımından düşmesine yönelik kararı onayan Daire, gerekçesinde, “765 sayılı TCK’nın (eski) 146. Maddesinin 2. Fıkrasında tarif edilen fiiller dışında suçun işlenmesinden veya işlendiği sırada, yasa dışı yürüyüş ve toplantılara katılıp Türkiye Cumhuriyetinin laiklik ilkesini kaldırmaya yönelik sloganlar atarak anılan maddenin 1. Fıkrasındaki amaç suçun işlenmesini kolaylaştırmak suretiyle fer’an katıldıkları iddia edilen sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu’nun eylemlerini sübutu halinde haklarında 765 sayılı TCK’nın 146/3. maddesinin uygulanması gerekeceği yönündeki kabul ve vasıflandırmada ve buna bağlı olarak da zamanaşımının gerçekleştiği yönündeki kabul de bir isabetsizlik görülmemiştir” denildi. Daire, sanıklar Cafer Erçakmak ile Yılmaz Bağ’ın ölümü nedeniyle, sanıklar Şevket Erdoğan, Hakan Karaca, Necmi Karaömeroğlu, Köksal Koçak ve İhsan Çakmak hakkında ise olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davaların düşürülmesine dair verilen yerel mahkemenin kararını usul ve kanuna uygun görülerek onanmasına hükmetti. Mağdurların vekillerinin temyiz itirazları ise reddedildi.
DAVANIN GEÇMİŞİ-
Sivas katliamı davası, 21 Ekim 1993'te başladı. 125 sanık, Ankara 1 Nolu DGM'de ilk kez hakim karşısına çıktı. Davada ilk karar, 26 Aralık 1994'te geldi. 85 sanık, 2 ila 15 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırıldı, diğer sanıklar ise beraat etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 1997 yılında müdahil avukatlarının temyiz ettiği davayı bozdu. Yeniden yargılama sonucunda 33 sanık hakkında idam cezası verildi. Ancak bu karar, bir yıl sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından yeniden bozuldu. Sanık sayısı da 125'ten 33'e indi. 2000 yılında kararını açıklayan Ankara 1 Nolu DGM, 33 sanık için 'idam' dedi. 9 sanık 7 yıl 6'şar ay, 4 sanık 20'şer yıl, 1 sanık 15 yıl, 1 sanık 5 yıl hapis cezası aldı. 33 sanık hakkında verilen idam kararı ise 2002 yılında müebbet hapis cezasına çevrildi. 2 Temmuz 1993'te yaşanan ve 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili davanın 21 Haziran 2012 yılındaki dosyası ayrılan aralarında Cafer Erçakmak’ın da bulunduğu Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle düşmesi istendi.
İNSANLIK SUÇU ÖLENE KALDI-
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi ise kararında, Erçakmak’ın eski TCK’daki “TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan yargılandığı, insanlığa karşı suçlardan dolayı zamanaşımı işlemeyeceğini öngören yeni TCK’nın 77. maddesinin ise 1 Haziran 2005’te yürürlüğe girdiği kaydedildi.
Anayasaya göre bağlayıcı olan AİHM’nin, AİHS’nin 2. maddesindeki yaşama yönelik kararlarında, “yaşama hakkını ihlal ettiği iddia olunan, işkence ve kötü muamele iddialarıyla suçlanan kamu görevlilerinin af ve zamanaşımından faydalandırılmaması” yönünde kararları bulunduğu belirtilen kararda, “Suç tarihi itibariyle belediye meclisi üyesi olan sanık Cafer Erçakmak’ın kamu görevlisi olduğu, kamu görevlisi olan sanık hakkında olayın asli maddi faili olarak yargılandığı iş bu dava dosyasında zamanaşımı hükümlerinden istifade edemeyeceği düşünülse de nüfus kaydına göre sanığın 10 Temmuz 2011’de öldüğü anlaşılmakla hakkında açılan kamu davalarının düşürülmesine karar verilmiştir” denildi. Mahkeme, sanıklardan Yılmaz Bağ hakkındaki davayı da 25 Aralık 2006’da öldüğü gerekçesiyle düşürdü.
KAMU GÖREVLİSİ DEĞİLLER-
Mahkeme, TCK’nın insanlığa karşı suçları düzenleyen 77. maddesi ile AİHM’nin yaşam hakkı ile ilgili kararını, sanıklar Erdoğan, Koçak, Çakmak, Karaca ve Karaömeroğlu için de tekrar etti. Mahkeme, bu sanıkların kamu görevlisi değil sivil olduğunu, ayrıca olayın asli maddi faili değil, fer’i şerik olarak yargılandıklarını, 15 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin bu sanıklar için 2 Temmuz 2008’de dolduğunu, bu nedenle haklarındaki davaların düşürülmesine karar verdi.
ARANIRKEN EVLENDİ
Davanın yargılaması devam ettiği sırada birçok skandala imza atıldı. Sanıklardan Erçakmak’ın aranırken 27 Temmuz 1999’da Sivas Altınyayla Belediyesi’nde evlendiği, 22 Mayıs 1997’de askere gittiği, çocuğunu nüfusa kaydettirdiği, Emniyet’e başvurarak ehliyet aldığı anlaşıldı. Sanıklardan Yılmaz Bağ’ın ise aranırken Sivas Kangal ilçesinde düğün yaptığı belirlendi. Sivas katliamının acısı henüz tazeyken, Madımak Oteli'nin alt katına bir kebapçı açıldı. Yıllar boyunca bu restorana gelenler, 37 kişinin yanarak can verdiği mekânda kebap yedi. Bu duruma tepki gösterenlerin sesi, 2010 yılına gelindiğinde ancak duyuldu, kebapçı kapatılarak, Madımak Oteli kamulaştırıldı.
Ancak tüm taleplere rağmen müze yerine bilim ve kültür merkezine dönüştürülen Madımak'ta tartışma yaratan bir olay daha yaşandı. 'Anı köşesi' adı verilen panoya katliamda ölenlerin isimlerinin yanı başına, iki saldırganın da adı yazıldı.
Yeşim Eraslan | ANKA