Koç Burcu Erkeğiyle Rüya Gibi Başlayan İlişkim Nasıl Oldu da Tam Bir Felaketle Sonuçlandı?
Evet arkadaşlar, bunca zamandır içimi yakan geçmişteki ilişkimin nasıl bir felaketle sonuçlandığını sizlerle paylaşmak istedim. Neredeyse 12 burç erkeğiyle birlikte oldum fakat yaşadıklarımın en kötüsü buydu sanırım. Hala unutamıyor ve aklımdan çıkaramıyorum. Burada sizlere içimi döküp biraz rahatlamak istedim.
Şimdiden teşekkür ederim...
İlk başta her şey gerçekten bir rüya gibiydi...
Koç burcu olan sevgilimle yaşadıklarımı anlatmaya nasıl başlasam bilemedim. Masalsı başlayan fakat felaketle sonuçlanan bir hikayeydi. Üniversite 3. sınıfta daha gençliğimin baharında bir genç kızken karşıma çıktı. Tam da içim kıpır kıpırdı ve kendimi geliştirmek adına üniversitenin çeşitli etkinliklerinde görev alıyordum. Yeni insanlarla tanışmanın heyecanıyla sürekli muhabbet etmeye çalışıyordum. Açıkcası biraz da kendime bakan ve dikkat çeken bir kızdım. Neyse, bir gün kantinde arkadaşlarla otururken çarprazımda birinin gözlerinin sürekli benim üzerimde olduğunu fark ettim. Bakan kişi de okulun en yakışıklı ve popüler isimlerinden biriydi. Tanımasam da sürekli gördüğüm bir insandı. Okula geldiğim her gün karşılaşıyor, sürekli göz göze geliyorduk.
Kendimi adeta bir masalın içindeymiş gibi hissediyordum.
Zaman geçtikçe bakışlarımız daha da belirgin olmaya başladı. Bu bakışmalarımız tamı tamına 3 ay sürdü. Bir türlü adım atamıyorduk. Sonra bir gün okulun Türk Sanat Müzikisi etkinliğine keyfi bir şekilde katılmıştım. Çok sevdiğimiz ve değer verdiğimiz bir hocamızın öğrencilerine sunduğu çok güzel bir imkandı. Saz çalanından klarnet çalanına kadar şarkı söyleme eşliğinde zaman geçiriyorduk.
Bakışmalar şarkılara, sözlere dönüşmüştü...
İşte o gün okulun bu popüler çocuğu sınıftan içeri girdi ve hocayla bir şeyler konuşmaya başladı. Ben de deli gibi heyecanlanmıştım ve kalbim yerinden çıkacak gibi hissediyordum. Sonra birden ışıklar kapandı, kimse ne olduğunu anlamamıştı. Derken, ışıklar yandı ve bana şarkı söylemeye başlayan biri belirdi. Elim ayağım titriyordu. Sonra herkes alkışlamaya başladı. Ben utancımdan ve sevincimden yerin dibine girmiştim bile. Şarkı söylemesi bittikten sonra bir de dansa kaldırmaz mı… O gayet yaptığı şeyin gururunu ve sevincini yaşarken ben baya yerin dibine girmiştim. Gösterişi seviyordu ve sevdiğini, aşık olduğunu herkese göstermek istemişti. İlk çıkarımım bu şekilde olmuştu. Bundan çok hoşlanmasam da etkilenmiştim açıkcası. Tanışmamız böyle romantik bir şekilde başlamıştı.
Sürekli vakit geçiriyor, hayatlarımızı paylaşıyorduk.
Sonra birbirimizi tanımak için vakit geçirmeye başlamıştık. Beni kendi arkadaş ortamına dahil etmişti. Yaklaşık 10- 12 kişilerdi. Arkadaşları o kadar samimi ve içtendi ki gerçekten çok sevmiştim. Sürekli birlikte bir yerlere gider, eğlenirdik. Arkadaşları beni çok sevdiği için nereye gitseler beni arayıp çağırırlardı. Onlar benden bir üst sınıftı ve yıl sonunda mezuniyetleri vardı. Ben onları geç tanımanın üzüntüsünü yaşarken onlar da mezuniyet kıyafeti derdine kapılmıştı. O yüzden daha fazla vakit geçirmeye çalışıyordum. Derslere girmiyor, arkadaşlarımla bile daha az görüşüyordum.
Tam da her şey yolunda giderken...
Onunla vakit geçirdikçe hem çok mutlu oluyor hem de negatif taraflarını da görüyordum. Özellikle çok fazla kıskançtı ve bunu ne kadar belli etmemeye çalışsa da seziyordum. Bir gün kendi yakın arkadaşımla buluşacağımı duyunca çıldırdığını fark ettim. Elimden telefonu aldı ve şifremi söylememi istedi. Ben de böyle bir şey yaptığı için çılgına dönmüştüm. Söylememekte ısrar ettikçe daha da sinirleniyordu. Sonra birbirimize bağırdıkça işin içinden çıkamadık. O daha da delirince birden sinirden boğazımı sıkıp, telefonumu duvara fırlattı. İkimiz de şok olmuştuk. Birden sessizlik oldu ve öylece birbirimize bakakaldık.
Neyse ki aramızdaki gerginliği bir şekilde düzeltmiştik. (Sözde)
Sonra ne yaptığını anladı ve özürler diledi. Bu arada telefonuma bir şey olmamıştı. Eğilip yerden aldım ve onu dinlemeden çekip gittim. Kendini affettirmek için sürekli evimin önüne geliyor, çiçekler getiriyordu. Tabii ben bunu kendime yediremediğim için konuşmak dahi istemiyordum. Fakat yaptığı şeyin bir hata olduğunu fark ettiğini gördükçe ben de onu affetmeye çalıştım. Zamanla aramızdaki buzlar erimişti. Fakat bunları gözardı etmiştim ama hiçbirini unutmamıştım. İçimi kemiren bir şeyler olmasına rağmen her şey güzelce devam ediyormuş gibi ilerliyordu.
Heyecanımız hala ilk günkü gibi devam ediyordu.
Onun mezuniyeti için takım elbise bakmaya çıkmıştık. İçimde İstanbul’dan ayrılacağını düşünmenin hüznünü yaşıyordum ama yine de yüzüm gülüyordu. Neyse ona yakışan çok güzel bir takım elbise almıştık. Zaten yakışıklı bir erkekti takım elbiseyle daha da bir dikkat çekici olmuştu. Derken mezuniyet gününün haftasında bana bir davetiye verdi. Meğersem benim de mezuniyete katılmam için bilet almış sürpriz yapıp. Çok mutlu olmuştum ama biraz da çekiniyordum tabii. Neyse o kısacık zamanda kendime elbise, çanta, ayakkabı vs. almaya çalıştım. Artık ben de hazırdım. O gün geldi e çattı.
Etrafımızdaki herkes bize hayran hayran bakıyordu.
Sabah heyecanla kalktım ve kuaföre gittim. Kuaför eve çok yakın olduğu için hemen eve geçip, üstümü giyinmiş, süslenmiş bir şekilde bekliyordum. Telefonum çaldı ve bir ses “ Hadi in aşağı ben geldim.” dedi. İndiğimde gözlerimizle içinde olduğumuz durumun mutluluğunu yaşıyorduk. Arabaya bindik ve mezuniyet yerine gidiyorduk. Heyecanlıydık, mutluyduk… Neyse mezuniyet yerine geldik ve hep beraber güle oynaya vakit geçirdik. Tabii bizimki içmekten biraz sarhoş olmuştu. Sahnedeki şarkıcıya yine benim adıma dans müziği çaldırdı ve pistte sadece biz dans ediyorduk. Etrafımızdakiler bize hayran hayran bakıyordu. Bunu hissediyordum.
İşte tam da o an;
Neyse mezuniyet yerinden sonra hepimiz bir gece kulübüne gittik. Daha gece bitmemişti ama deli gibi de yorulmuştuk. Bizimki tuvalete gideceğini söyledi ve yanımdan ayrıldı. Ben de arkadaşlarla eğlenmeme devam ediyordum. Derken ben de tuvalete doğru yol aldım. Tam koridordan dönerken deli gibi öpüşen bir çift gördüm. Meraktan bunlar kim diye bakmaya gitmiştim ki…
Dünyam başıma yıkılmıştı...
O ve en yakın kız arkadaşı birlikte resmen sevişiyordu. Ne yapacağımı bilemedim öylece kalmıştım ve o sırada ikisi de beni görmüştü. Oradan hemen uzaklaşmak için koşuyordum. Fakat deli gibi de ağlıyordum. Çünkü kendimi masalın içinde gibi hissederken yüzüme gerçeklerin vurmasıyla yıkılmıştım. O günden sonra bir daha ikisinin de yüzünü görmedim. Aradan yıllar geçti ve geçenlerde onlardan ilk defa bir haber aldım. Duydum ki, bu olaylardan sonra evlenmişler ve bir de çocukları olmuş. Fakat ikisi de boşanmışlar…
Her ne kadar üzerinden zaman geçse de hala atlatamadığım ve hatırladıkça kötü olduğum bu anımı sizlerle paylaşarak, içimi dökmek istedim...
Teşekkür ederim...
Yorum Yazın
şimdi bunun koc burcuyla ne alakası vardı diyip bunu okuyarak zamanimi neden buna ayirdim diye düşünüyorum
asla yaşanmayan şeylerde bugün, cool story bro
son paragrafa kadar belirgin koç burcu fakat son paragraftaki durumun burçla alakası yok. bu orospu çocukluğu.
"Belirgin" koç burcu... biraz iddalı olmadı mı? sanki burçtan ziyade, farklı bir analiz sunulan kişilik profiili mevcut. Şhahsen ben katılmıyorum koç burcu e... Devamını Gör