İşverenin iş sözleşmesini sendikal nedenle feshetmesi halinde, fesih bildiriminin yapılmasından sonra bir ay içerisinde işe iade davasının açılması gerekmektedir. Bu davayı açmak için iş güvencesine sahip olma şartı aranmamaktadır. Bir başka deyişle İş Kanunu’nun 18 inci maddesinde sayılan 30 işçinin bulunması ve işçinin 6 ay kıdeminin bulunması gibi koşullar burada aranmamaktadır ve belirli/belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalışanların tümü sendikal tazminat talep etme hakkına sahiptir.
İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği tespit edildiği takdirde İş Kanunu’nun 21. maddesine göre işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Bir başka deyişle, işçinin işe başlatılıp başlatılmadığına bakılmaksızın sendikal tazminatı kendisine ödenmek zorundadır. Bununla birlikte on günlük işe iade davası açma süresi içerisinde gerekli başvuruyu yapan işçiye işe başlatılsa da başlatılmasa da en çok dört aya kadar “boşta geçen süre ücreti” ödenir.
Sendikal Tazminat Davasında İspat Yükü Kimdedir?
Sendikal nedenle fesih davasında, feshin sendikal nedenle yapılmadığını ispat yükümlülüğü işverenindir. İşveren başka neden sunar ise feshin işverenin ileri sürdüğü nedenden dolayı yapılmadığını iddia eden işçi feshin sendikal nedene dayandığını ispatla yükümlüdür.
İspat yükünün ölçütleri ile ilgili önemli Yargıtay kararları şöyle:
‘…Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
...Buna göre yukarıda anlatılanlar gözetilerek işyerinde çalışan işçi sayısı, fesih döneminde kaç işçinin işten çıkarıldığı, bunların kaçının sendika üyesi olduğu, sendikadan istifa eden işçilerin çalışmaya devam edip etmedikleri, çıkarılan işçiler yerine yeni işçiler alınıp alınmadığı bunların sendikalı olup olmadığı, aynı dönem sendikanın yetki başvurusunun bulunup bulunmadığı, varsa sonucu araştırılıp, müfettiş raporuna ilişkin tüm evrakların getirtilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır…’ (Yargıtay 9. HD., 2015/11594 E., 2015/19335 K.)
“Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.” (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 2018/14826 E. , 2018/24720 K.)
Not: Yargıtay, sendikal sebebi kanıtlamada Tanık beyanlarını yeterli bir delil olarak görmemektedir. Bunun yanında yazılı deliller aramaktadır.
Yorum Yazın