Sen Ne Kadar Rahatına Düşkün Birisin?
Rahat bir yapın olduğunu düşünüyor musun? Ya da rahatına düşkün olduğunu? Eğer öyleysen, ne kadar rahatsın? Gerçekten rahatlık senin için ne kadar önemli, ya da bu sadece dışarıdan gördüğün bir izlenim mi? Bazen kendimizi çok rahat hissediyoruz gibi görünebiliriz, ama aslında içsel bir huzursuzluk ya da kaygı da taşıyor olabiliriz. Belki de rahatlık, sadece fiziksel bir durum değil, zihinsel ve duygusal bir dengeyle de bağlantılıdır. Kendini gerçekten rahat hissettiğinde, hayatın karmaşasından ve stresinden uzaklaşabilir, ama o gerçek rahatlık anını bulmak bazen zor olabilir.
Hadi teste!
1. Öncelikle cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını seçer misin?
3. Sorumluluk almak konusunda ne düşünüyorsun?
4. Çevrendekilerle çok sık tartışıyor musun?
5. Rahtlığın yüzünden problem yaşıyor musun?
6. Seni en iyi anlatan kelime hangisi?
7. Sevgilin 1 hafta boyunca hiç ''günaydın'' mesajı atmasa ne düşünürsün?
8. Sabah uyandığında nasıl oluyorsun?
9. Buluşmalara genelde geç kalır mısın?
10. En sevdiğin renk hangisi olur?
Sen rahatına aşırı düşkün birisin!
Sen rahatına aşırı düşkünsün. Rahatlık, senin için adeta her şeyden daha önemli. Hangi ortamda olursan ol, senin ilk önceliğin her zaman rahat olmak. Bir durumun, bir yerin ya da bir olayın seni rahatsız etmesi, seni fazlasıyla huzursuz edebilir. Kendini rahat hissetmediğin her an, adeta cehennem gibi gelir sana. Herhangi bir yerde huzursuzsan, o ortamın tüm diğer özellikleri kaybolur; sadece rahatsızlık ve huzursuzluk ön planda olur. Başka insanlar için belki sıradan olan bir şey, senin için büyük bir problem olabilir, çünkü senin için en önemli şey içsel huzur ve konfor. Bu rahatlık arayışın, yaşam tarzının her alanına yansır. Nerede yaşadığın, nasıl bir işte çalıştığın, kimlerle vakit geçirdiğin… Tüm bunlar, senin rahatını sağlayacak şekilde şekillenir. Yaşadığın ortamda fiziksel rahatlık, sıcaklık, ışık, sessizlik gibi faktörler bile senin için çok büyük bir önem taşır. Eğer bu faktörlerden biri eksikse, senin için o ortamda huzur bulmak neredeyse imkansızdır. Mesela, sıcak bir yaz gününde klimasız bir odada oturmak, senin için adeta bir işkenceye dönüşebilir. Ya da gürültülü, kalabalık bir ortamda bulunmak, seni sinir edebilir ve hemen o mekândan çıkma isteği uyandırabilir. Rahat olmadığın her yerde, kendini sanki tuhaf bir şekilde sıkışmış gibi hissedersin.
Sen her durumda rahatına düşkün biri değilsin!
Sen her durumda rahatına düşkün değilsin. Evet, rahatlık senin için önemli ve çoğu zaman ilk tercihin her şeyin huzurlu ve konforlu olmasıdır, ancak bazı zamanlarda rahatlığından ödün verebiliyorsun. Bazen, hayatın getirdiği zorunluluklar ya da öncelikler seni, rahatsız edici ortamlarda ya da koşullarda kalmaya zorlayabilir. Belki bir iş sorumluluğu, bir ailevi yükümlülük ya da arkadaşlarına olan bağlılık seni konfor alanından çıkmaya itebilir. Bu durumlarda, genellikle bir süreliğine de olsa rahatlığını bir kenara bırakıp, o anki duruma odaklanırsın.
Zorunlu durumlarda, bazen konforunu ve huzurunu feda edebilirsin. Örneğin, bir arkadaşının ya da sevdiklerinin zor bir dönemden geçtiğini gördüğünde, onlara yardımcı olmak için kendi rahatını hiçe sayarak onların yanında olursun. Belki bu, senin için biraz yorucu olabilir, belki ortamın gerginliği seni rahatsız eder, ama sevdiğin birine destek olman gerektiğini bildiğinde, rahatlık ikinci planda kalır. Bu tür anlarda, aslında içsel bir huzursuzluk yaşasan da, başkalarına yardım etme ve sorumluluklarını yerine getirme konusunda ödün vermezsin. Bunun dışında, bazen yaşamın senin dışındaki faktörlere odaklanmanı gerektirir. Örneğin, bir iş ya da kariyer hedefin için uzun saatler boyunca çalışman gerekebilir ve bu da senin fiziksel ve zihinsel rahatlığını zorlayabilir. Ama o an için, bu rahatsızlıkları göze alır ve hedeflerine ulaşmak için bir süreliğine konforunu ikinci plana atarsın. Bunu yaparken de, aslında kısa vadede zorlanmak senin için bir gereklilik haline gelir. O anın geçici olduğunu ve sonunda rahatlayabileceğini bilerek, bu tür zorlukları sabırla geçirebilirsin.
Sen hiç rahatına düşkün biri değilsin!
Sen rahatına hiç düşkün değilsin. Rahatlık senin için öncelikli bir faktör değil, hatta genellikle hayatını daha anlamlı kılan şey, zorlayıcı ve meydan okuyucu koşulların içinde yer almak oluyor. Diğer insanlar için rahat bir yaşam alanı yaratmak, konforlu bir ortamda dinlenmek ve huzurlu bir hayat sürmek önemli olabilir, ama senin için bu tür şeyler ikinci planda kalır. Senin için önemli olan şeyler, genellikle kişisel gelişim, zorluklarla başa çıkabilme yeteneği, ve hayatın sunduğu meydan okumalara karşı duyduğun içsel motivasyondur. Bazen, diğer insanların rahatsızlık duyacağı durumlarda bile, sen kendini rahat hissedebilirsin. Hangi koşulda olursan ol, seni rahatlık arayışına iten bir durum olmadan da hayatını sürdürebilirsin. Zorluklar ve sıkıntılar seni korkutmaz; aksine, bunlar seni daha güçlü ve dirençli yapar. Herhangi bir ortamda fiziksel rahatlık bulmasan bile, zihinsel olarak yerinde hissedebilirsin. O yüzden bazen insanlar, senin zorlayıcı durumlarla bu kadar rahat bir şekilde başa çıkabilmeni şaşkınlıkla izlerler. Çünkü sen, zorlukların ortasında bile dışarıdan bakıldığında rahat ve soğukkanlı bir insan gibi görünürsün. Rahatlık, çoğu insanın yaşamında önemli bir hedef olsa da, senin için bu, hayatın anlamını ya da değerini belirleyen bir şey değildir. Birçok insan tatil yapmayı, rahat bir evde dinlenmeyi, konforlu bir ortamda zaman geçirmeyi tercih ederken, senin için bu tür şeyler yalnızca geçici zevkler gibi gelir. Senin hayatındaki gerçek tatmin, genellikle bir şeylere meydan okuma, konfor alanından çıkma ve yeni deneyimlerle sınırlarını keşfetme üzerinden şekillenir. Rahatlık arayışı seni yavaşlatmaz; aksine, seni daha hızlı ilerlemeye ve yeni zorluklara atılmaya teşvik eder.
Yorum Yazın