Sanat Eserlerinde Daha Önce Dikkatinizi Çekmeyen Ama Duyduğunuzda Ağzınızı Açık Bırakacak Gizemli Detaylar
Sanat başlı başına gizemin kaynağı, doğru ama ünlü sanat eserlerinde muhtemelen daha önce dikkatinizi bile çekmemiş büyüleyici detaylar var. Tüm bu gizemleri masaya yatırıp sanata yeniden ve yeniden hayran kalmak istedik!
Domenico Ghirlandaio'nun Madonna with Saint Giovannino tablosuna bir bakalım.
Meryem Ana'nın omzunda ne var? Bu soru sanat tarihçileri arasında hararetli tartışmalara sebep olmuş.
Resme biraz yakından baktığımızda UFO benzeri bir cisim görmek mümkün.
Ayrıca sağ alt kısımda bir adam bu cisme bakıyor. Neler oluyor?!
Michelangelo'nun Adem'in Yaratılışı eserinin sağ tarafı beynin anatomik olarak tutarlı görüntüsünü temsil ediyor.
Eseri inceleyen uzmanlar bu detaylarda beyincik, optik sinirler ve hatta hipofiz bezi gibi bileşenleri gözlemlemiş. Ayrıca dikkatiniz çektiyse, eserdeki 'yeşil bant' beyindeki arterlerle birebir uyuşuyor.
Acaba bunlar nasıl mümkün oldu? 😱
1559'da dönemin Felemenkçe atasözlerini tasvir eden ifadelerden ve bir de köyden meydana gelen Pieter Bruegel'in Felemenk Atasözleri eseri...
Bu eserde tamı tamına 112 tane tanımlanabilir atasözü ve deyim içerdiği tespit edilebildi. Bunlardan bazıları bugün bile halen kullanılan 'akıntıya karşı yüzme' gibi deyimler, halen günceller.
Yakınlaştırıp baktığınızda tüm deyim ve atasözlerini görmek mümkün. Ne ilginç!
Jan van Eyck'ın Arnolfini'nin Evlenmesi tablosu hayli ilginç bir detay barındırıyor.
Hatta bu yapıtta orijinal boyutlarında dikkat çekmiyor olsa dahi Eyck'in otoportresi bile gizli.
Kırmızıyla işaretli noktaya biraz yaklaşınca...
Resmi çizilen çiftin arkasında yer alan aynada yansıyan bir görüntü var ve o yansımada Jan van Eyck de var.
1512’de Piacenza’daki San Sisto kilisesi için Papa Julius II tarafından yaptırılan Raphael’in Sistin Meryemi tablosunda Meryem Ana’nın arkasındaki bulutlara biraz dikkat edelim.
Dikkatsiz gözlerle bakıldığında bulut olarak görünen o figürler aslında melek yüzleri.
Tahmin bile edemiyor insan!
Karl Bryullov'un 1833 yılında ortaya çıkardığı Pompei'nin Son Günü tablosunu belki biliyorsunuzdur.
Biraz yakınlaşalım, özellikle de yüzlere...
Tablodaki yüzlere dikkat kesildiğimizde eserin ressamı Karl Bryullov ve sevdiceği Yuliya Samoylova'yı görüyoruz.
Macar ressam Tivadar Csontváry Kosztka 1902 yılında Yaşlı Balıkçı tablosuna hayat verir.
Sanatçının imzası olarak anılan bu portreye ilk bakışta gerçekten de yaşlı bir adam var ve muhtemelen bu adam balıkçı. Ama...
Fakat işleri biraz değiştirip resmin tam ortasına resmin tam ortasına bir ayna yerleştirdiğinizi farz edin.
Karşınıza iki tasvir çıkacak. İlki, sanatçının evreninde 'tanrıyı' temsil eden figür.
Aynayı resmin öteki yanına yerleştirdiğinizi varsayın, bu sefer de karşınıza şeytan figürü çıkıyor.
İşte, sanat böyle. Gösterdikleri kadar göstermedikleriyle de bizleri düşündüren, gizemli bir şey...
Yorum Yazın
Öyle eserler ki sanatla alakası olmayan insanlarda bile merak uyandırıyor, kendine bağlıyor. Sanatla alakası olmayanı kendine bağlamak da bir sanat galiba.
yaşlı balıkçı tablosu efsaneymiş
Yaşlı balıkçıdan hep korkuyorum