Sadece Kellerin veya Kelleşmeye Başlamış Olanların Anlayabileceği Hüzün Dolu 21 Durum
Kellik erkeklerin korkulu rüyası. Adeta tanrının kullarına ufak çaplı, estetik bir gazabı. Bakalım kellerin ya da kellik yoluna girmiş şanssız erkeklerin içlerinde ne fırtınalar kopuyor.
1. Çekilen fotoğraflara bakarken gözün ilk iş kafanın üstüne doğru kayması.
2. Uzun ya da sık saçlı birisini görünce bünyeyi kaplayan kıskançlık. "Neden ben Allahım, neden ben!" isyanı.
Uzun saçlılardan ziyade kafası orman gibi olanlar. Sık saçlılar. Allahın şanslı kulları sizi!
3. Kapalı mekanlarda bile şapkasını çıkarmayan birini görünce durumu hemen anlamak.
Ve hemen ardından gelen o duygudaşlık. Atılan 'Kınamıyorum da yargılamıyorum da, seni sadece anlıyor ve acını yüreğimin orta yerinde hissediyorum kardeşim' bakışı.
4. Kışın kafanın tepesinin üşüdüğü zamanlarda aniden gelen "Ben bir kelim" hissi.
Hiç beklenmedik bir anda surata çarpan acı gerçekler... Rüzgarlı, lanet bir kış akşamında sokakta yürürken hatırlamaya ihtiyacınız olan son şey.
5. Eski fotoğraflara bakınca bünyeyi kaplayan hüzün. "Gözümde canlanır koskoca mazi..." hissi.
Nerede o saçlı, güzel günler. Neredesin ey gençlik ve sağlam saç kökleri, nerede? Niye böyle çabuk yarı yolda bıraktın eski dostunu...
6. Düzenli aralıklarla saç ektirme konusunu gugıllama, fiyatlarına göz atma.
Akabinde gelen 'çok paraymış' ve 'dalga geçerler' düşünceleri ile vazgeçme.
7. Saç ektirmiş bir tanıdığı görünce hissedilen aldatılmışlık duygusu.
Kulübü terk eden, kalbi kırık keller cemiyetindeki yoldaşlarını yarı yolda bırakan, paraya kıyıp kendini bu lanet durumdan kurtaran birini görünce gelen hafif bir kıskançlık ve öfke karışımı o his.
8. Gazetelerde, dergilerde çıkan "Kelliğe çare bulundu" haberlerini her seferinde büyük bir ümitle tıklamak.
Medyanın kelleri avlamak için düzenli olarak yayınladığı yarı sallama, yarı abartma haberlerden bir diğeri ile karşılaşmak ve arkasından gelen hayal kırıklığı.
9. Tıp bilimine gönül koymak.
'Bir çok ölümcül hastalığın çaresini bulan, pek çoğunun kökünü kazıyıp tarihten silen Tıp istese bi kelliğe mi çare bulamayacak sanki? Mevzuya biraz daha ehemmiyet verebilir, bu elim hadiseyi listelerinin ön sıralarına alabilirler' düşüncesiyle bilime gücenmek.
10. Henüz gerçek bir kel olmadan ama acı son yaklaşırken saça istenen modelin verilememeye başladığı o buruk zamanlar.
Saçlar kafaya yavaştan veda ederken, tam bir kelliğe atılan adımlar esnasında saça model verilememeye başlanan zamanlarda gelen 'kaçınılmaz son yakın' hissi.
11. Berberin artık "Nasıl olsun" sorusunu sormamaya başlaması.
Yanları ve enseyi kısaltmak kafi. Kelleşmenin ilk safhalarında 'Abi senin saçlar da ufaktan gidiyor' diyerek yüreğinizdeki ilk ateşi yakan berberin artık suskunları oynadığı zamanların o kederli zamanların gelmesi.
12. Ara sıra yoklayan "Sıfıra mı vurdursam acaba" düşüncesi.
Cesaret edenler ve müspet netice alanlar da mevcut tabii ki.
13. Kel erkekleri daha seksi bulduğunu söylene ünlü kadınların röportajlarını okurken buruk bir şekilde gülümsemek.
Sonra akla Ahmet Mete Işıkara'yı bile seksi bulanların olduğunun gelmesi ve akabinde gülümsemenin surattan uçup gitmesi.
14. Kel ve yakışıklı ünlü görünce hafif ve geçici bir rahatlama duygusuna kapılmak.
Kel ünlüler var ve milyonlarca hayrana sahipler! Ama bir dakika onlar kel ve 'yakışıklı'. Yani sadece kel olmak bir şey ifade etmiyor. Onlar kel olmalarına 'rağmen' seviliyorlar, kel oldukları için değil.
15. Bazen saçsız olduğunu unutup aynada kendini görünce bir anda kellikle yüzleşmek ve kendine yabancılaşmak.
İnsan hoşuna gitmeyen şeyleri hatırlamamaya, mümkünse unutup kafasında tamamen silmeye meyyal. Aynadaki o derisi görünen kafa senin! Unutmuş olabilirsin ama gerçekler hala orada, aynı şekliyle duruyor.
16. İçinde 'kel' kelimesi geçen atasözlerin ya da deyimler yanında zikredilince gelen hoşnutsuzluk.
'Kelin ilacı olsa kendi kafasına sürer', 'İyilik et kele, övünsün ele', 'Kel ölür, sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur', 'Hem kel hem fodul'... Tamam kastedilen sen değilsin ama insan yine de biraz 'şey' oluyor.
17. Baba kelse aktardığı o gözü çıkmayasıca genler yüzünden içten içe ona kızıyor olmak.
Kelseniz bunun suçlusu çok büyük oranda genetik faktörler. İki taraftan akrabaların da kabahati var ama önce baba! Ah be baba, eserinden mutlu musun?
18. Hele kel kafaya şakasına atılan şaplak, hele "Çat çat çat, kel Behzat" şakaları...
O elini kırarlar bak, benden uyarması!
19. Plajda güneş kremini artık kafanın tepesine de sürmek gerektiğinin fark edildiği o an!
Bundan daha acı bir şey olabilir mi... Hem de o kadar insanın içinde...
20. Keltoş kelimesine karşı aşırı hassasiyet.
Şakasına da olsa 'keltoş' asla yanlarında zikredilmemesi gereken laflar arasında birinci sıradadır.
21. Saç kurutma makinesi, tarak, jöle gibi şeyleri görünce gelen mutsuzluk.
'Efkarım birikti sığmaz içime, bin sitem etsem de azdır kadere'
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
lan ben ki orta okul yıllarında saçına tarak girmeyen adam, benki lisede omuzlarıma kadar olan saçları saklamak için bin bir takla atan adam, ben ki üniversi... Devamını Gör
demek ki evlendin diye oldu bütün bunlar
10. Henüz gerçek bir kel olmadan ama acı son yaklaşırken saça istenen modelin verilememeye başladığı o buruk zamanlar. Esittir ben abi yapmayin boyle haberle... Devamını Gör
Ahmet Mete Işıkara'nın nesi var yahu? Şimdiki cahillik öven profesörlere benzemezdi, gurur duyulası bir bilim insanıydı o. Ayrıca "nerd is the new cool" diye... Devamını Gör