Dolayısı ile emeğin yoğun olarak kullanıldığı birçok sanayide ucuz işgücü maliyetler açısından büyük rekabet avantajı sağlayabiliyordu. E haliyle de milyara dayanan nüfusu ve ucuza çalışmaya alışık halkı ile Çin bu durumu lehine kullanıyordu. Bunun ötesinde muazzam büyüklükte coğrafi bir alana yayılmış olan Çin, her türlü kaynağa da sahipti. Enerji, demir-çelik, krom, bakır, plastik, kimya, tarım… Her şey ülke içerisinde mevcuttu ve buna bağlı olarak üretim için gerekli hammadde ve yarı mamulleri kendi ülkesinden sağlıyordu, yani ithalatı düşüktü. Düşük oranda ithal girdi kullanılarak yapılan ihracat tabii ki cari fazla yaratıyordu.
Bitmedi, devlet kontrolleri nedeni ile inanılmaz regüle edilmiş kurumları vardı, öyle birden bire kim kime dum duma kararlar alınamazdı, ekonomide maç oynanırken aniden kurallar pek değişmezdi. Bitti mi? Hayır! Çinliler inanılmaz büyüklükteki kamu iktisadi devlet teşekküllerini özelleştirdi ve oralardan elde ettikleri müthiş gelirleri üretime ve eğitime harcadılar. Üretim kapasitesi artan ülkeye daha fazla miktarda yabancı yatırım geldi. Üniversiteleri çok hızlı gelişiyor, bilimsel yayın sayıları patladı, çok büyük araştırma ve geliştirme fonları var. Batılı ülkelerde eğitim gören, doktoralarını tamamlamış birçok genç Çinli ülkelerine geri dönüyor.
Şu anda Çin modeli uyarlayacağız diye yola çıkarken hadiseyi 80 ve 90’lı senelerdeki dünya düzeni içerisinde yer alıyormuşuz gibi mi görüyoruz acaba? Çin artık o dönemlerdeki ekonomik davranışları göstermiyor ki biz gösterelim. Şu anda teknoloji transferine dünyada en fazla para harcayan ülkenin Çin olduğunu bilmiyor mu acaba bu modeli icat edenler? Çin ucuz olmaya değil verimliliğe odaklandı. Zamanında maliyet avantajı ve kendi kaynaklarını kullanarak gerçekleştirdiği üretim ve ihracat vasıtası ile yarattığı cari fazla Çin’in finansman problemi de yaşamamasını sağladı. Dünyadaki en büyük bankaların Çin Bankaları olduğunu da unuttuk herhalde. Bu arada Çin modeli diye özel bir şey yok ki adamlar sadece küresel ekonomik dinamikler ve trendler ile sahip oldukları kaynaklar doğrultusunda yapmaları gerekeni yapıyor o kadar.
Farklı koşullara sahip zaman dilimlerinde gerçekleşen şeyleri değişen hiçbir şey yokmuş gibi her zaman dilimine uyarlayamazsınız. Artık dünyada emek yoğun üretim yapılan kaç endüstri kaldı da biz işgücümüzü kur ile ucuzlatıyoruz. Sahi biz üretim için hammadde ve yarı mamulleri ithal etmiyor muyuz? Bunun için çakıl taşı falan mı veriyoruz? Kur arttıkça üretim maliyetimiz artarken hangi enstrüman ile rekabet sağlayacağız? Aklımızda katma değer yaratan sanayi ve hizmetler, marka vb. gibi söylemler var mı? Üniversitelerimiz ve eğitim sistemimizin haline hiç değinmiyorum bile. Çin özelleştirmeler sonrası gelen paralar ile ekonomik olarak uçup giderken bizde özelleşecek ve fon getirecek pek de bir şey kalmamışken, CDS risk primi oranlarımız 500-550 aralığında cirit atıyorken, düşük maliyetli parayı nereden bulacağız?
Çinliler akın akın ülkelerine dönerken, en çok ihtiyaç duyduğumuz katma değer yaratabilecek zeka ve yeteneklere sahip, bir masa bir kasa maliyetli yazılımcıları ülkeden kaçırıp, geçmişi yüzlerce seneye dayanan yabancı otomobil firmaları ile küresel rekabete girme çabası için milyarlarca doları harcamak bu yeni modelin neresinde yer alıyor?
Neyse ben daha fazla kasmadan cevabı sizden alayım. Uyar mı yoksa uymaz mı?
Sağlıkla kalın.
Linkedln
Instagram
Facebook
Yorum Yazın