'Özgürlük Konvoyu' Ayakta, Polisler Müdahale Ediyor... Ortalığın Karıştığı Kanada'da Neler Oluyor?
Kanada'da son birkaç haftadır kamyon şoförlerinin başlattığı, Ambassador Köprüsü'nü tamamen kapatan protestolar dur durak bilmeden devam ediyor.
Koronavirüs önlemleri ve aşı zorunluluğuna karşı olarak başlayan gösterilerin hedefindeki asıl ismin ise Kanada Başbakanı Justin Trudeau olduğu söylenebilir.
Peki protestolar tam olarak nasıl başladı, protestocular ne istiyor gelin bir bakalım...
İlk olarak 2019 yılında çevresel önlem almak üzere yeni karbon vergisi çıkaran Trudeau hükümetine karşı çıkan yüzlerce kamyon şoförü, Batı Kanada'dan Ottawa'ya giden bir konvoy oluşturmuştu.
Göstericiler aynı sene Fransa'da ekonomik adaletsizlikten sokaklara dökülen protestocularla dayanışma için sarı yelekler giymişlerdi.
Bu senenin Ocak ayında başlayan protestoların asıl nedeni ise koronavirüs önlemleri oldu! Kanada hükümetinin son önlemlerine göre, iki doz aşısı olmayan şoförlerin ülkeye tekrar giriş yaptıktan sonraki 14 gün boyunca karantinaya girmesi gerekiyor.
Kanada'nın önlemlerinin ardından 22 Ocak'ta ABD de aynı kararı alarak aşı olmayan şoförleri karantinaya tabii tutacaklarını açıkladı.
Amerika-Kanada arası gidip gelen şoförler bu haber karşısında sinirlenince sokaklara dökülerek bütün koronavirüs önlemlerinin kaldırılmasını istediklerini söyledi ve protestolar başladı.
Ottawa ve Ontario gibi farklı kentlerde toplanan protestocular aynı zamanda Başbakan Trudeau'nun istifa etmesini istediklerini belirttiler.
Olayların ana hattındaki isim ise komplo teorilerine olan inançlarıyla bilinen 'Kanada Birliği' grubunun başkanı James Bauder oldu ve 'özgürlük konvoyu' adı verilen direnişi başlattı.
Çoğunlukla sağ görüşlü katılımcılardan oluşan grubun arasında daha önce Batı Kanada'nın özerkliğini isteyen Maverick Parti üyesi Tamara Lich de bulunuyor.
Peki Başbakan Trudeau protestolar karşısında nasıl tavır aldı?
Öncelikle hiçbir koronavirüs ve aşı önleminin kaldırılmayacağının altını çizen Trudeau göstericilerin komplo teorisyenleri olduklarını ve hemen durmaları gerektiğini söyledi.
Bu açıklamadan dolayı iyice ateşlenen gösterilerin üzerinden üç hafta geçtikten sonra Kanada tarihine geçecek bir olay yaşandı...
İki hafta önce şehre inen 400'den fazla kamyon, Parlamento Binası önüne park etti. Başlangıçta sakin ve müdahalesiz ilerleyen göstericilerin arasında Ulusal Savaş Anıtına idrarını yapanlar, Nazi sembolü svastikalarını çıkaranlar da oldu.
14 Şubat tarihinde ise Trudeau, göstericileri dağıtmak için daha önce hiç yaşanmamış bir hamleyle acil durum önlemi aldı ve polis, şehir merkezini kapatan protestocuları tutuklamaya başladı.
Detaylarından burada bahsettik;
Polis ekipleri kamyonları ceza yazarak başladığı müdahalelerinde karşı çıkanları tutuklayarak kalabalığı dağıtmaya çalışıyor.
Bazı protestocular ise gerekirse bu amaç uğruna canlarını vermeyi göze aldıklarını söyleyerek Başbakan Trudeau'nun bir 'diktatör' olduğunu iddia ediyorlar.
ABD'den siyasi isimler de protestolar hakkında yorum yaptı. Teksas senatörü Ted Cruz göstericileri 'kahraman' ve 'vatansever' olarak nitelendirirken eski ABD başkanı Donald Trump açıklamalarında Trudeau'yu hedef aldı;
'Aşırı solcu Justin Trudeau'nun sert yasaları ve akılalmaz koronavirüs zorunlulukları Kanada'yı mahvetti.'
Bugün ise Trudeau resmi Twitter hesabından bir açıklama paylaştı;
'Yasadışı abluka ve işgaller toplam 3 haftadır işletmeleri tehdit ediyor, çalışanları tehlikeye atıyor ve vatandaşları engelliyor. Bu hafta kamu düzenini sağlamak ve ilerleyen gösteriler karşısında Kanadalıları korumak için hükümetimiz, Acil Durumlar Yasası'nı yürürlüğe koydu.'
'İnsanları güvende tutmak, durumu kontrol altına almak ve belediye, eyalet ve federal yetkililerin ihtiyaç duydukları kaynaklara sahip olduğundan emin olmak için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz, haklarınızın ve özgürlüklerinizin korunduğundan emin olacağız. Bu bizim en büyük önceliğimiz olmaya devam ediyor.'
Diğer yandan tüm bu gösteriler ülkeye ekonomik olarak zarar veriyor. Ticaretin ve özellikle ihracatın önemli noktası olan ABD-Kanada sınırındaki durgunluk günlük yaklaşık 400 milyon dolar kayba sebep oluyor!
Göstericilere karşı polis müdahalesi ve tüm önlemler için günlük 800 bin dolar harcandığı belirtiliyor.
Bazı ABD eyaletlerine de sıçrayan protestoların tutuklama kararıyla birlikte yakın zamanda sona ereceği düşünülüyor.
Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Yorumlarda buluşalım...
Yorum Yazın
komplocular, sağcılar, aşı karşıtılar, nazi sempatizanılar.. haklı olabilecekleri en ufak bir konu yok
koca basbakansin at içeriye hepsini fetocu de bitti gitti bak bakalım bida yapabiliyolarmi
Adamlar can sikintisindan ne yapacaklarini sasiriyor.