onedio
article/comments
article/share
Haberler
Öfke Yemi Çağı

etiket Öfke Yemi Çağı

Oxford Sözlüğü ’nün 2025 için yılın kelimesini “rage bait” seçmesi, aslında uzun süredir hissettiğimiz bir gerçeği ortaya koyuyor. Sosyal medya artık sadece bir paylaşım alanı değil; öfkeyi tetikleyen, dikkatimizi avlayan ve zihnimizi tüketen bir ekosistem.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Rage bait ne demek?

Rage bait ne demek?

“Rage bait”, etkileşimi artırmak için bilinçli olarak kızdıran, inciten ve kışkırtan içerik demek.

Tıpkı 2024’ün kelimesi “brain rot” gibi…

Biri zihni yavaş yavaş uyuşturuyor; diğeri öfkeyi alevlendiriyor. İkisi birlikte kullanıcıyı içine çeken büyük bir döngü yaratıyor:

Öfkeyi tetikle → tartışmayı büyüt → zihni tüket.

Tartışıyorum, öyleyse varım

Benim X’ten (Twitter) ayrılma sebebim de buydu. Bir noktadan sonra zamanımı değil, dikkatimi kaybettiğimi fark ettim. Günün tonu, karşıma çıkan rastgele bir tartışmanın havasına göre değişir olmuştu. Hiç ilgilenmediğim bir konuda kendimi bir anda tartışmanın içinde buluyor; konuya dair fikrim bile olmadığını fark ettiğimde çok geç oluyordu. Sosyal medya, beni ilgilendirmeyen konulara bile öfkelenmem için nedenler yaratıyordu.

O video niye bu kadar etkiliydi?

Twitter ve Instagram’da çok paylaşılan bir video vardı:

Telefon ekranı kullanıcının yüzüne doğru yaklaşırken bir ses şöyle diyordu:

“Burada olmak, aynı anda yüzlerce insanın kafasına sokulmuş bir odada olmak gibi.

Herkes bir şey söylüyor, herkes bağırıyor, herkes senden bir şey istiyor…

Ve sen sadece orada duruyorsun.”

İşte o video, içinde bulunduğumuz dijital çağın röntgeniydi. Sosyal medyada olmak bazen kalabalık bir kavganın ortasında durmak gibi. Kimse seni tanımıyor ama herkes seni bir şeye çekmek istiyor.

Asıl soruların peşinde miyiz?

Asıl soruların peşinde miyiz?

“Rage bait” yılın kelimesi seçilirken, bence hepimizin kendine sorması gereken soru şu:

Biz neyin peşindeyiz?

Öfkenin mi, anlamın mı?

Tetiklenmenin mi, düşünmenin mi?

Ekranların mı, kendi zihnimizin mi?

Belki de artık ihtiyacımız olan şey, kendimize küçük bir alan açmak.

Sessiz.

Temiz.

Kavgadan uzak.

Her tartışmaya koşmak zorunda olmadığımız…

Duygularımızın algoritmalar tarafından sürüklenmediği…

Kendi ritmimizi yeniden bulduğumuz bir alan.

Bütün bu dijital gürültünün içinde, Sait Faik’in şu tespiti her zamankinden daha anlamlı değil mi?

“Tek ihtiyacım olan şey; bir deniz kıyısında sabaha kadar oturup, olan biteni gözden geçirdikten sonra kafasında her şeyi aşmış bir insan olarak kalkıp gitmek.”

Belki de mesele, öfkeyi değil, dinginliği büyütmek.

Instagram

LinkedIn

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam