Görüş Bildir
Haberler
Nostradamus’un 2025 Yılına Dair 11 Kahaneti

etiket Nostradamus’un 2025 Yılına Dair 11 Kahaneti

Zuhal Mansfield
07.11.2024 - 23:45

Antik Roma’da, kahinler kuşların uçuşlarına bakarak gelecek hakkında tahminlerde bulunurmuş. Buna augur (çoğul augures) deniliyormuş. Çağlar boyu her dönemde augures görüldü ve halen de ortalıkta dolaşıyor. En meşhuru ise, 16. Yüzyılda Medici ailesinin de desteğini almış olan Michel de Nostradamus’dir. Her yıl birileri, Nostradamus’un The Prophecies kitabından nazım ifadeleri yorumlayarak popüler olaylar için örtüştürüyor. Öyle ki şimdiye kadar 6500 kehanetin kitapta yer aldığına dair pek çok yorum yapıldı. 

Kehanetlerin bazıları: Fransız Devrimi, her iki dünya savaşı, aya iniş... Her kehanete inanmak için gereken saflık seviyesi değişse de bazıları inkar edilemez bir şekilde ilgi çekicidir. Louis Pasteur'un bilimsel atılımlarını tahmin ettiğine inanılan augur metinleri bulunması gibi. Hatta yorumlayıcılar, Hitler’in yükselişi, 11 Eylül saldırılarına dair de Nostradamus’un kitabında izler buldular. 

Peki, Donald Trump’ın ikinci kere seçilmesine dair kehanetler var mı? Yazının sonunda ona da değineceğim. 

Nostradamus’un 2025 yılı kehanetlerine dair bir tespitler yapmak, onun mistik ve belirsiz dörtlüklerinin modern çağın zorluklarına nasıl uyarlanabileceğini düşünüp zihinde tartmakla başlar. Onun sembolik ve karmaşık üslubuna biraz aşina olmak lazım. 2025 yılı için de onun tarzını koruyarak birtakım temalar üzerine tahminlerde bulunmak ilgi çekici olabilir. Hele bu tahminleri gelenek haline gelmiş olan The Economist dergisinden önce yapmak ayrı bir lüks olacak.

İşte Nostradamus’un 2025 yılına yönelik on kehaneti:

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1. Dijital para ve finansal kaos

1. Dijital para ve finansal kaos

“Altından bankalar soğuk dijital paraya döner,

Borsa çılgınlıkla dolar, güç kaybeder.

Eski kurallar yıkılır, yeni düzen yükselir,

Altın ve gümüş, tarihin tozlu rafında bekler.”

2025’te dünya dijital paraya geçişin tam ortasında olacak. Merkez bankaları kendi dijital paralarını piyasaya sürerken, geleneksel bankacılık sistemi ciddi bir sarsıntı yaşayacak. Bitcoin gibi kripto paralar hâlâ var olacak, ancak merkezi dijital paralar daha çok benimsenmeye başlanacak. Bu süreç finansal kaosa ve piyasalarda büyük dalgalanmalara yol açacak.

Daha somut olaylar, kişiler ve verilerle emarelerini de söyleyelim: Çin, 2020’lerin başında test etmeye başladığı dijital para birimi Yuan’ı 2025’te küresel çapta kullanılmaya başlayacak. Dijital Yuan, geleneksel bankaların dışında merkezi hükümet tarafından doğrudan kontrol ediliyor ve bu durum bankacılık sisteminde büyük sarsıntılara neden olabilir. Ayrıca, Avrupa Birliği ve ABD de şu an yasal yapılanma süreci olan kendi dijital para birimlerini başlatarak kripto paralarla rekabet etmeye çalışacak.

Kripto paraların öncülerinden biri olarak tanınan Elon Musk da, Bitcoin’i Tesla bilançosunda tutan isimlerden biri oldu ve 2025’te dijital para trendlerini yönlendiren figürlerden biri olarak öne çıkacak.

2024 yılı sonunda küresel kripto para pazarının değeri 3 trilyon dolara ulaştı ve bu pazarın dijital paralarla nasıl evrileceği büyük bir merak konusu olmaya devam ediyor. Bu arada IMF, bu yeni dalganın 2025’te geleneksel finans sistemini büyük ölçüde değiştireceğini rapor etti.

2. Yapay zekâ egemenliği

2. Yapay zekâ egemenliği

“Çelik sinirlerle işleyen zihin,

İnsan eliyle yapılanı gölgede bırakır.

Kodlar dünya düzenini değiştirir,

İnsanlar ve makineler arasında ince bir çizgi kalır.”

Yapay zekâ, 2025’te dünyaya tamamen hükmetmeye ve birçok iş kolunu ele geçirmeye devam edecek.  Nostradamus, bu satırlarıyla insanların makineleşmiş bir dünyada yaşamak zorunda kalacağını, yapay zekânın insan becerilerini aştığını öngörüyor. Bu durum, iş gücünde büyük değişikliklere neden olacak ve ekonomik eşitsizlikleri derinleştirecek.

2023 yılında OpenAI, GPT-4’ü piyasaya sürdü ve yapay zekâ uygulamaları büyük bir sıçrama yaptı. 2025’te GPT-5’in piyasaya çıkmasıyla birlikte, yapay zekâ yalnızca iş dünyasında değil, sanat, edebiyat ve hukuk alanında da hakimiyet kazanabilir. Yapay zekâların şirket yönetimlerinde ve finansal analizlerde kullanımı norm haline gelebilir. 

OpenAI CEO’su Sam Altman ve Google CEO’su Sundar Pichai, yapay zekâ alanındaki en etkili isimler olarak tanındı. Google’ın yapay zekâ stratejisi, iş gücünün dönüşümünde başı çekti ve birçok şirket bu sistemleri devreye sokarak insan gücünü azalttı.

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 raporuna göre, dünya genelinde toplam işlerin yüzde 30’u tamamen yapay zekâ tarafından yürütülebilir. Bu, özellikle mavi yakalı işler için bir tehdit oluştururken, beyaz yakalı işlerde ise yeni yetkinlikler kazandırmayı zorunlu hale getirebilir.

3. Göç dalgaları

3. Göç dalgaları

“Göklerden sıcak ve soğuk aynı anda iner,

Toprak çatlar, deniz yükselir.

İnsanlar evlerini terk eder,

Yeni topraklar eski yurt olur.”

İklim değişikliği 2025’te daha ciddi hale gelecek. Deniz seviyelerindeki yükselme ve kuraklık, küresel göç dalgalarına sebep olacak. İklim mültecileri, güvenli bölgelere sığınmaya çalışırken, dünya çapında sınır sorunları ve çatışmalar artacak.

2023 yılında Hindistan ve Bangladeş arasında şiddetlenen deniz seviyesinin yükselmesi sorunu, milyonlarca insanı iç göçe zorladı. 2025’te bu bölge, büyük çaplı iklim göçlerine sahne olurken, Avrupa’da da Akdeniz’den gelen mültecilerle ilgili kriz derinleşiyor. 

Greta Thunberg, 2025’te de iklim değişikliğine karşı mücadelesini sürdürecek. 'İklim için okul grevi' ile medyanın dikkatini çekmeye başlayan 21 yaşındaki Thunberg,  iklim aktivistliği yapmaya devam ediyor. Ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, iklim krizinin neden olduğu küresel göçü önlemek için hükümetlere acil eylem çağrısı yapacak. 

Dünya Bankası’nın 2025 raporuna göre, küresel sıcaklıkların artışı nedeniyle dünya çapında 200 milyondan fazla insanın iklim kaynaklı göç tehdidi altında olduğu belirlendi. Bu durum, özellikle Asya ve Afrika kıtalarında büyük siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklara yol açacak.

4. Biyoteknolojide sıçrama

4. Biyoteknolojide sıçrama

”İnsan dokusu yeniden doğar,

Genler ölümün sınırlarını zorlar.

Kadim hastalıklar iyileşir,

Fakat bir gölge çöker, yapay olanın üstüne.”

2025 yılına geldiğimizde biyoteknoloji ve genetik mühendislik alanında önemli atılımlar gerçekleşecek. Özellikle hastalıkların tedavisinde gen terapisi yaygınlaşacak ve insanların ömrü uzatılabilecek. Ancak bu teknolojilerle ilgili etik sorunlar da ortaya çıkacak: İnsan hayatını ne kadar değiştirebiliriz? Bu sorular büyük tartışmalara yol açacak.

CRISPR-Cas9 teknolojisi, 2025’te birçok genetik hastalığın tedavisinde kullanılmaya başlanacak. İnsanlarda doğuştan gelen genetik bozukluklar bu yöntemle tedavi edilirken, aynı teknoloji yaşlanmayı geciktirmek için de kullanılacak.

2025 yılında biyoteknoloji pazarının değeri 2 trilyon dolara ulaştı. Genetik mühendislik ve kişiselleştirilmiş tıp alanlarında büyük yatırımlar yapıldı, özellikle kanser ve nörolojik hastalıkların tedavisinde gen terapisi devrim niteliğinde ilerlemeler kaydetti.

5. Robotlar savaş alanlarında

5. Robotlar savaş alanlarında

“Demir eller kılıcı bırakmaz,

Yürek yerine motorlar dövüşür.

Kan dökülmezse bile,

Dünya daha karanlık günlere yürür.”

Nostradamus’un savaş kehanetleri 2025’te insansız hava araçları ve otonom robot askerlerle şekillenecek. İnsan gücü giderek savaş alanlarından çekilirken, savaşlar daha uzaktan ve teknolojik araçlarla yürütülecek. Bu, savaşın insansız bir boyuta taşınması anlamına gelse de, sonuçları daha yıkıcı ve kontrol edilemez olabilir.

Ukrayna-Rusya Savaşı’nda ve Filistin - İsrail çatışmalarında yeni savaş teknikleri, teknolojileri kullanılmaya başlandı. Savaş 2025’te yeni acımasız deneyimler sunacak.  2025’te devam eden Ukrayna-Rusya savaşı, tamamen insansız hava araçları ve otonom robot askerlerin kullanıldığı bir teknoloji savaşına dönüşebilir. Bu teknolojiler, özellikle kentsel savaşlarda stratejik avantaj sağlayacak. 

Elon Musk’ın SpaceX ile geliştirdiği uydu sistemleri, bu otonom askeri araçların yönlendirilmesinde kritik rol oynarken, Palantir Technologies de bu savaş teknolojilerinin analizini ve optimizasyonunu sağlayan yapay zekâ yazılımlarını üretiyor. 

2025’te dünya genelinde savunma harcamaları, robotik ve insansız sistemlere yapılan yatırımlarla birlikte 3 trilyon doları aştı. Bu durum, geleneksel asker gücünün yerini hızla teknolojinin aldığı bir geleceği işaret ediyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

6. Dijital izolasyon

6. Dijital izolasyon

“Kablolar dünya çapında birleştirir,

Ama ruhlar birbirinden kopar.

Sanal gerçeklik gerçeğin yerini alır,

İnsan yalnız kalır, kalabalığın

ortasında.”

2025’te sanal gerçeklik ve dijital dünya

o kadar ileri seviyeye gelecek ki insanlar gerçek dünyadan daha çok sanal

dünyada vakit geçirecekler. Bu durum, toplumsal ilişkilerde büyük bir kopuşa ve

izolasyona neden olacak. İnsanlar birbirleriyle fiziksel olarak daha az, sanal

ortamlarda ise daha fazla etkileşimde bulunacaklar.

2024’te Facebook’un (Meta) başını çektiği

Metaverse, sanal gerçeklik dünyasında insanların günlük hayatlarını

sürdürdükleri bir platforma dönüştü. 2025’te bu dünyaya milyonlarca insan

katılacak ve dijital izolasyon tehlikesi daha da artacak.

Mark Zuckerberg, Metaverse devrimine

liderlik ederken, Epic Games CEO’su Tim Sweeney, Unreal Engine ile sanal

dünyaların daha gerçekçi hale gelmesini sağlayarak bu dijital izolasyon

sürecinin öncülerinden biri oldu.

Sosyal medya raporlarına göre, 2025’te

dünya genelinde insanların yüzde 40’ı günlük hayatlarının büyük kısmını sanal

dünyalarda geçirecek. Sosyal izolasyon oranı ise hızla artıyor, özellikle

gençler arasında depresyon ve yalnızlık hissi yaygınlaşacak.

7. Enerji devrimi ve kıtlık

7. Enerji devrimi ve kıtlık

“Yeni bir ışık göklerde parlayacak,

Ama karanlık ondan da hızlı gelecek.

Sonsuz enerji vaat edilirken,

Eski kaynaklar hızla tükenir.”

Nostradamus, 2025 için enerji krizine de işaret ederdi. Lityum, hidrojen ve nükleer füzyon gibi yeni enerji kaynaklarının potansiyeli olsa da, bu kaynaklara erişim sınırlı kalacak. Dünya büyük enerji dönüşümüne hazırlanırken, bu süreçte enerji kıtlığı ve rekabet daha da şiddetlenecek.

2025’te lityum madeni halen en önemli enerji kaynağı olarak kalırken, hidrojen enerjisi üzerindeki çalışmalar da hız kazandı. Ancak bu kaynaklara erişim sınırlı kaldı ve enerji kıtlığı yaşayan bölgelerde elektrik kesintileri ve protestolar patlak verdi.

Bill Gates’in enerji şirketleri, 2025’te yenilenebilir enerjiler üzerine yoğunlaşırken, Elon Musk’ın Tesla ve SpaceX ile geliştirdiği yeni batarya teknolojileri de enerjinin sürdürülebilirliğinde kilit rol oynadı.

2025’te küresel enerji talebinin yüzde 30 artması beklenirken, fosil yakıtların hızla azalması, yenilenebilir enerjiye geçiş hızlanacak. Ancak küresel enerji krizi, birçok ülkenin elektrik kesintileri ve sanayi durgunluklarıyla karşı karşıya kalacak.

8. Uzayda yaşam

8. Uzayda yaşam

“Göğe yükselen gümüş kuleler,

İnsan eliyle dikilir, yıldızlar arasında.

Dünya sıkışır, ama yeni evler bulunur,

Ancak bunlar tüm insanlara açılamaz.”

Uzay keşifleri 2025’te yeni bir boyuta ulaşacak ve Mars gibi gezegenlerde yaşamın temelleri atılmaya başlanacak. Uzayda koloniler kurulacak olsa da, bu imkânlar sadece zengin ve güçlü kesimlerin erişiminde olacak. Dünyadaki sınıf farklılıkları uzaya taşınacak ve uzay yarışında rekabet artacak.

2025 yılında, Elon Musk’ın SpaceX şirketi ve NASA’nın işbirliği ile Mars’ta sürdürülebilir bir koloni kurulmaya başlandı. İlk insanlı görev 2024 yılında başarılı bir şekilde gerçekleşti ve Mars’ta yaşam alanları inşa edilmeye başlandı. Ancak bu koloniler, yalnızca seçkin bilim insanları ve zengin yatırımcılara yönelik olarak planlandığı için büyük bir toplumsal eşitsizlik doğurdu.

Jeff Bezos’un şirketi Blue Origin ise, Ay üzerinde üsler kurmayı ve Dünya’nın uydusunu enerji ve kaynak madenciliği için kullanmayı amaçladı. İki milyarder, uzay kolonizasyonunda rekabet eden iki önemli figür olmaya devam edecek. 

2025 yılına kadar uzay endüstrisinin değeri 1 trilyon dolara ulaştı. Ay ve Mars kolonilerinde inşa edilen yeni teknolojiler sayesinde, insanlık uzay kaynaklarına erişim için büyük bir yarış içine girecek. Uzay turizmi de bu süreçte hızla büyüyen bir sektör haline gelecek.

9. Küresel sağlık krizleri

9. Küresel sağlık krizleri

“Yeryüzüne yayılan görünmez düşman,

Yüreklerde korku ve acı bırakır.

Kadim hastalık geri döner,

Yenisi ise kapıları zorlar.”

2025, yeni pandemilerin ve küresel sağlık krizlerinin yılı olabilir. Nostradamus, insanlığın sürekli olarak sağlık tehditleriyle yüzleşeceğini öngörmüştü. 2025’te de yeni bir virüs veya mutasyonlar ortaya çıkabilir, dünyanın bu tür salgınlara verdiği tepki daha etkili olsa da, hazırlıksız yakalanma riski devam edecek.

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2025 raporuna göre, dünya genelinde sağlık krizleri nedeniyle ekonomik kayıplar 3 trilyon doları aştı. Yeni salgınlar, özellikle gelişmekte olan ülkelerde sağlık sistemlerinin çökmesine ve büyük can kayıplarına neden olabilir.

10.Büyük sosyal hareketler

10.Büyük sosyal hareketler

“Kalabalıklar toplanır, sesler yükselir,

Toprağın altında öfke kaynar.

Eski liderler düşer, yeni dünya şekillenir,

Ama her şey aynı kalmaz.”

Nostradamus’un 2025 kehanetleri, sosyal ve politik devrimlerin hız kazanacağını öngörür. İnsanlar, daha adil bir düzen talebiyle sokaklara dökülecek, yeni liderler ortaya çıkacak ve eski yönetim sistemleri sorgulanacak. Bu süreç dünya genelinde otoriter yönetimlerle halk arasındaki mücadeleye sahne olacak.

2025’te ekonomik eşitsizlik ve siyasi baskılar birçok ülkede kitlesel sosyal hareketlere yol açtı. Orta Doğu’da İran ve Lübnan gibi ülkelerde ekonomik zorluklar halkı sokaklara dökerken, Latin Amerika’da Brezilya ve Şili’de sosyal adalet talebiyle protestolar düzenlendi. Bu hareketler, otoriter rejimlerin baskısıyla çatışmalara dönüştü.

ABD’de sosyal adalet savunucusu olarak bilinen Alexandria Ocasio-Cortez, 2025’teki bu küresel sosyal hareketlerde etkili bir figür haline gelebilir. Naomi Klein ise küresel kapitalizmi eleştiren ve halk hareketlerine destek veren yazılarıyla sosyal adalet savunucularının sesini yükseltmeye devam ediyor.

Dünya Bankası’nın 2025 verilerine göre, küresel gelir eşitsizliği 2020’den bu yana yüzde 15 oranında artmış durumda. Zengin ve yoksul arasındaki uçurumun büyümesi, özellikle gelişmekte olan ülkelerde sosyal ve siyasi istikrarsızlıklara yol açtı.

Nostradamus’un karanlık ve belirsiz dili, 2025 yılı için bile modern dünyanın büyük zorluklarına işaret edebilirdi. İklim krizi, yapay zekâ, dijital dünya, uzay keşfi ve küresel sağlık tehditleri, onun kehanetlerinin temel taşlarını oluştururdu. 2025’in dünyası, onun ünlü dörtlüklerinde karşımıza çıkan karmaşık ve çözülmesi zor bir yer olmaya devam edecek.

Not: 

Kehanetlerin başına Donald Trump’ın ikinci kere seçilmesine dair olanını koymak isterdim. Bu konuda da kehanetler bulunabilir. Nostradamus’un “büyük lider,” “kutuplaşma,” “büyük krizler” gibi temaları içeren dörtlükleri, Trump’ın ilk başkanlık dönemindeki etkisi ve dünya çapında tartışmalarla ilişkilendiriliyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Bazı yorumcular, Nostradamus’un 2020’lerde ABD’de büyük kargaşa ve belirsizlikten bahsetmesini, Trump’ın başkanlığa geri dönüş olasılığı ile bağdaştırmaya çalışıyor.

Bazı yorumcular, Nostradamus’un 2020’lerde ABD’de büyük kargaşa ve belirsizlikten bahsetmesini, Trump’ın başkanlığa geri dönüş olasılığı ile bağdaştırmaya çalışıyor.

Özellikle, “kralın dönüşü,” “büyük değişiklikler” ve “bölünmüş toplum” gibi semboller, çeşitli yorumlarda Trump’ın geri dönüşü olarak yorumlanabilir. Bu da Nostradamus’un 2025 yılına yönelik 11.kehaneti olsun. 

Bu tür yorumların temelinde, Nostradamus’un metinlerindeki belirsizliğin modern olaylara göre yeniden şekillendirilmesi yatıyor. Takdir edersiniz ki Nostradamus’un doğrudan Donald Trump ya da onun başkanlığa geleceğine dair net bir kehaneti yok. Fakat metinleri, yorumcular tarafından güncel olaylarla ilişkilendirilmeye açıktır. Her zaman yeni kehanetler yazılacaktır. 

Muhtemel ki yazıdan sonra, Nostradamus’a atfettiğim dörtlüklerin kaynakları sorgulanacaktır. Yazının Nostradamus’un kehanetlerine esas alınan dörtlüklerin özgün kaynaklarına dair doğrudan bir bilgi bulunmuyor. Yani bunları, onun üslubundan esinlenilerek uydurduğumu itiraf ediyorum. 

Bütün Nostradamus’un kehanetleri temel olarak 1555’te yayımladığı Les Prophéties adlı eserine dayanır. Bu kitap, yüzyıllara göre düzenlenmiş ve her biri dört dizeden oluşan yüzlerce “dörtlük” (kuatrain) içerir. Ancak, bu dörtlükler oldukça muğlak ve yoruma açık bir dilde yazıldığından, belirli olaylarla ilişkilendirilmeleri genellikle metinleri inceleyen yorumcuların perspektifine bağlıdır.

Linkedln

Facebook

X

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
1
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam