Neyse, Sonra Okursunuz: Günümüzün En Yaygın Problemlerinden Olan 'Erteleme' Hastalığı
Çoğumuz yapmamız gereken, yapmak istediğimiz şeyleri belirsiz tarihlere erteliyor, biriktiriyoruz sevgili dostlar. Aslında çok da haksız sayılmayız çünkü hayatlarımızda yapılması gereken çok fazla şey var. Fakat erteleme huyumuz bu işlerle daha kolay başa çıkmak şöyle dursun, yapabileceğimiz şeyleri de yapamamamıza sebep olduğu için aslında bizler için o kadar da sağlıklı değil...
Yapılan çalışmalar, öğrencilerin %75-95'inin erteleme hastalığına sahip olduğunu gösteriyor.
Üç gün sonra sınavınız vardı ve saat başı çalışmaya başlayacaktınız... Hatırladınız mı o günü?
Bunları yapmak size kendinizi iyi mi hissettirdi?
Elbette hayır. Yapmanız gereken bir iş olduğu gerçeği sizi içten içe rahatsız eder ve motivasyonunuz olmadığı için kendinizi kötü hissedersiniz. Hatta kimi zaman düşünceleriniz öyle boyutlara ulaşır ki, 'benden bir şey olmayacak' noktasına gelebilirsiniz.
Peki nasıl kurtuluruz bu alışkanlıktan?
Bu alışkanlıktan kurtulmanın yolu çok düşünmeden hareket etmekten ve davranışlarımızı otomatik hâle getirmekten geçiyor sevgili dostlar. Örneğin masanızda duran ve işe yaramayan bir kağıdı gördüğünüzde 'kaç gündür orada duruyor, şurayı temizleyeyim' demek yerine kağıdı hemen alın ve çöpe atın. Beyninizi düşünmeden, otomatik davranmaya ayarlamalısınız.
Eğer kendinizi bu davranışa alıştırmazsanız, olay yıllar geçtikçe daha kötü bir hâl alabilir.
En ufak bir işte bile ânında harekete geçmez ve zihinsel efor sarf ederseniz, durum daha sonra depresyona yol açabilir. Bu yeni sistemi oturtmak için küçük işlerle başlamak en iyisi. İlgilenmeniz gereken küçük şeylerle hemen ilgilenin ve gününüzü planlamak yerine doğal hareket edin.
Hızlı ve radikal kararlar almak en önemlisi.
Bir işi yaptığınızda onun mükemmel olmasına takılmayın, sadece yapın. Banyoda bir haftadır duran boş şampuanı direkt alın ve çöpe atın; iki haftadır ertelediğiniz faturayı şimdi ödeyin. Bu işler için zaman belirlemenize gerek yok. Ortalıkta dolaşırken otomatik olarak yapın.
Yapılacak işlerin o anda sizin için ne kadar önemli olduğuna odaklanmayın; şüphesiz bir zaman gelecek ve önemli olacaklar...
Misafir odanızın ampulü mü patladı? Belki o odayı çok sık kullanmıyorsunuz ancak problemin farkındasınız. Evden çıkın, ampul alın ve eve geldiğinizde eskisini hemen değiştirin. Kötü bir hafızaya sahipseniz not alın ve cebinize koyun. Zamanla her şeyin daha kolay hâle geldiğini göreceksiniz.
Güne nasıl başladığınız da oldukça önemli...
Sabahlarınızı mutlaka bir düzene sokun. Güne başlarken ilk işiniz yatakta Facebook'a, Twitter'a, Instagram'e bakmak olmasın. Güne zinde başlamak için kalkın, duşunuzu alın, dişlerinizi fırçalayın, giyinin, kahvaltı yapın ve işinize koyulun. Ya da sabahları size kendinizi zinde hissettiren ritüeliniz neyse onu yapın...
Bu küçük alışkanlıklarla beyninize doğal, içgüdüsel hareket etmeyi öğreteceksiniz.
Ve bunu yapmak hayatınızı hiç olmadığı kadar kolaylaştıracak. Konu yalnızca mutlu olmak da değil; bu alışkanlıklar sayesinde motivasyonunuz devamlı yüksek olacak. Yaşamınızı kontrol edebildiğinizi görecek ve kendinizi güçlü hissedeceksiniz. Bunları yapmak kesinlikle sıkıcı, monoton bir yaşam sürmek anlamına gelmiyor. İyi bir disipline sahip olduktan sonra kendinize daha çok vakit ayırabilecek, spontane kararlar alabileceksiniz...
Yorum Yazın
sonra okuruz bir ara bu yazıyı da...
Üşenmeden okudum dicektim ama okumadım ve okumucamda ben direk hiç yapmıyorum heralde.
ben sürekli erteleyerek onedio da takılıyorum amk