Nasıl Bir 2025 Hayal Ediyorsun?
Geçen gün bizim aile efradına sordum bu soruyu. 88 yaşındaki cin gibi Teyzem, “hayal kuracak hal mi kaldı insanda. Baksana dünyanın haline. Sağlık mı barış mı refah mı? Hangi bir dileği dileyelim kızım?” dedi. Haksız da değildi tabii. Kötü, karanlık bir dönemden geçiyoruz, toplumca, ülkece, dünyaca… Elbette bu böyle gitmeyecek ve dünya iyileşecek. Biz bireysel ve/veya kitlesel dileklerimizi dilemeye, isteklerimizi hayal etmeye devam edeceğiz. Tek kural var: İnanmak!
Zira muhtemelen sadece bizim türümüze bahşedilmiş olan hayal etme yetisinin sınırı yok… Bitmedi! Bir gücümüz daha var, hayal ettiğimizi gerçek kılmak! Bu öyle büyülü falan bir şey de değil, basbayağı bilimsel bir güç olduğu ispatlandı. İnsan önce hayal ediyor, sonra yaratıyor. Ama ar-ge ve deneylerle, ama DÜŞÜNCE-İNANÇ gücüyle… Bir şekilde yaratıyor… Bana göre tanrısallığımız da buradan geliyor.
İşte tam bu nedenle yine yeniden yeni bir yıla girerken bu seneyi, hatta peşi sıra gelecek seneleri nasıl hayal ettiğimiz, Noel Baba’dan ya da evrenden ne istediğimiz, ne kadar kalpten istediğimiz hayli önem arz ediyor 😊
İmkânsız, sadece bizim imkânsız olduğunu düşündüğümüz şeydir!
Siz şu anda hangi rezonans alanını oluşturuyorsunuz?
2024’ün açık ara en çok satın alınan/dinlenen kitaplarından biri Rezonans Kanunu oldu. Türkiye’de tam 750.000 satmış! Aslında, Pierre Franckh’ın ilk baskısı 2006 yılında Almanya’da yapılan bu kitabı bizde de 2010 yılından beri piyasada. Ancak liste başına ancak bu yıl çıkabildi. Kanımca bunun da nedeni, toplum olarak kafayı sıyırmamıza ramak kalmış ve artık bir şeyleri değiştirme zamanımızın gelmiş olmasından olabilir. Olumlu, kaliteli ve güzel şeylere ihtiyacımız had safhada.
Neyse lafı dallandırmayayım. Kitap, kişisel gelişim kategorisindeki eserler arasında paylaştığı bilimsel veriler ve örneklerle bir devrim yarattı diyebiliriz. Franckh eserinde; duygularımızla desteklenmiş ve kaydedilmiş inançlarımızın muazzam bir rezonans alanı oluşturduğunu ve bu rezonans alanındaki titreşimlerle uyum içinde olan dünya üzerindeki her şeyin, bu titreşime ayak uydurmak durumunda kaldığını söylüyor. Ve soruyor: “Sen şu anda hangi rezonans alanını oluşturuyorsun?”
Rezonans = Eko, yankı, titreşim
Kalbimizle dünyayı (ve hayatımızı) değiştirebiliriz!
İnanç gerçekten de dağları yerinden oynatır mı?
İşte burada devreye “bir şeyi kalpten istemek, inanarak istemek” giriyor. Franckh’a göre:
“İsteğimizin gerçekleşeceğine gerçekten inanmadan imgeleme yaparsak ya da bir şeylerin hayalini kurarsak, sadece beynimiz elektromanyetik dalgalar yayarken, duygularımızın gerçek merkezi olan kalbimiz beş bin kat daha büyük bir kuvvetle, genellikle tereddüt ve korku olan asıl inancımızı dünyaya yayar. Bunun sonucu apaçık ortadadır; hayatımızda sadece kalbimizin derinliklerinde gerçekleşeceğine inandığımız şey gerçekleşecektir. İnançlarımızı duygularımızla desteklediğimiz zaman yaydığımız enerji çok daha büyük olur. Ama eğer üzgün, depresif ya da bitkinsek, istediğimiz şeyi dileyebiliriz, bu durumda kalbimizden yaydığımız hüzünlü duygular, mantığımızdan gelen isteklerden her zaman daha güçlü olacaktır.”
Değişim ve yaratım için tek ihtiyacımız güçlü bir İNANÇ. Çünkü yazarın da dediği gibi: “İnandığımız her şey gerçekleşecektir, çünkü bu inanç kalbimizden yayılan ölçülebilir en büyük enerjiye sahiptir.”
Kalbin, gücünün özeti
Şimdi yeni yıl dileklerinizi yeniden hayal edin!
Bu bir yeni yıl yazısı olduğundan en başa dönelim. Adettendir, yeni bir yıla girerken hepimiz hem kendimiz için hem birlikte yaşadığımız diğer canlılar (şahsen bu sene en çok paticanlar için dua ettim) ve tabii dünyanın selameti için dileklerde bulunur, yeni kararlar alır ve bir şekilde değişim / dönüşüm, sağlık, refah, huzur arzularız. Bu yazdıklarım ışığında belki siz de bir şeyleri kolaylıkla değiştirme gücünüzü hatırlar ve 2025’de bazı emellerinize ulaşabilirsiniz, neden olmasın? Bunu becerebilen milyonlarca insan var. Dünyanın iyileşmesi biraz zaman alacak elbette ama sizin yaşamınız neden iyileşmesin? Sadece isteklerinize odaklanırken şu önemli noktaları hatırlayın lütfen:
· Ne dilersen dile, bunu mantık seviyesinden kalp seviyesine taşı.
· İsteklerimizin gerçekleşebilmesi için, bunun mümkün olduğuna kesinlikle inanmalıyız.
· İsteklerimizin gerçekleşebilmesi için önce kendimizi mutlu bir ruh haline sokmalıyız.
· İçindeki yaratıcılığı hatırla ve onu bilinçli olarak kendi iyiliğin için ve diğer insanların iyiliği için kullan!
Herkese, iyilikle, güzellikle dolu, ışıl ışıl bir 2025 dilerim
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!