Muhalefetin 'Boykot' Çağrısı Karşılık Buldu: Tunus'ta Seçime Katılım Yüzde 8,8'de Kaldı!

Tunus'ta cumartesi günü gerçekleştirilen parlamento seçimlerine katılım yüzde 10'un altında kaldı. Muhalefetin çağrısı ile alınan boykot kararının ardıdan Cumhurbaşkanı Kays Said’in görevini terk etmesi talep edildi. 

BBC Türkçe'nin aktardığı bilgiye göre, Ulusal Kurtuluş Cephesi başkanı Nejib Chebbi seçimi bir “fiyasko” olarak değerlendirdi ve erken cumhurbaşkanlığı seçimi için büyük protesto çağrısında bulundu. Seçim pek çok muhalefet partisi tarafından boykot edildi.

Muhalafet partileri Said’in 2011’deki ayaklanmadan bu yana elde edilen demokratik gelişimleri tersine döndürdüğünü iddia ediyor. Said ise hakkındaki bu suçlamayı reddediyor. Temmuz 2021’de başbakanı görevden alıp, parlamentoyu da askıya alan Said, bundan bir yıl sonra ise cumhurbaşkanına tam yürütme kontrolü ve ordunun en yüksek komutasını veren yeni anayasayı onayladı.

Söz konusu yeni anayasa, Arap Baharı’nın ardından Zeynel Abidin Bin Ali'nin devrilişiyle birlikte hazırlanan anayasanın yerini aldı.

Said destekçileri de yolsuzluk ve ülkenin kalkınmasını engelleyen diğer önemli meselelerle mücadele etmek için güçlü bir lidere ihtiyaç duyulduğunu savunuyor. Tunus Yüksek Seçim Kurulu, Cumartesi gecesi yaptığı açıklamada seçimde katılım oranının yüzde 8,8’de kaldığını açıkladı. Ülkede kayıtlı yaklaşık 9 milyon seçmen bulunuyor.

Kurulun açıklamasından kısa bir süre sonra konuşan Chebbi, “Bugün yaşanan şey bir depremdir. Şu andan itibaren Said’i meşruiyetini yitirmiş bir cumhurbaşkanı olarak görüyoruz ve bu fiyaskodan sonra istifasını talep ediyoruz” dedi.

AFP’ye konuşan Chebbi, Said’in görevini acilen bırakması gerektiğini ve yönetim tarzının halkın büyük çoğunluğu tarafından reddedildiğini savundu. Çok sayıda siyasi partiden oluşan bir koalisyon olan Ulusal Kurtuluş Cephesi kitlesel mitingler ve oturma eylemleri çağrısında bulundu. Cumhurbaşkanı Said, konuya ilişkin henüz bir açıklama yapmadı.

Ülkede 11 yıl önce gerçekleşen ayaklanma, Arap Baharı’nın tek başarısı olarak görülüyor. Ancak bu başarı, ne ekonomik ne de siyasi olarak istikrara yol açmadı.