Bu deneyim sen üstesinden gelebileceğin için senin başına geldi.
Aslında çok zor ya da imkânsız görünen, kolay ve imkân dahilinde…
Sen pin koduna odaklan yeter…
Pin kodun ise kısmen rahat, azimli ve çözümcü olmak…
Altın kural ise inanmak…
Pırlanta kural ise hak ettiğine inanmak…
Yaşadığın sorun her ne ise mutlak kaderin haricindekileri sen seçtin…
“Bu zor deneyimi ben neden seçeyim ki?”
Dediğini duyar gibiyim ama üzgünüm, bu böyle…
Zor deneyimleri ve imkansızlıkları biz ruhumuzla ve bilinçaltı kayıtlarımızla seçiyoruz.
Bazen zor deneyimleri ruhumuzla erdem toplamak için seçip geldik…
Bazı deneyimlerimizi de ne yazık ki hizmet etmeyen ve bizi aşağıya çeken bilinçaltı kayıtlarımızla seçtik…
Suya düştüysen, yüzeceksin ve çaren yok…
Bilmiyorsan sadece paniklemeyip, vazgeçmeyeceksin o kadar…
Panik ve bırakmaktır seni suyun dibine alan…
Sen rahat olup mücadele ettiğinde yüzdürüleceksin, yüzeceksin …
Kaldıramayacağın yükü seçmezdin ve sana yüklenmezdi zaten.
Umut her an var…
Umutsuzluk kaygının, ruhsal hastalıkların ve depresyonun ana sebebidir.
Umudunun uğruna bırakman gerekenden vazgeçersen umudundan daha büyürsün…
O zaman orkestra şefi sen olursun,
Zaten de öyle yaratıldık…
Bu hayata Yaradan bizi tüm seçimlerimizi seçip göndermiş olamazdı…
Ne için burada, bu bedende, bu ahir ömrümüzü yaşıyoruz?
Seçim için…
Hayat seçimden ibaret…
Ve her 10 saniyede birseçim yapıyoruz.
Aslına bakarsan seçip, yaşıyoruz…
Her an senin için sonsuz olasılıklar var ve sen sadece birine odaklısın…
Tüm sefaletin, kıtlığın, yokluğun, başarısızlığın, mutsuzluğun ve bağımlılıkların tek sebebi umutsuzluk…
Umutsuzluk cesaretsizliği getirir de ondan çakılıp kalırsın.
Yaşadığın sorun her neyse nei bitmedi ki?
Yorum Yazın