'Otpor' Yazmış, Mehmet Ali Alabora Oynamış!
Gezi Parkı gösterilerini 'Otpor' adlı Sırp gençlik hareketinin organize ettiği iddiasıyla bir soruşturma açıldığı ortaya çıktı. Emniyet'ten gönderilen yazıda; Otpor lideri İvan Maroviç'in tiyatrocu Mehmet Ali Alabora ve ekibiyle Kahire'de görüştüğü, görüşmeden sonra Türkiye'ye dönen grubun 'Mi Minör' adlı oyunun provalarına başladığı ve böylece Gezi Parkı eylemini başlattıkları ileri sürüldü İşadamı Osman Kavala'nın Alabora ve ekibini finanse ve organize ettiği iddia edildi.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Gezi Parkı eylemlerinin devam ettiği 15 Haziran 2013’te İstanbul Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü’ne gönderdiği yazıda; “özellikle Facebook ve Twitter’daki provokatif paylaşımların yapılan protestoları amacından saptırarak halk ve devletin karşı karşı gelmesinin amaçladığı, ülkede bir çatışma ve kaos varmış imajı oluşturularak, kamu düzeninin bozulmaya çalışıldığı, olayın sosyal medyada yayılış biçimi, olayın başlatılmasında ve yayılmasında rol oynayan aktörler, seçilen sloganlar ve imgelerin uluslararası aktörlerden destek alan şahıslarca organize şekilde yürütüldüğü” savunuldu. KOM Dairesi’nin yazısında şu “bulgulara” yer verildi:
ODTÜ EYLEMİNİ DE OTPOR YAPMIŞ!
Gezi Parkı eylemlerinde ‘Occupy/İşgal’ hareketi olarak bilinen ve teorisyenliğini Gene Sharp’in yaptığı ‘sivil başkaldırı’ yönteminin kullanıldığı, uygulayıcısının ise Otpor/Canvas (Direniş) adı verilen grup olduğu, Sırp asıllı İvan Maroviç tarafından kurulan ‘Otpor’ isimli örgütün Gürcistan ve Arap dünyasında yaşanan ve sosyal medyanın etkin şekilde kullanıldığı ayaklanma ve devrimlerde etkin olduğu,
Grubun Türkiye ’de ilk olarak Aralık 2012’de kurdukları ‘OccupyTurkey’ facebook sayfası üzerinden ODTÜ’de başlayan ve günlerce süren öğrenci eylemlerine yön verdiği ve bu olayı halk hareketine dönüştürmeye çalıştığı,
Grubun Gezi eylemlerinde ‘OccuypTurkey’ facebook sayfası ve Twitter’da ‘DirenGeziParkı’ hashtag’i ile sosyal medya üzerinden eylemlere yön verdikleri, ilk günlerde polisle tartışan şahısların üzerinde ‘OccupyTurkey’ yazısının yer aldığı,
Ülkemizde Otpor/Canvas denetiminde gerçekleştirilemeye çalışılan halk hareketinin aktörlerinin muhalif kimliklerle tanınan sanatçılar, reklamcılar, ajans sahipleri, sosyal medya ve bilişim uzmanları olduğu, bu şahısların Otpor lideri İvan Maroviç tarafından eğitildiği, olaylar öncesinde çeşitli oyun, etkinlik ve eylemlerde prova edildiği,
2012 arasında Mısır’ın başkenti Kahire’de, Gezi Parkı eyleminde ön planda bulunan Mehmet Ali Alabora, eşi Ayşe Pınar Alabora, Defne Anter, yazar Handan Meltem Arıkan, reklamcı Melin Osasogie Edomwonyi ile görüştüğü, adı geçenlerin ülkemize geldikten sonra, 30 Temmuz 2012’de ‘Mi Minör’ isimli tiyatro oyununun provalarına başladıkları, oyunda temsili ülkenin başkanına karşı ayaklanmanın teşvik edildiği, bu süreçte şahısların TV programlarında “Twitter’da devrim olasılığı var”, “140 karakterlerle ülkeler devriliyor” şeklinde ifadelerde bulundukları,
Melin Osasogie Edomwonyi’nin Twitter üzerinde açılan ve 500 binin üzerinde tweet alan ‘occupygezi’ isimli hashtag açtığı,
Gezi Parkı eyleminin başlamasından sonra şahısların ‘Mi Minör’ün “iki saatlik iktidar oyunu” altbaşlıklı twitter sayfasına “direngezipark oyundu, gerçek oldu”, “Ben bu sahnelere gördüm Mi Minör oyununuz gerçek oldu, güzel günler yakındır, direnişe devam!” şeklinde yorum yaptıkları,
Adı spekülasyonlarla anılan George Soros isimli şahıs tarafından kurulan Açık Toplum Enstitüsü Danışma Kurulu üyesi olan Mehmet Osman Kavala’nın organizatör ve finansör olduğu ve adı geçen şahısları yönlendirdiği belirtilmiş, şahısların Mısır’da olduğu sırada Kavala’nın da 11-14 Temmuz 2012 tarihi arasında yurtdışında olduğu tespit edilmiştir.
TELEFON KAYITLARI İSTENDİ
KOM Dairesi’nin talimatı üzerinde dönemin İstanbul Organize Suçlarla Şube Müdürü Nazmi Ardıç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazdığı yazıda, “örgütsel faaliyetleri ve irtibatlarının ortaya çıkartılabilmesi, yapılanmanın tüm yönlerinin deşifre edilebilmesi için” Mehmet Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Defne Anter, Handan Meltem Arıkan ve Melin Osasogie Edomwonyi’ye ait cep telefonlarının 1 Ocak 2012’den itibaren bütün arayan-aranan, abone bilgisi ve baz istasyonu kayıtlarının teminini istedi.
Savcı Muammer Akkaş da “suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe olduğundan” aynı kişiler hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, örgüt faaliyeti kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı silahlı isyana teşvik, halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla 20 Haziran 2013’te İstanbul 1 No’lu Hakimliği’ne başvurarak, dökümleri istedi.
Çarşı Grubu’na ‘darbe’ iddiasıyla açılan ait dava dosyasının ek klasörlerine giren bu iki yazışmanın akıbeti, dökümlerin alınıp alınmadığı ve soruşturma sonucunda ne işlem yapıldığı bilinmiyor. Savcı Akkaş ve Emniyet Müdürü Nazmi Ardıç, 17-25 Aralık’taki yolsuzluk soruşturmasını yürütenler içinde yer aldıkları için görevlerinden alınmıştı.
KAVALA: PARANOYANIN BOYUTU HAKKINDA ÇARPICI BİR BİLGİ
Osman Kavala, böyle bir işlemden haberdar olmadığını ve ifadeye çağrılmadığını belirterek, “Bu dönemde Emniyet’te bazı kişilerde ortaya çıkan paranoyanın boyutları hakkında çarpıcı bir bilgidir bu. Aynı zamanda son derece ürkütücüdür. Düzgün istihbarat yapması beklenen kurumun tamamen hayal mahsulü ilişkilerle iştigal ettiğini ve yargıyı meşgul ettiğini görüyoruz” dedi.
İsmail Saymaz | Radikal